İstanbul Tarihinin En Kanlı Olayı _ Nika Ayaklanması

Geçen paylaşımda; 
"Theodora _ Genelevdeki İmparatoriçe" içinde Nika Ayaklanması geçiyor idi. 
Onun hakkında bir derleme yapmaya çalıştım

Tarık Başçıl

MS 527’de Roma İmparatoru Jüstin, Hipodrom'a topladığı halka seslenir; 
“Sizlerin de kararı sonucunda yeğenim ve evlatlığım Jüstinianus’u eş imparator ilan ediyorum”. 

Böylece Flavius Petrus Sabbatius İustinianus’un taht yolcuğu başlar...
Kısa süre sonra Jüstinianus, 45 yaşında iken Ayasofya’da gerçekleştirilen törenle birlikte İmparatorluk alameti olan erguvan moru pelerini omzuna takar. 

Tabi ki kendinden daha ünlü eşi Theodora'da da hem taç, hem de mor pelerin ile tarihteki yerlerini tasdikler o gün...

Geçmişteki hareketli yaşamı bilinen Theodora'nın zekası ve başarılarından çok mazisi ile onu yerden yere vuran Prokopius
O'nun için şu satırları not düşer; 
“Roma, tarihi boyunca fahişelik yapan çok İmparatoriçe görmüştür 
ama 
İmparatoriçe olan fahişeyi ilk kez görüyor.

Peki bu Jüstinianus'u etkiler mi? 
Tabi ki hayır...
Çünkü O, İmparatoriçe'sine deliler gibi aşıktır...

Konstantinopolis'te doğu ve batıya doğru kazanılan savaşlar, halkın düşündüğü gibi bir türlü durulmamıştı, sırada İtalya ve Sicilya’ya seferleri olduğu hakkında konuşuluyordu! 

Oysa Romalılar artık savaş istemiyorlardı. 

Üstelik, Perslerin ve göçmen kavimlerin baskısıyla askeri harcamalar artınca; 
Hasat şenliklerinde bedava şarap dağıtılmadığı gibi

Her yıl Hz İsa’nın doğum gününde verilen sikkeler de dağıtılmamıştı. 

Fırıncılar sokağı da, Praetor tarafından konulan ek vergiyi anlamlandırmaya çalışıyordu.
Tüm bu hoşnutsuzluklar bir araya gelince sokaklar karıştı, muhafızlar müdahale etti…

Vali, 7 kişiyi tutuklamış ve idam ettirmişti. 
Ancak bunlardan 2’sinin ipleri kopmuş ve çevredekilerin de yardımıyla bir kilisye sığınmışlardı. 

İstanbul halkı ise bu durumu ilahi bir işaret olarak yorumlamıştı...

Ocak 532 yılında Konstantinopolis halkı, araba yarışları için Hipodrom'da toplanmaya başlamıştı ve yarışın ilk gününde İmparator ile halk temsilcileri arasında bir görüşme olacaktı. 

O dönemin araba yarışlarının takımı ve aynı zamanda politik taraftar grupları olan Mavilerle  ve Yeşiller de Hipodrom'da yerlerini almışlardı. 

Meydandaki idamdan tesadüf eseri kurtulan ve kiliseye sığınan iki kişiden biri Mavilerden, diğeri ise Yeşillerdendi. 

Halk yarışlar öncesi her zamanki gibi Jüstinyen lehine sloganlar atıyor ve bu iki suçlu için af talebinde bulunuyordu. 

Kendi valisinin kararını çiğnemek istemeyen Jüstinianus ise bu talepleri duymazdan geliyordu...

O gün son yarışlar da tamamlanmasına rağmen, Hipodrom bir türlü boşalmıyordu.

Önce homurtular yükseldi, ardından güçlü sloganlar; 
“Yaşasın zulüm gören Maviler, yaşasın Yeşiller”. 

İki grup bir araya gelmiş ve Hipodrom'dan sokağa akıyordu. 
Valilik binası önünde Romalıların önünü askerler kesti fakat kalabalık durmayacaktı: Askerler öldürüldü, bina basıldı! 

Valilik binası altındaki zindanlara giren Maviler ve Yeşiller, buradaki mahkumları serbest bırakıp binayı ateşe verdiler.

Ateşi harlamak için atılan saman balyaları rüzgarın etkisiyle savruldu ve önce senato binasını, ardından da Ayasofya Kilisesi’ni tutuşturdu. 
Yangın, gece boyunca sürecekti…

Ertesi gün Jüstinianus İstanbul halkını sakinleştirmek için yarışların devam etmesini emreder. 

Romalılar Hipodrom'da toplanır fakat atlara bağlanmış arabaların gösterisini izlemek için değil, olumsuzluklara neden olduğuna inandıkları yöneticilerin azlini istemektir amaçları!

Durumun kötüye gittiğini farkeden Senatoörler ve diğer bürokratlar Jüstinianus’a halkın taleplerini kabul etmesi için baskı yaptılar ve başarılı da oldular. 

Komutan Mundus, Konstantin Forumu’nda istedikleri azil ve atama işlemlerinin yapılacağını halk temsilcilerine bildirdi. 

Ardından tellallar halka eve dönmeleri gerektiğini ve oyunların ertesi gün devam edeceğini duyurdu. 

Fakat Jüstinien karşıtları, halkı galeyana getirmek için çaba harcıyorlardı.

Çok uğraşmaları da gerekmemişt, kendine güveni gelen ve durumdan cesaret alan gruplar, tekrar sokaklara dağıldılar. 

Romalılar hep bir ağızdan Konstantinopolis’i 
"Nika, Nika, Nika"
"Zafer, zafer, zafer!!! diye inletiyordu. Durum çığırından çıkmıştı...

