Yörükler Hakkında Biraz Bilgi


Benim Atalarımda Yörük olduğumdan
Yörükler hakkında bir derleme yapma zamanı geldi

Tarık Başçıl  _  13 Temmuz 2024

Not: 
Kırmızı yazılı kelime gördüğünüzde tıklar iseniz
Sizi "Vikipedi" e yönlendirir
Onun hakkında daha fazla bilgiye ulaşmış olursunuz


Sorma bana oymağımı boyumu
Beş bin yıldır millet olarak yaşarım
Bana Oğuz Kayı Osmanlı deme
Bu ad her ünvandan üstündür
Ziya Gökalp

Yörük Türkmen demektir.
Farklı bir Türk topluluğu değildir.

Kırgız, Çerkez, Tatar, Avar veya Gagavuz diye ayrım yapmaz.

Türkmen - Ben Türküm
(Buradaki Men, Ben....im manasına geliyor)

Yörük, büyük ölçüde
17. Yüzyıla kadar yerleşik hayata geçemeyerek
Yaşamına göçebe olarak devam eden Türkmen topluluklarına verilen isimdir.

Yörüklerin Tarihçesi:
Yörükler ırken bir Turan kavmi olup Türk’tür. 
Dili de Altay dil grubundan Türkçe’dir. 
Günümüzdeki Uygur ve Hakas lehçe ve şivesine çok yakın bir Türkçe ile konuşurlar.

Yörükler Doğu Göktürklerinin bir kolu ve Uygur, Kazak, Kırgız ve Türkmen gibi bir Türk boyudur. 

745 yılına kadar Orhon, Altay, Tanrı, Sayan ve Aladağlarda Göktürklerin kurucu ve asli unsuru olarak göçebe yaşadılar. 

Göktürk (Kutluk) hakimiyetine son vermesi üzerine Uygurlara tabi oldular. 
Çin ve Moğol saldırılarıyla iyice zayıflayan Uygur Devletine Kırgızlar 840 yılında son verdi.

Yörükler bundan sonra Karahanlı (932-1212)
Büyük Selçuklu (1040-1157)
Harzemşahlar (1157-1231) hakimiyetine girdi. 

Moğolların
Karahanlı ve Harzemşahlar devletine son vermesi üzerine de Hunlarla başlayan
9. yy'dan sonra canlanan
Büyük Selçuklularla bilinçli şekilde organize edilip sürdürülen
Moğol saldırıları sonucu hızlanan büyük göçe Yürüklerde katılarak Anadolu’ya geldiler

Orta Asya’da 1930'lara kadar nüfusunun çoğunluğu göçebe hayvancılık yapan 
Türk Halkları; Kırgız, Kazak, Türkmenler ve ayrıca İran'daki Kaşgaylar’dır. 

Diğer Türk halkları da büyük ve küçükbaş hayvancılık yapmakta ise de bunlar (Örneğin; Balkar, Tatar, Özbek ve Uygurlar) göçebe değildir.

Saha (Yakut) Türkleri de yarı göçebe şekilde bir hayat sürdürerek Rengeyiği beslemektedirler. 

9. Yüzyılda Balkanlara gelen Peçenek, Kuman, Tatar, Kıpçak, Uz ve daha sonra Evladı Fatihan olarak adlandırılacak olan Karlukların yörüklerle ilgisi olabilir.

Bu Türk boyları Bizans, Macar ve Slavlarla savaşmış ancak kendi aralarında da anlaşıp bütünleşemedikleri için kalıcı bir devlet kuramamışlardır. 

Bu Türkler, Bizans Ordusunda paralı askerlik yapmış ancak 1071 Malazgirt Savaşında Selçuklu Ordusunun Türk olduğunu anlayınca Alparslan’ın tarafına geçerek savaşın kaderini değiştirmişlerdir. 

Bizanslılar bu Türk Boylarının bir bölümünü Anadolu’nun bazı yerlerine (Örneğin: Toroslar ve Çukurova’ya) yerleştirmişlerdir.

Uzlar sayıları çok az olsa da (200 bin) Gagauz olarak bugün Moldavya’da yaşamaktadırlar. 

Balkanlarda Boşnak olarak varlıklarını sürdürenler
Peçenek, Pomaklâr (yardımcı anlamında) ise Kuman-Kıpçak Türklerinin torunlarıdır.

Pomak ve Boşnaklara karşı gösterilen Slav düşmanlığının altında Müslümanlıkla beraber bu Türk kökenlilikte yatmaktadır.

Sırp lideri de Boşnakların Slav değil
Türk asıllı olduklarını açıklamıştır. 

Boşnakların mezar taşlarında ayyıldız vardır. 
Kuzey Kafkasya’daki Balkarların da mezar taşları aynıdır. 

Boşnak ve Pomakların tamamı Müslüman, Sünni ve Hanefi mezhebindendir. 
Türkçe bilip konuşamadıkları itirazı ise yeterli bir delil değildir. 
(Slav, Kuman, Kıpçak, Oğuz, Nogay ve Arapça karışımı bir dil kullanıyorlar)

Amerika ve Almanya’da da doğup büyüyen Türk asıllı ailelerin çocuklarının bir kısmı da hiç Türkçe bilmemektedir. 

Hatta 1918’de bizden ayrılan Suriye’deki Türklerin okuyan gençlerinin çoğunluğu da (Müslüman olmasına rağmen Suriye’nin uyguladığı Araplaştırma politikası sonucu) Türkçe bilmemektedir. 

Bu ülkelerdeki Türkler azınlık olmaları ve T.C. Hükümetlerinin ilgisizliği sonucu uygulanan aşırı, kültürel, dini (mezhepçilik), ekonomik hatta-siyasi (Türk düşmanlığı) baskı neticesi milli benliklerini gereğince koruyamamıştır.

