Tarık Başçıl _ Bilgi Damlacığı Sitesi

  Paris'te 1938' de bir tiyatronun vestiyer görevlisi kadın Temsil bittikten sonra Amerikalı müşterilerden birine paltosunu giydirir. Müşteri hemen paltoyu çıkarır : -Bu benim değil, der. Vestiyer görevlisi kadın Amerikalının paltosunu arar, arar, bulamaz. Yanlışlıkla bunu bir müşteriye giydirdiğini anlar. Paltonun cebinde 150 dolar kadar para ve Amerikan sigaraları vardır. Çok kızan Amerikalı Kendi paltosunu hemen bulmasını aksi takdirde Kendisini şikayet ederek hem maddi kaybının telafisini hem de işten atılmasını isteyeceğini söyler. Vestiyer telaş içindedir.  Paltoyu yanlışlıkla alan kişinin getireceğini de hesaplayarak adamdan ertesi gün öğleye kadar süre ister. ★★★ ★★★ ★★★ ★ ★★★ ★ O geceyi uykusuz geçirir ve düşünür : Yanlışlıkla bu paltoyu giyip giden müşteri Fransızsa geri getireceği şüphelidir. İngilizse geri getireceği muhakkaktır. Böylece Zihninde bütün milletlere göre birer ahlak notu verir... Ertesi gün, sabahtan itibaren, gözleri kapıda beklemeye başlar ★★★ ★★★ ★★

Kısa güzel bir öykü Hepimizin böyle güzel öyküleri vardır Ama bir yerlere not almadığımız için unutulup gider Tarık Başçıl  _  24 Ağustos 2024 12 yaşımdan bu yana Her yıl doğum günümde bana Kimin gönderdiği belli olmayan beyaz bir gardenya gelirdi. Üzerinde ne bir not, ne de bir kart olurdu.  Çaresiz bir şekilde çiçekçiyi aradığımda ise ödemenin peşin yapıldığını söylerlerdi. Bir süre sonra Çiçeği gönderenin kimliğini öğrenme çabalarımdan vazgeçtim. ★★★ ★★★ ★★★ ★ ★★★ ★ Yumuşacık, pembe kâğıtlara sarılmış sihirli bir görünüm sergileyen beyaz çiçeğin baş döndüren kokusunun ve güzelliğinin tadını çıkarmaya başladım. Fakat Hiçbir zaman da gönderenin kim olduğu üzerine hayaller kurmaktan vazgeçmedim. En mutlu anlarım Kimliğini saklayan bu çok utangaç Ama tuhaf, aynı zamanda heyecan verici Ve harika insanın kim olduğunu düşünerek geçti. ★★★ ★★★ ★★★ ★ ★★★ ★ Ergenlik dönemimde, çiçeği gönderenin beni çok seven ya da benim tanımadığım Ama bana hayran bir erkek olduğunu düşünmek çok zevkliydi. A

Bu sıralar Tarih ve Türkler ilgili derlemeye daha çok zaman ayırır oldum Sosyal medya hemi iyi, hemde kötü İyi yönü hiç yorulmadan birileri bizlerin yerine araştırıyor Hap gibi bilgileri önümüze sunuyor Kötü yönü ise bilgisi yeterli olmanlar, bir yerlerden okudukları yazıları Yalan yalnış demeden hemen paylaşmaları Türkleri hakkında çok yalan yalnış bilgiler Sosyal medyalarda dolaşmakta, bu da beni üzüyor Acaba bu derlemelerim ile 1 kişi de olsa doğruyu bulmak için nasıl düşünmemiz lazım Nasıl muhakese etmemiz lazımı irdelemeye çalışıyorum Tabii bilgim ölçüsünde Yorumlarda bana katkıdan bulunanlara şimdiden Teşekkürlerimi Borç Bilirim Tarık Başçıl  _  23 Ağustos 2024 Not:  Kırmızı   yazılı kelime gördüğünüzde  tıklar iseniz Sizi   "Vikipedi"  e yönlendirir Onun hakkında daha fazla bilgiye ulaşmış olursunuz ★★★ ★★★ ★★★ ★ ★★★ ★ Hitler'in zulmünden kaçarak ülkemize sığınan İstanbul Üni. öğretim üyeliği yapan, Yahudi asıllı  Prof.Dr. Fritz Neumark  ile bir kısım öğrenci Boğaz

  Canlılara Niye Az, Çok Akıl Vermiş Kullansınlar Diye O akıllı kullanmaz isen Canlıların hayatta kalma şansı yoktur Kilise ve Camileri Yıldırımın gazabından korumak Benjamin Franklin paratoneri icat edene kadar mümkün değildi. Ama Camilere ve Kiliselere Paratoneri kurmak o kadar da kolay olmadı Tarık Başçıl  _  17 Ağustos 2024 Not:  Kırmızı   yazılı kelime gördüğünüzde  tıklar iseniz Sizi   "Vikipedi"  e yönlendirir Onun hakkında daha fazla bilgiye ulaşmış olursunuz Paratoner icat edildi Ne oldu ki; Yıllarca kiliseler bu icattan yararlanmayı reddetmiştir. Kiliselerin üstünde birkaç ton ağırlığında metal çan olurdu Bu yüzden yıldırımlar çoğu kiliselere düşme olasılığı daha fazla idi. Papazlar önce çok itiraz ettiler Niye mi? Yıldırım Tanrının Gazabıdır Burası Tanrının Evi Tanrı evine gazabını göndermez Ama çoğu kiliseye yıldırım düşüyor Buna da cevapları hazır O kiliseye giden cemaatin inançları zayıf olduğundan  Onları cezalandırıyor, onların yüzünden diğer iyi insanlarda z