Kayıtlar

Kasım, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Soyad Kullanılmaya Niye İhtiyaç Duyuldu, Çok Önceleri Kullanılıyor muydu? Soyadlar Ne Göre Belirleniyor

Resim
Eski zamanlardaki yazılı kaynaklara baktığımızda Soyadlar dünyanın çoğu ülkesinde yoktu.  Çin kayıtlarında ilk kez vergi toplama ve asker alınmasına yardımcı olması amacıyla M.Ö. 2582'de Çin'in bazı yerlerinde kullanılmaya başlandı ama çok yaygın değildi Bunun yanında İncil'i ele alalım; Eski ve Yeni Ahit karakterleri isimleriyle bilinir Peter, John, Matta gibi.  Abraham Perez, Mateo Delgado veya Jose Garcia gibi bir isimlendirme yoktu. Zamanla topluluklar giderek daha kalabalıklaştı Kastedilen şahıs hakkında şüpheler ortaya çıkmaya başladı. Bu mesajı John’a ilet. Ulak tabii soruyor "Hangi John?" Vadideki John.  Dağ tarafında oturan John'dan böylece ayırt ediliyordu. Bu durumda Günümüzde çok yaygın olan “vadi” ve “dağ” soyadları Bu insanların yaşadıkları yerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştı. Bunlara "Toponimi soyadları" denmektedir Soyadlar genellikle şu "5 kategoriden" birinde yer alıyor:  1. Toponimik (Konum ya da yer temelli) 2. Mes

Zeytinyağın Rengini Yeşil mi? Yoksa Sarı mı? Neden Bu Fark Meydana Geliyor

Resim
Tam zeytin zamanı şimdi Onun için belki bilmeyenler vardır diye  Bir bilgi aktarmak istedim Herkesin kafasını kurcalayan ZEYTİNYAĞI hakkında derleme.  Çünkü şu an zeytinyağı almanın tam zamanı 1 ile gördüğünüz yeşil renk olan yağ Erken hasat dediğimiz yağ. Rengi genelde yeşil olur. Zeytin ağaçta olgunlaşmasını tamamlamıştır Fakat daha kararmaya başlamadan ağaç üzerinden toplanır. Bu zeytin toplandıktan sonra üzerinden 4 saat geçmeden hemen sıkıma girer ve yağ çıkarılır. Zeytin bu haldeyken içindeki mineraller üst seviyedir. Bolca klorofil içerir ancak bu yöntemde zeytinden çıkan yağ oranı az olduğundan maliyetlidir. Sabahları kahvaltıda salatalarda ve birçok hastalıkta kullanılır Maliyeti yüksek olduğundan satış fiyatı da yüksektir. 2 ile gördüğünüz yağ taze yağdır. Şöyle ki zeytin toplanır biriktirilir Sonra sıkıma gider Sıkımdan sonra dinlendirilmeden ambalajlanır Piyasaya sürülür. Aroması tadı mükemmeldir Tek dezavantajı aslında bu dezavantaj değildir  Bence avantajdır dinlenmedi

Dünyadaki Ülkelerin Bayraklarında Niye Hiç Mor Renk Kullanılmadı

Resim
Dünyada toplam 195 ülke bulunuyor Bu ülkelerin hiçbirisinin bayrağında mor renk kullanılmıyor.  Peki neden?  Aslında cevap basit.  Mor, tarih boyunca en pahalı renk oldu ve sadece krallıkların ve imparatorlukların başındaki seçkin kitlelerin alabileceği bir lüks renk olarak kaldı. Mor renk pigmentinin üretimi 18. yüzyıla kadar oldukça zahmetliydi. Mor rengin ilk kez bugünkü Suriye ve Lübnan'ın Akdeniz kıyı şeridinde yaşamış olan Fenikeliler tarafından kullanıldığı tahmin ediliyor.  Sadece bu bölgeye özgü bir deniz salyangozundan elde edilen mor rengin üretimi yüzyıllarca diğer tüm renklerden daha zordu. Özellikle bugün Lübnan sınırları içerisinde kalan Sur antik kentinde bulunan salyangozlardan bir gram mor boya elde edebilmek için on binlerce salyangoz gerekiyordu. Mor renk yüzyıllar boyunca "Murex" olarak adlandırılan deniz salyangozlarından elde edilen pigmentlerle üretilmişti. Morun ağırlığından daha fazla altına mâl olması Tarih boyunca bu rengin kraliyet ve imp