Diğer bir itiraz ise Boşnak ve Pomakların sarışınlığı konusudur. 
Yeri gelmişken bir yanlışı daha açmakta yarar vardır. 

Tatarların, Moğollarla bir benzerliği yoktur. 
Timur'unda Tatarlarla ilgisi yoktur. 

Tatarlar özbeöz Türk’tür. 
Hatta Türkiye’de milliyetçi, Turancı, Türkçü fikir hayatının doğmasını sağlayanlar Kazan, Kırım Tatar ve Başkırt aydınlarıdır.

Söylenenin ve sanılanın aksine günümüzdeki 48 Türk grubundan sadece Azeri, Abdal, Kazak, Kırgız, Mesket, Türkmen, Yakut gibi on kadar grup esmerdir. 
(Bir boyunda tamamı bir renk olmayıp, kendi içinde farklılık gösterebilir) .

Kazan Tatarları, Sarı Türkişler, Sarı Uygurlar, Kumanlar, Peçenekler, Çuvaşlar, Tuvalar, Hakaslar ve Sarı Keçili Yörükleri sarışındır. 
Diğer Türk grupları ise kumraldır.

Orta Asya’dan Anadolu’ya Göç :
Yörükler, Göktürk (Kutluk) Devletinin asli unsurlarından olarak Altay ve Tanrı dağlarında uzun süre huzur içinde yaşadı. 

Bu bölgede Kazak, Kırgız ve Moğollarda tamamen göçebe olarak yaşıyor ve hayvancılıkla uğraşıyordu. 

Afşar ve Türkmenler ise genellikle yarı göçebe idi; 
Seyhun, Ceyhun nehirleri arasındaki bozkırda (Maveraünnehir) yaşıyorlardı

l. ve 2. Göktürk (Kutluk) (552-630, 682-745) Uygur, Karahanlı, B.Selçuklu ve Harzemşah hakimiyetinden sonra bölgede Moğol tehlikesi baş gösterdi.

Orta Asya çok istikrarsız bir bölge idi. 
Sürekli devletler kuruluyor ve yıkılıyordu. 

Türk Hanedan ve boylarının iktidarı ele geçirmeye yönelik kardeş kavgaları bölge halklarını bezdirmişti. Asayiş iyice bozulmuş hiç huzur kalmamıştı.

Yörükler, 940 yıllarında İslam dinine girmişlerdi. 
Kendilerini Sünni-Müslüman Büyük Selçuklulara yakın hissettiklerinden, onların yeni ve huzurlu yurt teklifine olumlu baktılar.

1071’den sonra İran üzerinden. Anadolu’ya Türk Boylarının göçleri başlamıştı. 
Bu göçler özellikle Moğolların Harzemşahlar devletini yıkması üzerine l23l büyük boyut kazanarak 1300'lere, daha sonra da azalarak 1517 yılına kadar sürdü.

1187, 1232, 1244 ve 1270 yıllarındaki büyük göç dalgasıyla Orta Asya, Sibirya, İdil-Ural ve Kafkasya’dan 24 - 48 (günümüzdeki ) Türk boyundan değişik oranlarla aileler gelerek Anadolu’ya yerleştiler.

Selçukluların, Yörükleri iskan ettiği esas bölge Aydın, Balıkesir ve Muğla yöresidir.

Yörüklerin bir bölümüde Kayıhan boyuyla (Osmanlılar) birlikte Anadolu’ya gelmiş önce Ahlata (Bitlis) oradan 

Fırat nehrinin aşağı kısımlarına (Suriye Caber Kalesi Türk mezarı civarı) sonra 

Karacadağ (Urfa) daha sonra Ankara (Haymana civarı) ve en son olarak da Söğüt (Bilecik) çevresine yerleştiler.

Anadolu Selçuklu devletinin (1071-1308) Moğollar tarafından yıkılmasından sonra Anadolu 1515 yılına kadar sayıları 34 civarında olan beyliklerle yönetildi. 

Bu beyliklerden biri olan Osmanlılar (1299-1918) 16.yy’a doğru tüm beylikleri hakimiyetleri altına alarak, Anadolu’da birliği sağladılar.

İzledikleri politika sonucunda Orta Asya ile irtibat kesildi. 
Toplu göçler, aile düzeyinde, sınırlı, düzensiz gelenler dışında durdu. 

Osmanlılar her Türk boyunun kendini diğer boylardan üstün ve daha soylu görmesi, her beyin yönetmeye hakkı olduğuna inanması, kuruluşuna katıldığı devleti idare etme arzusunun; sürtüşme ve komşu milletlerin kışkırtmasıyla kardeş kavgasına, dolayısıyla 

Türk devletlerinin kısa ömürlü olmasına (Tarihte 104-150 Türk Devleti kurulmuş ve çoğunu da yine Türkler yıkmıştır.) neden olduğunu gördüler.

Fatih Sultan Mehmet kılıç hakkına dayalı olarak yönetime gelme geleneğini değiştirdi.

Devlette kalıcılığı sağlayan bürokrasiyi kurdu. 
Kabileci duyguları olan Türkleri yönetimden uzaklaştırdı. 

Yönetimin kardeşler arasında bölüşülmesini ve kardeşlerin iktidar kavgasını yasa çıkararak önledi. 

Subay ve memuriyet görevlerine kişiler; 
Türklerin dışındaki genellikle devşirme sistemiyle, başta Slav olmak üzere Ermeni, Rum gibi diğer etnik gruplardan alındı.

2.Abdülhamit zamanında bile süvariler Çerkez, muhafız alayı Arnavut, Hamîdiye Alayları ise Kürttü. 

Ancak Kürt Aşiret Alayları sadece iç isyanların "Doğu ve Çukurova" bastırılmasında görev yapmışlardır. 

