Özgürlük İçin Gökyüzünü Satın Almanıza Gerek Yok
Başkan olduktan sonra korumalarımla bir yürüyüşe çıktık. Yürüyüşten sonra bir restorantta öğlen yemeği yemeye gittik. Restorantın ortasında bir masaya oturup yemek siparişlerimizi verdik. Yemeklerimizi beklerken yan masamızda tek başına oturan bir adam gördüm. Adamın yemeği masasına ulaşınca, korumalarımdan birinden gidip adamı bizim masamıza davet etmesini istedim. Adam yemek tabağını alıp yanımıza geldi Benim yanıma oturdu. Sessizce yemeğini yerken ne yüzüme bakıyor Ne sohbetimize katılıyor Ne de göz kontağı kuruyordu. Adamın elleri sürekli titriyordu. Yemeğini bitirince adam sessizce kalktı Bana bakmadan hoş çakalın der gibi elini salladı. Ben adamın elini sıktım ve adam masadan uzaklaştı. Adam gidince güvenlik görevlilerimden bir tanesi şöyle dedi: Efendim o adam çok hasta olmalı. Yemeğini yerken eli sürekli titriyordu. Hayır hiçte öyle değil! Adamın elleri o sebepten dolayı titremiyordu dedim ve sonra da ekledim: Adam ben hapisteyken benim gardiyanlarımdan bir tanesiydi.