Karar Vermede Acele Etmeyin _ Lao Tzu un Yaşlı Köylü ve Atının Öyküsü
Biraz uzun hikaye, boş zaman okumak daha iyi olur.
Köyün birinde bir yaşlı köylü varmış.
Köyün birinde bir yaşlı köylü varmış.
Çok fakirmiş ama kral bile onu kıskanırmış.
Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, kral
bu at için ihtiyara çok büyük paralar teklif edermiş ama adam satmaya
yanaşmazmış…
“Bu at, bir
at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı” dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki, at yok.
Köy ahalisi ihtiyarın basına toplanmış:
“Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları,
çalacakları belliydi.
Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi
yaşardın.
Şimdi ne paran var, ne de atın” demişler…
İhtiyar: “Karar vermek için acele etmeyin, sadece at kayıp deyin
Çünkü gerçek bu
Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar.
Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir
şans mı?
Bunu henüz bilmiyoruz.
Çünkü bu olay henüz bir başlangıç.
Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.
Sonunu görmek lazım” demiş.
Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler.
Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş.
Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.
dönerken de,
vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş.
Bunu gören köylüler toplanıp ihtiyardan özür
dilemişler.
“sen haklı
çıktın. Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu
senin için, şimdi bir at sürün var.”
Demişler.
“karar vermek için gene acele ediyorsunuz” demiş
ihtiyar.
“sadece atın geri döndüğünü söyleyin.
Bilinen gerçek sadece bu.
Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz.
Bu daha başlangıç.
Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz
kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?
Sonunu görmek lazım” demiş.
Köylüler bu defa açıkça ihtiyarla dalga geçmemişler
ama içlerinden
“bu herif sahiden gerzek” diye geçirmişler.
Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye
çalışan ihtiyarin tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış.
Evin geçimini temin eden oğul simdi uzun zaman
yatakta kalacakmış.
Köylüler gene gelmişler ihtiyara.
“bir kez
daha haklı çıktın.
Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre
kullanamayacak.
Oysa sana bakacak başkası da yok.
Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı
olacaksın” demişler.
İhtiyar “siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz.
O kadar acele etmeyin.
Oğlum bacağını kırdı. Gerçek bu.
Ötesi sizin verdiğiniz karar.
Ama acaba ne kadar doğru.
Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan
sonra neler olacağı size asla bildirilmez.
Sonunu görmek lazım.” Diye cevap vermiş.
Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat büyük bir ordu
ile saldırmış.
Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri
askere çağırmış.
Köye gelen görevliler, ihtiyarin kırık bacaklı oğlu
dışında bütün gençleri askere almışlar.
Köyü matem sarmış.
Çünkü savaşın kazanılmasına imkân yokmuş, giden
gençlerin ya öleceğini ya da esir düşeceğini herkes biliyormuş.
Köylüler, gene ihtiyara gelmişler.
“Gene haklı
olduğun kanıtlandı.
Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse yanında.
Oysa bizimkiler, belki asla köye dönemeyecekler.
Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil,
şansmış meğer…” demişler.
“siz erken karar vermeye devam edin” demiş ihtiyar.
“oysa ne olacağını kimseler bilemez.
Bilinen bir tek gerçek var.
Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Ama
bunların hangisinin talih, hangisinin şansızlık olduğunu sadece zaman
gösterecek.
Sonunu görmek lazım…”
Lao tzu
Lao tzu, öyküsünü şu nasihatle
tamamlamış:
“acele karar
vermeyin.
Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında
karar vermekten kaçının.
Karar; aklın durması halidir.
Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi, dolayısı ile
gelişmeyi durdurur.
Buna rağmen akıl, insani daima karara zorlar.
Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insani
huzursuz yapar.
Oysa gezi asla sona ermez.
Bir yol biterken yenisi başlar.
Bir kapı kapanırken, başkası açılır.
Bir hedefe
ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.”
insan bir olay olduğunda olumsuz yorum yapmaktan kendini alamıyor.Hele ki ülkemizde bu bir adet.Herseyin olumsuzu üzerinden yorum yapılıp tedbir alınır iyi tarafından bakılmaz.Belki de daha başarılı olamayisimizin en önemli sebeplerinden biri bu..
YanıtlaSil