Roma tarihinde Kartaca fatihi ve Pers ordularını durduran komutan olarak anılan General Belisarius’un emrinde, 1400 kişilik çok özel bir kuvvet vardı. 

Got kökenli olan ve doğrudan Belisarius’a bağlılık yemini etmiş olan bu askerler, at üstünde ve tepeden tırnağa zırhlıydılar. 

Mundus’un emrindeki askerler ise Cermen ve Hun kökenli süvari birlikleriydi. 
İşte bu askerler, Nika ayaklanmasını başlatan Mavilere ve Yeşillere müdahale etmek için İmparatordan emir almışlardı. 

İsyancıları bu günkü Sultanahmet Meydanı'nında bastırmaya çalıştılar ancak, onlar Samson Hastanesi ve Aya İrini Kilisesi'ni ateşe vererek sokakları müdahale edilemeyek duruma getirmişlerdi. 

Akşam saatlerinde ise Belisarius ve Mundus, mağlubiyeti kabul ederek meydanları ve caddeleri direnişçilere bırakıp saraya geri çekildiler. 

Ordu, halk tarafından geri püskürtülmüştü!

Olanlar karşısında ne yapacağını ve kime güveneceğini bilemeyen Jüstinianus, senatörleri saraydan kovdu. 

Kısa süre sonra tellallar, İmparator’un pazar sabahı Hipodrom'da halkın karşısına çıkacağını duyurdular. 

Elinde İncil ile Hipodrom'a gelen Jüstinien; 

Kimsenin suçlanmayacağını, kimsenin yargılanmayacağını
Olayların son bulması halinde herkesin gündelik hayatına devam edebileceğini ilan etti. 

Ancak iş işten geçmişti. 
Kalabalık Jüstinien’e hakaret etti ve ona inanmadıklarını söyledi. 
Jüstinien, İncil’i tutan elini indirip locadan çekildi....

İsyancılar ise Hipodromda yeniden zaferlerini haykırıyorlardı: 
Nika, Nika, Nika!

Theodora’dan ötürü İmparatordan nefret eden senatörler ise halkın saraya yönelmesi için çaba harcıyordu. 

Onun deniz yoluyla Konstantinopolis’i terk edeceğini biliyorlardı. 
İş öyle bir noktaya gelmişti ki, bazı saray muhafızları bile artık Jüstinien’i korumak istemiyorlardı...

İsyan doruğa çıkmışken Jüstinien kaçma planları yapmaya başladı, çünkü halk yerine yeni bir İmparator seçmiş ve Hipodrom'da İmparatorluk locasına onu oturtmuştu bile. 
Ama O'nu durduran güçlü bir kadın vardı Theodora!!!
İmparatoriçe öyle bir konuşmuştu ki;
İmparatoriçe Theodora, Konstantinopolis’i terk etmek üzere olan kocası Jüstinyen’i şu sözlerle ikna eder: “Jüstinyen, hiçbir sorun yaşamadan Konstantinopolis’i terk edebilirsin. 

Deniz hemen orada. 
Gemiler hazır, yeterince paran da var. 
Ama ülkeyi terk edersen, sürgünde yaşadığın günlerin birinde şu soruyu kendine sormayacak mısın: Ya kalsaydım? 
Ben hiçbir yere gitmiyorum. 

Benim inancıma göre erguvani imparatorluk pelerinini bir kez giyen bir daha çıkarmamalıdır. 

İnsanlar bana imparatoriçe demeyi bıraktıklarında, yaşamanın benim için anlamı kalmaz.”

Erkeklerden kurulu konsülün karşısında tüm geleneklere aykırı olarak konuşan bu kudretli kadın, sözlerini şöyle tamamlar: 

”Her zaman eski atasözüne inanmışımdır: Erguvani pelerin kefenim olsun!”

Jüstinien gitmakten vazgeçti ve o saatten itibaren katliam için geri sayım başladı...

Belisarius, Mundus ve Narses Hipodrom'un kapılarını tuttu, içerideki halk artık dışarı çıkamazdı. 
İsyancılar Jüstinien'in yerine oturttukları Hypatius’u geri vermeyi kabul etmediler, artık isyanı durdurmanın tek yolu Jüstinien'in bir el hareketine bağlıydı!!! 

Ve o el, işareti verdiği anda Hipodrom kan gölüne döndü...

532 yılının Ocak ayında Hipodrom'da başlayan Nika isyanı
Yine Hipodrom'da 30.000 kişinin ölümüyle son bulmuştu… 

Bazı tarihçilere göre ölü sayısı 40.000 idi. 

Harold Lamb’a göre ise bu sayı gerçekte birkaç bin kişidir. 
Ekseri görüş ise 30 bin kişidir. 

Nika ayaklanması, sadece Roma döneminin değil, tüm İstanbul tarihinin en kanlı olayıdır....




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anneler Günü İçin 3 Derleme

Kağıt Bardak ve Makam

Yaşam Trenimiz

Bilge ve Cahil

Sultan Abdülaziz’in Dişi Ağrımamış Olsa idi. Gezi Parkı Davası Olmayacaktı. Niye Aron Angel İlgisi Var ve Belediye Seçimi

Afrika Niye Önemli

Unutulmaz Film Sahneleri ve Müzikleri _ 2

Hayattan, Edebiyattan, Tarihten ve Filozoflar gibi Ünlü Kişilerin Sözler ve Videolar Serisi _ 040

Bazen Önüne Gelecek Çok Büyük Fırsatı, Aslında Fırsat Olmadığını Görebilen Kişi Olmak. Sizi Sony Yapabilir

Film Önerim _ Bitmeyen Sınav (12th Fail) _ Biyografi _ Hindistan _ 2023 _ İmdb 9,1