1877-78 Kafkas-93 harbine çok azı katılmış
Osmanlıların yenileceğini anlayınca da Gazi Ahmet Muhtar Paşa Kuvvetlerinden ayrılarak Ruslarla anlaşma yoluna gitmişlerdir. 

Osmanlı ordusuna vermedikleri buğday ve odunu Ruslara satmışlardır.

1453’den 1920’ye kadar sadrazamlık makamına getirilenlerden sadece ikisi Türk’tür.

Üst kademe bürokrat yetiştiren Enderun’a son zamana kadar Türk öğrenci alınmamıştır. 

Osmanlıların uzun süren bu yönetiminde birçok paşa ve vezir görevden alınmış, malına el konulmuş hatta boynu vurulmuş ancak uygulanan atamaya dayalı bürokrasi sistemi nedeniyle maktul vezirin hakkını savunan bir grup çıkmamıştır.

Diğer yandan devletin kurucu ve asli unsuru olan Türkler pasifize edilme neticesi toplumdaki itibar ve etkinlikleri yanında zamanla ekonomik güçlerini de kaybettiler.

Yetkililerde devlet imkanlarını kendi ırkdaşlarına sundu. 
Türkler ise sudan çıkmış balık misali fakirleştiler, cahil kaldılar öyle ki devlet kayıtlarına "Etrakı bi İtrak: Düşüncesiz Türk” olarak geçtiler.

Türklük duygusu taşımak, çocuklarına Türkçe ad vermek utanılacak bir davranış, hatta suç ve günah (putperest ismi diye)

Türk sözü de cahil, kaba anlamına kullanıldı. 
Şeyh ve hocaların yanlış, kasıtlı yorum ve görüşleri sonucu Türklerin adları hep Arap ismi oldu. 

Hatta Türkçe’miz dahi Araplaşarak % 30 oranında Arapça kelimelerle doldu.

Yörüklerin Anadolu’daki Yerleşim :
Selçuklular
Orta Asya’dan göçle gelen Türkleri
Meşguliyetlerine uygun olan yerlere 
(Örneğin: Esnaf ve sanatkarları şehirlere, çiftçileri ovaya, bahçe tarımı yapanları dere kenarlarına) ve genelde de boy olarak topluca yerleştiriyordu

Bir bölgeyi fetheden komutana orasını tahsis edip
Boyunu da buraya iskan ediyor
İçişlerinde geniş yetki ve serbesti tanıyarak bu beyi, bölgenin yöneticisi ve uç beyi olarak görevlendiriyordu.

Yörüklerin Yerleştirildikleri Yöreler:
1-Aydın Beyliği’nin Kurulduğu (1320-1390) Aydın ve Çevresi.
2- Osmanlı Beyliği’nin Kurulduğu Bilecik, Bursa çevresi.
3- Karasi Beyliği’nin Kurulduğu Balıkesir, Çanakkale çevresi .

4- Saruhanlı Beyliği’nin Kurulduğu Manisa çevresi.
5- Germiyanlı Beyliği’nin Kurulduğu Kütahya çevresi.
6- İnançoğulları Beyliği’nin Kurulduğu Denizli çevresi.

7- Karaman-Karamanlı Beyliği’nin Kurulduğu Karaman, Konya,

Mersin çevresi.
8- Tekeli-Teke Beyliği’nin Kurulduğu Antalya çevresi.
9- Hamit Beyliği’nin Kurulduğu Isparta, Burdur Çevresi

10-Menteşe Beyliği’nin Kurulduğu Muğla çevresi.
11- Ramazanoğlu Beyliği’nin Kurulduğu Adana çevresi.

12- Dulkadirli Beyliği’nin Kurulduğu Kahramanmaraş çevresi.

13- Kozan Beyliği’nin Kurulduğu Kozan Çevresi

Yörükler bu beyliklere kurucu veya asli unsur olarak katılmıştır. 
Yörüklerin Anadolu’ya ilk geldiklerinde yoğun olarak yerleştirilip yaşadıkları ilk bölge Aydın, Balıkesir ve Muğla çevresidir.

Osmanlılar
1700-1880 yıllarında dış yenilgilerle devlet düzeninin sarsılması

Otorite boşluğu özellikle vergi ve yargıdaki haksızlıklar
Eşkiyalığın yaygınlaşması
Yöneticilerin rüşvet ve haraç almaları

Aşırı vergi ve uzun süreli (4-10 yıl gibi) askere almak amacıyla halka baskı ve zulmünü arttırmasıyla

Başlayan iç isyanları önlemek
Bastırmak için alınan tedbirler sırasında 
Yörük Obalarını da parçalayıp onlu-yirmili çadır grupları halinde başka bölgelere dağıttı.

Adana, Kahramanmaraş, Hatay ve Gaziantep taraflarında Yürüklere "AYDINLI" denilmesinin nedeni budur.

Yörük Kıyafetleri:
Erkekler ;
Boyuna bağlanan yörük keyfiyesi 
Orta Asyadan Anadolu’ya uğurlunan öncü Türklere kendilerini daha kolay tanıtmaları için bir nişane olarak ebem kuşağı (gökkuşağı) renklerinden oluşan özel boyun bağı

Kuşak (bele bağlanan nakışlı ve nakışsız bellik)
Yelek (cepken) , Körüklü şalvar ,Yün çorap, çarık (kundura).

Afyon Yörükleri
Kızlarımız ;
Başa bağlanan Fındıkla Ağar yağlık(baş örtüsü)
Üç çeki burma (kırmızı, beyaz, yeşil renklerde alınlık

Alına bağlanan 40 gümüş çeyrek 1 (bir) para 40 adet lik alınlık
Sarka( yelek), üç etek (entari)
Nakışlı yün çorap (ala çorap)
Çarık (daha sonraları kunduraya geçmiştir).

