Dostlarım, Ulu Çınarımı. Babamı Kayıp Ettim 07.04.2021
Dostlarım yakınlarını kayıp ettiklerinde ve bunu öğrendiğimde
Dostumun acısını yüreğimden his ettiğimden dolayı
Yazdığım mesajlar biraz uzun oluyordu.
Şimdi ise;
Ulu Çınarımı
Babam
Beni bırakıp gitti
Onun da arkasından bir şeyler yazmak istiyorum
Ama
Kelimeleri yanlış yazıyorum
Cümleleri yanlış kuruyorum
Ne yazabilir ki
Ulu Çınarımın hakkında
Dostumun acısını yüreğimden his ettiğimden dolayı
Yazdığım mesajlar biraz uzun oluyordu.
Şimdi ise;
Ulu Çınarımı
Babam
Beni bırakıp gitti
Onun da arkasından bir şeyler yazmak istiyorum
Ama
Kelimeleri yanlış yazıyorum
Cümleleri yanlış kuruyorum
Ne yazabilir ki
Ulu Çınarımın hakkında
![](https://1.bp.blogspot.com/-rMDxEZfwX3c/YHAyS5cqJEI/AAAAAAAARjw/XwwPp65cBh02ZJvKj7evfmEnzaRRQ5llQCNcBGAsYHQ/s16000/Dostlar%25C4%25B1m%252C%2BUlu%2B%25C3%2587%25C4%25B1nar%25C4%25B1m%25C4%25B1.%2BBabam%25C4%25B1%2BKay%25C4%25B1p%2BEttim.png)
O zaman bende
Babamın hikayesinden bir kesiti anlatarak sizinle izin verirseniz paylaşmak istiyorum
1923 yılı bir kış ayında köyde
Köyün yaşlı kadınları Asiye nenemin doğumu için başındalar
Asiye nenemin ilk çoçuğunu doğuruyor
Doğumdan sonra kanaması durmamış.
oğlunu emziremeden vefat ediyor
Bu babamın dünyaya geldiğindeki ilk olumsuzluk sürecinin başlangıcı
0 zaman kasabalarda doktor yok yalnızca şehirlerde bir veya iki doktor var
Köylerde ebe yok
Köyün ihtiyar kadınları ebelik görevini yapıyor
Teyzesi yanına alıyor büyütmeye başlıyor
Babası (dedem) çalışmaya gurbette gidiyor
Ondan köyden çıktıktan sonra kimse haber alamıyor
Babamın dayıları ile konuşmam da
O tarihlerde (1924) verem vs gibi hastalıklar çok olduğundan
Deden muhakkak gurbette hastalığa yakalandı
Sahipsiz olarak da vefat etmiştir
Yoksa Deden gurbette köye ailesine para göndermek için gitmiş idi
O Ailesine ve yakınlarına düşkün birisiydi derdi
Babam da 1940 lı yıllarda
Adana _ İstanbul arasında kamyonu olan Halil ağanın yanında muavin olarak
Çalışmaya başlıyor
Halil ağa, babamı o kadar seviyor ki
Bak Sait sen öksüzsün
Sen dürüstsün
Senin gözün kara, kimseden korkmayan birisin
Gel sen benim kardeşim ol
Ben de senin abin olayım diyor
O günden sonra Halil ağa, Halil abi oluyor
Biz hep onu öz amcamız olarak bilir idik
Babamı evlendirelim diyor
Babam da tamam diyor da
Babam da nüfus kağıdı yok
Evlenmesi için nüfus kağıdı lazım
Amcan nüfus ta tanıdıkları varmış
Onun yanına götürüyor nüfus kağıdı çıkarmak için
Babama muhtar olan dayısının verdiği bir not var
Eğer bir gün nüfus kağıdı çıkarmak istersen memura bu kağıdı verirsin demiş
Her şeyini kayıp et ama bunu asla kayıp etme demiş
(O zamanlar eğer evlenmek için resmi nikah yaptırmayacaksan nüfus cüzdanı çıkarmaya gerek yok, ayrıca da askerliğe de gitmeden kurtuluyorsun, Vatan sevgisizliğinden değil, köylerdeki işlere ırgat lazım en iyi ırgat da kendi oğulları oluyor, hele baba yoksa veya hasta ise)
Nüfus memuru kağıda bir bakıyor
Halil ağa diyor
Eğer tarih kayıt eder isem asker kaçağı olur
