Işık Ülkesi Likya _ TRMMİLİLER (Analarından Soyadını Alan Kahraman Halk)
O kadar bağlıydılar ki özgürlüklerine
M.Ö. 545’te önüne çıkanı ezerek ilerleyen dev Pers ordusu
Xanthos’a ulaştığında şehir halkı hiç düşünmeden
Kazanmaları imkansız da olsa savaşmaya karar verdi.
O kadar düşkünler ki özgürlüklerine
Tek bir Xanthoslu bile teslim olmadı
Kadınları, çocukları, hazineleri ve köleleri kaleye doldurup, ateşe verdiler.
Tüm savaşçılar korkunç yeminlerle bağlanarak düşmana atıldılar
Herodot bu olayı kitabında,,ttümü savaşta öldü diye anlatır
Savaştan önce yaylaya gitmiş olan 80 aile sayesinde varlığını sürdürür Xanthos
Ama 500 yıl sonra
Bu kez Roma İmparatoru Brütüs göz koyar şehirlerine
Yiğit Likyalılar kök söktürür Roma’ya
Fakat yetmez güçleri ve aynı ataları gibi ölümü seçerler.
Geriye ise aşağıdaki şiir kalır bu onurlu ve yiğit insanlardan...
Ne değişti M.Ö. 545’ten bu yana insanlık tarihinde” diye sormadan edemiyor insan değil mi?
Bizim topraklarımızda
Anadolu’nun güney batısındaki Teke Yarımadası’nda, Antalya Körfezi’nin batısında Likya.
Bir zamanlar batısında Karia
Doğusunda Pamphylia
Kuzeydoğuda Pisidia
Kuzeyde Phrygia ile çevrelenmiş Likya;
Xanthos, Lymiros ve Arycandos gibi büyük nehirlerin suladığı verimli ovaları ve yaylaları olan bir halktı onlar
Üstelik de taa o zamanlar
M.Ö. 1.yy'lın ortalarında 23 kent bir araya gelir ve Likya Birliği’ni oluşturur.
Birliğin önemli kentleri Patara, Xanthos, Pınara, Olympos, Myra, Tlos ve Phaselis’tir.
Kendi iç işlerinde özgür olan şehirler
Büyüklükleri ve önemleri orantısında federal meclise 1-2 veya 3 temsilci gönderir ve dış politikada, birliği ilgilendiren kararlarda ortak hareket ederler.
Yüzyıllar sonra Likyalılar’ın kurmuş olduğu bu federal sistem
ABD’nin kuruluşunda da örnek alınır.
Patara’da bulunan ve kadın başkanı da olan Likya Meclisi
Dünyanın bilinen en eski meclislerinden biridir.
Meclisi Patara’da olan birliğin başkenti Xanthos
Dini merkeziyse Letoon’dur.
Unutmadan Xanthos ve Letoon
1988’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor...
M.Ö 1.yy'lın ortalarına kadar gidip de Mitolojiye bakmazsak olmaz;
Zeus’tan hamiledir Leto ve korkar kıskanç Hera’nın öfkesinden.
Sonunda Delos Adası’nda doğurur Apollon ve Artemis’i.
Alır yeni doğan çocuklarını Anadolu’ya geçer.
Kurtların kendisini götürdüğü Xanthos Nehri’nde de çocuklarını yıkar.
O günden sonra Hellence ‘kurt’ anlamına gelen ‘iykos’tan türetilen Likya olur buraların adı...
Herodot’un aktardığına göre
Likyalılar babalarının değil
Analarının adını alırlarmış.
“Kimlerdensin?” diye sorulduğunda
Önce adını
Sonra da anasının adını ve soyadını söylerlermiş.
Eğer bir kadının bir köleden çocukları varsa
Yasalar çocukları özgür sayarken
Bir erkeğin yabancı ya da köle bir kadından çocukları olursa bunları yurttaşlık haklarından yoksun bırakırlarmış...
Şiir
Evlerimizi mezar yaptık
Mezarlarımızı ev
Yıkıldı evlerimiz
Yıkıldı evlerimiz
Yağmalandı mezarlarımız
Dağların doruğuna çıktık
Toprağın altına girdik
Suların altında kaldık
Gelip buldular bizi
Toprağın altına girdik
Suların altında kaldık
Gelip buldular bizi
Bozdular birliğimizi
Altüst ettiler
Yakıp yıktılar
Yağmaladılar bizi...
Biz ki;
Analarımızın
Kadınlarımızın
Ve ölülerimizin uğruna
Biz ki;
Onurumuz ve özgürlüğümüz uğruna
Toplu ölümleri yeğleyen
Bu toprağın insanları
Bir ateş bıraktık geride
Hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan!
Anadolu’nun cesur
Mağrur ve Yürekli evlatlarıydı Likyalılar
Ya da onların kendilerini tanımladıkları isimleriyle “Trmmililer.”
Görselde sunulan rölyefler;
Likya'nın başkenti
Likya'nın başkenti
Arnna – Xantos ta bulunan ve M.Ö 390-380 yıllarına tarihlendirilen
Likya Kralı Arbinnas için yapılmış, perilerle donatılmış mezar
Netreidler Anıtı nın alt ve üst friz kabartmalarıdır...
Charles Fellows'un Xantos'tan alıp götürdüğü
Charles Fellows'un Xantos'tan alıp götürdüğü
Belki de en güzel şey olan anıt
British Museum da sergilenmektedir..
Ne yazık ki bu uygarlığa ait eserlere sahip çıkamamışız. O kadar çıkamamışız ki Londrada British Museum da Likya uygarlığı için ayrılmış bir galeri ve bir sürü eser var :(
YanıtlaSil