Gelinlerimiz ;

Başa bağlanan ağar yağlık (sarı iplik nakışlı baş örtüsü), 
Çeki ( 6 renkten kırmızı, beyaz, yeşil, sarı, mavi, mor'dan oluşan alınlık süsü )

Kırklık (alına bağlanan 38 gümüş 2 altın dizili para)
Zıbın (İşlemeli Yelek)
Peşkir (kırmızı beyaz önlük)
Alaca çorap
Çarık (kundura ayakkabı)


Balıkesir Yörükleri
Kadınlarımız ;
Başa bağlanan fındıklı yağlık(
kadınlığının göz nurunu, el emeğini, üstün zevkini yüzyıllardan beri yiğitçe taşımış, işlemeli, yağlıklar, dantelalar, oyalar)

Alına bağlanan kırmızı , mor, yeşil alın çekisi
40 lık (alına bağlanan 37 gümüş 3 altın)

Nazar boncuğundan örülü beyaz, gök, yeşil boncuk sarmalı
Beşli (Boyuna takılan 1 beşibirlik veya beşli, 2 kırmızı liraya reşat altını da denilir

Önlük (etek önüne bağlanan mavi üzerine kırmızı tahtalı bez)
Önlük bağı (bele bağlanan nakışlı dokuma ip)

Kuşak(Nakışlı bellik)
Ala çorap
Çarık(kundura veya ayakkabı).



TEKE TÜRKMENLERİ (Antalya ve çevresi)
ve OSMANLI DEVLETİ
FAHRETTİN TIZLAK


Anadolu'da "YURT"


Türkmenistan'da "YURT"

BAZI YÖRÜK OBALARININ İSKAN YERLERİ:

1700-1934 Yılları arasında göçebelikten alıkonularak zorunlu iskana tabi tutulan Bazı Yörük Obalarının yerleştirildikleri şehirler:

1- Aydınlı Yörüğü: Aydın, Antalya, Ezine, Alanya, Manavgat, Isparta, Muğla, K.Maraş, G.Antep, Hatay, Adana, Mersin.

2- Akyörük: Kastamonu, Taşköprü

3- Bahşiş: ANAMUR, İçel, Tarsus, Adana, Alanya.

4- Döneli: Aydın, Antalya, İçel, Silifke, Mut, Gülnar, Erdemli, Anamur, Tarsus, Bozkır, Ereğli (Konya), Karaman, Ermenek, K.Maraş, Bolu, Adana, Bilecik, Kilis ve Suriye.

5- Eskiyörük: Antalya, Alanya, Manavgat, Isparta, Yalvaç, Mersin, Ana¬mur, Gülnar, Aydıncık, Aydın, Denizli, Muğla, Manisa, Adana, Beyşe¬hir, Kıbrıs, Suriye.

6- Gökler: Ankara, Haymana, Adana, Tarsus, Ereğli (Konya)

7- Gurbetler: Antakya, Kütahya, Ereğli (Konya)

8- Horzum: Aydın, Kütahya, Manisa, Isparta, Yalvaç, Adana, İmamoğlu, Afyon, Dinar, Dazkırı, Denizli, Uşak, Antalya, Alanya, Muğla, Konya, Akşehir, Ereğli (Konya), İçel, Ayrancı (Karaman.)

9- Honamlı: Denizli, Aksaray (Kutluköy), Ereğli-(Konya), Isparta, Antalya, Yunak, Türkoğlu- K.Maraş

10- Karatekeli: Kütahya, Simav, Muğla, Antalya, Manavgat, Alanya, Aydın, İzmit, Manisa, Afyon, (Sincanlı-Çatkuyu), Adana, İçel, Tarsus, Adapazarı, Kocaeli.

11- Koca Yörükanı: Antalya, K.Maraş, İçel.

12- Melikli: Fethiye (Muğla), Isparta, Ayrancı(Karaman), Adana, Antalya, Alanya, Bursa, Tarsus, İçel, Aydın, Balkanlar, Suriye.

13- Melli (Melicek): G.Antep, Ereğli (Konya), Bucak (Burdur).

14- Menemenci: Adana, Karaisalı, İçel, Tarsus, Karaman, Niğde, İncesu (Kayseri), Ereğli (Konya).

15- Sarıkeçili: Antalya, Kaş, Aydın, Isparta, Eğirdir, Uluborlu, Yalvaç, Adana, Burdur (Aziziye, Bereket), Çumra, Akşehir, Doğanhisar, İçel, Ayrancı (Yarıkkuyu Köyü), Karaman, Afyon, Dazkırı, Manisa, Kütahya, Honaz.

16- Sebil: Karaman, Çanakkale, Tarsus, Konya, Sarayönü, Ilgın.

17- Sarıtekeli: Aydın (Yörük Ali Efe bu obadan), Serik, Manisa.

18- Taş: Adana, Sivas, Ereğli (Konya), K.Maraş, Edirne, Kütahya, Bal¬kanlar, Suriye.

19- Tırtar: Aydın, İçel, Afyon, Ereğli (Konya), Isparta.

20- Tekeli: Antalya, Alanya, Manavgat, Manisa, Aksaray, Kütahya, Sivas, İzmir, Bergama, Aydın, Söke, İçel, Tarsus, Anamur, Silifke, Niğde, K.Maraş, Karaman, Ermenek, Adana, Aladağ, Kayseri, Muğla, Samsun, Balkanlar.

21- Yörük Beyleri: Adana, K.Maraş.

22- Saçıkaralı: Kütahya, Denizli, Konya, Akşehir, Beyşehir, Ereğli (Karaburun Köyü), Aydın, Antalya, Gazipaşa, Manavgat, Alanya, İçel, Anamur, Tarsus, Adana, Kozan, Saruhanlı- (Manisa), Uşak, Kıbrıs.