Hemi cezası var ve hem de şimdi jandarmayı arayıp bunu aldırmam lazım dedim
Amcam da sen bize ceza gelmeden nasıl yapacaksan yap demiş
O da 1930 yazmış
Hemen askerlik şubesine gitsin, yoklamasını yaptırsın da
Bu yıl onu askere alırlar demiş
Memur beyin dediğini yapmışlar
Askerlik şubesine gitmiş
Onlarda bir ay sonra asker çağırmışlar
Babam Koreye gitmeden “Koreli” oluyor
Askerliğini Kahramanmaraş da yaparken
Bir gün Alay komutanı alayı acil işti maya çağırıyor
Erler, subaylar sıraya giriyorlar
Babamın o zaman ki insan boy ile biraz uzun olduğundan en ön sıradaymış
Albay konuşmaya başlıyor
Hükümetimiz
Komünistlerden Koreli kardeşlerimiz kurtarmak için asker gönderme kararı almıştır
Bunun için Türkiye deki tüm alaylardan kura ile asker seçilecek
Bunlar Koreli kardeşlerimizi kurtarma şerefine erecekler der
O Zaman baba en önden 1 adım öne çıkar
Tekmil verir
Ben gönüllü gitmek istiyorum der
Albay
Evlattım
Kura da çıkarsan gidersin demiş
Babam ise konuşmasına devam ediyor
Komutanım;
Benim annemi doğum sırasında babamı ise 1 yaşımda kayıp ettim
Anlayacağız öksüzüm
Buradaki çoğu arkadaşım evli ve çocukları var
(1940 yıllar da evlenme yaşı 13-17 arası)
Anaları var babaları var
Onlar giderse onları bekleyenler üzülür
Ben gider isem üzülecek kimsem yok ben gitmek istiyorum diyor
Albay alının dan öpüyor
Okuması yazması olmayan baba da terfi veriyor onbaşı yapıyor
Koğuşta ve kantinde herkes babamı tebrik ediyor
Ve Koreli (Sait i unutuyorlar) demeye başlıyorlar
(Sonradan tüm Kore’ye gidip gelenler her kese koreli derlerdi _ Bunu babam gitmeden arkadaşlarından almış oldu)
Bir günlük çadır keyfi için yararlanması
Kore de kullanılan tüm askeri araç ve silahlar Abd tarafından karşılanıyor
Her şey haddinden fazlası var
Ama
Bizim komutanlar neye hikmetse
Öldürülen düşmanın silahını getiren her kişiye düşman silah başına 1 gün cepheye gitmeme izni veriyorlarmış
Siper kanal şeklinde çalıların arasında toprakların içinde hele bir de yağmur yağdığında her taraf çamur oluyormuş
Bir çatışma esnasında, babam ve arkadaşı Ahmet düşmanı saf dışı yapıyorlar
Çünkü oradan hiç silah sesi gelmiyormuş artık
Babam ben gideyim şunların tüfeklerin alayımda
Bir gün çadır da keyif yaparız Ahmet’im diyor
Ahmet;
Koreli gitme vurulursun diyor
Ama babam gidiyor
8 silah buluyor babam diyor ki
4 sini benim için, 4 de Ahmet için
Sevinçten yerinde duramıyor
Çünkü 2 silahtan fazla olursa çadırda değil
Yakındaki Kore kasabasında izin kullanma hakkı elde ediliyormuş
Kore’ler o kadar açlar ki
Erlere verilen erzakları onlara verirsen
Sıcak suda bayanlar onları yıkayıp masaj yapıp ve evinde ağırlıyorlarmış
Tam 4 gün savaştan kurtulup
Tüm askerlerin hayal ettiği bir şeyler yaşayacaklar
8 tane silah ve birde kendi silahı yerde sürünerek geri dönmek çok zorlanıyor ama
Başka çare yok sürünmeye devam ediyor, anasından emdiği de burnundan geliyor
Ama bir iki tanesini bırakmakta işine gelmiyor
Bakıyor sipere 4 – 5 adım kalıyor
Düşman daha nişan alana kadar ben kendimi sipere atarım diyor
