Halkın .................. Dediğinde Devletler Yıkılmaya Başlamıştır

Osmanlı'nın, 46 yıl, en uzun süre tahtta kalan padişahı; 
Kanuni Sultan Süleyman

Hükümdar olduğu devir, devletin en kudretli dönemleridir. 
Ama Kanuni'nin en önemli özelliklerinden biri basireti, aklı, öngörü ve tedbiri asla elden bırakmamasıdır. 

Her zaman devletin akıbetini düşünür.
“Acaba, günün birinde Osmanlı İmparatorluğu inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı?” sorusu, her an zihnini kurcalar. 

Devletin izzet ve azameti, erişilen güç ve hükmettiği geniş coğrafya, onu rehavete sürüklemez. 
Sürekli düşünür-taşınır, sorar-araştırır ve dönemin bilgeleriyle istişarelerde bulunur.

Bunlardan biri süt kardeşi, müderris, mutasavvıf, şair, alim, pratik zekası ve hazır cevaplılığıyla ünlü Yahya Efendi'dir Yahya Efendi, kısa ve öz konuşmayı seven, deruni bir kişiliktir.

İşte bu Yahya Efendi de, Kanuni'nin sık sık istişare edip fikrinden istifade ettiği/danıştığı biridir. 
Kendisinden sadece birkaç gün önce doğmuş olmasına rağmen ona “Ağabey” diye hitap eder. 

Günün birinde Yahya Efendi'ye şöyle bir mektup gönderir: 
“Sen, ilmiyle amel eden bilge birisin.
Bizi de aydınlat. 
Bir devlet hangi halde çöker? 
Osmanoğulları'nın akıbeti nasıl olur? 
Bir gün yıkıma uğrar mı?..”

Padişahın satırlarını okuyan Yahya Efendi aynı kâğıdın arkasına; 
 “Neme lazım be Sultanım!”  diye yazar ve geri gönderir. 

Bu cevabı hayretle okuyan Sultan Süleyman, bir mana veremez. 
Hatta, çok bozulur. 
Dayanamayıp Yahya Efendi'nin Beşiktaş'taki dergahına gelir ve der ki:
“Aşk olsun ağabey!.. 
Sana çok önemli ve kritik bir konuda fikir sordum. 
Sen ise ciddiye almayıp geçiştirdin. 
Cevap bile vermedin!..” 

Yahya Efendi şöyle bir bakar:
Sultanım, sizin sorunuzu ciddiye almamak mümkün mü? 
Ben sorunuz üzerinde iyice düşündüm ve kanaatimi size açıkça arz ettim.

Sultan Süleyman; 
Sadece “Neme lazım be Sultanım” demişsin. 
Sanki, beni böyle işlere karıştırma der gibi. 
Herhangi bir cevap yoktu, kâğıtta.

Bunun üzerine, Yahya Efendi şu unutulmaz dersi verir: 

“Sultanım! Aslında, aradığın cevap oydu; 
Bir yerde zulüm yayılırsa, haksızlık şayi (haydut) olursa
Koyunları kurtlar değil çobanlar yerse
Bilenler de bunu söylemeyip susarsa

Fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkarsa
Bunu da taşlardan başka kimse işitmezse

Herkes, sadece “Ben” derse
Ve tüm bunları görüp, işitenler, “Neme lazım be…” deyip taşın altına elini koymazsa

 İşte O Zaman
 Devletin Sonu Gelir ve Osmanlı Yıkılır. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayatta Dört Aşamalı Bir "SİLİNME" Süreci Vardır

Bugün Aziz Nesin (20.12.1915 - 06.07.1995) _ Anmak ve Bay Düdük Kitabından _ Kısa Bir Öykü _ Uçuruma Gidiyoruz

Ben Bu Yaşıma Kadar Çok Şeyler Yaşadım Ama Yanlışlıkla Arka Balkonun Işığını Açık Unuttum. Uyuduktan Sonra Işıkları İçimden Söndürdüm

Kimsenin Çayını İçmeyin Çocuklar

Defne

Babaların, Bizim Bu Küçük Şeylerde, Uyarmaları Hoşumuza Gitmiyor Olabilir. Fakat?

Unutulmaz Film Sahneleri ve Müzikleri _ 02

Bugün Hayatınızı Kolaylaştıran Çoğu Şeyleri 29 Ekim 1927 Çekilen Fotoğraftaki İnsanlara Borçluyuz

Yaşadığınız İlin Adının Nereden Geldiğini Merak Ediyor İseniz?

Hayattan 003 Kısa Öykü ve Öğüt _ O Gün, Benim Onurumu Kurtardınız.