Davulcunun Kazancı Kefen Parası İçin Caiz mi?
Uzun yıllar önce BURSA'da bir davulcu yaşıyordu.
Ramazan gecelerinde sahurda insanları uyandırmak için davul çalan adamcağız
Geriye kalan 11 ayda ise düğünlerde, şenliklerde, mitinglerde hünerini sergileyip ekmek parasını kazanıyordu.
Aradan yıllar geçti, davulcu yaşlandı
Aklına o güne kadar hiç düşünmediği bir soru gelip oturdu;
Hayatını ramazan ayları dışında içkili düğünlerde, eğlencelerde de davul çalarak kazanmış, kefen parasını da bu kazandıklarından bir kenara ayırmıştı.
Aklını kurcalayan soru işte burada devreye giriyordu:
–Acaba bu kefen parası caiz miydi, değil miydi?...
Düşündü, taşındı Diyanet İşleri Başkanlığı’na danışmaya karar verdi.
Durumu anlatan bir mektup yazıp aynı soruyu sordu
Gelen yanıtla başından aşağıya adeta kaynar sular dökülmüştü:
- CAİZ DEĞİLDİR !..
Adamcağız büyük bir üzüntü içinde hikayesini dönemin en ünlü yazarlarından Hasan Pulur’a yazdı.
Mektubu büyük bir şaşkınlık içinde okuyan Pulur,
“Olaylar ve İnsanlar” köşesine taşıyıp, adamcağızın hikayesini ve Diyanet’in verdiği cevabı anlattıktan sonra şu soruyu sordu:
–Diyanet “CAİZ DEĞİLDİR” diyorsa demek ki bir bildiği vardır!
Benim de onlara bir sorum olacak:
Oradaki din görevlileri maaşlarını devletten alıyor.
Devlet ise bu paraları halktan aldığı vergilerden ödüyor.
Vergi verenlerin içinde;
Meyhanecisi de var
Kerhanecisi de var.
Bu durumda aldıkları maaş caiz midir, değil midir?!.
Ortalık karıştı tabii!
Sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı
“Konu yanlış anlaşılmış, yanlış karar verilmiştir. Kefen parası caizdir” açıklaması yaptı!
Ruhun şad olsun Hasan Pulur
Ramazan gecelerinde sahurda insanları uyandırmak için davul çalan adamcağız
Geriye kalan 11 ayda ise düğünlerde, şenliklerde, mitinglerde hünerini sergileyip ekmek parasını kazanıyordu.
Aradan yıllar geçti, davulcu yaşlandı
Aklına o güne kadar hiç düşünmediği bir soru gelip oturdu;
Hayatını ramazan ayları dışında içkili düğünlerde, eğlencelerde de davul çalarak kazanmış, kefen parasını da bu kazandıklarından bir kenara ayırmıştı.
Aklını kurcalayan soru işte burada devreye giriyordu:
–Acaba bu kefen parası caiz miydi, değil miydi?...
Düşündü, taşındı Diyanet İşleri Başkanlığı’na danışmaya karar verdi.
Durumu anlatan bir mektup yazıp aynı soruyu sordu
Gelen yanıtla başından aşağıya adeta kaynar sular dökülmüştü:
- CAİZ DEĞİLDİR !..
Adamcağız büyük bir üzüntü içinde hikayesini dönemin en ünlü yazarlarından Hasan Pulur’a yazdı.
Mektubu büyük bir şaşkınlık içinde okuyan Pulur,
“Olaylar ve İnsanlar” köşesine taşıyıp, adamcağızın hikayesini ve Diyanet’in verdiği cevabı anlattıktan sonra şu soruyu sordu:
–Diyanet “CAİZ DEĞİLDİR” diyorsa demek ki bir bildiği vardır!
Benim de onlara bir sorum olacak:
Oradaki din görevlileri maaşlarını devletten alıyor.
Devlet ise bu paraları halktan aldığı vergilerden ödüyor.
Vergi verenlerin içinde;
Meyhanecisi de var
Kerhanecisi de var.
Bu durumda aldıkları maaş caiz midir, değil midir?!.
Ortalık karıştı tabii!
Sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı
“Konu yanlış anlaşılmış, yanlış karar verilmiştir. Kefen parası caizdir” açıklaması yaptı!
Ruhun şad olsun Hasan Pulur
Yorumlar
Yorum Gönder