Türkiye'nin İlk Sesli Filmi "İstanbul Sokaklarında" Filme Emeği Geçenlerin Bilgi Birikimleri

 

1 Aralık 1931 yılında Muhsin Ertuğrul’ın yönettiği
İpek film tarafından çekilen
İlk sesli Türk filmi olan “İstanbul Sokakları'nda” filmi

Filmin ilk gösterimi için
İstanbul'un Beyoğlu semtindeki Melek (Emek) ve Elhamra sinemalarına gönderildi


Ve 2 Aralık 1931 de ilk gösterimi yapıldı

Tarık Başçıl  _   1 Aralık 2024

Not: 
Kırmızı yazılı kelime gördüğünüzde tıklar iseniz
Sizi "Vikipedi" e yönlendirir
Onun hakkında daha fazla bilgiye ulaşmış olursunuz


★★★★★★★★★★★★

Aşağıdaki oyunculara baktığımda yalnızca “Bedia Muvahhit” tanıdım
O da gençlik resminde değil yaşlılık halini hatırlıyorum

Oyuncuları ve filme emeğe geçenleri araştırınca
Ne kadar değerli insanlar olduğunu öğrenmiş oldum

Semiha Berksoy, Çankaya da Atatürk ile İnönü'ye bir arya okmuş

Bedia Muvahhit, 1913 yılında ilk bayan memurlarımızdan



Prof. Dr. Vedat Ar, Türkiye'deki reklam dünyasının gelişmesine büyük katkıları bulunmuş birisi


Hazım Körmükçü, 1944 yılında vefat ettiğinde tüm Tiyatrolar iki gün perdelerini açmamışlar


Behzat Haki Butak, Paranın tarih hakkında kitap yazabilecek kadar bilgili


Prof. Dr. Rahmi Öztoprak'ın Almancayı "Kendi Kendine Öğrenmek İçin" diye kitabı var


İsmail Galip Arcan, "Tiyatroda Diksiyon" diye yazmış olduğu kitabı var


Hemen hepsi yurtdışında okumuş ve eğitimli
Demek ki Cumhuriyet bu gibi insanların sayesinde bugünlere geldi


Film 
Mısır, Türkiye ve Yunanistan ortak yapımıdır. 

İlk ortak yapım ve sesli filmi Türk filmi olduğu için 1930'lu yılların en popüler filmlerinden birisi oldu.  

Filmde 
Türkçe, Fransızca, Arapça ve Rumca gibi farklı dillerde konuşulmaktadır.

Film, Atina'da bir haftada altı bin kişi tarafından izlenerek büyük bir başarı elde etti. Film Türkiye'nin yanı sıra Kahire ve Atina'da çekilmiştir.

Film ile ilgili yalnızca 1,5 dk bu kayıttı bulabildim


Film Türk müzikal, dram filmidir.
Film ayrıca dönemin yüksek maliyetli filmleri arasında yer almaktadır.


Konusu:
Aynı kadına âşık olan iki kardeşin yaşamlarında meydana gelen sıra dışı olaylar konu edilmektedir. 

Kardeşlerden Rahmi bir bankada çalışmaktadır
Şarkıcılık yapan bir kadına aşık olmuştur. 

Ancak bu kadınla kardeşi Talat'ın da ilişkisi bulunmaktadır. 


Rahmi artık işle aşkı karıştırmaya başlamış
Bankanın parasını da aşık olduğu kadınla birlikte harcamaya başlamıştır. 


Bankanın durumu fark etmesi uzun sürmez
Rahmi bankadaki işinden atılır. 

Ayrıca Rahmi'nin kullandığı bankanın parası da ailesinden tahsil edilir. 


Aile ise bu borçla birlikte tüm birikimini kaybetmiştir. 

Talat bu durumu oldukça sinirlenir
Rahmi'nin yanına gittiğinde Rahmi ile şarkıcı kadını sarhoş bir halde bulur. 

Şarkıcı kadının ortağı olan bir kadın ise Rahmi'nin içkisine uyuşturucu ilaçlar atmıştır.

Talat Rahmi'ye saldırdığı sırada buradaki içinde uyuşturucu bulunan içkiyi kardeşinin üzerine atar ve içki Rahmi'nin gözlerine gelir. 

