Kayıtlar

Nazım Hikmet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fosfolu Cevriye _ Nazım Hikmet _ Suat Derviş (3 nün Nasıl Yolları Kesişti?)

Resim
Fosforlu Cevriye, Suat Derviş'in 1944-1945' de tefrika edilen İlk defa 1968 yılında yayımlanan romanıdır. 1930'larda İstanbul’un Galata semtinde yaşayan sokak kızı Cevriye'nin polisten kaçan bir adama aşkını konu alır. Her gün bir veya birkaç adamla birlikte olur, hayatını kazanmaktadır. Yine böyle bir gün birlikte olduğu adam tarafından çok kötü dövülerek gecenin bir yarısında sokağa atılır. Baygın bir vaziyette kaldırımda yatarken bir adam bunu fark eder ve yardımcı olmak için kaldırmaya çalışır.  Cevriye baygındır, her yeri yara bere içindedir, adam Cevriyeyi kucağına alır evine götürür.  Adamın evi tek oda, bir mutfak ve banyolu ufak bir bekar evidir. Odanın bir köşesinde tek kişilik bir yatak, pencere kenarında küçük bir çalışma masası ve sandalye, masanın üzerinde kitaplar, kalemler bir de daktilo ve kağıtlar bulunmaktadır.  Adam kendi yatağına Cevriye’yi yatırır kendisi de masada uyuklar. Sabah olur adam kalkar bir çorba yapar eczaneden ilaçla merhem alır...

Orhan Kemal'dan Nazım Hikmet’e Bir Şiir _ 26 Eylül 1943

Resim
Not:  Şuanda o ceza evi Bursa Adalet Sarayı olarak faaliyetine devam etmektedir

Nazım Hikmet ve Karl Detroit’in Hikayesi

Resim
1827’de Almanya da Ludwig Karl Friedrich Detroit adında bir çocuk dünyaya gelir. Babası müzik öğretmenidir.  Aile içi bir anlaşmazlık sonucu, herkesin pek şairane bir isimle, Karl Detroit olarak andığı çocuk bir Fransız yetimhanesinde bırakılır.  Ve bağımsız tabiatı yüzünden olsa gerek, kendine meslek olarak denizciliği seçer. Ya da kim bilir, başka planları vardır… Çocuk, gemilerde miço olarak çalışma belgesini eline alır almaz Hamburg Limanından kalkan bir gemiye atlayarak İstanbul’a doğru yola koyulur.  Henüz 12 yaşındadır. Çalıştığı gemi İstanbul’a vardığında, Karl Detroit’in büyük planı yürürlüğe girer. Boğaza atlayıp yüzmeye başlar. Ama akıntı onu kıyıya değil, Kız Kulesi yönüne sürükler. Ve onu kurtaran bekçiye bir daha gemiye dönmek istemediğini söyler. Anlaşılan bu olay, Almanya ve Osmanlı arasında küçük de olsa bir diplomatik soruna yol açar. Meseleyi çözmek Sadrazam Ali Paşa’ya düşer.  Onun himayesine giren Karl Detroit önce Mehmet Ali adın...

Sende, Ben, İmkansızlığı Seviyorum, Fakat Asla, Ümitsizliği Değil. - Nazım Hikmet

Resim
Sende Ben  İmkansızlığı Seviyorum Fakat Asla Ümitsizliği Değil.  Nazım Hikmet

Sevgi, Bir lokma iki mutlu insan demek - Nazım Hikmet

Resim

Ve tıpkı o eski, acıklı hikayelerdeki yalınayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek

Resim

Özleyeceksin, Kızıyordu, Kıskanıyordu, Küsüyordu, Çok soru soryordu; Ama beni seviyordu diyeceksin. - Nazım Hikmet Ran

Resim
Özleyeceksin,  Kızıyordu,  Kıskanıyordu,  Küsüyordu,  Çok soru soryordu; Ama beni seviyordu diyeceksin. Nazım Hikmet Ran