YÖRÜK - TÜRKMENLERİN SOY KÜTÜĞÜ
OĞUZLAR (TÜRKMENLER , YÖRÜKLER)




1 - BOZOKLAR
2 - ÜÇOKLAR

BOZOKLAR

1 - ALITIHALABLU
2 - TRABZON ŞAM TÜRKMENLERİ
3 - KIZIK
4 - ALKAEVLİ
5 - KARAEVLİ (Karaevliler)
6 - YAZIR (Yazar)
7 - DÖĞER (Töker)
8 - DUDURGA
9 - YAPARLI (Çarıklı)
10 - BEĞDİLİ (Beydili-Bağdıllı)
11 - KARKIN
12 - KAYI

A ) Saçıkara (Saçıkaralı)
B ) Atçekenler
C ) Kurtlu
D ) Sarıkeçili
E ) Kızılkeçili
F ) Haculu
G ) Karakeçili
g - ) Osmanlı Padişahları
g - ) Yeni Osmanlı



13 - BAYAT
A ) Dulkadır (Zulkadır)
B ) Kaçar
C ) Şambayat
D ) Kerkük Türkmenleri
E ) Inallı (Ulu Yörükleri-Kocacık Yörükleri)


14 - AVŞARLAR
A ) Deller (Karamanlı)
B ) Caper (Cafer)
C ) Kadirli
D ) Cerit
E ) İmamlı
F ) Torun (Toran)
G ) Burhanlı
H ) Havarizm (Horzum)
I ) Balabanlı
J ) Haliller (Haliloğlular)
K ) Kızılışık
L ) Çatak (Çıtak)
M ) Solaklar
N ) Hacınallu
O ) Karahacılı
P ) Farsak (Varsak)
R ) Honanamlı (Honamlı)
S ) Cingöz
T ) Türkmenaliler (Aliler)
U ) Çakıl (Çakal-Çakalanlar)
Y ) Meller (Milliler)


ÜÇOKLAR
1 - BÜGDÜZ
2 - CAVINDIR (Çavuldur)
3 - BAYINDIR
4 - IĞDIR
5 - YÜREĞİR (Üreğir-Yüreğir-Yüreil)
6 - YİVA (Yuva)
7 - EMÜR (Emir-Emre)
8 - ALAYÖNDLÜ (Alayöntlü)
9 - BİÇNE (Beçenek-Peçenek)
10 - SALUR

A ) Usta
B ) Yomut
C ) Hızır
D ) Karaman (Karamanlı)
E ) Akkoyunlu (Akçakoyunlu)
F ) Sarıklı (Aksarıklı)
G ) Karakoyunlu (Karacakoyunlu)
H ) Teke


H - 1 ) Burgaz
H - 2 ) Akseki
H - 3 ) Bahşı (Bahşiş)
H - 4 ) Karaca
H - 5 ) Karatekeli
H - 6 ) Alseki
H - 7 ) Aziz (Aziziye Kınalı Yörükleri)
H - 8 ) Daş (Taş)
H - 9 ) Tongüç (Tonguç)
H - 10 ) Ayak (Kızılayak)
H - 11 ) Ötemiş (Ödemiş)
H - 12 ) Mırış
H - 13 ) Tutamış
H - 14 ) Karaahmet
H - 15 ) Toktamış
H - 16 ) Tufaz
H - 17 ) Gökçe
H - 18 ) Saçmaz (Şıçmaz)

11 - KINIK (KANIK - KONUK)
A ) Atalar (Atabeyler)
B ) Selçuklu Padişahları

12 - CEPNİ
A ) Ruğuş
B ) Yakupoğulları
C ) Ganetler (Canıklar)
D ) Oturak _ 
Bayramoğulları
E ) Demirler
1 - ) Kuşdemir
2 - ) Kandemir



RENKLERİN SİYASETE ALET EDİLMESİ:

Türk’ün Orta Asya’dan Taşıdığı Renkler: Sarı, Kırmızı, Yeşil

Sarı, kırmızı, yeşil, beyaz ve mavi...
Bu renkleri Türkler tarihleri boyunca kültürlerinde, günlük hayatlarında kullanmış, kimi zaman halı desenlerinde, kimi zaman giyim kuşamlarında hep bu renklerle bezenmişlerdir. 

Devlet törenlerinde süsledikleri otağlarında, tuğlarında, ordularında, bayraklarında kullanmışlardır. 

Halen bu renkleri Türk topluluklarının yaşadıkları her yerde sosyal hayatın tüm yö nlerinde görebiliriz. 

Anadolu’da kışın kışlaklarda, yazın yaylalarda yaşamlarını sürdüren yörüklerin cepkenlerinde, poturlarında, “Poçu”larında, 

Türkmen Alevî-Bektaşilerin “semah” ekiplerinin giydiği kıyafetlerde bu renklerin kullanılması yaygındır.



Osmanlı Devlet Arması


Sarı, kırmızı, yeşil renkler Osmanlılarda da devlet törenlerinde, devlet nişanlarında, resmî törenlerde yoğun olarak kullanmıştır. 

Osmanlı padişahlarının kırmızı kaftan giymeleri, zaman zaman da sarı çizme kullanmaları bir gelenekti. 

Yavuz Sultan Selim’in 1516’da Ridaniye savaşına giderken ve savaş alanında kırmızı kaftan giyip beline kırmızı kemer takıp ayağına da sarı çizme giydiği tarihî belgelerden anlaşılmaktadır. 

Osmanlı padişahlarında kırmızı kaftan giymek “hükümranlık” alâmeti olarak kabul edilmekteydi.

Günümüzde, Türkmen-Yörüklerin kullandığı cepken, entari, potur, dizlik, çorap, çarık ve başlarına bağladıkları poçu’ları bu renklerle boyanmaktadır. 

Bu renkler ayrıca tarihte kurulmuş. 
Türk devletlerinin bayraklarında da kullanılmıştır. 

