Bilgi Damlacığı Sitesi

Güney Kore polisi, 33 yıl içinde 1 milyon 800 bin günlük mesai harcayarak 21 binden fazla kişiyi sorguladığı soruşturma sonunda ülkenin en büyük seri cinayetlerinin zanlısına ulaştı. Ancak zaman aşımı nedeniyle, baldızına tecavüz edip öldürmekten hapiste olan Lee Chun-jae adlı 56 yaşındaki zanlı hakkında dava açılamayacak. 1986'yla 1991 yılları arasında başkent Hwaseong bölgesinde yaşları 13 ile 71 arasında değişen 10 kız çocuğu ve kadın, tecavüz edildikten sonra öldürülmüştü. Cesetler elleri ve ayakları bağlı olarak bağlı olarak bulunmuştu. Kurbanların kendi çoraplarıyla boğulduğu cinayetler, ülkede pek çok film ve diziye konu olmuştu. Polis, en az üç kadından alınan örneklerin zanlının DNA'sıyla eşleştiğini açıkladı. Lee Chun-jae cinayetlerle ilgisi olmadığını savundu. Gyeonggi Nambu Polis Müdürü ban Gi-soo AFP ajansına "Kurbanların aileleri ve tüm Kore halkına, cinayetleri bu kadar zaman içinde çözemediğimiz için çok üzgün olduğumuzu bildirmek is...

Bugün Yaklaşık 10 saatlik bir film önereceğim Birbirinin devamı olan 3 tane film Her zaman okuduğum kitabın filmini seyir etmeden önceki düşüncem güzel bir kitabın Güzel bir filmden karşılaştırılamayacak kadar daha iyi olduğuna inancımdır Hatta buna defalarca izlediğim filmlerde tanık oldum Yalnız çok çok az film vardır ki Gerçekten de "Kitap Gibi" diyebildim İşte Bu Film,   O Film   Kısa Tanıtım Video İçin Bunu Tıklayınız Savaşın İyisi Barışın Kötüsü Yoktur Barışta Evlatlar Babalarını Savaşta Babalar Evlatlarını Toprağa Verirler Birisi Barışı Başlatmalı Tıpkı Savaşı Başlattığı Gibi Tarık Başçıl _ 28 Haziran 2020 Film Konusu; Uzun Okumak İstemeyenler için; Tek kelime ile Savaşın ne kadar kötü olduğunu İnsanların hayatta kalmak için Ne kadar içgüdüsel mücadele verdiğini Anlatan Müthiş Siyah Beyaz Film Japon yazar Junpei Gomikawa nın 6 ciltlik Otobiyografik romanından uyarlan  2 kitap 1 film olacak şekilde çekilen destanısı bir film Zaman bulabilirseniz seyredilmesi gere...

Türkçe Fragmanı Film Özeti:  Adaletin üstünlüğünü ve aynı zamanda Amerikada olan hukuksuzluğu ve adaletsizliği anlatan gerçek bir yaşam öyküsü Genç avukat Bryan Stevenson, adaletin yerini bulması için büyük bir mücadeleye girişir. Harvard'dan mezun olduktan sonra Bryan'ın para kazandıran işlerde yer alması beklenir. Ancak o, Alabama'da haksız yere mahkum edilen bir adamın peşinden gider. Yerel avukat Eva Ansley'in de yardımıyla, 1987 yılında ölüme mahkum edilen bir adamın suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışacaklardır. Walter McMillan, 18 yaşındaki genç bir kızın ölümünden sorumlu tutuluyordur. Ancak onun sorumlu tutulması için hiçbir kanıt bulunmamasına rağmen McMillan ölüme mahkum edilmiştir. Bryan, Walter'ın suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışırken, ilerleyen zamanlarda aslında ırkçılığa karşı savaş vermeye başladığını anlayacaktır.