Gözlerine uyuşturuculu içki gelen Rahmi kör olur. 
Daha sonra yaptıklarından pişman olan Talat kardeşinin gözlerini tedavi ettirmek için doktorlara gider. 

Ancak Talat'ın bu sırada başındaki tek sorun kardeşini kör etmesi değil ayna zamanda iftiraya da uğramasıdır
Kardeşi ile uğraşırken bu sorun ile de başa çıkmak zorundadır. 


Ayrıca Rahmi'nin gözlerinin tedavisi için doktorlar oldukça fazla miktarda para istemişlerdir. 

İki kardeşin aklına zengin olan dayıları gelir. 
Fakat dayıları bu esnada ölmüştür ve dayılarından miras kalan tek ev çıkan yangında para etmez hale gelmiştir. 

Filmin sonlarına doğru ise Mısır’lı bir yazar olan Semira Hanım
Rahmi’yi ameliyat ettirir ve kardeşler eski mutluluklarına kavuşurlar.

Oyuncular:
Talat Artemel - Talat

Semiha Berksoy - Semiha
Behzat Haki Butak - Hancı Halil Ağa
Azize Butak (Emir) - Semira (Mısırlı Bayan Oyuncu)


Bedia Muvahhit - Berber
Lillian Gish - Yunanlı Bayan Oyuncu


Periklis Gavrilidis - Yunanlı Oyuncu

Film Çekimin Yapıldığı Ülkeler:
Bazı sahneleri sesli çekilmiş, sessiz çekilen sahnelere sonradan seslendirme yapılmıştır. 
Bu yüzden ilk sesli Türk filmi olarak kabul edilir. 

Filmin dış sahneleri Türkiye'de, Mısır'da ve Yunanistan'da sessiz olarak çekilmişti.

Bunları seslendirmek ve iç sahnelerini de doğrudan doğruya sesli olarak almak üzere teknisyen, idareci ve oyunculardan oluşmuş bir ekip Muhsin Ertuğrul'la birlikte Paris'teki Epinay Stüdyoları'na taşındılar. 


Orada çekimleri Nicolas Farkas adlı Macar asıllı bir görüntü yönetmeni



Dekorları Paris'te öğrenimde bulunan bir Türk dekoratörü Vedat Ar yaptı.

Gişe:
Filmin ilk gösterimi İstanbul'un Beyoğlu semtindeki Melek ve Elhamra sinemalarında 2 Aralık 1931 tarihinde yapılmıştır. 

Film, Türkiye dışındaki ülkelerde de gösterilir ve büyük rağbet görür. 
Akşam gazetesi filmin Atina'da bir haftada altı bin kişi tarafından izlenildiğini belirtir.

Müzik:
Film, müzikleri ve oyuncuların seslendirdiği şarkılarla da öne çıkar. 
Filmde Rahmi "Tükenmez Yollarda"

Semiha Berksoy ise "Yum Güzel Gözlerini Sevgili Yavrum, Uyu!" ninnisini söyler. 

Hazım Körmükçü de filmde "Ekin Ektim Çöllere" ve "Zeynebim" isimli eserleri seslendirir

Zeki Müren Yorumu ile 
Yum Güzel Gözlerini Sevgili Yavrum, Uyu 
Şarkısı

Ekin Ektim Çöllere

Zeynebim


Yorumlar

  1. Emeğine Sağlık Tarık Hocam

    Güzel bir konuya derlemişsin
    Senin sayende her konuda bilgi sahibi oluyoruz
    Sağol
    (Bingöl Hulusi Kan)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Hulusi Bey
      Ne Mutlu bana birilerine dokunabiliyor isem
      🙏 ☘️🌴🌿🍃🌳🌱🥦🎋🍀

      Sil
  2. 1931 lerde Türkiye de sesli sinema yapılması ne kadar güzel bir olay
    Daha Cumhuriyet 8 yaşında
    (Ankara Hakkı Aksakal)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakkı Hocam
      Cumhuriyet, Bu ülkeye çok şeyler yaptı.
      Kıymetini bilmemiz lazım
      🙏 ☘️🌴🌿🍃🌳🌱🥦🎋🍀

