Dolar Dünya Parası Olarak Kalmaya Devam Edebilir mi - Mahfi Eğilmez ( 07.09.2018 )
Dolar nasıl dünya parası oldu başlıklı yazımda bunun başlıca üç nedeni
olduğunu vurgulamıştım:
(1) Doların en uzun süreyle altın karşılığı basılan
para olması.
(2) Petrol ve altın gibi çok önemli iki malın Dolarla
fiyatlandırılıyor olması.
(3) ABD'nin dünyanın en büyük ekonomisi olmasının da
etkisiyle dünya ticaretinde ve dünya finans siteminde en yüksek paya sahip
olması.
1971 yazından bu yana Doların,
tıpkı diğer kâğıt paralar gibi hiçbir karşılığı bulunmuyor.
Doların 1971’e kadar altın karşılığı basılmış olmasının yarattığı itibari
etki de artık eskisi kadar güçlü değil.
Bunun nedenlerinden birisi de küresel krizde ABD Merkez Bankası Fed’in
dünyayı Dolara boğmuş olması.
Bu şekilde piyasaya sürülen Dolarlar, ABD’de pek piyasaya çıkmadı, daha çok
bankaların kasalarında kaldı ama dünyaya dağılan bölümü özellikle gelişmekte
olan ekonomilerde ciddi enflasyonist etki yarattı.
Doların bu şekilde kullanılması, ABD içinde olmasa bile dışında, Dolar
konusundaki tartışmaları artırdı.
Bu itibar
kaybına karşın petrol ve altın, Dolarla değerlendirilmeye devam ediyor.
ABD’nin, bunu devam ettirebilmek için körfezde dolaylı egemenliğini
sürdürmesi gerekiyor. Amerikan yönetimlerinin bu bölgede sürekli düşmanlar
yaratması, onlarla çatışmaya girmesi, müttefikleri yanında tutmaya çabalaması, Ortadoğu’ya yönelik yeşil kuşak
ve Büyük Ortadoğu Projesi gibi projeler geliştirmesinin altında bu yatıyor.
Bölgede yarın öbür gün ABD’nin etkisinden uzaklaşacak gelişmeler yaşanırsa
işler değişebilir.
Dolar, dünya parası düzeyine çıkarken ABD dünyanın en güçlü ekonomisiydi ve
dünya ticaretinde ve finans sisteminde bir numaralı ekonomiydi.
Bugün o konumda mı? Bunu inceleyelim.
ABD
|
Çin
|
Japonya
|
Almanya
|
|
GSYH Dünyadaki Zenginlik Sıralamasında
|
1
|
2
|
3
|
4
|
GSYH, SAGP Aynı Malı Satın Alma Gücü
|
2
|
1
|
3
|
5
|
İhracat Dünya’ya Mal Satma Sıralaması
|
2
|
1
|
4
|
3
|
Uluslararası Rezervler Kasasındaki PARA
|
4
|
1
|
2
|
11
|
Tablo bize ABD’nin hala dünyada önemli bir yere sahip olduğunu, buna
karşılık özellikle Çin’den gelen bir meydan okumayla gücünün eski düzeyinde
olmadığını gösteriyor.
Öte yandan artık Doların karşısında giderek güçlenen bir Euro var.
Henüz o kadar güçlü olmasa da Yuan da aynı yolda ilerliyor.
Belçikalı iktisatçı Robert
Triffin, 1960 yılında ortaya koyduğu hipotezinde, cari açık veren ABD’nin, bu açığı kapatmak için Dolar basacağını ve
insanların, ABD hazine kasalarındaki altının bu kadar Doların karşılığını
vermeye yetmeyeceğini düşüneceğini, bunun da Dolara duyulan güveni düşüreceğini
ön sürmüştü.
Cari açığı kapatmak üzere Dolar basmakla Dolara güven sağlamak arasında
oluşan bu çelişki Triffin
Çelişkisi adıyla anılıyor.
Triffin bu değerlendirmeyi yaptığında Dolar hala altın karşılığında
basılıyordu.
1971’de Doların altın karşılığı
kalkınca işler biraz değişti.
Fed, küresel krizle birlikte uyguladığı parasal genişleme (QE) politikası
sonucunda, piyasalara milyarlarca Dolar dağıttı.
Bu dönemde bir yandan ABD cari açığı düşerken
(2006 yılında GSYH’nın yüzde 6’sından 2015 yılında GSYH’nın yüzde 2,5’ine
düştü)
bir yandan da Dolar, rezerv para olarak itibarını artırdı
(6 önemli paraya karşı oluşturulmuş bulunan Dolar Endeksi 2006’da 90 iken
bugünlerde 95 düzeyinde bulunuyor.)
Bir başka ifadeyle Doların
bollaşması hem ABD cari açığını düşürdü hem de Doların itibarını yükseltti.
Özetle Triffin Çelişkisi değil,
tam tersine pozitif bir ilişki ortaya çıktı.
Buna karşılık bunun sonsuza dek böyle gideceğini söylemek elbette mümkün
değil.
Bütün bunlar bize Doların,
geçmişe göre itibar kaybına uğrasa bile, bugünden yarına dünya parası
pozisyonunu kolay kolay kaybetmeyeceğini gösteriyor.
Doların dünyadaki yerini yitirmesinin ne kadar sürede olacağını ABD
belirleyecek.
ABD’nin özellikle Trump sonrasında başlayan ciddi itibar kaybı ekonomisine
de itibar kaybettiriyor.
ABD, kendi önderliğinde gelişen uluslararası serbest ticaret sistemini
kendisi terk etmeye ve yeni korumacılık denilen ithal ikameci politikalara
dönmeye uğraşıyor.
Böylece kapitalizmin liderliğini
de yavaş yavaş yitiriyor.
ABD, ekonomide, uluslararası ilişkilerde ve dünya liderliğinde ne kadar
hızlı gerilerse Dolar da o kadar hızlı zemin kaybedecek.
Trump’ın bu
gerilemeye 2 yıllık katkısı, Bretton Woods sisteminin çöküşünden bu yana
yapılmış en büyük katkı gibi görünüyor.
Yorumlar
Yorum Gönder