Film Konusu; Malavi'de yaşayan ve  14 yaşındaki bir öğrenci olan  William Kamkwamba Bisikletin lambasını yakan dinamo görünce ve bununla ilgili Okulun kütüphanesinde (buna kütüphane ne kadar denirse) Buradan yararlanması yasak olduğu halde kitapları araştırmaya başlaması ve köyünü kıtlıktan kurtarmak için bir rüzgar türbini yapılmasına yardım eder. Gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır Malavi'de önce şiddetli yağmurdan sonra gelen kıtlığın anlatıldığı gerçek hikaye. Tüm zorluklara rağmen okumak isteyen ve fiziğe ihtiyaç duyan bir çocuğun hikayesi Kendi Yorumum; Türkiye Cumhuriyetinin ülkedeki tüm okumak isteyen çocuklara ve gençlere üniversite dahil ücretsiz eğitim vermesinin ne kadar büyük imkan olduğunu his ettiren film Tarık Başçıl

Film Konusu:   Yaşadığı boğucu ve varlıklı Westport kasabasında kendini hapsolmuş hisseden Anders Hill (Ben Mendelsohn), hayata olan arzusunu geri kazanmak için finans alanındaki işinden istifa eder ve eşini (Edie Falco) terk eder. Kısa sürede, yaptığı seçimlerin şaşırtıcı gerçekliğiyle karşı karşıya kalır Günlerini boş raflarını dolduracak şeyler aramakla, yabancılarla birlikte olmakla ve son derece kaybolmuş hissederek geçirir. Eski eşini özleyen ve 27 yaşındaki oğlu (Thomas Mann) ile arası açık olan Anders, uyuşturucu bağımlısı bir genç (Charlie Tahan) ile arkadaşlık kurar ve onun pişman olacağı bir yola girmesine sebep olur. Utanç verici davranışları onu, bir baba ve en nihayetinde bir insan olarak kim olduğunu sorgulamaya iter.

Film Konusu;   Gerçek yaşanmış olaydan esinlenerek çekilmiş film 1933'larda Cezayir de Fransız askerlerinin yerli Tuareg insanlarıyla olan çatışmayla başa çıkmaya çalıştıkları Fransız kolonilerinin çöl kesimlerinde gerçekleşen bir Fransız aşk dramı. Bir maceraperest ve bayan pilot rekoru olan  Jessie 'Chubbie' Miller Küçük askeri üssün ortasına iniyor ve komutasından yakınlarda bir felaket yaşatan sevgilisi ve uçuş ortağı Bill Lancaster'ı bulmasına yardım etmesini istiyor. Aynı zamanda, Teğmen Antoine Chauvet, yerlilerin isyanıyla ilgili talihsizlikler yüzünden Tuareg’e barışçıl yaklaşımını suçlayan komutan ile ciddi şekilde çelişkili olduğunu tespit ediyor. Eskort komutanı tarafından reddedilse bile, De Beaumont ne olursa olsun Bill'i bulmaya kararlı ve Chauvet pilottan hoşlanmamasına rağmen kendisine katılmaya karar veriyor. Zorluklar arasında, keskin dünya görüşü tartışmaları ve ikisi arasında birçok UST ortaya çıkıyor. Filmin Afrika o...

Lucky Çölde bir kasabada kendi halinde yaşayan bir adamadır. Sabahları güne yoga ve kahvaltıyla başlayan, ilerleyen yaşına rağmen ne sağlık ne de genel olarak hayata dair herhangi bir sorunla karşılaşmayan Lucky  Bir ateisttir. Yalnız olduğu yaşamında Bir gün düşer Bu “talihli günlerinin” de sona erebileceği aklına takılır Lucky’nin “aydınlanma” yolculuğu başlar. Filmi izledikten sonra araştırdım Harry Dean Stanton’ın vefat ettiğini Yaşına rağmen müthiş bir oyunculuk sergilemiş gerçekten. Paris, Texas’tan Inland Empire’a 200’e yakın filmde rol alan Harry Dean Stanton’ın başrolü üstlendiği bu bağımsız Amerikan filminin kahramanı çölde bir kasabada yaşayan Lucky. Dünya prömiyerini South by Southwest Film Festivali’nde yapan Lucky, David Lynch’in de dahil olduğu güçlü oyuncu kadrosu ile dikkat çekiyor.

Fransız ressam Paul Gauguin’in yaşamını konu alıyor. Gauguin Paris'te karısı ve çocuklarını yüzüstü bırakıp bir macera uğruna Tahiti'ye gidiyor ve oradaki fakir yaşamı ve aşkı. Tahiti ünlü ressam burada iklimin muhteşem görüntüsüne kapılmış, bu muhteşemliği eserlerine konu edinmiştir. Ancak ellili yaşlarına gelen Gauguin Tahiti’de Tehura ile tanışınca bu yere temelli olarak taşınmış, ilişkisi kurduğu Tehura’yı ünlü tablolarının öznesi haline getirmiştir. Bu filmde özellikle sanatçının tutkularına yanıt vermeyen karısını terk etmek zorunda kalıyor. Böyle bir ustanın son yıllarında yaşadığı acılara odaklanmak adına bakış açıları sunuyor. Filmde tempo düşük ama manzaralar çok çok güzel Gauguin'nin derbeder hali sıkıcı g Genel olarak Biyografi filmi sevenlerin ilgisini çekebilir.