Bağımsızlık mücadelesi veren esir Türk illerinin kurtuluş mücadelelerinde bu renkler bayraklara, kıyafetlere yansıtılmıştır. 

“Bu renklerin Orta Asya steplerinde yaşayan Türk topluluklarının sosyo-kültürel ve günlük hayatlarında yoğun olarak kullanıldığını” ifade ederek: 

“Sarı, kırmızı, yeşil renkleri Türk kızlarımızın el işlerinde, kıyafetlerinde, bindallı’larında, düğün, toy, şölen yeri süslemelerinde görebiliriz. 

Kırmızı: şehit kanlarını, yeşil: tabiatı (doğayı)
Sarı: bereketi, beyaz: barışı
Mavi ise gökyüzünü, Göktürklüğü ifade eder” demektedir


Kıl Keçisi -Kara Keçi
En büyük geçim kaynakları arasındadır









Arkadaşlar gidip Toros Dağlarına bakınız;

eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa,
şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla Türk'ü yenemez.
Atatürk Konyarlar Yörüklerindedir.

Zübeyde Hanım, damarlarında ilk göçebe Türk kabilelerinin torunları olan ve hala Toros dağlarında özgür yaşamlarını sürdüren sarışın Yörüklerin kanını taşıdığını düşünmekten hoşlanırdı.
Zübeyde Hanım çok haklıdır; çünkü o gerçekten bir Yörük kızıdır.

Zübeyde Hanım’ın ataları Konya Yörüklerindendir. 
Baba soyu olarak Evlad-ı Fatihan’dır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün anne soyu
Konya Karaman’dan Rumeli’ye gelen ve bundan dolayı da Rumeli’deki diğer Yörük gruplarından farklı olarak “Konyarlar” diye anılan Yörüklerdendir. 

Konyarlar, Konya Karaman’dan Fatih Sultan Mehmet döneminde, 1466’da Karamanoğulları etkisiz hale getirildikten sonra Rumeli’ye göçürülerek iskân edilmişlerdir.

Zübeyde Hanım’ın ataları önce Konya Karaman’dan alınarak 
Batı Makedonya’daki Vodin İlçesi’nin batısındaki 
Sarıgöl Bucağı’na yerleştirilmişler, daha sonra da Selanik dolaylarına gelmişlerdir.


Yorumlar

  1. Tarık Hocam

    Sizde Yörükmüşsünüz. Bende Yörüğüm.
    Yazılarınız çok beğenerek okuyorum

    Emekleriniz sağlık hocam
    Yazılarınız tüm çevremdeki arkadaşlarıma gönderiyorum (Karaman Mehmet Yörükoğlu)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehmet Kardeşim. Teşekkür Ederim. Beğendiğiniz için

      Çevrenizle blogumu paylaştığınız içinde ayrıca Çok Sevindim. 🙏 🍃🍀🌱🌴🌿🥦🌳🎋

      Sil
  2. Ya Tarık Hocam

    Sizi tanımıyorum.
    Sizin blog unuzu nasıl buldum. Hatırlamıyorum

    Blogunuz her gün bakıyorum. Cuma ve Cumartesi günü yayınladığınızı bildiğim halde

    Sizi yazılarınızdan sevdim. Kanım ısınmıştı.
    Şimdi ise siz de benim gibi köylümmüşsünüz
    Yani YÖRÜK müşsünüz.
    Çok sevindim. Hısımım diyeceğim size

    Genelde bizimkiler okumayı ve yazmayı çok sevmezler ama
    Demek ki, sizin gibiler sevebiliyormuş

    Allah size uzun ömürler versin
    Allah sizi korusun kollasın, sizin gibi değerli hısımımı
    (Antalya Mustafa Karaçadır)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Mustafa Kardeşim

      Çok duygulu yazmışsınız. Çok Teşekkür Ederim.
      Hısım demeniz de beni mutlu etti

      İnsanlar birbirlerine düşman gibi değil de
      Akraba gibi baksalar tüm sorunlar çözülür

      Bizler insanı insan olduğu için seviyoruz
      Sevgi ile kal Güzel Hısımım 🙏 🍃🍀🌱🌴🌿🥦🌳🎋

      Sil
  3. Geçimini hayvancılılıkla sağlayan aileler her zaman geçim sıkıntısı çekmiştir
    Ya mal para yapmaz
    Yada mallara hastalık gelir
    Bir türlü çilesi bitmez. (Silifke Hasan Kuzu)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef Hasan Kardeşim. Hayvancılık hiç bir zaman para kazandırmıyor eğer sürün yok ise
      Onada çok para lazım
      O parayı nasıl bulsun köylü

      Sil
  4. Yörük
    Önceleri Türkmen göçebeleri yerleşik hayata geçen Türklerden ayırmak için kullanıldı
    Fakat sonra tüm göçebe topluluklar için kullanılır oldu..
    (Mut Musa Çalışkan)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Musa Hocam. Sizin söylediğinizi derleme yaparken çok yerde geçiyordu. 🙏 🍃🍀🌱🌴🌿🥦🌳🎋

      Sil
  5. Ne kadar doğru bilmiyorum
    Kelimenin yürümekten geldiği iddia edilmekte
    (Aydın Aslı Karadut)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslı Hocam

      Doğrusu;
      Eski Türkçe yügrük “hızlı, koşucu” sözcüğünden evrilmiştir.
      Bu sözcük Eski Türkçe yügür- “koşmak” fiilinden Eski Türkçe +Uk ekiyle türetilmiştir. 🙏 🍃🍀🌱🌴🌿🥦🌳🎋

      Sil
  6. Tarık Hocam

    Türklerin yerleşik düzene geçmeden önceki yasayış biçimi değil mi?
    (Elmalı Ramazan Küçük)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ramazan Hocam

      Avcı toplumundan
      Hayvan Yetiştirmeye geçildiğinde

      Tüm insanlar Ya Avcı Yada Hayvan yetiştiricisi idi 10 bin yıldır

      Türkler de steplerde, yaylalarda, ovalarda vs zaten hayvan yetiştiriciliği yapıyorlardı
      Çok sonra yerleşik düzene geçebildiler

      Sil
  7. Sıkma yerler
    Ayran içerler
    Hayvan bakarlar
    (Manisa Hakan Akıl)

    YanıtlaSil
  8. Müzelerde ve tarih kitaplarında resimlerini gördüğümüz Sümer ve Babil kabartmalarındaki kanatlı atları onlar ehlileştirdiler.