      Sil
  3. Bir ekleme de ben yapayım
    Muhsin Ertuğrul
    Ülkemizde tiyatroyla ilgili ilk ulusal bildiriyi yazan kişi.
    (Balıkesir Huzur Çalık)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 🙏 ☘️🌴🌿🍃🌳🌱🥦🎋🍀

      Sil
  4. Muhsin Ertuğrul, Türk sinema sisteminin bütün ilklerinin sahibidir.
    Türk sinemasını bir yerden bir yere getirmiş bir insandır.
    (İstanbul Mustafa Kılıç)

    YanıtlaSil
  5. Semiha Berksoy
    Devlet bursu ile gönderildiği Alman yüksek müzik akademisini birincilikle bitirmiş opera sanatçısı ve ressam olma özelliği de var
    Saygı ile anıyorum
    (İstanbul Filiz Karınca)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filiz Hocam
      Artık devlet böyle insanlarımız ile hiç ilgilenmiyor
      İlgilenmediği içinde yetişmiyor maalesef

      Sil
  6. Semiha Berksoy
    Bu toprakların önemli opera sanatçılarından biri.

    1932 yılının kış aylarında, yaşamı boyunca seveceği nazım hikmet ile tanışır.
    Şehir Tiyatrosu’nda, Muhsin Ertuğrul’un sahneye koyacağı, nazım Hikmet’in yazdığı kafatası adlı piyeste "sinyorina, kara gözlü sinyorina" tangosunu söyleyecek bir genç kıza ihtiyaç vardır.

    Muhsin Ertuğrul, Nazım’a şöyle der:
    “Semiha Cenap Hanım talebemdir. Bir de o okusun şiiri. Çok iyi okuyacağından şüphem yoktur.”

    Semiha, Nazım’la ilk karşılaşmalarıyla ilgili izlenimlerini şöyle anımsar:
    Kocaman, dağınık sarı saçlı bir adamdı.
    Birlikte üst kata çıktık.
    Okulun bir odasına girdik.
    Sinyorina, kara gözlü sinyorina tangosunu, önce kendisi okudu bana.
    Sonra benim okumamı istedi.
    Ben de güzelce okudum, hiç sesini çıkarmadan dinledi.
    Sonra bir kez daha okuttu, güzel, çok güzel dedi.
    (İstanbul Taner Uluçınar)

    YanıtlaSil
  7. Bedia Muvahhit
    Kendisinin ilk kez sahneye çıktığı yer İzmir kordonda bir dükkândır
    Yani su anda o dükkan triko satmakta

    Ben o dükkanda nasıl ilk kez sahneye çıktığına akil sır erdiremiyorum.
    Herhâlde ürün tanıtımı için sahneye çıktı.
    Aklım almıyor
    O ortamda daha önceden tiyatro olabileceğini.
    (İzmir Mustafa Erdem)

    YanıtlaSil
  8. Talat Artemel
    Kanun namına
    Beklenen şarkı
    Bir avuç toprak gibi önemli filmlerde görev alan iyi oyuncu idi
    (Ankara Hasan Kısacık)

    YanıtlaSil
  9. Behzat Haki Butak
    1914 yılında Darülbedayi’nin sınavında Ahmet Vefik Paşa’nın Molière’den yaptığı uyarlama Zor Nikâhından bir bölüm oynayarak kuruma katılma hakkı kazanan Behzat Haki Butak

    Yakın dostu Vasfi Rıza Zobu’nun deyişiyle
    “Üşenmek nedir bilmez”

    Oyun için dekor parçası yapmaktan pastaneciliğe elinden her iş gelen biriydi.

    Paranın tarihi üzerine kitap bile yazmıştı…
    55 yıl seyirci karşısına çıkan Tiyatro ve Sinema sanatçısı idi
    (Bursa Demir Kaya)

    YanıtlaSil
  10. 1944 yılında İstanbul'da zatürreden öldüğünde
    Cenazesine 5.000'den fazla seveni katıldı.