Kalkması ile koşması bir oluyor
Tam sipere atlar iken yağmur gibi kurşunlar gelmeye başlıyor
Sipere düştüğünde üzerini kontrol ediyor
Hiçbir yaralanma yok görüyor
Sevinç ile Ahmet yanaşıyor
Çadırı bırak kasabaya gideceğiz Ahmet’im diyor
Hemen arkadaşlardan ödünç erzak toplayalım diyerek
Hayalli için plan yapmaya siperde başlıyor
Ahmet, Koreli kolunda kan akıyor diyor
O zaman kadar babam kadınlar ile geçireceği hayali ile kolundan yara aldığının farkında değil
(Çünkü oraya gidip, geri dönmesi ve siper koşup atlaması esnasında vücudu Adrenalinin salgıladığından hiçbir şey his etmemesi normal)
Yararlanması Hayatını Kurtulmasını sağlıyor
Yararlanınca, Abd yaralı askerleri Kore de ilk müdahaleyi yapıyorlar sonra
Uçak ile Japonya daki hastaneye gönderiyorlarmış
Babamda 1,5 ay Japonya tatil yapıyor
Japonlar Türkleri haddinden fazla çok seviyorlarmış?
Ben için hemşireler kavga ediyorlardı
Türk'e ben bakacağım diye
Hayatımın en güzel anlarını orada yaşadım diyor idi.
(Benim için hayal dünyası idi Japonya)
İyileşip taburcu olunca birliğine dönüyor
Ama birliği pusuya düşürülmüş
Subaylar dahil hiç kimse kurtulmamış
Yani babam yararlanmamış olsa idi o da şehit düşecekti
Yeni tertip geldiğinden babamı önce tekrar Japonya oradan gemi ile Türkiye dönüyor
Babamın Hafızası
Bunun ile ilgili bir sürü var ama 2 tanesini yazmak istiyorum
Geçen sene bayramda babam ile sohbet ediyordum
Bana okul arkadaşım Odtü den Makina Mühendisi Ali İhsan Kırvak sordu
Bende iyi dedim
Onun babası, hanımı ve kız adana gelmişler bizde kalmışlar 1979 yılında
Babasının işini, adını hanımın adını ve kızının ismini söyledi
Babam 41 yıl sonra herşeyi hatırlıyor
Hemen teyit etmek için Ali İhsan aradım
Senin ailen Adana gelmiş hatırlıyor musun dedim. Yok dedi
Bende isimleri ve işini hanımın ve kızın ismini söyledim
Doğru dedi
Bu sefer Odtü den Sınıf Arkadaşım Mehmet Öğüt gile rahmetli annem ile Nizip e gitmişler
1979 da orada 5 gün kalmışlar
Orada yine Mehmet’in ailesinin tüm fertlerin adların söyledi
Bırak onun misafirliğe gelen dişçi akrabaları varmış onun da adın ve fabrikası olduğunu söyledi
Ben yine teyit için Mehmet Öğüt aradım
Vallah doğru dedi tamam 41 yıl ve bu zaman için hiçbir zaman karşılaşma olmadı
Son Söz
Her zaman Neşeli idi
Her zaman Hayatı gırgır alırdı
Hiç bir şeyi Dert etmez idi
Çok az yemek yerdi
Babam İnşallah seninle olan sohbetlerimi
Bir gün yazma fırsatım olur
Sen Benim Çınarım idin
Gölgen bana yetiyor idi
Ben seni yolcu etmedim
Sen kendin yolcu olmak istedin
Bu sonsuz yolcuğunda
Allah’ım
Mekanın cennet etsin
Hep güler yüzün cennette de gülmeye devam etsin
Güzel İnsan Güzel Atına Bindin ve GittinEğer sana karşı saygıda kusur etmiş isem
Af et BABAM Eğer benim sana hakkım geçtiğini bilmiyorum
Ama
Geçmiş ise Helal Olsun
Benim Ulu Çınarım
Tarık Başçıl _ Adana _07.04.2021
1923 yılı bir kış ayında köyde
Köyün yaşlı kadınları Asiye nenemin doğumu için başındalar
Asiye nenemin ilk çoçuğunu doğuruyor
Doğumdan sonra kanaması durmamış.