    Kıtlık, susuzluk, soğuk ve hastalıkla mücadele ederlerken yeryüzüne, insanlığa örnek olacak sistemler kurup yönettiler.

    At yularlarını, eyerleri, kilimleri ve halıları onlar bulup dokudular.

    Kilidi, anahtarı bilmediler; çadırları, yürekleri ve sözleri gibi insanlığa açıktı.

    Bu yüzden Yörükler birçok ırkla kolay anlaştılar.

    Örneğin Galatlarla.
    Sucuğu, çökeleği, yoğurdu, peyniri de onlar buldular.
    Yaşamları sade ve yalındı.
    Ama asla bağnaz olmadılar.

    Gittikleri yerlerin kültürleriyle kolay kaynaştılar.
    Hangi din ve ırktan olursa olsun tüm insanlar onların, onlar da tüm insanların sofrasında yer aldılar.
    (Mersin Osman Mut)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Osman Hocam, Ne kadar güzel anlatmışsınız
      Katkınız için Teşekkür Ederim. 🙏 🍃🍀🌱🌴🌿🥦🌳🎋

      Sil
  9. Gurur duyduğum atalarım

    Binboğalar efsanesinin efsane insanları
    (Osmaniye Mustafa Kamışlı)

    YanıtlaSil
  10. 1- Ticaret ve işletmecilikten uzak dururlar.
    Kandırılmaya çok müsait oldukları için dolandırılmaktan ve zarar edip başkalarını mağdur etmekten korkarlar.

    2- Bildikleri ve severek yaptıkları en iyi iş, çobanlık, küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ve tarımdır.

    3- kanaatkardırlar.
    Hayatını idame edebilecek kadar az şey onlar için yeterlidir.
    Fazlasında gözleri yoktur.

    Yani hırslı değildirler.
    Yağı, şekeri, tarhanası, unu, bulguru, salçası ve çayı varsa başka bir şeye ihtiyaç duymazlar.
    Sütü, yoğurdu ve peyniri kendileri yapar.

    En büyük çocuk için alınan kıyafetler kız erkek fark etmeden sırasıyla diğer bütün kardeşlere yeter.

    O yüzden çocuk sayısının fazla olması aileye fazladan yük ve maliyet teşkil etmez.
    (Tufanbeyli Kadir Şık)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadir Kardeşim dediklerin çok doğru
      Tandıklarımdan kim ticarete girmiş ise para batırarak çıktılar
      Çünkü ödüyeceğim diyenlere kesin inanıyorlar

      Sil
  11. Yörükler şikâyet etmezler.
    Sahip oldukları nimetler için sürekli şükrederler.

    Devletten ve şahıslardan beklentileri yoktur.
    Aç yaşa dinç yaşa anlayışı hakimdir.

    Güneydoğu ve doğu Anadolu’da sürekli şikâyet eden vatandaşlarımızdan ve hatta ülkemizdeki mültecilerden çok daha zor şartlarda yaşamalarına rağmen hiç şikâyet etmezler.

    Zor şartlarda yaşadıkları
    Çok yokluk gördükleri için sahip oldukları nimetlerin değerini çok iyi bilirler.
    (Manavgat Ali Durmuş)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten zor şartlar da bile, sıkıntılarını dile getirmezler
      Yarınlarına umutla bakarlar

      Sil
  12. Devletine çok bağlıdırlar.
    Özellikle kolluk kuvvetlerine çok saygılıdırlar.

    Devlet imkanlarından en az faydalanan kesim olmasına ve çok zor şartlarda yaşamalarına rağmen hiç isyan etmemişlerdir.

    Osmanlıdan bu yana devletle hiç sorunları olmamıştır.
    Çünkü devletten hiçbir beklentileri yoktur.

    Devlete yük de olmazlar.
    Devlet için bir bedel ödenecekse o bedeli ödemekten korkmazlar.

    Kendi yağıyla kavrulur
    Mümkün olduğunca kimseye muhtaç olmadan yaşar
    Bekçilik yapan bir kamu görevlisine bile saygı duyarlar.

    Zoru kendi kendilerinedir.
    O yüzden hep kendi kendileriyle didişirler.
    (Anamur Hamza Öğüt)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha doğrusu, Ayaklarını yorganlarına göre uzatırlar

      Sil
  13. Misafirperverdirler.
    Misafir ağırlamaktan büyük haz alırlar.

    İkramı çok severler.
    Misafire olan saygıdan dolayı çocukları misafirle aynı sofrada oturtmazlar.

    Saygılarından dolayı misafirin yanında kendi aile efradıyla konuşmaz
    Başka işlerle meşgul olmazlar.
    (Aksaray Alperen Demir)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alperen Kardeşim

      Bu söylediğinde çok haklısın
      Dedemgilde ve Babamgilde hiç misafir eksik olmaz idi

      Hemden 1-2 gün değil haftalık ve aylık yatılı misafirleri olurdu

      Sil
  14. Rahmetli dedemde yörük.

