Bir Kitap Düşünün, O Kitap Tercüme Ettiği İçin, Onlarca Bilim İnsanı Öldürürsün
Dünya üzerinde hiçbir kitap
Basımı için bu kadar çok sayıda bilim adamının can vermesine sebep olmadı.
Bu kitabın ismi; Divanü Lügati’t Türk
Yazarı da büyük bilgin Kaşgarlı Mahmud.
Bu sene 1000′nci doğum yılı kutlanan
Bu kitabın ismi; Divanü Lügati’t Türk
Yazarı da büyük bilgin Kaşgarlı Mahmud.
Bu sene 1000′nci doğum yılı kutlanan
2008 yılı da kendi yılı ilan edilen Kaşgarlı Mahmud’un
Türkçe’nin ilk büyük sözlüğü
İlk Türk ansiklopedisi olan Divanü Lügati’t Türk
Tam 800 yıl boyunca ortada yoktu.
Tıpkı bir diğer kitabı Kitab’ül Cevahir gibi
Tarık Başçıl _ 01 Nisan 2022
Not:
Kırmızı yazılı kelime gördüğünüzde tıklar iseniz
Divan-ı Lügat’it Türk
Geçtiğimiz yüzyılın başında
Ali Emiri tarafından bulundu.
Avrasya Yazarlar Birliği Genel Başkanı Yakup Deliömeroğlu
Avrasya Yazarlar Birliği Genel Başkanı Yakup Deliömeroğlu
Kitabın bulunuşunu şöyle anlatıyor:
Kitabı sahaflarda Ali Emiri Efendi buldu.
Kitabı sahaflarda Ali Emiri Efendi buldu.
Ali Emiri Efendi, kitabı satın aldığında duyduğu sevincini şu şekilde dile getirir:
Bu kitabı aldım; eve geldim. Yemeği içmeği unuttum.
Bu kitabı sahaf Burhan 33 liraya sattı.
Fakat ben bunu birkaç misli ağırlığındaki elmaslara, zümrütlere değişmem.
Büyük bir coşku içinde olan Ali Emiri Efendi kitabını kimseye göstermek istemedi.
Büyük bir coşku içinde olan Ali Emiri Efendi kitabını kimseye göstermek istemedi.
Hem kitabı kıskanıyor ve hem de kaybolmasından endişe ediyordu.
Devrin ünlü simaları Ziya Gökalp ve Fuad Köprülü gibi şahıslar
Devrin ünlü simaları Ziya Gökalp ve Fuad Köprülü gibi şahıslar
Ali Emiri Efendi’nin Divanü Lügati’t Türk’ü bulduğunu işitmiş ve görmek istemişlerse de Ali Emiri Efendi onları kitaba yanaştırmamıştı;
Kitabı sadece çok güvendiği Kilisli Ahmet Rıfat Efendi’ye gösteriyordu.
Ali Emiri Efendi satın aldığında, kitap hırpalanmış ve yıpranmış bir vaziyetteydi.
Şirazeleri çözülmüş, formaları dağılmış, sayfaları birbirine karışmış ve numaraları da yoktu.
Bu sebeple kitabın eksik mi, tam mı olduğu belli değildi.
Ali Emiri Efendi bunun tespitini Kilisli Rıfat Efendi’ye yaptırdı.
Ali Emiri Efendi satın aldığında, kitap hırpalanmış ve yıpranmış bir vaziyetteydi.
Şirazeleri çözülmüş, formaları dağılmış, sayfaları birbirine karışmış ve numaraları da yoktu.
Bu sebeple kitabın eksik mi, tam mı olduğu belli değildi.
Ali Emiri Efendi bunun tespitini Kilisli Rıfat Efendi’ye yaptırdı.
Kilisli Rıfat Efendi, iki ay müddetle kitabı üç kere okudu
Karışmış sayfaları yerli yerine koydu ve numaralandırdı.
Daha sonra da kitap Matbaa-i Amire’de üç yıl süren bir maceranın ardından basıldı.” Yakup Deliömeroğlu, kitabı kendi dillerine tercüme etmek isteyen çok sayıda Türk bilim adamının da bu yolda Rus ve Çinliler tarafından şehit edildiğini söylüyor.
Daha sonra da kitap Matbaa-i Amire’de üç yıl süren bir maceranın ardından basıldı.” Yakup Deliömeroğlu, kitabı kendi dillerine tercüme etmek isteyen çok sayıda Türk bilim adamının da bu yolda Rus ve Çinliler tarafından şehit edildiğini söylüyor.
