Bilgi Damlacığı Sitesi

Merhaba Her bayramda bir şeyler yazmayı gelenek haline getirmiş idim Bu bayramda içimden bir şeyler yazmak gelmedi Bilim insanları “Mutluluk ve Mutsuzluk” bulaşık hastalık gibidir diyorlar İnanın haklılar Bunu şimdi kendimde de görüyorum Bayrama mı giriyorum Hiçbir öyle bir his uyanmadı içinden Sıradan bir gün gibi uyandım Geçen bayramdan bu yana bir bakıyorum 1 yıl içerisinde; - Babam, Abim, Dayım, Yengem, Kuzenim, Arkadaşlarım, Komşularımın bazılar vefat ettiler (Bunların birisi hariç hiç biri Korona dan vefat etmediler) O zaman niye hayatımda görmediğimden fazla vefat haberi ile karşılaştım Düşünüyorum da Acaba sabah akşam pandemi den dolayı TV’ler, Gazeteler ve insanlar birbirleri ile konuşmalarında hep ölüm haberleri İnsanların hastaneler ulaşmasını engelledi Veya İnsanlar hastaneye gidersek, hastanede bulaşabilir diye korkularından Normal kontrollerini ertelediler Bu nedenlerden dolayı normal ölümler arttı Tekrar soruyorum kendime insan bilinçaltına girip, senin de sıran g...

Eskiden Hikaye anlatıcılar kırmızı gül hikayesiniz farklı iki şekilde anlatırlarmış Bende bu iki hikayeyi derledim Birincisi kısa olduğu için ve bir nasihat olduğundan onu öne aldım Tarık Başçıl  _ 13 Mayıs 2021 Zamanında bir ülke varmış Bu ülkede hiç ama hiç kırmızı gül yokmuş Bütün güller beyaz renkteymiş. Bir de birbirini çok seven bir kız ve bir delikanlı varmış bu ülkede. Birbirlerine çok yakışıyorlarmış. Kız çok güzel, delikanlı ise çok yakışıklıymış. Delikanlı bu kız için her şeyi yaparmış. Kıza evlenme teklif etmiş. Kızsa bir şartla demiş. Bana kırmızı renkte bir gül getirirsen seninle evlenirim. Delikanlı çok üzülmüş çünkü hiç kırmızı gül yokmuş. Beyaz güllerle dolu bir bahçeye gitmiş aramış ama yok. Sonra oradaki bir bülbüle derdini yanmış. Bülbül dinlemiş genci. Ve Bülbül dile gelmiş Üzülme delikanlı Yarın buraya aynı saatte gel Kırmızı bir gül göreceksin Onu al kıza götür Evlenin mutlu olun Sen onu çok seviyorsun mutluluk hakkın demiş. Çocuk biraz şaşkın ayrılmış ordan....

Su, Ateş ve Ahlak Dostluk Kurmuşlar; dolaşırlarken birbirlerini merak etmeye başlamışlar. Suya sormuşlar "Kaybolursan seni nasıl bulacağız?" Yanıt; "Nerede bir şırıltı duyarsanız ben oradayım." Ateşe sormuşlar "Seni yitirirsek ne yapalım?" Yatın; "Bir duman gördüğünüz yerde ben varım." Sıra ahlaka gelince Yanıttı şu olmuş; "Beni kaybederseniz, Bir daha kesinlikle bulamazsınız!"

Çember çevrilir, Su musluktan içilir Ağaçlara tırmanılırdı Bebekler bezden Silahlar tahtadan Resimler kömür karaşından yapılırdı Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin İsimleri konulur Saatli maarif okunurdu Komşuda pişen Bize de pişer Bizde pişen komşuya düşerdi Geceler ayaz Sokaklar karanlık Yıldızlar parlak olurdu Turşu, salça, mantı Evde yapılır Karpuz kuyuda soğutulurdu Erik ağacının çiçeği Pencere camımız yaslanır Güz yaprakları bahçemize düşerdi Kardan adam yapılır Evlerde soba yakılır Kış gecelerinde masal anlatılırdı Merdiven çıkılır Aidat ödenmez Yönetici seçilmezdi Evler badanalı Sokaklar lambasız Mahalleler bekçili olurdu Ajans radyodan dinlenir Çizgili roman okunur Defterlere kenar süsü yapılırdı Hayat Arkası yarın gibiydi Kesintisizdi Her gün yaşanacak bir şey vardı Herkes kendi düşünü kurar Kendi hayatını oynardı Şimdi Hayat tek perdelik bir oyun Stand-up bir yalnızlık gibi Şimdi Herkes Yorgun Ve Tek başına

Erkek bir bilim adamının yaptığı araştırma... Kadınların hayatının 4 ana döneme ayrıldığını ortaya koymuş: 1. Her şeye ağzı açık ayran budalası olarak baktıkları Söylenen her  güzel lafa kolay kandıkları  17 - 25 yaş arasındaki KAZ Dönemi. 2. Güzelliklerinin farkına vardıkları O yüzden hep kapris üstüne kapris yaptıkları  25 - 40 yaş arasındaki NAZ Dönemi. 3. Hayati (erkekleri) tanıyıp gözlerinin açıldığı  40 - 55 yaş arasındaki KURNAZ Doöemi. 4. Mihrabın yıkıldığı, her şeyin bittiği  55 yaş sonrası ENKAZ Dönemi. Benzer araştırmayı bir bilim kadını da yapmış... O da erkeklerin hayatının 4 ana doneme ayrıldığını görmüş: 1. 17- 25 yaş arası: KAZ Dönemi. 2. 25 - 40 yaş arası: KAZ Dönemi. 3. 40 - 60 yaş arası: KAZ Dönemi. 4. 60 yaş sonrası: ENKAZ Dönemi.