Bir Şahsa Karşı Yapılan Haksızlık, Herkese Karşı Yapılmış Bir Tehdit Demektir. Unutmayalım


Hukuk fakültesinde profesör ilk dersine girer.
Selamsız sabahsız ilk girişte kafasını kaldırır kaldırmaz göz teması kurduğu ilk öğrencisine sert tonda:
“Adın ne?” diye sorar.
Herkes şaşkındır...

Öğrenci kalkar ve “Ahmet, adım Ahmet" der.
Az sonra olacaklar her şeyi gölgede bırakır: 
“Defol bu sınıftan, bir daha asla dersime gelme.” söyler.

Ahmet ne yapacağını şaşırır.
Sınıfı terk eder.
Hocanın ani ve sert tepkisiyle korkudan kimse ses çıkaramaz. 

Her yanı merak sarar.
Gözler anlamsız etrafı tarar.
Bir tek hoca iki elini arkada kavuşturmuş, belden yarı eğilerek sıraların arasında turlayıp her bir öğrenciyle göz teması kurmaya çalışır.
Öğrenciler gözlerini kaçırır.


Hoca doğrulur: 
“Kanunlar neden vardır, cevaplayabilecek var mı?” der. 

İlk sorunun ardından ilk ders fiilen başlamış olur. 
Titrek seslerle cılız cevaplar akmaya başlar.

Her öğrenciden farklı cevaplar gelir:
Düzeni korumak
Toplumda yaşayan bireylerin hak ve hürriyetini sağlamak
Yaşam haklarını idame ettirmek
Devlete güveni
O devletin saygın bir vatandaşı olduğunu göstermek
Her yerde hakkını yasalar çerçevesinde arayacağını bilmek ve devletin vatandaşına haklarını nasıl arayacağını göstermek için
gibi doğru olduğu düşünülerek söylenmiş cevaplar sınıfta dolaşır.

“Hiçbiri. İstediğim cevap yok.
Başka, başka” diye sinirli bir çıkış sergiler.

Daha önce hiç cevap vermeyen köşedeki öğrenci sakince:
“Adalet için”.

“İşte budur, istediğim cevap buydu. 
Buna göre az önce arkadaşınıza adaletsiz davrandım mı sizce?” 
Koro eşliğinde: “Evet hocam.”

Hoca kapıyı açar, koridorda turlayan öğrenciyi içeri alır.
Ahmet’e teşekkür ederek yerine oturmasını söyler.
Sınıf yaşananların dersi etkili kılmak için bir oyun olduğunu anlar.

Hoca;
sanırım ne olduğunu anladınız.
Şimdi durum daha da vahim.

Peki, buna hepiniz şahit olduğunuz hâlde
Neden hiçbiriniz tepki göstermediniz
Bir açıklama istemediniz
Arkadaşınızın hakkını savunmadınız?
Sınıf tekrar sessizliğe bürünür.

Hoca;
Bakın gençler, bu olaydan hepinizin çıkarması gereken bir öğüt var.
Bunu size yüz saat sınıfta ders versem anlatamazdım.
Asla bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetinde de olmayın
O yılan bir gün mutlaka sizi de sokacaktır.

Adaletsizliğe şahit olup göz yuman insanlar haysiyet ve onurlarını kaybetmeye mahkûmdur.
Bir Şahsa Karşı Yapılan Haksızlık
Herkese Karşı Yapılmış Bir Tehdit Gemektir
Sözleriyle ilk dersini tamamlar.

Yorumlar

  1. Halkı ötekileştirilmiş toplumlarda
    Karşı tarafın hakkını koruyacak

    Elinden gelse kendinden olmayanı ülkeden kovacak duruma getirilmiş
    Yazık oluyor ülkemize ve insanlarımıza

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru söylüyorsunuz da, Ama bizler bıkmadan Usanmadan buna engel olmak için çalışmalıyız. daha önemlisi ise ÜMİTSİZLİĞE düşmemeliyiz

      Sil
  2. Kuran da Adalet ile ilgili
    Nisa Suresi, 135. ayet:

    Ey iman edenler
    Kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa

    Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun.
    Onlar ister zengin olsun, ister fakir olsun;
    Çünkü

    Allah onlara daha yakındır.
    Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın.

    Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

    YanıtlaSil
  3. Moğolistan’dan Selamlar

    Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur.
    Montaigne

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük lideri CENGİZ HAN ı yetiştirmiş Moğol kardeşim benden de sana Türkiye den selamlar

      Sil
  4. Kılıç Zaferleri

    Zeka Siyasi Üstünlüğü

    Adalette Ahlaki Muzafferiyeti Temsil Eder.

    Simeon Luce

    YanıtlaSil
  5. Kanunlar örümcek ağları gibidir

    Zayıfları ağa yakalanır
    Güçlülerse ağı delip geçer

    Balzac

    YanıtlaSil
  6. Maide Suresi, 8. ayet:

    Ey iman edenler, adil şahidler olarak
    Allah için, hakkı ayakta tutun.

    Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın.
    Adalet yapın.
    O, takvaya daha yakındır.
    Allah'tan korkup-sakının.
    Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.

    YanıtlaSil
  7. Dinlerini beğenmediğimiz insanlar niye daha adaletliler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin dini kendisine kutsaldır. Bizlerin onları beğenmediğimiz değil.
      O dini inançı kendimize kabul görmediğimiz daha güzel bir cümle olurdu

      Çünkü oradalar da gerçek Demokrasi ve Adalet sistemi var
      Orada eğer suçsuz ise hakim karşısına çıkınca bilir ki, kendisi berat edeceğini

      Eninde sonunda adalet herkese bir gün lazım olur

      Sil
  8. Adalet deyince şu meşhur Karakuşi Kadı ile ilgi fıkra aklıma geldi.

    Karakuşi kadı bir gün bir fırının önünden geçerken burnuna mis gibi bir koku gelmiş.
    Bakmış koku fırından geliyor.
    Fırına girmiş ve nar gibi kızarmakta olan bir ördek görmüş.

    Demiş; “ben bu ördeği aldım”.
    Fırıncı, her ne kadar “bu ördeğin sahibi var” dese de, Kadı bu karşı gelinir mi?
    Fırıncı, paket yapmış ve ördeği vermiş.

    Az sonra ördeğin sahibi gelmiş ve “hani bizim ördek?” demiş.
    Fırıncı ne yapsın, “uçtu” demiş.
    Uçardı, uçamazdı, derken kavga başlamış.
    Kavga sırasında araya giren bir gayrimüslimin gözü çıkmış.

    Gayrimüslimin gözünü çıkardığını gören fırıncı, korkmuş ve başlamış kaçmaya.
    Gözü çıkan adam da başlamış fırıncıyı kovalamaya.
    Fırıncı kaçarken bir duvarın üstün atlamış ve hamile bir kadının üstüne düşmüş.
    Hamile olan kadın çocuğunu düşürmüş.

    Bunu gören kadının kocası da düşmüş fırıncının peşine.
    Can havliyle kaçmakta olan fırıncı, Yahudi bir vatandaşa çarpmış ve adamı düşürmüş.
    Buna kızan Yahudi de başlamış fırıncının peşinden koşmaya.

    Derken, zaptiyeler hepsini derdest edip Karakuşi Kadı’nın önüne çıkarmış.

    Karakuşi Kadı sırayla sormuş.
    Ördeğin sahibi; “bu adam ördeğimi iç etti” demiş.

    Karakuşi Kadı fırıncıya sormuş, “ne yaptın bu adamın ördeğini?”
    Zavallı fırıncı “sen aldın Kadı efendi” diyememiş tabi, “uçtu” demiş.

    Kadı efendi, kara kaplı defterini açmış ve demiş, “ördek tayyardır”
    Tayyar uçar anlamına gelir
    O halde ördeğin uçması suç değil, fırıncının kabahati yok” diyerek fırıncının beraatına karar vermiş.

    Kadı, gayrimüslim vatandaşa sormuş
    “Senin şikâyetin nedir?”
    Gayrimüslim vatandaş
    “bu adam benim gözümü çıkardı, onun da gözü çıkarılsın” demiş.

    Kadı efendi kara kaplı defterinden bir sayfa çevirmiş ve
    “Her kim gayrimüslim vatandaşın iki gözünü çıkara, o müslümin tek gözü çıkarıla” demiş.
    Gayrimüslim vatandaş, “ne olacak şimdi” demiş.