    Süt ürünlerini çok tüketirdi.
    Peynir, yoğurt ve ayran olduktan sonra başka bir yiyecek aramazdı

    Her yemekten sonra yufka ekmeğin içine
    Deri peynirini sarıp yemeden kendilerini doymuş hissetmez
    Allah Nurlar İçinde Yatırsın
    (Pozantı Hüseyin Yiğit)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah dedenizi nur içinde yatırsın. Güzel Kardeşim Hüseyin 🙏 🍃🍀🌱🌴🌿🥦🌳🎋

      Sil

  15. Feodal yapı olduğundan
    Töreler ve adetler günlük yaşamlarını yakından etkiler.
    Günlük yaşantılarında mahalle baskısı çok fazladır.

    Anne baba ve büyüklerle olan ilişkilerde saygı ve sevgiye çok önem verirler.
    Akraba bağları çok güçlüdür.
    (Bor Ahmet Kaya)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüm feodal toplumlarda aile bağları yüksektir.
      Ataya olan saygı çok derindir

      Sil
  16. Babam söylerdi Yörüklerin bazı özelliklerini;

    Mecbur kalmadıkça farklı illere göç etmezler.
    Çünkü kendi toprakları dışında yaşayamazlar.

    Bağlı olduğu il veya ilçeye gitseler bile yabancılık çekerler.
    Tanıdık birisini ararlar.

    Şehir dışına çıktıkları zamanlarda gözleri aynı memleketinden birilerini arar.

    İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde yaşan kişi sayısı çok azdır.

    Şehir hayatını sevmezler.
    Lüks mekanlara girmekten korkarlar derdi
    (Yozgat Kenan Demirel)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim köydeki büyüklerimiz Adana ya yalnızca doktora gitmek için giderlerdi
      Ya işte olurlardı
      Yada köy kahvesinde oturup sohbet ederlerdi

      Sil
  17. Yörükler O kadar saf ve temiz ruha sahipler ki
    İdeolojileri, dinini, vatanını ve bayrağını sevmekten ibaret dersek doğru olur

    Aykırı insan değillerdir.
    Marjinal tarafları yoktur.
    Genelin düşünce yapısına sahiptirler.
    Uç görüşleri yoktur.
    (Niğde Remzi Uğur)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnızca düşünceleri Malları (hayvanları) ve varsa tarladaki ürünlerini durum
      Gerisene kulak asmazlar
      Daha doğrusu ilgilenmez

      Sil
  18. Yörükler, ormanları mahvettiler dediler
    Orman yangınları çıkarıp
    O yerleri tatil sitelerine peşkeş çektiler

    Ormancılar, yerel köylüler dirlik vermediler
    Şimdi Afgan çobanlar olmazsa hayvancılık bitmek üzere

    Oysa Yörükler
    Hayvancılık ana meslekleri idi.

    Hayvan yetiştirmesini
    Hayvanların hastalıklarını ve tedavilerini çok iyi bilmeleri

    Göçebe oldukları ve çobanlık yaptıkları için yön bulmayı
    Hava durumu tahminlerini çok iyi bilirler.

    Hayvan yetiştirmede çok az yem kullanarak ülke ekonomisine çok katkıları vardı
    Yazık oldu
    Onların kıymetlerini bilmedik
    (İst. Ahmet Demirel)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ormanın suçlusu keçilere buldular hep
      Çinliler çölleri yeşillerdirme çalışması yapıyorlar

      Bizler yanan ormanların yerine betonlar dikiyoruz

      Sil
  19. Çevremizde çok Yörük aileler var
    Hemen hemen, Saygılı, vefalı ve sadık kişilerdir.

    Yapılan iyiliği yıllar sonra bile unutmazlar.
    Nankör değildirler.

    Sahip olduğu nimetlerin değerini iyi bilir.
    Çalıştığı işyerine sıkı sıkıya bağlıdırlar.

    Komşu canlısıdırlar
    (Osmaniye Adnan Karslı)

    YanıtlaSil
  20. Biz Nogay Tatarıyız.
    Cengiz Han döneminde daha çok idari, finansal işlerde ve akıncı olarak çoğunlukla kullanılmışlar.
    Devlet yönetiminde çok yer aldıkları için daha sonra Ruslar bile aynı görevlerde kullanmışlar.

    Cengiz’in ölümü üzerine komutan Nogay iktidarı ele geçirmek istemiş.
    Ancak Cengiz’in oğlu daha büyük güç toplayınca kendisine bağlı güçleri alıp önce Kırım, oradan Romanya’ya gelmişler. Araplarla hiç temasları olmamış.

    Bizim akrabaların yarısı Romanya’da. Kırım Tatarları bize en yakın olanlar.
    Ancak Tataristan’da olanlar biraz daha farklı konuşuyor.


    Norveç’te Türk köyü var.
    Oslo’da Aker şatosu, caddesi, lokantası, köprüsü vs var.
    En büyük inşaat ve mühendislik firması Aker.
    Ama bizle ilgisi yok tabii.

    Tarihte ilk ütopik sosyalizm Moldova taraflarında Akkerman’lar tarafından kurulmuş.
    Ancak uzun sürmemiş, derebeyler ezmişler.

    İlginçtir dedem soyadını önce Akerman olarak almak istemiş ama kabul edilmemiş.
    (Mersin Sacid Ak.)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anneler Günü İçin 3 Derleme

Kağıt Bardak ve Makam

İnsanlar Niye Zeytin Ağacına Çok Önem Verdiler

Yaşam Trenimiz

Zengin Olunca, İnsanlar Enayi mi Oluyor?

Sultan Abdülaziz’in Dişi Ağrımamış Olsa idi. Gezi Parkı Davası Olmayacaktı. Niye Aron Angel İlgisi Var ve Belediye Seçimi

Unutulmaz Film Sahneleri ve Müzikleri _ 2

Neden "Türk Kültürü ve Medeniyeti" Denmez?

Hayattan, Edebiyattan, Tarihten ve Filozoflar gibi Ünlü Kişilerin Sözler ve Videolar Serisi _ 040