Özet ve Detaylar   Bu film; Knight Ridder gazetecilerinden Jonathan landay Warren Strobel Joe Galloway John Walcott’ un George Bush’un 2003 yılında Irak’ı istila etme planını haberleştiren bir grup gazeteci, başkanın Saddam Hüseyin hakkında söylediklerinden şüphe duyar. Bush’un Beyaz Saray’ını sorgulayan Knight Ridder gazetecileri, 2003 Irak Savaşı’nın içyüzünü gören tek insanlardır. Gerçek hikâyeden alınmış. Abd deki tüm basın Başkan Bush un yanında yer almasına rağmen Bu cesur gazeteciler karşı çıktılar Yıllar sonra New York Times okuyucularından özür diledi Knight Ridder gibi araştırmayıp, yalan haber yaptıklarından dolayı

Bu film kelimelerle nasıl anlatılır bilmiyorum İmdb puanı çok düşük Bana göre film çok daha iyi bir puanı hak ediyor Filmin son 25 dakikasından sonra olayların gün yüzüne çıkıyor Konusu anlaşılana kadar seyretmekten sıkıla bilenecek film Son 25 dakikadan sonrada konusunu anlamaktan mutlu ve hüznü bir arada yaşayacağınız bir film Savaşın insanlar üzerindeki etkisini ve savaş insan psikolojisini değiştirdiğini tüm gerçekliği ile anlatan dram ağırlıklı bir film Dramatize bir finalle bitiyor Abd, Irak ve Afganistan giden askerlerin 200 bin gazi asker orada yaşadıklarından dolayı bunalım ve psikolojik travma yüzünden sokaklarda yatıyorlar Bunlardan 20 tanesi her gün intihara kalkışıyor Yönetmen: Dito Montiel Senaryo: Adam Simon Yapımcı: Jon Burton,  Dawn Krantz

Edward Snowden ülkesini çok seven ve ülkesine hizmet etmek isteyen genç biridir Askerdeyken iki bacağı sakatlanır ve terhis edilir Daha sonra CIA’e başvurur ve elemeleri üstün başarı ile geçer Göreve başlayan Snowden CIA’in insanları gizlice izlediği birimde çalışmaktadır Bu birimde çalışmayı içine sindiremeyen Edward bu olayı tüm halka açıklamaya çalışır ve yapılanma hakkında yaptığı asrın ifşasını konu alıyor Film, Luke Harding'in The Snowden Files: The Inside Story of the World's Most Wanted Man ve Anatoly Kucherena'nın Time of the Octopus kitaplarına dayanarak çekildi. Filmin çekilme sürecinde yönetmen Oliver Stone, Edward Snowden'ı Moskova'da birkaç kez ziyaret ederek yaşadıklarıyla ilgili birinci ağızdan bilgi alma fırsatı buldu.

Youtube yüklenmiş direk buradan izlenebilir  Komplo teorilerini sevenler için Gerçek tarihi olaylardan esinlenilmiş Gerçekten de çok güzel hazırlanmış ve çok güzel kurgulanmış film. Tamamen soğuk savaş yıllarında Amerika ile Rusya arasındaki zorlu mücadeleyi anlatıyor.   Soğuk savaş dönemi tüm dünyayı etkileyen bir dönemdi. Bu dönemde silah baronları servetlerine servet katarak en karlı çıkanlar oldu. Zira sürekli bir savaş başlayacak korkusu ülkeleri silahlanmaya itmiş ve bunun sonucunda kayıt dışı milyonlarca silah çeşitli örgütlerin eline geçmiştir. Bunlardan en tehlikelisi ise bir nükleer füzedir. Rus ve Abd li dev şirketler ortak çalışma yaparak bu füzelerin izini sürmeye başlarlar. Bir nükleer felaketin çıkması an meselesidir ve zamana karşı yarış başlar. 1963 lü yılların ilk defa bir filmde bu kadar detaylı anlatılması filmin beraberinde başarıyı da yakalamasına sebep olmuştur. John F. Kennedy’nin Öldürülmesini bile buna bağlıyor ...