Ben Onu Değiştiririm _ Evlenecek Olanlar Mutlaka Okumalı
Evlenmek
niyetiyle görüşmeye gelmişlerdi.
Delikanlı,
genç kızı, şöyle bir süzdü ve sessizce düşündü:
“Güzel
kız fena değil.
Ama
biraz kendini beğenmiş.
Acaba
bu hali devam eder mi?
Ya
ederse?
O
zaman bununla yaşanmaz.
Ben
dayanamam ukala bir kadına, kadın dediğin biraz uysal olmalı
Neyse
canım, hele bir evlenmeyi kabul etsin.
Ben
onu değiştirmeyi bilirim.“
Genç
kız da simasının ortasına sinsi bir tebessüm kondurdu.
“Fena
çocuk değil.
İşi
de yerinde.
Rahat
bir hayat yaşarım.
Lâkin
biraz ‘dediğim dedik’ gibi.
Acaba
buna, sözümü dinletebilir miyim?
Aman
canım, düşündüğüm şeye bak.
Evlenelim
de ben onu mum gibi yapmasını bilirim.”
Ve
Değişim savaşının imzaları alkışlar arasında atılır.
Ayaklar
birbirini ezmek için yarışır.
Balayının
tatlı meltemi yerini yavaş yavaş kuzey rüzgârlarına bırakır.
Genç
adam, sabah işe gitmeden eşini uyandırmaya çalışır:
-“Ben
hazırlanırken sen de kahvaltı hazırlayabilir misin?”
Genç
kadın uyumaya devam eder.
-“Hayatım,
geç kalıyorum haydi uyan.”
Genç
kadın sağından soluna dönerek,
“Sabahın
bu saatinde de kalkılmaz ki? İş yerinde bir tostla çay alırsın.” der.
“Allah!
Allah! Ben akşama kadar çalışacağım, sen bir kahvaltı hazırlamaya
zorlanıyorsun.”
“Ama
çok uykum var.”
“Benim
de uykum var ama kalkıp işe gitmek zorundayım.”
Kadın
istifini bozmaz, kapıyı çarpıp çıkarken:
“Can
çıkmayınca huy değişmezmiş.” diye söylenerek işe gider genç adam.
Başka
bir gün.
-“Hayatım,
bugün yemek yapamadım. Dışarıya çıksak diyorum.”
-“Yine
mi? Ama çok yorgunum, şöyle evimde dinlenmek istiyorum. Dışarıya hafta sonu
gideriz.”
“Annem
haklıymış. ‘Bu adamı değiştiremezsin’ demişti de inanmamıştım.”
Kimse
‘ben onu değiştiririm’ niyetiyle evlenmesin.
Birbirini
değiştirme hayaliyle kurulan bir aile tablosu bu.
Her
iki taraf da
“Acaba
birlikte nasıl mutlu olabiliriz?” yerine
“Nasıl
değiştiririm?” sevdasında.
Daha
doğrusu “güç savaşında”.
Oysa
eşler güçlerini “değişim savaşında tüketmek yerine mutluluğu yakalamak yolunda
sarf etmeli.
Evlilik,
“Ben seni adam ederim” yerine
“ben seni mutlu ederim” düşüncesi üzerine
kurulmalıdır.
O
zaman evin pencerelerinde mutluluk meltemi eser.
Saksılarında
huzur çiçekleri açar.
Odalarında
şen kahkahalar çınlar.
Eşler,
birbirini mutlu etmek için yarışır.
Planlar,
“onu nasıl değiştiririm” yerine
“onu nasıl mutlu ederim” üzerine yapılır.
Mürebbiye
gibi değil, psikolog gibi davranılır.
“Değişim
savaşı” vererek ne kendisini tüketir ne de eşini.
Aksi
halde kadın “dırdırcı”
Erkek “baskıcı”
Mutluluksa “toz-duman” olur.
Erkek “baskıcı”
Mutluluksa “toz-duman” olur.
Bu
sebeple;
Evlenecek gençler
Ruhen uyum sağlayabilecekleri kişileri seçmelidir.
Evlenecek gençler
Ruhen uyum sağlayabilecekleri kişileri seçmelidir.
“Ben
onu değiştiririm” diye düşünerek başlıyorlarsa, boşuna evlerini dayayıp
döşetmesinler.
Aksi
halde gelin arabasının arkasına
“Evleniyoruz mutluyuz” yerine
“Evleniyoruz savaşa gidiyoruz” diye yazmayı unutmasınlar.
“Evleniyoruz savaşa gidiyoruz” diye yazmayı unutmasınlar.
Yorumlar
Yorum Gönder