    Kadı, “şimdi” demiş
    “Fırıncı senin diğer gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız”.
    Bunu duyan gayrimüslim hemen şikâyetinden vazgeçmiş ve
    Fırıncı bu davadan da beraat etmiş.

    Sıra gelmiş çocuğunu düşüren kadının kocasına…
    Kadı efendi, kara kaplı defterinden bir sayfa daha çevirmiş ve “tamam” demiş.
    “Sen de karını bu fırıncıya vereceksin, fırıncı düşen çocuğun yerine yenisini koyacak” demiş.

    Tabi kadının kocası derhal vazgeçmiş şikâyetinden.
    Böyle olunca fırıncı bu davadan da kurtulmuş.

    Kadı efendi, nihayet Yahudi vatandaşa dönmüş ve
    “Senin şikâyetin ne bre” demiş.

    Yahudi ellerini açmış
    “Ne diyeyim Kadı efendi” demiş,
    “Adaletinle bin yaşa sen emi”..!

    YanıtlaSil
  9. Tarık Hocam, Osmanlıda Karakuşi kadılar gibi mi idi? Bu konuda bir araştırmanız var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karakuşi Kadı öncelikle Osmanlı döneminde değil Selçuklu döneminde yaşamıştır

      Osmanlı döneminde de böyle kadılar vardı
      Ama Kadı Sarı Hızır gibiler de vardı
      Bununla ilgili hikayeyi yazayım izinlinizle

      stanbul’u fethedince Bursa Müderrisliğinden getirterek İstanbul’un ilk kadısı yapar.
      Bugün Kadıköy diye bildiğimiz yer, Fatih tarafından ona bahşedilmiştir.

      Fethin onuncu yılında Fatih Sultan Mehmet, adını taşıyan bir camii yaptırmak ister.

      Ve caminin kubbeleri Ayasofya’dan büyük ve azametli olsun ister. Bunun için getirttiği mermer sütunları kestiren Rum mimar İpsilanti Efendi'ye kızıp elini kestirir.

      Bunun üzerine İpsilanti Efendi, ilk İstanbul Kadısı Sarı Hızır Çelebi'ye başvurur.

      Haksızlığa uğradığını belirtip, hakkının Padişah'tan alınmasını ister.

      Kadı, Padişah'ı çağırtır.

      Bugün Üsküdar’da Adalet Tarihi Müzesi binasında muhakeme başlar.

      Padişah girdiğinde İpsilanti Efendi dâvâcı makamında ayakta durmaktadır.

      Padişah "maznun" minderine bağdaş kurmak üzereyken, Kadı Efendi sert bir tonla uyarır:

      "Beyim, davacı ile hukuk önünde yüzleşeceksin, ayağa kalk!"

      Padişah kalkar. Kendisini savunması istenince hata ettiğini belirtir.

      Kadı Efendi "Kısasa kısas" hükmünü verir:
      Hüküm gereğince Padişahın da eli kesilecektir.
      Dinleyenler dehşetten ve hayretten dona kalmışlardır.
      Padişah boyun bükmüş, hükme rıza göstermiştir.

      Durum o kadar alışılmışın dışındadır ki; İpsilanti Efendi'nin eli, ayağı titremeye başlar.

      Biraz kendine gelince;

      "Dâvâmdan vazgeçtim. adâletinin büyüklüğü gördüm, yaşadım..

      Böyle bir cihangirin elini kestirip kıyamete kadar lânetlenmeyi göze alamam" der.

      Fatih'in eli kesilmekten kurtulur. Ama tazminat ödemeye mahkûm olur.

      Kestirdiği elin diyetini şahsî gelirinden öder.

      Ayrıca bir de ev verir.

      Mahkeme sona erip herkes çıktıktan sonra,

      Padişah, Kadıya döner: "Bak Hızır Çelebi, bu padişahtır deyu iltimas eyleseydin, adalete mugayir hüküm verseydin şu kılıçla başını koparırdım."

      Kadı Hızır Çelebi minderini kaldırır, minderin altında duran demir topuzu Padişaha gösterir:

      "Siz de padişahlığınıza mağruren hükmü tanımasaydınız billahi bu topuzla başınızı ezerdim."

      Öyle bir adalet sistemi ki;

      Herkes herkese karşı hakkının korunacağına inanıyor.