    İstanbul Şehir Tiyatroları Hazım Körmükçü'nün ölümüyle iki gün süreyle perdelerini kapalı tutmuştur.
    O Kadar değerli bir Tiyatrocu ve Sinema Oyuncusu idi
    Rahmet ile Anıyorum
    (İzmir Ahmet Pazu)

    YanıtlaSil
  11. Muhsin Ertuğrul
    Dönemin önemli oyuncularından Cahide Sonku'nun ilk eşi idi.
    (Sakarya Keziban Gülkurusu)

    YanıtlaSil
  12. Yahya Kemal
    Bedia Muvahhit’le yaşadığı aşk
    Bir şiire ve seneler sonra bir şarkıya ilham kaynağı olmuştur.

    Dalgın geceler! El ele geldik yarınızda,
    Sallandık o şen kızla salıncaklarınızda
    Hummalı denizlerden esen rüzgârınızda

    Dün bezminizin bir ezelî neş’esi vardı,
    Saz sesleri tâ fecre kadar Körfez’i sardı,
    Vakta ki sular şarkılar inlerken ağardı,
    Bendim geçen, ey sevgili, sandalla denizden!

    O şen kız Şekip Bey’in kızı Bedia Muvahhit Hanım’dır.
    (Adana Faruk Kuş)

    YanıtlaSil
  13. Semiha Berksoy’un bir anısı;
    “1934 yılında Atatürk’ün emriyle ilk Türk operası Özsoy’un başrolü Ayşim’i oynadım. Operalarımızın önüne Atatürk’ün heykeli dikilmelidir.

    Harf, kıyafet ve şapka devrimlerini yapan Atatürk, sanat devrimi de yapmak istiyordu.

    Şöyle düşünüyordu:
    “Operada reform yapmakla bütün sanatlarda reform yapmış olurum.”
    İşte ben, ömrüm boyunca Atatürk’ün yüksek sanat görüşünün temsilcisi olmaya gayret ettim.

    1934 yılında ilk Türk operası olan Özsoy’u prova ettiğimiz bir gün Atatürk’ün gelip provayı izleyeceği haberini verdiler.

    Gazi geldi ve locasından provayı seyretti.
    Hepimiz heyecanlıydık.
    Oyun bitince ‘bravo’ diye bağırdı.

    Gece ise bizi Çankaya köşküne davet etti.
    Ben 24 yaşında heyecandan korkuyor ve tir tir titriyordum.

    Çankaya Köşkü’ne gittiğimizde gazi bizi İnönü’yle birlikte karşıladı.
    Sarışın, heybetli, çok yakışıklı bir insandı Atatürk.

    Bana hangi okulda okuduğumu sorup, şarkılarımı okumamı istedi.
    Ben de madam butterfly Operası’ndan bir arya okumak istediğimi belirttim.

    Hemen emir verdi
    Piyanoyu ve ses alma cihazını açtırdı.
    Sesimi plağa çektiler.

    Piyanonun yanında, benim başımda beni dinledi.
    Tebrik etti.”
    (Ankara Hamdi Yüceses)

    YanıtlaSil
  14. Tiyatro kültürünün bu coğrafyada yerleşmesinde etkili olmuştur.
    Ondan önce sahnede oyun devam ederken
    Elini kulağına koyup gazel okuyanlara
    Oyunculara fındık fıstık atanlara
    Yani türlü türlü saygısızlık yapanlara rastlanırken
    Muhsin Ertuğrul bunların önüne geçmiştir.

    Bunları yapanların derhal tiyatrodan dışarı çıkartmıştır.
    (Uşak Vedat Iğıl)

    YanıtlaSil
  15. Bedia Muvahhit
    1913'te bir Fransız telefon şirketinde
    “Kadınların Dünyası” dergisinin
    Kadınların çalışıp üretmesi için açtığı kampanya sonucu
    İşe başlayan ilk kadın memurlarımızdandır
    (İstanbul Gülizar Pınar)

    YanıtlaSil
  16. Semiha Berksoy
    1934 te ilk Türk operası "Özsoy’da oynayan
    İş bankası yayınlarından çıkan kitabından sonra
    Wolfgang Wagner tarafından kendisine tebrik mektupları gönderilmiş opera sanatçısı, ressam.

    Ayrıca kendisi 93 yaşında sahneye çıkan
    Tek Opera Sanatçısıdır Dünyada.
    (İstanbul Ayşe Demirel)

    YanıtlaSil
  17. 1950’lere doğru Prof. Vedat Ar sinema reklamcılığının önemini ilk fark eden kişilerden oldular.

