Theodora _ Genelevdeki İmparatoriçe

Ben;
M.S 500 yılında doğdum.
Çoğuna göre hak etmediğim bir hayat yaşadım.
Oysa ki; hak etmediğim hayat, çocukluğum ve gençliğimin bir kısmıdır.
Kimine göre babam bir Süryani Papazıdır, annem ise rahibe. 

Ama gerçek tektir;
Babam Akakios ayı oynatırken, annem dans ederek Hipodrom gösterilerinde para kazanırdı.

Meşhur Hipodrom'un parlayan yıldızlarından Yeşillerin maskotu olan babam öldüğünde
Ben 5 yaşındaydım.

Diğer kardeşlerim Comitona ve Anastasia ise benden küçük ve daha fazla bakıma muhtaçtı.
Annem bize biraz daha iyi bakabilmek için, babamdan sonra başka biri ile evlendi.

Bizim gibi insanların geçimi zor olduğu için de dans etmeye devam etti.
Doğal olarak benim ve kardeşlerimin hayatının büyük bir kısmı, annemin dans ettiği yerlerde geçti.

Ben ve kardeşlerim biraz büyüyünce annem gibi çalışmaya başladık.

Yeşillere inat Maviler bizi işe aldı, yarışlar varken Hipodromda dans ediyor, sonra Maviler'in eğlenmek için gittiği barlarda sabaha kadar onları eğlendirmeye devam ediyorduk.

Herkes gibi benim de hayallerim vardı; daha iyi bir yaşam, bu kadar yorulmadan para kazanabileceğim başka bir iş, belki de bir Prenses olmak.

16 yaşıma geldiğimde çok yorulduğum bu hayattan uzaklaşmak, hayallerimi gerçekleştirmek için Konstantinopolis'ten ayrılarak, Libya'da Pentapolis'e Vali olarak gönderilen Hacebolus'un peşinden metresi olarak gittim.

Hüsranla geçen dört yıldan sonra, gayri meşru kızımı da yanıma alarak, önce İskenderiye gittim sonra Antakya'ya ve sonra da Konstantinopolis'e geri döndüm.

Bir daha dans edip, deli gibi zaferlerini kutlayan araba yarışçılarına striptiz yapmamaya kararlıydım.

Hayatımı devam ettirebileceğim kadar para kazanabileceğim yün eğirme işini buldum.

Daha az yoruluyordum ve daha az kazanıyordum ama önemli tüccarlar ve nüfuzlu insanlar tanıyordum.

Patrik ve diğer nüfuzlu insanlardan pek çok şey öğrenmeye başlamıştım, artık inaçlarım da şekillenmeye, seçimlerim de özgür ve ilkeli olmaya başlamıştı.

Saraya yakın çevreden insanları sık sık gördüğüm bir iş yerinde çalışıyor olmam da daha sonra büyük bir avantaj olarak bana geri dönecekti.

Her şeyin sakin ilerlediği bir sonbahar günü, İmparator I.Justin için yün iplik seçmeye gelen maiyetini karşılamıştım, İmparator'un varisi Jüstinianus ile ilk defa orada karşılaştım.

Henüz 20'li yaşlarımda, genç ve güzel bir kızdım, hayatımın en büyük hayalini o gün kurmaya başladım, çünkü Jüstinianus bana hayal kurduracak cesareti verecek kadar ilgiliydi o gün.

Saraya girmeyi başarmıştım, ancak bana aşık olan bir İmparatorluk varisinin metresi olarak.

Jüstinien beni hep yanında istiyordu, ancak bu kanunlar birlikteliğimizi engelliyordu.

Yasalara göre Hükümet yetkililerinin ve dahi İmparator varislerinin aktrislerle evlenmesi yasaktı.

Üstelik te, Saray erkanı için, çevreden toplanan kızlar arasından en güzelini seçip evlenme geleniği vardı.

Yani benim sınıfsal durumum değil, tamamen geçmişim Jüstinianus'un karısı olmamı engelliyordu. Üstelik İmparator'un karısı Lupicina Euphamia bu yasanın en sıkı koruyucusuydu, inançlarım da bu kadına hiç uymuyordu.

Ben de Hristiyandım ama, Monofizitizm yanlısıydım.

Jüstinianus'la geçirdiğim zamanlar da O'ndan çok şey öğrendiğim gibi, O'na halktan gelen biri olarak, kendi görüşlerim sayesinde yeni bakış açıları kazandırıyordum.

Jüstinien zekama saygı gösteren bir incelikle fikirlerimi önemsiyordu.