İşte Rus ve Çinliler tarafından katledilen Türk bilim adamları.
Dîvân ü Lügati’t Türk’ün Türk Dünyasında ilk tercüme girişimi,
Dîvân ü Lügati’t Türk’ün Türk Dünyasında ilk tercüme girişimi,
Azerbaycan’da oldu.
Sovyet Bilimler Akademisi’nin Azerbaycan Şubesi, bu iş için Halid Said Hocayev’i görevlendirir.
Sovyet Bilimler Akademisi’nin Azerbaycan Şubesi, bu iş için Halid Said Hocayev’i görevlendirir.
Hocayev, 1935-37 yıllarında bu görevi tamamlar.
Fakat Hocayev ve yardımcılarının başarısının mükafatı, ölüm olur.
1937 yılında bu kez meşhur Uygur şairi Kutluk Şevki ve eğitimci şair Muhammed Ali Dîvân ü Lügati’t Türk’ü Uygurcaya tercüme ettikleri için katledilirler ve bütün çalışmaları yakılır.
Kutluk Şevki, hac yolculuğu sırasında uğradığı İstanbul’dan Kilisli baskısını alarak ülkesine götürmüştür.
1937 yılında bu kez meşhur Uygur şairi Kutluk Şevki ve eğitimci şair Muhammed Ali Dîvân ü Lügati’t Türk’ü Uygurcaya tercüme ettikleri için katledilirler ve bütün çalışmaları yakılır.
Kutluk Şevki, hac yolculuğu sırasında uğradığı İstanbul’dan Kilisli baskısını alarak ülkesine götürmüştür.
Bilim dünyasına hizmet için giriştikleri iş, kendi sonlarını hazırlar.
Uygurlar, 1944 yılında Şarki Türkistan Devletini kurduklarında
Uygurlar, 1944 yılında Şarki Türkistan Devletini kurduklarında
İlk iş olarak Dîvân ü Lügati’t Türk’ün tercümesi işine girişirler.
Bu iş için meşhur alim İsmail Damollam görevlendirilir.
Bu iş için meşhur alim İsmail Damollam görevlendirilir.
Birinci cildin tercümesi tamamlanmıştır ki. Rusya ile Çin anlaşarak Şarki Türkistan Devleti ortadan kaldırılır ve İsmail Damollam öldürülür.
Şarki Türkistanın Kızıl Çin tarafından işgal edilmesinden sonra Uygur bölgesinde Sinjang Özerk Yönetimi kurulur.
Şarki Türkistanın Kızıl Çin tarafından işgal edilmesinden sonra Uygur bölgesinde Sinjang Özerk Yönetimi kurulur.
Kaşgar bölgesinin Valisi Seyfulla Seyfullin, maddi kaynak da ayırarak tanınmış şair ve tarihçi Ahmed Ziyaî’yi Dîvân ü Lügati’t Türk’ün tercümesi için resmen görevlendirir.
1952-54 yılları arasında Divanın tercümesi tamamlanır ve Pekin’ e basılması için gönderilir.
1952-54 yılları arasında Divanın tercümesi tamamlanır ve Pekin’ e basılması için gönderilir.
Baskının giderleri de Kaşgar valiliği bütçesinden ayrılmıştır.
Ancak Pekin “karşı devrimcilik ve milliyetçilik” suçlamaları ile Ahmet Ziyaî’yi 20 yıl ağır hapse mahkum eder ve Ziyaî cezaevinde işkence altında can verir, divanın bütün tercümeleri de yakılır.
Yılmayan Uygurların bir başka girişimi
Ancak Pekin “karşı devrimcilik ve milliyetçilik” suçlamaları ile Ahmet Ziyaî’yi 20 yıl ağır hapse mahkum eder ve Ziyaî cezaevinde işkence altında can verir, divanın bütün tercümeleri de yakılır.
Yılmayan Uygurların bir başka girişimi
1960-63 yıllarında, Çin İlimler Akademisi Şincang Bölümü Müdür Yardımcısı Uygur Sayrami tarafından hayata geçirilir.
Fakat hem Sayrani yardımcılarıyla birlikte öldürülür hem de tercümenin metinleri yakılır.
Uygurların Divan’a merakı bütün bu olanlara rağmen azalmamakta aksine artmaktadır.
Fakat hem Sayrani yardımcılarıyla birlikte öldürülür hem de tercümenin metinleri yakılır.