      Bir gayrı müslim bile olsa…

      Padişah bile olsan mahkemeye gidiyor, muhakeme ediliyorsun.

      Mahkeme huzurunda herkes eşit muamele görüyor.

      Kadının yani hakimin huzurunda kimin kim ve ne olduğunun bir ayrıcalığı olmuyor.

      Padişah kadıyı o göreve kendi getirmiş ve çok seviyor da olsa; kadı hak, hukuk ve adilane karar verip, adaletin tecellisini sağlıyor.

      Taraflardan birisi padişah bile olsa, mahkum edilebiliyor.

      Hükmün maddi tazminata çevrilmesi, ancak mağdurun rızasıyla olabiliyor.

      Ve padişah, tazminatı “şahsi gelirinden” ödüyor.

      Başka söze ne hacet.
      Söz hem meclisten içeri, hem de dışarı.

      Anlatılan olay onun, bunun, şunun için ve ona buna şuna gönderme yapmak için değil.

      Herkes için, hepimiz için başucu mesabesinde bir örnekliktir.
      Anlatıdaki adalet anlayışına bakın ve düşünün…
      Yoruma moruma gerek var mı…

      Fatih Sultan Mehmet der ki;

      “Aklı öldürürsen ahlak da ölür,
      Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür.
      Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür.
      Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür”.

      Sil
  10. Ben neredeyim deme
    Ne yaptım deme.

    Ben karşı tarafın hakkına hukukuna riyaat ettim mi de.

    YanıtlaSil
  11. Adaletin kuvvetli
    Kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir

    Pascal

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar doğru ve isabetli teşhis 👍 🌱🌴🥦 🍃🌿🌳🍀🎋

      Sil
  12. Keşke insanlar o kadar iyi olsa da kimse kimsenin hakkını çiğnemezse

    YanıtlaSil
  13. Hoca ne kadar güzel ders vermiş, Öğrencilerin belleğine kazımış sanki

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen yaşayarak öğrenmek, akılda kalıcılık sağlıyor, Hoca da bunu çok iyi yapmış 👍 🌱🌴🥦 🍃🌿🌳🍀🎋

      Sil
  14. Bazı üniversitelerde esfane hocalar vardı. Hoca Emekli de olsa ondan hiç ders almamış öğrenciler bile onu konuşurlar. Bu hocada öyle birisimiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlardan birisi de ODTÜ İşletme Bölümü den Rahmetli “Prof.Dr. Muhan Soysal"

      Sil
  15. Bir de Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nün efsane hocalarından Prof. Dr. Vedat Yerlici idi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bende Vedat Hocanın hakkında bir çok yazılar okumuş idim.
      Derslerinde öğrencilere mühendislik konuları kadar verdiği hayat dersleriyle de zihinlere yerleşen

      Akademik yetkinliğinin yanı sıra insancıllığı, sportmen kişiliği, klasik müzik tutkusuyla tanınan, binlerce öğrencisine, öğrenmeyi öğretmesiyle
      Boğaziçi hafızasında apayrı bir yeri olan Prof. Dr. Vedat Yerlici

      Sil
  16. Bizim hocaların hepsi vasat

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vasat kelimesi biraz ağır, Öğrencilere ders anlatımı iyi değildi daha şık cümle olacağını düşünüyorum

      Sil
  17. Umarım torunlarımız bizden daha iyi bir adalet sistemine kavuşurlar

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anneler Günü İçin 3 Derleme

Kağıt Bardak ve Makam

Yaşam Trenimiz

Bilge ve Cahil

Sultan Abdülaziz’in Dişi Ağrımamış Olsa idi. Gezi Parkı Davası Olmayacaktı. Niye Aron Angel İlgisi Var ve Belediye Seçimi

Afrika Niye Önemli

Unutulmaz Film Sahneleri ve Müzikleri _ 2

Hayattan, Edebiyattan, Tarihten ve Filozoflar gibi Ünlü Kişilerin Sözler ve Videolar Serisi _ 040

Bazen Önüne Gelecek Çok Büyük Fırsatı, Aslında Fırsat Olmadığını Görebilen Kişi Olmak. Sizi Sony Yapabilir

Film Önerim _ Bitmeyen Sınav (12th Fail) _ Biyografi _ Hindistan _ 2023 _ İmdb 9,1