Nihayet 1 Ağustos 527 yılında İmparator I.Justin öldü ve eşi Lupicina Euphamia istese de istemese de tahtı sevgilim Jüstinien'e bıraktı.

Jüstinien'in ilk işi evlenmemizin önündeki engelleri kaldırmak oldu.

Yeni bir kanunla O'nun eşi ve Kraliçe olmamın yolunu açtı.

Ve ben Theodora, Hagia Sophia'da Jüstinianus'la birlikte, aynı taç giyme töreninde, Bizans İmparatoriçesi olarak Hanedan tahtının yeni sahibi oldum.

O günden sonra ister alt tabakadan, ister üst tabakadan olsun hiç kimsenin bir İmparatoriçe olduğumu unutmaması için başımdan tacımı, üstümden mor pelerinimi çıkartmadım.

Theodora geçmişini hiç bir zaman saklamayan bir İmparatoriçe olarak yaşadı, ayrıca Jüstinianus da bunu dert etmeyen, politik görüşlerine önem vererek O'nu yücelten bir olmuştu.

Her konuda özgürce fikrini beyan eden Theodora'da Konstantinopolis'in genelevlerindeki yolsuzluğu yeniden düzenleme girişiminde başarılı olmuş, kadınların sömürülmesi ve kötü muamele görmesini engellemek için, onlar adına bir Manastır yaptırarak hepsini sokağın dehşetinden uzak tutmaya çabalamıştır.

Theodora, saraya elini kolunu sallaya sallaya girip çıkan entrikacı siyasileri de yola getirecek pek çok düzenleme yaptırmış, bu yüzden sevilmeyen, hatta korkulan zeki bir İmparatoriçe olarak tanımlanmıştır.

Theodora İmparator'un huzurunda diz çöken tüm Siyasilerin aynı saygıyı kendisine de göstermesini sağlayacak kurallar koydurmuş ve hatta ayaklarını öpecek kadar eğilip selamlamalarını sağlamıştı.

Acımasız bir hayatın içinden sıyrılmayı başarmış, hatta ömrünün yarısını zirvede tamamlamış İmparatoriçe'nin unutulmaz olmasına eski yaşamı, unutmadığı dostları ve yerini kaybetmemek adına koyduğu intikam kokan kurallar olmuştur.

  Theodora ve Nika Ayaklanması  

İmparatoriçe Theodora, Konstantinopolis’i terk etmek üzere olan kocası Jüstinyen’i şu sözlerle ikna eder: “Jüstinyen, hiçbir sorun yaşamadan Konstantinopolis’i terk edebilirsin. 

Deniz hemen orada. 
Gemiler hazır, yeterince paran da var. 
Ama ülkeyi terk edersen, sürgünde yaşadığın günlerin birinde şu soruyu kendine sormayacak mısın: Ya kalsaydım? 
Ben hiçbir yere gitmiyorum. 

Benim inancıma göre erguvani imparatorluk pelerinini bir kez giyen bir daha çıkarmamalıdır. 
İnsanlar bana imparatoriçe demeyi bıraktıklarında, yaşamanın benim için anlamı kalmaz.”

Erkeklerden kurulu konsülün karşısında tüm geleneklere aykırı olarak konuşan bu kudretli kadın, sözlerini şöyle tamamlar: 
”Her zaman eski atasözüne inanmışımdır: Erguvani pelerin kefenim olsun!”

Bilindiği üzere bu sözlerin ardından Jüstinyen isyanı bastırmaya karar verir ve tam 30.000 insanın kanı dökülür. 

Bazılarına göre katliam yalnızca, bir kadının iktidar hırsı yüzünden meydana gelmiştir. 
Onun yaşamını anlamı için, başka hayatlar son bulmuştur.


Görselde sunulan eser, Ravenna'da bulunan “San Vitale Bazilikası”nın mozaiklerinden biridir.

Erken Bizans sanatının en iyi örneklerinden biri olan mozaik, Jüstinien'in mozaiğinin karşısında bulunur.

İmparator ile aynı Tanrısal güce sahip olduğunu belirtmek için Theodora'da başında ışık haresi, paha biçilmez tacı ve üstünde mor pelerini ile tasvir edilmiştir.

Neredeyse şahsını yansıtan tüm betimlemelerde Jüstinianus ile aynı boyda gösterilir, bu Theodora'nın, devlet işlerinde Jüstinien kadar söz sahibi olduğunun belirtisidir.

Mozaikte sol yanında kızı ve hizmetkarları, sağ tarafında ise maiyeti ile tasvir edilmiştir.