Kısa 5 Video Yaşamdan Notlar 221106

Resim
Bazen Seni Korumasını Gerekenden  En Büyük Darbeyi Yersin Doğada Dişi  Erkek Farkı Resim de Gölgenin  Ne Kadar Önemli Olduğunu  Buradan Anlıyoruz Sorun Tohumda Değil Yardıma İhtiyacı Olana Yardım Et Belki Sana Karşılı Dönebilir

Hayatı Kaybetmenin Kıyısına Yaklaşanlar, Onu Daha İyi Tanırlar

Resim
Dostoyevski'nin hayatını değiştiren olay Kendi idam sahnesi oldu… Çar'ın baskı döneminde, arkadaşlarıyla bir sohbet grubu kurmuştu.  Yakalandı.  28 yaşında idam isteğiyle yargılandı. Mahkemenin sonucunu beklediği gece hücresinden alındı.  Ölüm kararı yüzüne karşı okundu.  Papaz günah çıkarttırdı.  Gözleri kapalı olarak bir direğe bağlanıp, müfreze karşısına geçirildi. "Ateş" emrini beklerken gerçek karar bildirildi kendisine… Aslında mahkeme 8 yıl hapis vermiş,  Çar bunu 4 yıla indirmişti;  Ama ona ders olsun diye böyle bir gösteri planlanmıştı. Böylece "Ölüm" le tanıştı;  Oysa bu sefil oyunda asıl keşfettiği şey, "Yaşam" dı. Stefan Zweig'a göre; 4 yıl sonra yaralı parmaklarından zincirleri çıkardıkları zaman sağlığı bozulmuş Şöhreti uçup gitmişti Ama kırık dökük bedeninden  Her zamankinden daha parlak fışkıran tek bir şey vardı; Yaşama Sevinci… Yüksek ve sarp bir kayalıkta Ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda Dört yanım uçurumla

Devlet Yönetme Sorumluğunu "Siraküza Kralı Dionysos'un Demokles'e" Anlaması İçin Ders

Resim
Romalı Çiçero'nun yazıtlarında yer alan bir hikayedir  Demokles'in kılıcı. M.Ö. 4. yüzyılda Akdeniz'de Sicilya adasında Sirakuza Krallığı vardır. Kral Dionysios'tur.  Sarayda hem Dionysios'un yakın dostu hem de danışmanı olan Demokles de vardır. TAHTTA OTURMA MUTLULUĞU Demokles sürekli kral Dionysios'un rahat ve huzur içinde gösterişli bir hayat yaşadığını çevresine anlatır. Dionysios bu sözleri duyar ve birgün Demokles'e tahta oturmanın mutluluğunu onun da tatmasını ister. Krallık tacını tahtını büyük bir tören düzenleyerek Demokles’e verir.  Hizmetçilerinden de kendisine yapılan hizmetin aynısının yapılmasını ister. Demokles büyük bir keyif ve mutluluk içindeyken tahtının üstünde hemen başında yer alan kılıcın at kuyruğuna bağlı bir şekilde sallandığını fark eder ve korkmaya başlar. DEVLET YÖNETME SORUMLULUĞU Ve krallık tahtının o kadar da rahat ve mutluluk verici olmadığını her an tehlike altında yaşandığını görür, anlar. Demokles'in kılıcı sözünün an

Kısa Bir Hikaye _ Başkasının Acısını Hisseden İnsandır

Resim
Bazı kısa hikâyeler vardır.  İçimizi ısıtır ve duygulandırır İşte bu kısa da böyle bir “ALINTI” hikâyedir. Güzel Bir Geçirmeniz Dileği İle Tarık Başçıl _ 05 Kasım 2022 Apartmana yeni taşınmıştım.  Kış aylarıydı.  Dondurucu soğuk olan o günlerde en büyük keyfim, birinci kattaki dairemde elime bir çay alıp karın yağışını ve sokağı seyretmekti.  Her sabah sokağa bakarken, birgün bir sokak çocuğunun apartmana rahatça girdiğini gördüm. Apartman kapı kilit şifresini de bildiğini görünce, ters bir durum olup olmadığını anlamak için takip ettim.  Karşı komşum Nejla hanımın kapısını çalıp ellerinde çiçekler olduğu halde içeriye girdi. Yarım saat sonra elinde, kek, poğaça ve börek dolu bir çantayla dışarıya çıktığında,Nejla hanım, yüzü gözü kir, toz içindeki çocuğun yanaklarını öpüp Oğlum Güzel gözlüm.  Yarın yine gel olurmu?  Yoksa annen seni çok merak eder  deyip çocuğu yolcu ettiğinde şaşırmıştım. Yanına gidip neler olduğunu sordum.  Tanışalı çok olmuştu Nejla hanımla.  Ve oğlunun uzun yıllar