    Prof. Vedat ar bu işin öncülerinden oldu ve kurduğu “Filmar” adlı şirket
    1948-1970 yılları arasında yüzlerce reklam filmine imza attı.

    Daha sonra Vedat Ar o günleri araştırmacı yazar Alpay Kabacalı’ya şöyle anlatacaktı:
    “Zevk aldığım için, sevgiyle yapıyordum. Ticari tarafı ikinci plandaydı.”
    (İstanbul İbrahim Hafızoğlu)

    YanıtlaSil
  18. Rahmi Öztoprak
    Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi'nde emekli olana kadar Profesör olarak öğretim üyeliği yapan Rahmi Öztoprak'ın "Kolay Almanca" adlı bir kitabı vardır.
    (İstanbul Uğur Asma)

    YanıtlaSil
  19. Semiha Berksoy
    Ölmeden kendine bir mezar taşı almış
    Üzerine de Zümrüdüanka kuşunu çizmiş

    Bir de içinde Atatürk kelimesi geçen bir metin yazmış.
    Kendi kendine de demiş, yobazlar bu taşı kırar diye.

    Kırmışlar da.
    Bunun üzerine sorulan bir soruya
    "E tabi ülkemizde aptallar var, dünyada aptal çok, fakat biz onları hep yeneceğiz, üstün olan el bilimin, sanatın elidir" demiştir.
    (İstanbul Sema Kuzu)

    YanıtlaSil
  20. Bedia Muvahhit
    İlk Türk asıllı Müslüman kadın tiyatro oyuncusu olduğunu unutmayalım
    (Yozgat Fatıma Karagülle)

    YanıtlaSil
  21. Bedia Muvahhit
    Türk filmlerinde genelde zengin kötü kayınvalide rollerinde karşımıza çıkar
    Aliye Rona filmlerde nasıl kötülüğü aksiyona dönüştürüp türlü türlü oyun oynuyorsa kurbanlarına

    Bu hanımefendi de mükemmel alaycı ses tonu ve küçümseyici bakışlarıyla
    Fakir ama gururlu genç kızları canından bezdirmiştir.
    (Mersin Tuana Ertekin)

    YanıtlaSil
  22. Bedia Muvahhit, Aynı zamanda başarılı bir çevirmen olan oyuncu.
    100 kadar oyunu çevirmiş
    10 kadar da opera yazmıştır
    (Çorum Hazan Saltürk)

    YanıtlaSil
  23. Behzat Haki Butak, 1962’de Yıldız Kenter ile birlikte İlhan İskender Tiyatro Ödülü’nü kazandı
    (İstanbul Ata Onat)

    YanıtlaSil
  24. Behzat Haki Butak Hoca
    1963 yılında hayatını kaybettiğinde
    Suat Taşer ölümünden sonra Cumhuriyet gazetesindeki köşe yazısında
    “Aktörün ölümü yıldız kaymasına ne kadar benziyor! Kayma sırasında hızla uzanan ışıktan bir yol, sonra hemen ardından, hiçbir şey olmamış gibi kopkoyu, zifiri bir karanlık... ”
    diye yazdı
    (İzmir Ulaş Ertekin)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bayramlar Ne Zaman Çıktı ve Tüm Dünyadaki Bayram Günleri ve Adları

Hayattan Kısa Öykü ve Öğüt _ 003 _ O Gün, Benim Onurumu Kurtardınız.

İnsanlık Değerini Hesaplayacak Bir Hesap Makinemiz Yok

Hayattan Kısa Öykü ve Öğüt _ 004 _ Patates Torbası

Demek ki Yaşlılarımızın Beden Güçlerinden Değilse Bile, Akıl ve Deneyimlerinden Yararlanabilirmişiz

Yaşamdan Kısa 5 Video 005

Hayatta Dört Aşamalı Bir "SİLİNME" Süreci Vardır

Unutulmaz Film Sahneleri ve Müzikleri _ 03

Kızım Bana Kapıyı Açar

Hayattan Kısa Öyküler ve Öğüt _ 002 _ Bir Hırsızın Portresi