Mor pelerininin eteğinde kendisine sağlık dolu küpler sunan 3 müneccim ile Balthasar, Melchior ve Gaspar işlenmiştir.


 The Guardian da çıkan yazı;  

Theodora, kilisede, dilde ve devlette büyük değişikliklerin olduğu bir çağda yaşadı. Bir zamanlar Roma olan, Bizans olmak üzereydi ve Suriye, Levant (Akdeniz'in doğu sahillerinde bulunan geniş bir araziyi tanımlamak için kullanılan, sınırları kesin olmayan, coğrafî, tarihî ve kültürel bir adlandırma) ve Mısır çevresindeki doğu bölgeleri, kendi kaderini tayin hakkını ima ederek kendi dillerini kullanmak için yaygara koparıyordu. 
Theodora'nın ölümünden sadece 20 yıl sonra Hz. Muhammed doğacaktı.



Dönem hakkında yazılan büyük miktarda tarihe rağmen, Theodora büyük ölçüde gözden kaçırıldı. 
Mevcut çalışmaların 548'deki ölümünden kısa bir süre sonra yazıldığına inandığı Procopius'un Gizli Tarihi'nde, o bir tür Bayan Machiavelli'dir. 

Ona "Genelevden Theodora" diyor, sahnede şehvetli bir şekilde onun tuhaflıklarını detaylandırıyor - kazların alt gövdesinden tahıl gagalamasına izin vermekten, çıplak ama bir kurdele için dans etmeye kadar - ve Tanrı'nın ona sadece üç tane verdiği için pişman olduğunu söylüyor. zevk için delikler.

Kocasını, imparator Justinian'ı başsız bir iblis olarak tanımlamaya devam ettiğinde, yazdığı her şeyin tamamen doğru olmadığını varsayabiliriz.

Procopius'un 17. yüzyıla kadar yayımlanmayan Theodora hakkındaki görüşü kesinlikle sonraki yazarları etkilemiştir, ancak o bir muamma olarak kalmıştır.

Onun hakkında bildiklerimiz büyüleyici, genellikle son derece modern, görünüşte feminist ve neredeyse her zaman tartışmalı görünüyor. 

Okudukça, kurgu için ideal bir aday olduğunu daha çok anladım ve son üç yıldır onun hakkında bir roman yazıyorum. 

Yaklaşık MS 500'de Konstantinopolis'in hipodromunun ayı bekçisi olarak doğdu. 
Beş yaşındayken babası öldü ve annesi başka bir hayvan bakıcısıyla evlendi. Ölen kocasının işini alamayınca, üç küçük kızını kol hareketleriyle ve zamanın tiyatro izleyicileri tarafından tanınan sessiz dua hareketleriyle prova etti.

Sonra onları giydirdi ve yeni üvey babaları için resmi bir iş talep etmek üzere 30.000 kişilik bir kalabalığı barındıran devasa bir kompleks olan hipodroma götürdü. 
Dilek kabul edildi ve Theodora oyuncu, dansçı, mim sanatçısı, komedyen oldu.

15 yaşındayken hipodromun yıldızıydı ve Procopius'a inanılırsa modern burlesk'in aşırı uçlarından uzak olmayan gösterilerde sahne aldı. Aynı zamanda, çoğu aktrisin olduğu gibi, bir çocuk fahişesiydi. 
(Bir zamanlar "fahişe" veya "fahişe" ile eşanlamlı olan aktris kelimesinin aşağılayıcı bir yönü olabileceği uzun zamandır bilinmektedir, bu nedenle tiyatroda çalışan birçok kadın "oyuncu" terimini tercih etmektedir.)

Theodora'nın 14 yaşında bir çocuğu oldu ve ünlü bir şarkıcı olan ablası Comito, muhtemelen birkaç zengin adamın metresi oldu; Her ikisinin de birkaç kürtaj olması muhtemeldir. 

Theodora 18 yaşında, şaşırtıcı kariyerinden uzaklaşarak şimdi Libya olarak bilinen bölgenin valisi Hecebolus'un metresi oldu. 
Kısa bir süre sonra ayrıldıklarında, İskenderiye yakınlarındaki çölde çileci bir topluluğa katıldı ve o zamanlar Roma devletinin saldırısı altında olan erken Hıristiyanlığın bir kolu olan Monofizitliğe dini bir dönüşüm yaşadı. 

Durumla birlikte, Mesih'in bir bütünde hem tamamen insan hem de tamamen ilahi olduğuna inananlar ile Theodora'nın yaptığı gibi, O'nun ilahiliğinin birincil güç olduğuna inananlar arasındaki bölünme, Theodora'nın hayatı boyunca devam etti. 

