Kayıtlar

Ağustos, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı _ İkigai

Resim
2017 Dünya Mutluluk Raporu’na göre  D ünyanın en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı yer olan Japonya’nın Okinawa adası “Ölümsüzler Diyarı” olarak adlandırılıyor Burada 100 yaşını aşmış 400’den fazla insan bulunuyor. Bunun ardında beslenme şekli ve aktif bir sosyal yaşam gibi sebeplerin yatmasının yanı sıra, son zamanlarda adını çok sık duymaya başladığımız “İkigai” adlı yaşam felsefesinin de etkisi büyük. Japon kültürünün dünyada mutluluk peşinde koşan herkese hediye ettiği Ikigai’yi kısaca özetlemek gerekirse “Her sabah yataktan enerjiyle kalmak için bir sebep” diyebiliriz Yani diğer bir deyişle sizi mutlu eden ve sürekli motive kalmanızı sağlayan "Varlığınızın Anlamı”. Japoncada doğrudan dilimize çeviremediğimiz ama uzun ve mutlu bir hayat yaşamamızı sağlayabilecek bir kelime, daha doğrusu felsefe var: İkigai, iki ayrı kelimeden oluşuyor. İki: Yaşam Gai: Değer ya da önem Japonya'da özellikle büyükşehirlerde çalışanlar için iş günü genellikle oldukça stresli başlar. Metrol

Felsefe ve Pislik

Resim
Felsefe hocası derse de öğrencilerine sordu: “Arkadaşlar bana pisliğin tarifini yapar mısınız?” dedi... Öğrenciler, Teker teker cevap verdi. Hoca hiçbirimizin cevabını doğru kabul etmedi. “O zaman siz yapın tarifini hocam” dediler öğrenciler Hoca ayağa kalktı ve; “Pislik, bulunmaması yerde bulunan şey veya kişidir!” diye bir tarif yaptı... “Nasıl yani?” dedik. “Çok basit arkadaşlar...” dedi “Örneğin annenizin saçını öper koklarsınız. Ama o saçın bir telini dâhi yemek tabağınızda görseniz iğrenirsiniz ve o saç pislik olur.” “Yine tabağınızdaki yemeğin yağına ekmek banarak yersiniz O yağın bir damlası bile elbisenizin üzerine damlasa o yağ artık bir pislik olur sizin için.” Şimdi pisliği öğrendik nasıl olduğun, bunu hakkında bir yazı bakalım “Kaleminden pislik akıyor.” Tanınmış bir yazarımız için böyle söylendi. Düşündüm “pislik” nedir diye... Pis’ten gelme bir söz!.. Pis demek, kirlilik, bozukluk, çirkinlik, adilik, utanç vericilik, ne dersen de, hepsi var bu “pislik”te... Yaşamın he

UNESCO'nun "Yaşlılık" Tanımı

Resim
 

Şeytan Savunması; "Ben Sadece Eşeği Saldım"

Resim
Eşek ağaca bağlıydı… “Şeytan” bunu gördü, geldi ipi çözdü… Eşek komşunun bostanına girdi, kurusundan yeşilinden yemeye başladı. Bostan sahibi çiftçinin karısı bunu gördü, çok kızdı.  Evden tüfeği aldı ve eşeği öldürdü. Tüfek sesini işiten eşeğin sahibi geldi Baktı ki eşeği öldürülmüş, sinirlendi tabii, çekti tabancayı çiftçinin karısının üzerine boşalttı kurşunları. Çiftçi kasabadan dönünce baktı karısı öldürülmüş O da eşeğin sahibini öldürdü. Eşeğin sahibinin oğlu babasını öldürülmüş bulunca Kaptı tüfeği, bostan sahibini ve oğlunu öldürdü. Bu kargaşanın haberi tarla sahibinin ailesine ulaşınca hepsi aldılar silahları, eşek sahibinin evini bastılar Evde kim varsa hepsini öldürdüler Ne var ne yok parçaladılar, evi yaktılar. “Şeytana” soruldu ; - Yahu sen ne yaptın? - Hiiiiç, dedi “şeytan”.  Ben sadece eşeği saldım..! Aklıyla-bilinciyle değil Feodal duygularıyla Kısas ve intikam zihiyetiyle davranan bir toplumu karıştırmak ve yıkmak isterseniz Eşekleri Salın Yeter..! Not;  Hayali “şeytan

Bu Elementler Tablosu _ Bu Tabloya, Bir Türk Bilim İnsanı Ekleme Yapacak mı?

Resim

İpliği Pazara Çıktı

(Deyimi Olumlu Manada Kullanırken, Sonradan Olumsuz Manada kullanılmaya Başlandı)

Resim
Biri hakkında "ipliği pazara çıktı" denince, ne anlaşılır? Ayıbı Meydana Çıktı ya da  Ne Mal Olduğu Anlaşıldı... Eskiden deyimin hikâyesi öyle değil. Eskiden ; Yün ve pamuğu evlerde kızlar Kadınlar eğirir, ip yapar Çarşı pazarda satılırdı bunlar... Kazak, çorap, başlık örmek için ya da halı dokumak üzere bu ipler satın alınırdı. Ancak eğrilmiş ip alırken, özenle yapılmış olmasına dikkat edilirdi.  İpliğin standardı önemliydi. Ne Çok İnce, Ne Çok Kalın Düğümsüz, Kopuksuz Olmalıydı. Her kadın, her genç kız bu nitelikte ip eğirmeyi beceremezdi. Niteliksiz ip pazarda alıcı bulamazdı. Gelinlik çağında bir kızın becerikli oluşunu anlatmak için, "İpliği Pazara Çıktı" denirdi. İpliği Pazarda Alıcı Buluyor Pek Hünerli Kız Denirdi... .

