Hayatta Dört Aşamalı Bir "SİLİNME" Süreci Vardır
Bu tamamen senin varoluşuna bağlıdır Başkalarına değil. 1. Aşama 55 yaşında başlar İş yeri seni siler. Hayatın boyunca ne kadar başarılı ya da güçlü olursan ol Bir süre sonra sıradan bir insana dönüşürsün. Bu yüzden eski işine ve onun verdiği üstünlük duygusuna tutunma. Egonu serbest bırak Yoksa iç huzurunu kaybedebilirsin. 2. Aşama 65 yaşında başlar Toplum seni yavaş yavaş siler. Eskiden sıkça görüştüğün arkadaşlar ve iş çevresi azalır Artık önceki iş yerinde seni tanıyan pek kalmaz. "Eskiden müdürdüm, yöneticiydim, ya da şu kişiydim..." deme. Çünkü yeni nesil seni tanımıyor ve bu seni üzmemeli. Bu da hayatın doğal bir sürecidir. 3. Aşama 75 yaşında başlar Aile seni yavaş yavaş siler. Çok sayıda çocuk ve torunun olsa da Çoğu zaman sadece eşinle ya da tek başına yaşarsın. Çocukların arada sırada seni ziyaret ettiğinde Bu onların sevgisinin bir göstergesidir. Onları sık gelmedikleri için suçlama, Çünkü onların da kendi hayat mücadeleleri vardır. 4. Aşama 85 yaşında başlar Za...
Devletin de elini taşın altına koyması gerekiyor. Aslında ülkenin mali olarak büyük bir değişim geçirmesi şart. Ben finans uzmanı değilim ama olayı basite indirgeyerek anlatacak olursam: sıfır vergi projesi vardı Özal'ın ama hayata geçmedi. Bunu ben ABD'den biliyorum ve bizde de uygulanma çalışması yapıldığını duyduğumda çok umutlanmıştım. İlk yıla mahsus, bir çöküş yaşanmaması adına çalışan kesime brüt ücret ödenir. Bu maaşı
YanıtlaSilİlk etapta yüzde 10-15 kadar vergilendirirsin. Çalışanın işveren payı içinde sadece kıdem tazminatına esas olan, yıllar sonra işçiye ödenecek tutarın hesaplanmasında ortaya çıkacak, aynı BES'te olduğu gibi bir birikim sağlanır. Bu neyi ssğlar? İşçiye özgürlük getirir. Patronun kulu kölesi olmaz. Bilir ki bu para devletin kasasında, kendi adına değerlendiriliyor. Adam 24 yıl çalışmış her ne sebeple olursa olsun istifa etmek istiyor ama işveren isterse birikmiş kıdem tazminatını ödemiyor. Bu yöntemle işveren de rahatlatacaktır. İşçi çıktı mı dosyasını kapat. İşçi ücretini brüt aldığı için kendi SGK primini zorunlu olarak kendisi öder. Ödemezse sağlık anlamında hak mağduriyeti yaşar. Farkındaysanız ücretlinin maaşı daha eline geçmeden vergilendiriliyor ve daha sonra aldığı her ürün için KDV,ÖTV adı altında yan vergilerle bir daha vergilendirilmeli oluyor. Halbuki esnaf devlete KDV öderken kendi harcadıkları için ayrıca KDV iadesi alma hakkına sahip. İşveren yaptığı her türlü harcamayı devlete beyan ederek gelir vergisi matrahından düşürebilmekte. Küçük esnaf diye adlandırdığımız milyonlarca insan aslında devletten maaş almayan ama dolaylı olarak ödediği vergilerle bir nevi işçi gibi. Devlete vergisini ödüyor, kalanla geçimini temin ediyor. Vergi kaçağını kontrol altına almayı beceremeyen ya da bilinçli olarak becermemesi için uğraşılan devlet de yıllardır mış gibi yaparak yıl sonunda yeni bütçeyi hazırlarken kamu çalışanı dan elde ettiği kesintileri gelir hanesine yazarak hesap yapıyor. Çalışana brüt ücret verilmeli ve çalışan tüm yıl boyunca harcadıkları bu gelirinden düştükten sonra geri kalan kısmı üzerinden vergisini ödemeli. Bak bakalım o zaman kötü niyetliler vergi kaçırabiliyor mu? Sistemi kurup sahte fatura kesme işini önlemek kaydıyla tabii ki.