Dönüşümünden sonra Antakya'ya gitti ve kendisinden biraz daha yaşlı, dansçı ama muhtemelen bir casus olan Macedonia ile çalıştığı biliniyor.

Antakya, Konstantinopolis'in üstünlüğünü sorgulamaya başlayan birçok ilden biri olan Suriye'nin ana şehriydi - her taraftaki casuslar için iyi işler olabilirdi.

21 yaşında Theodora başkente döndü ve Justinianus ile tanıştı. 
Kesinlikle olası bir çift değillerdi. 
Justinian, 11 yaşında amcası Justin için çalışmak ve onun iktidara gelmesine ve nihayetinde tahta yükselmesine yardımcı olmak için Konstantinopolis'e seyahat eden günümüz Sırbistan'ından bir çiftçinin oğluydu. 

Justinian'ın güçlü bir yasal zihni vardı (Roma yasasını kodlaması bugün hukuk eğitiminin bir parçası olmaya devam ediyor) ve Theodora'nın statüsünü yükseltmek için bir yasayı değiştirmiş ve diğerini, eski aktrislerin yasal olarak yapamayacakları bir şey olarak, onun evlenmesine izin vermek için yaratmıştı. 

Zaman. Justinian'ın halası, kendisi de eski bir köle ve cariye olan imparatoriçe Euphemia'nın isteklerine karşı evlendiler ve kendi kökenlerinin Theodora'da biraz fazla açık bir şekilde yankılandığını gördüler. 

Justin öldüğünde ve Justinian 527'de imparator olduğunda, "Genelevden Theodora" Roma'nın imparatoriçesiydi.

Klasik paçavralardan zenginliğe hikayesi, Theodora'nın iktidardaki başarılarıyla daha da zenginleştirildi. 

İmparatoriçe olarak, pezevenklerin fahişelerden para kazanmasını engelleme girişimi olan On Pezevenkler gazetesinde çalıştı. 
Bu tür kadınlar için evliliğin ve güvenli bir hayatın imkansızlığının bilincinde olarak, huzur içinde yaşayabilecekleri bir ev kurdu. 

Theodora kadınların evlilik ve çeyiz hakları, tecavüz karşıtı yasalar için çalıştı ve bir çift sandalet fiyatına cinsel köle olarak satılan birçok genç kızı destekledi. 
Onun kanunları genelev sahiplerini Konstantinopolis'ten ve imparatorluğun bütün büyük şehirlerinden kovdu.

Bunların hepsi Theodora'yı erken ve ateşli bir feminist gibi gösteriyor, ancak hikayesi daha karmaşık. 
Zehirlenmeye, işkenceye ve zorla evlendirmeye bulaştığına dair ipuçları var ve zor durumdaki kadınlara ve kızlara yardım etmek için çok şey yapmış olsa da, daha yüksek mevkideki kadınlara - konumunu tehdit edenlere saldıranlara - nispeten daha az vakti vardı. 
İmparatoriçe Euphemia.

Theodora'nın hikayesinde çok fazla soru var. 
Casus mu yoksa aziz mi, sürtük mü yoksa tiyatro dehası mı? 
Hipodromda sahnede olan kazlara gerçekte ne oldu? 
Macedonia onun arkadaşı mıydı yoksa sevgilisi mi? 

Theodora, aşırıya kaçmakla suçlanmadan uyduramayacağınız türden bir kahraman ama yine de hikayesini çok fazla uydurmadan anlatamazsınız. Kurgu için mükemmel bir denge.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anneler Günü İçin 3 Derleme

Kağıt Bardak ve Makam

Yaşam Trenimiz

Bilge ve Cahil

Sultan Abdülaziz’in Dişi Ağrımamış Olsa idi. Gezi Parkı Davası Olmayacaktı. Niye Aron Angel İlgisi Var ve Belediye Seçimi

Afrika Niye Önemli

Unutulmaz Film Sahneleri ve Müzikleri _ 2

Hayattan, Edebiyattan, Tarihten ve Filozoflar gibi Ünlü Kişilerin Sözler ve Videolar Serisi _ 040

Bazen Önüne Gelecek Çok Büyük Fırsatı, Aslında Fırsat Olmadığını Görebilen Kişi Olmak. Sizi Sony Yapabilir

Film Önerim _ Bitmeyen Sınav (12th Fail) _ Biyografi _ Hindistan _ 2023 _ İmdb 9,1