Uygurların Divan’a merakı bütün bu olanlara rağmen azalmamakta aksine artmaktadır.
Halkın ve aydınların yoğun isteği ile Dîvân ü Lügati’t Türk İbrahim Muti’in yönetiminde Abdusselam Abbas, Abdurrahim Ötkür, Abdurrahim Habibulla, Abdulreşit Kerim Sait, Abdulhamit Yusufi, Halim Salih, Hacı Nur Hacı, Osman Muhammed Niyaz, Emin Tursun, Sabit Ruzi, Muhammet Emin ve Mirsultan Osmanov’dan oluşan 12 kişilik komisyon tarafından tercüme edilir.
Bu tercüme ile Divan, 1981-84 yıllarında Urimçi’de 3 cilt halinde ve 10 bin nüsha basılır.
Divan’ül Lügati’t Türk, Kazakistan ve Azerbaycan’da ise SSCB’nin yıkılışından sonra yayınlanabildi.
Kaynak: Dr. Fahri SOLAK (Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi)
1965 yılında İstanbul’da doğdu. 1988 yılında İ. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu.
1990 Yılında Marmara Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne araştırma görevlisi olarak girdi.
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı’nda, “Türkiye'de İhracatı Teşvik Tedbirlerinin Tarihi Gelişimi” konulu teziyle yüksek lisans; aynı anabilim dalında “Piyasa Ekonomisine Geçiş Sürecinde Kırgızistan” konulu teziyle doktora öğrenimini tamamladı (1999).
Doktora çalışmaları çerçevesinde, 1993-1994 öğretim döneminde, Bişkek’te bulunan Kırgız Devlet Üniversitesi’nde araştırmalarda bulundu.
Bu üniversitenin hazırlık sınıfında Rusça ve Kırgızca dersleri aldı.
2000-2001 öğretim yılında Kırgızistan’ın Celalabat kentinde bulunan Türk-Kırgız İşletme Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak görev yaptı.
2003-2006 yılları arası, geçici görevle Başbakanlık, TİKA Kırgızistan Program Koordinatörlüğü görevinde bulundu.
Halen Marmara Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor ve Orta Asya Ekonomileri ile ilgili araştırmalarına devam ediyor.
Divan’ül Lügati’t Türk, Kazakistan ve Azerbaycan’da ise SSCB’nin yıkılışından sonra yayınlanabildi.
Kaynak: Dr. Fahri SOLAK (Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi)
1965 yılında İstanbul’da doğdu. 1988 yılında İ. Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu.
1990 Yılında Marmara Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne araştırma görevlisi olarak girdi.
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı’nda, “Türkiye'de İhracatı Teşvik Tedbirlerinin Tarihi Gelişimi” konulu teziyle yüksek lisans; aynı anabilim dalında “Piyasa Ekonomisine Geçiş Sürecinde Kırgızistan” konulu teziyle doktora öğrenimini tamamladı (1999).
Doktora çalışmaları çerçevesinde, 1993-1994 öğretim döneminde, Bişkek’te bulunan Kırgız Devlet Üniversitesi’nde araştırmalarda bulundu.
Bu üniversitenin hazırlık sınıfında Rusça ve Kırgızca dersleri aldı.
2000-2001 öğretim yılında Kırgızistan’ın Celalabat kentinde bulunan Türk-Kırgız İşletme Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak görev yaptı.
2003-2006 yılları arası, geçici görevle Başbakanlık, TİKA Kırgızistan Program Koordinatörlüğü görevinde bulundu.
Halen Marmara Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor ve Orta Asya Ekonomileri ile ilgili araştırmalarına devam ediyor.
Ne bu ya?
YanıtlaSilBu kadar Türk düşmanlığı olur mu?
Asimile etmeleri için ilk önce dilini kayıp edilmesi lazım
SilRuslar ve Çinliler Türkçeden bu kadar korkmalarının nedeni nedir?
YanıtlaSilTürkler Orta asyada nüfus olarak çok büyük bir halk ve çok büyük topraklara dağılmış
SilOnların kendi ülkelerine asimile edilmesi için
Dillerini ve kültürlerini yok edilmesi lazım
Ruslar ve Çinliler de bunu yaptılar ve Hala da yapıyorlar
Bu kadar engellemelerine rağmen elimize ulaştıran
YanıtlaSilTüm emeği geçenleri yad ile anıyorum
Allah Işıklar İçinde Yatırsın
Amin
Sil