En Geniş Çaplı Uluslararası Çalışmaya Göre "ÖIüm"

Ölüm;
Kendimizi bildik bileli anlamlandırmaya çalıştığımız ürkütücü bir olgudur.

ÖIümün fizyolojisi üzerine bugüne dek gerçekleştirilmiş en geniş çaplı uluslararası çalışmaya göre

Ölüm;
Yaşamın akışını sonlandıran bir kısa devre değil
Başladığı an kesintisiz devam eden alternatif bir akım.

ÖIüIer dirilebilir mi?
Sevdiklerini kaybedenler için bir umut kaynağı olan bu soru
Birçok insan için de bir endişe sebebi.

ÖIüIerin dirilebileceğine yönelik bu endişe hâli
Kutsal kitaplarda bir motif olarak işlendi.

19. Yüzyıl’da ailelerin mezarlara çan bağlatmalarına sebep oldu

Korku filmlerinin vazgeçilmez bir teması hâline geldi.

Bugün de ne yazık ki yaşam sonu bakım ünitelerinde öIenIerin yakınları ve doktorlar arasında çeşitli gerilimlere sebebiyet vermekte.

Bilim İnsanları 631 Kişiyi Vefat Ederken İzledi.

Doktorlar, yoğun bakım ünitelerindeki aileleri öIümün gerçekleştiğine inandırmak için ne kadar çaba saf ederse etsin öIüm

Biz yaşayanlar için gizemini korumayı başaran bir muamma.

Tıp otoriteleri, öIümün soğuk tılsımını bozabilmek için ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler, kati bilimsel dayanakların eksikliği bu çabalarına bir noktada engel teşkil etti.

Doğu Ontario Çocuk Hastalıkları Hastanesi Yoğun Bakım Başhekimi Sonny Dhanani’ye göre öIümle ilgili bu yaygın

“Efsaneler ve Bilgi Kirliliği”
Beyin öIümü ve kardiyak öIüm (tüm nabız faaliyetlerinin durması) gibi konularda netleştirilememiş sorulardan kaynaklanıyor.

Dhanani şöyle diyor:
(ÖIüIerin yeniden dirilmesi konusunda anlatılanlar sebebiyle) insanlar sevdiklerinin organlarının bağışlanmasına karşı çıkıyorlar.

Biz de bu yüzden öIümü salt ve kesin bilimsel bulgular eşiğinde, tıbbi bir çerçevede ele almaya ve öIümün gerçekliğini ispatlamaya kadar verdik.”

New England Tıp Jurnali’nde henüz yayınlanan araştırmada

Dhanani ve ekibi;
ÖIümün fizyolojisi üzerine gerçekleştirilmiş en geniş kapsamlı uluslararası araştırmanın sonuçlarını yayınladılar:

Bu sonuçlara göre öIüm bir gerçek.
Canlılar öIdükIeri andan itibaren (neredeyse tamamiyle) huzura kavuşuyorlar.

2014 ve 2018 arasında Kanada, Çek Cumhuriyeti ve Hollanda’da 
toplam 20 yetişkin yoğun bakım ünitesinde
Yaşam desteğinden fişi çekilmiş 631 hastanın kalp hareketlerini incelediler.

ÖIüm saati ilan edilmiş vakaların yalnızca %14’ünde, nabızları durduktan bir süre sonra kalp atışı gözlendi.

Yine de bu hastaların başucunda duran doktorlar, hastaların öIüm tarihlerini ilân etmek konusunda tereddüte düşmediler.

Dhanani’ye göre:
“Kimse yaşamadı. Herkes öIdü. Geri dönen falan olmadı.”

Gözlemlenen kardiyak (nabız) aktiviteleri uzun sürmedi.
En uzunu 4 dakika 20 saniye sürdü
Ardından kalp atmayı yine durdurdu.

Gözlemlenen bu aktivite;
Beyin gibi organları çalıştırmaya yetecek kadar güçlü değildi.

Akciğer ve yoğun bakım doktoru ve Pensilvanya Üniversitesi’ne bağlı Perelman Tıp Fakültesi’nde asistan profesör Joanna Lee Hart‘a göre

“Bu çalışma öIümü tıbbi bazda nasıl tanımlamamız gerektiğine ışık tuttu:
Anladık ki öIüm, hayatın akışını bozan bir kısa-devre değil
Kendi halinde bir süreklilik arz eden alternatif bir akım.”

Motherboard’a yazdığı e-mail’de Hart, şunları belirtiyor:
“Bedenimiz, fizyolojik olarak hayatta kalmak için tasarlanmıştır.
Bunun için de gerekli doğal kimyasalları üretmeye devam eder.”

Ve ekliyor:
“ÖIüm süreci başladığı andan itibaren bir kişinin bedenini yeniden bu hayatta kalma durumuna geri döndürmek çok zordur.
ÖIüm gerçekleştiği an yaşam net olarak biter.”

Bu bilgi aileler ve tıp uzmanları için rahatlatıcı olsa gerek.

Yine bu araştırmaya göre doktorlar, nabız durduktan beş dakika sonra öIüm saatini ilân etmekte oldukça haklılar.

Sebebi ise öIünün geri gelebilme ihtimali değil;
Organ kurtarma gibi işlemleri başlatmak en güvenli zamanın öIümden beş dakika sonrası olması.

ÖIüm, öImek ve öIümden sonrası hakında hâlâ kafamızı kurcalayan birçok soru olsa da bu eşsiz araştırma sayesinde öIümden sonra kardiyak aktivitesi meselesinde net bir cevaba varılmış görünüyor.

Dahanani’ye göre:
“ÖIümün ilanı herkes için ağır bir duygusal yük.
Tüm hassasiyetler oldukça anlaşılır ve insani.


Yine de öIüm üzerine soğukkanlı bir şekilde çalışmak ve bilimsel gerçekleri ilan etmekten çekinmemek, biz bilim insanlarına yakışan tavırdır.”




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anneler Günü İçin 3 Derleme

Kağıt Bardak ve Makam

Yaşam Trenimiz

Bilge ve Cahil

Sultan Abdülaziz’in Dişi Ağrımamış Olsa idi. Gezi Parkı Davası Olmayacaktı. Niye Aron Angel İlgisi Var ve Belediye Seçimi

Afrika Niye Önemli

Unutulmaz Film Sahneleri ve Müzikleri _ 2

Hayattan, Edebiyattan, Tarihten ve Filozoflar gibi Ünlü Kişilerin Sözler ve Videolar Serisi _ 040

Bazen Önüne Gelecek Çok Büyük Fırsatı, Aslında Fırsat Olmadığını Görebilen Kişi Olmak. Sizi Sony Yapabilir

Film Önerim _ Bitmeyen Sınav (12th Fail) _ Biyografi _ Hindistan _ 2023 _ İmdb 9,1