Kayıtlar

200530 etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İlk Türk Kadın Otomobil Yarışçısı Samiye Burhan Morkaya’nın Mücadele Kokan Yaşam Öyküsü (1897 Silivrikapı, İstanbul - 2 Haziran 1972)

Resim
Kemençe öğretmeni bir müzisyen olan Sâmiye Burhan Morkaya, Türkiye’nin ilk kadın otomobil yarışçısı ve ralli şampiyonu, üstelik kupasını mahkeme kararıyla alan ilk kadın sporcumuzdur. 20. Yüzyılın başlarında zamana ve erkeklere meydan okuyarak otomobil yarışlarına katılıp birinci olan ve bu birincilik için mücadele eden, Bu yürekli kadın sürücünün yaşam öyküsünü İşte tam da bu yıllarda otomobil kullanmaya meraklanan Sâmiye Cahid Hanım, o günlerin deyişiyle şehadet nâmesini yani ehliyetini aldıktan sonra, devrin meşhur gazeteci ve romancısı olan eşi Burhan Cahid Bey’in satın aldığı otomobil ile İstanbul sokaklarında boy göstermeye başlar. 1897 yılında İstanbul’un Silivrikapı semtinde dünyaya gelen Sâmiye Cahid Morkaya, Yedi Emirler Dergâhının son şeyhi İbrahim Şuâeddin Efendi’nin en küçük kızıdır. Bir din adamının kızı olmasına rağmen gayet modern yetiştirilip Yedikule Alman Mektebinden mezun olur. Uzun bir süre Tanburî Cemil Bey’den kemence dersleri alır ve 1920’den itibar...

Prof Dr. Mehmet Öz'ün Babası Prof. Dr. Mustafa Öz ün Kendisini Anlatan Yazısı

Resim
O kerpiç evden üç profesör bir de doçent çıktı. Bozkır’da kerpiç bir evde başladı yaşamım Babamın Kuran-ı Kerim’inde tüm ailemizin doğumları işaretlidir. Benimki orada 1341 yılının 12. Ayı diye gösterilir. Doğduğumda dışarıda kar yağıyormuş. Soğuk, yokluğun kol gezdiği zor bir yaşamın başlangıcı diyebilirim. Pek çok köyde olduğu gibi iki odalı kerpiç bir ev. Hani bir odasına kışlık erzakların konduğu, diğer odasında da soba yakılan, gaz lambasıyla aydınlanan, hem oturulan, hem misafir ağırlanan, hem de akşam yatakların serilip, dip dibe yatıldığı evlerden biri. Gaz lambasından tutun da evin toprak damındaki yuvak taşına kadar her şey beynimde kazılı. Medeniyet denilen şeyin hiç olmaması da. Kuyu suyu, anamın kardeşlerimden birini sırtına sarıp, diğerinin elinden tutup hiç durmaksızın çalışması, hiçbir zaman üzerimize uymayan, rahat giyemediğimiz kıyafet ve ayakkabı. Her türünü öğrendiğimiz bitler. Evimizde dünya kadar yufka ekmeği olduğu halde çarşı ekmeğini...