oğlunu emziremeden vefat ediyor
Bu babamın dünyaya geldiğindeki ilk olumsuzluk sürecinin başlangıcı
0 zaman kasabalarda doktor yok yalnızca şehirlerde bir veya iki doktor var
Köylerde ebe yok
Köyün ihtiyar kadınları ebelik görevini yapıyor
Teyzesi yanına alıyor büyütmeye başlıyor
Babası (dedem) çalışmaya gurbette gidiyor
Ondan köyden çıktıktan sonra kimse haber alamıyor
Babamın dayıları ile konuşmam da
O tarihlerde (1924) verem vs gibi hastalıklar çok olduğundan
Deden muhakkak gurbette hastalığa yakalandı
Sahipsiz olarak da vefat etmiştir
Yoksa Deden gurbette köye ailesine para göndermek için gitmiş idi
O Ailesine ve yakınlarına düşkün birisiydi derdi
Babam da 1940 lı yıllarda
Adana _ İstanbul arasında kamyonu olan Halil ağanın yanında muavin olarak
Çalışmaya başlıyor
Halil ağa, babamı o kadar seviyor ki
Bak Sait sen öksüzsün
Sen dürüstsün
Senin gözün kara, kimseden korkmayan birisin
Gel sen benim kardeşim ol
Ben de senin abin olayım diyor
O günden sonra Halil ağa, Halil abi oluyor
Biz hep onu öz amcamız olarak bilir idik
Babamı evlendirelim diyor
Babam da tamam diyor da
Babam da nüfus kağıdı yok
Evlenmesi için nüfus kağıdı lazım
Amcan nüfus ta tanıdıkları varmış
Onun yanına götürüyor nüfus kağıdı çıkarmak için
Babama muhtar olan dayısının verdiği bir not var
Eğer bir gün nüfus kağıdı çıkarmak istersen memura bu kağıdı verirsin demiş
Her şeyini kayıp et ama bunu asla kayıp etme demiş
(O zamanlar eğer evlenmek için resmi nikah yaptırmayacaksan nüfus cüzdanı çıkarmaya gerek yok, ayrıca da askerliğe de gitmeden kurtuluyorsun, Vatan sevgisizliğinden değil, köylerdeki işlere ırgat lazım en iyi ırgat da kendi oğulları oluyor, hele baba yoksa veya hasta ise)
Nüfus memuru kağıda bir bakıyor
Halil ağa diyor
Eğer tarih kayıt eder isem asker kaçağı olur
Hemi cezası var ve hem de şimdi jandarmayı arayıp bunu aldırmam lazım dedim
Amcam da sen bize ceza gelmeden nasıl yapacaksan yap demiş
O da 1930 yazmış
Hemen askerlik şubesine gitsin, yoklamasını yaptırsın da
Bu yıl onu askere alırlar demiş
Memur beyin dediğini yapmışlar
Askerlik şubesine gitmiş
Onlarda bir ay sonra asker çağırmışlar
Babam Koreye gitmeden “Koreli” oluyor
Askerliğini Kahramanmaraş da yaparken
Bir gün Alay komutanı alayı acil işti maya çağırıyor
Erler, subaylar sıraya giriyorlar
Babamın o zaman ki insan boy ile biraz uzun olduğundan en ön sıradaymış
Albay konuşmaya başlıyor
Hükümetimiz
Komünistlerden Koreli kardeşlerimiz kurtarmak için asker gönderme kararı almıştır
Bunun için Türkiye deki tüm alaylardan kura ile asker seçilecek
Bunlar Koreli kardeşlerimizi kurtarma şerefine erecekler der
O Zaman baba en önden 1 adım öne çıkar
Tekmil verir
Ben gönüllü gitmek istiyorum der
Albay
Evlattım
Kura da çıkarsan gidersin demiş
Babam ise konuşmasına devam ediyor
Komutanım;
Benim annemi doğum sırasında babamı ise 1 yaşımda kayıp ettim