Bir Çam Kozalağını

Resim
  Bir çam kozalağını; 1. Ormana gidin ve bulun. 2. Sadece küçük bir kısmı toprakta olacak şekilde saksıya koyun. 3. Hergün çok az miktarda sulayın, suyu çok olursa kozalak çürüyebilir. 4. Bir süre sonra minicik bir ağaç doğacak. 5.Tebrikler, oksijen üretimi başladı ve kendi evinizde minik bir ormanınız olacak. Siz doğaya bir şey yapın, o da size...

Asluhû Nesluhu (Aslı Neyse, Nesli de Odur) _ Asalet Üzerine Bir Öykü

Resim
Birgün sultan, bahçıvanınin yanına uğrayıp, kendisine hediye edilen tayı sorar. - Bahçıvan efendi! Nasıl bizim tay? -  Asluhu nesluhu (Aslı neyse, nesli de odur) , sultanım.   - Nesi var ki? - Sultanım, asil bir tayın sırtına sinek böcek konduğunda bunları kuyruğuyla kovalar; ancak bizim tay, adeta bir inek gibi kafasını çevirip ağzıyla sinekleri kovalıyor.   Sultan, bunun nedenini öğrenmek için tayı hediye eden adamı çağırtır ve tayın bu davranışının sebebi hakkında bilgi ister.   Tayı hediye eden adam der ki: - Sultanım, bizim tay doğduktan hemen sonra annesi öldüğü için onu, ineğe emzirttik.   Böylece meselenin sırrı çözülmüş olur ve sultan adamlarına emreder: "Verin bahçıvana 100 !"   Başka bir zaman sultana, güzel görünüşlü iri bir hindi hediye edilir. Bir müddet sonra sultan bahçıvanın yanına varır ve hindiyi sorar. - Asluhu nesluhu, sultanım.   - Bahçıvan efendi, bunun neyi var? - Sultanım, asil olan bir hindi öteceği zaman kabarır, ibiği masmavi olunca başlar ötmeğe

Einstein'a Kafa Tutan Denizli'li _ Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz

Resim
Yıl 1936… Denizli’nin Acıpayam İlçesi’nde görevli bir grup öğretmen havanın güzelliğinden faydalanıp pikniğe gittiler… Şahane doğanın kucağında eğlenirlerken keçilerini otlatan küçük bir çobanla karşılaştılar; yanlarına davet edip çay ikram ettiler, ismini sordular. Küçük çoban ürkek bir sesle yanıt verdi: –Hüseyin… Öğretmenlerden biri yanındaki gazeteyi uzatıp “Okuma yazma biliyor musun, bunu okuyabilir misin?” diye sordu. O tarihlerde okuma yazma bilenlerin sayısı o kadar azdı ki, okuma öğrenenlerin diplomaları bizzat valiler tarafından imzalanmaktaydı!.. Küçük Hüseyin okuma bilmediği için gazeteyi almayı kabul etmeyince öğretmen bu kez yaşını ve neden okula gitmediğini sordu.. Yanıt hazindi: –Yaşım 12… 3 yaşında annemi, geçen yıl da babamı kaybettim!.. Talihsiz çocuğun aslında çok zeki olduğunu fark eden öğretmenler mutlaka okumasını tembihlediler… Hüseyin, öğretmenlerin verdiği desteğin yarattığı heyecanla Denizli’de parasız yatılı okuluna kaydoldu.. Bir süre sonra katıldığı bir m

Hayattan, Edebiyattan, Tarihten ve Filozoflar gibi Ünlü Kişilerden Alınan Popüler Sözler Serisi _ 027

Resim
 

Prof. Dr. Acar Baltaş ın Yazın Çocuklarımıza Ne Yaptırmalıyız _ Bu 2 Video için 4 dk Ayırınız Muhakkak Dinleyiniz

Resim
Hergün onlarca paylaşımlar yapılıyor Bu vidoe 3 - 3,5 saatlik bir TV yayından herkesin dinlemesi için seçtiğim 2 tane 2 dk lık video Bırak dinlemeyi bunu tüm sevdiğimiz kişiler ile de paylaşmak bir görevimiz olmalı Çünkü İlerimizi şekillendirmemiz için bilgi zenginliği içeriyor Videodan; Acı, Üzüntü, Hayal Kırılığı ve Başarsızlık yoksa bir hayatın içinde O hayattan bir hikaye çıkmaz. İnsanı insan yapan ; Utanma, Üzüntü, Başarsızlık, Kızgınlık, Hayal Kırıklığı bu duygular insan insan yapıyor.

Olgunlaşma Belirtisi

Resim

Hayattan, Edebiyattan, Tarihten ve Filozoflar gibi Ünlü Kişilerden Alınan Popüler Sözler Serisi _ 026

Resim