Anlayacağız öksüzüm
Buradaki çoğu arkadaşım evli ve çocukları var
(1940 yıllar da evlenme yaşı 13-17 arası)
Anaları var babaları var
Onlar giderse onları bekleyenler üzülür
Ben gider isem üzülecek kimsem yok ben gitmek istiyorum diyor
Albay alının dan öpüyor
Okuması yazması olmayan baba da terfi veriyor onbaşı yapıyor
Koğuşta ve kantinde herkes babamı tebrik ediyor
Ve Koreli (Sait i unutuyorlar) demeye başlıyorlar
(Sonradan tüm Kore’ye gidip gelenler her kese koreli derlerdi _ Bunu babam gitmeden arkadaşlarından almış oldu)
Bir günlük çadır keyfi için yararlanması
Kore de kullanılan tüm askeri araç ve silahlar Abd tarafından karşılanıyor
Her şey haddinden fazlası var
Ama
Bizim komutanlar neye hikmetse
Öldürülen düşmanın silahını getiren her kişiye düşman silah başına 1 gün cepheye gitmeme izni veriyorlarmış
Siper kanal şeklinde çalıların arasında toprakların içinde hele bir de yağmur yağdığında her taraf çamur oluyormuş
Bir çatışma esnasında, babam ve arkadaşı Ahmet düşmanı saf dışı yapıyorlar
Çünkü oradan hiç silah sesi gelmiyormuş artık
Babam ben gideyim şunların tüfeklerin alayımda
Bir gün çadır da keyif yaparız Ahmet’im diyor
Ahmet;
Koreli gitme vurulursun diyor
Ama babam gidiyor
8 silah buluyor babam diyor ki
4 sini benim için, 4 de Ahmet için
Sevinçten yerinde duramıyor
Çünkü 2 silahtan fazla olursa çadırda değil
Yakındaki Kore kasabasında izin kullanma hakkı elde ediliyormuş
Kore’ler o kadar açlar ki
Erlere verilen erzakları onlara verirsen
Sıcak suda bayanlar onları yıkayıp masaj yapıp ve evinde ağırlıyorlarmış
Tam 4 gün savaştan kurtulup
Tüm askerlerin hayal ettiği bir şeyler yaşayacaklar
8 tane silah ve birde kendi silahı yerde sürünerek geri dönmek çok zorlanıyor ama
Başka çare yok sürünmeye devam ediyor, anasından emdiği de burnundan geliyor
Ama bir iki tanesini bırakmakta işine gelmiyor
Bakıyor sipere 4 – 5 adım kalıyor
Düşman daha nişan alana kadar ben kendimi sipere atarım diyor
Kalkması ile koşması bir oluyor
Tam sipere atlar iken yağmur gibi kurşunlar gelmeye başlıyor
Sipere düştüğünde üzerini kontrol ediyor
Hiçbir yaralanma yok görüyor
Sevinç ile Ahmet yanaşıyor
Çadırı bırak kasabaya gideceğiz Ahmet’im diyor
Hemen arkadaşlardan ödünç erzak toplayalım diyerek
Hayalli için plan yapmaya siperde başlıyor
Ahmet, Koreli kolunda kan akıyor diyor
O zaman kadar babam kadınlar ile geçireceği hayali ile kolundan yara aldığının farkında değil
(Çünkü oraya gidip, geri dönmesi ve siper koşup atlaması esnasında vücudu Adrenalinin salgıladığından hiçbir şey his etmemesi normal)
Yararlanması Hayatını Kurtulmasını sağlıyor
Yararlanınca, Abd yaralı askerleri Kore de ilk müdahaleyi yapıyorlar sonra
Uçak ile Japonya daki hastaneye gönderiyorlarmış
Babamda 1,5 ay Japonya tatil yapıyor
Japonlar Türkleri haddinden fazla çok seviyorlarmış?
Ben için hemşireler kavga ediyorlardı
Türk'e ben bakacağım diye
Hayatımın en güzel anlarını orada yaşadım diyor idi.
(Benim için hayal dünyası idi Japonya)
İyileşip taburcu olunca birliğine dönüyor
Ama birliği pusuya düşürülmüş
Subaylar dahil hiç kimse kurtulmamış
Yani babam yararlanmamış olsa idi o da şehit düşecekti
Yeni tertip geldiğinden babamı önce tekrar Japonya oradan gemi ile Türkiye dönüyor
Babamın Hafızası
Bunun ile ilgili bir sürü var ama 2 tanesini yazmak istiyorum
Geçen sene bayramda babam ile sohbet ediyordum
Bana okul arkadaşım Odtü den Makina Mühendisi Ali İhsan Kırvak sordu
Bende iyi dedim
Onun babası, hanımı ve kız adana gelmişler bizde kalmışlar 1979 yılında
Babasının işini, adını hanımın adını ve kızının ismini söyledi
Babam 41 yıl sonra herşeyi hatırlıyor
Hemen teyit etmek için Ali İhsan aradım
Senin ailen Adana gelmiş hatırlıyor musun dedim. Yok dedi
Bende isimleri ve işini hanımın ve kızın ismini söyledim
Doğru dedi
Bu sefer Odtü den Sınıf Arkadaşım Mehmet Öğüt gile rahmetli annem ile Nizip e gitmişler
1979 da orada 5 gün kalmışlar
Orada yine Mehmet’in ailesinin tüm fertlerin adların söyledi
Bırak onun misafirliğe gelen dişçi akrabaları varmış onun da adın ve fabrikası olduğunu söyledi
Ben yine teyit için Mehmet Öğüt aradım
Vallah doğru dedi tamam 41 yıl ve bu zaman için hiçbir zaman karşılaşma olmadı
Son Söz
Her zaman Neşeli idi
Her zaman Hayatı gırgır alırdı
Hiç bir şeyi Dert etmez idi
Çok az yemek yerdi
Babam İnşallah seninle olan sohbetlerimi
Bir gün yazma fırsatım olur
Sen Benim Çınarım idin
Gölgen bana yetiyor idi
Ben seni yolcu etmedim
Sen kendin yolcu olmak istedin
Bu sonsuz yolcuğunda
Allah’ım
Mekanın cennet etsin
Hep güler yüzün cennette de gülmeye devam etsin
Güzel İnsan Güzel Atına Bindin ve GittinEğer sana karşı saygıda kusur etmiş isem
Af et BABAM Eğer benim sana hakkım geçtiğini bilmiyorum
Ama
Geçmiş ise Helal Olsun
Benim Ulu Çınarım
Tarık Başçıl _ Adana _07.04.2021
Başınız sağolsun Tarık hocam. Allah mekanını cennet eylesin. Sizlere sabır diliyorum.
YanıtlaSilSevgili Tarık
YanıtlaSilSaygıdeğer babanı kaybetmiş olmana çok üzüldüm. O nesilden gidenlerin yeri dolmuyor. Ama hep bizimle ve hatıralarımızla yaşayacaklar.
Değerli arkadaşım acını paaşıyor babana Tanrıdan rahmet diliyorum. İşığı bol olsun
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun babanızın,Tarık Bey..Gittiği yerde hiç görmediği annesine ve babasına kavuşmuştur inşallah 🙏🙏
YanıtlaSil