15 Liralık Pul ve Erol Günaydın


15 Ekim
Ünlü Tiyatro ve Sinema Sanatçımız Erol Günaydın 2012 de aramızdan ayrıldı

Onu Devlet tiyatrosundaki ilk oyunculuk anısını yazarak, anmak istedim.

Tarık Başçıl  _  15 Ekim 2024

Not: 
Kırmızı yazılı kelime gördüğünüzde tıklar iseniz
Sizi "Vikipedi" e yönlendirir
Onun hakkında daha fazla bilgiye ulaşmış olursunuz



Telefon ahizesini uzatan otel resepsiyonunda görevli adamın yüzüne doğru dürüst bakamaz bile...

İstanbul'dan ailesinin gönderdiği para karşılamıyordu günlük harcamalarını.
Otele borcu birikmişti.


Bir anlık tebessümle ahizeyi eline alarak resepsiyon görevlisinden kaçırır bakışlarını... Mefkure Hanımdır arayan...

"Çabuk gel, akşama birisi hastalandı, onun rolünü oynayacaksın."

★★★★★★★★★★★★

Ulustaki "Genç palas" Otelinin kapısından dışarı çıktığında hem mutlu hem çaresizlik içindedir...
Ankara'ya Devlet Tiyatrosuna girmek için gelmişti...

Küçük Tiyatroda oynanan "Tufan" adlı oyunun son sahnesinde rolü olan oyuncunun yerine çıkacaktı sahneye...

Romalı kıyafetleri içinde bir uzaylıyı oynayacaktı...
Biliyordu ki bu rol bir imtihandı kendisi için...

Devlet Tiyatrosuna kabul edilip edilmemesi o sahnede göstereceği performansa bağlıydı...
Salondaki Muhsin Ertuğrul'un gözü kendisinde olacaktı!..

★★★★★★★★★★★★

Ama çözmesi gereken daha büyük bir sorun vardı.
O akşam sahneye çıkabilmesi için dilekçe yazıp vermeliydi.

Elbette dilekçeyi yazardı ama Muhsin Ertuğrul'un sekreteri Mefkure Hanım dilekçeye mutlaka 15 liralık pul yapıştırılması gerektiğini üstüne basa basa söylemişti telefonda...

Oysa cebinde 5 kuruş bile yoktu...
"Chopin" ile vedalaşma vakti gelmişti...
Başka çaresi yoktu...

Samanpazarı'ndaki bit Pazarına gidecek ve "Chopin" adını verdiği lacivert pardösüsünü satacaktı...

★★★★★★★★★★★★

Yolda karşısına çıkan seyyar fotoğrafçıya Samanpazarı'na nasıl gidileceğini sorar...

"Hayrola, bir şey mi satacaksın?" 
sorusu üzerine de adama üstündeki şık pardösüyü gösterir...

Fotoğrafçı, omuzlarında tutarak evirip çevirmeye başlar oyuncu adayını...

Genç adam "Yahu yapma, herkes bize bakıyor rezil rüsva olduk" derken, pardösü çoktan çıkmıştı sırtından...

Astarı inceleyen fotoğrafçı sonunda ağzından çıkarır baklayı:
"Ben buna 30 lira vereyim.''

Çok az diye itiraz etse de bit pazarında ilk fiyatı verene zaten satacağını düşünür...
Otuz lirayı alır almaz hızlı adımlarla yolunu tutar Küçük Sahne'nin...

★★★★★★★★★★★★

Mefkure Hanım'a dilekçeyi ve 15 liralık pul parasını verip dışarı çıktığında, Kızılay'a doğru ilk adımılarını atarken, yağmur bastırır aniden..

Sanki Ankara'nın yağmurları yağmak için pardösüsünü sattığı günü beklemişlerdi...

Sırılsıklam âşık olduğu tiyatro sanatına profesyonel oyuncu olarak böyle adım atar genç adam...

O akşam, sahnede sergilediği oyunculuk çok beğenilir ve Devlet Tiyatrosu'na kabul edilir...

★★★★★★★★★★★★

Cevat Başkut'un yazdığı "Kleopatra'nın Mezarı'ında oyununda bir rol verilir kendisine...

Oyunun ilk perdesi büyüler yaparak define arayan bir adamın
Sahnenin bir köşesinde duran bulgur pilavını ve pideyi yiyerek orucunu bozmasıyla son bulmaktadır...

Perde inip de oyuncular sahneyi terk eder etmez çalakaşık pilava dadanır her gece
Devlet Tiyatrosu'na kabul edilmiştir ama cebinde parası yoktur yine de...

Bir gece, oyunun ilk perdesi kapanır kapanmaz, sahnedeki pilavı yemeye koyulurken yakalanır, arkadaşları tarafından...


Eyva ki ne eyvah!

Ne de olsa sanatçının yediği parası, Devlet tarafından ödenen sahne dekorudur...


Sonuçta, bulgur pilavı da olsa dekorun bir parçasıdır yenilen!...

★★★★★★★★★★★★

Kısa sürede meteliğe kurşun atan genç adamın
Her gece oyunun aksesuarını yediği Devlet Tiyatrosu'nun koridorlarında duyulur.


Şikayet üstüne şikayet...

Sanatçı, bir gece perde iner inmez kaşık daldırdı bulgur pilavının çok daha kaliteli bir yağla hazırlandığını, üstelik sıcak olduğunu fark eder...


Pide de tazeciktir...
Dahası oyunun aksesuarına birde irmik helvası eklenmiştir...

Şikayetler Muhsin Ertuğrul'un kulağına kadar gitmiştir!...


Erol Günaydın'ın Anısına 
Rahmet ve Saygıyla....

★★★★★★★★★★★★


Erol Günaydın Tiyatro İçin;
Tiyatro hevesle başlar aşka dönüşür.
Tiyatro sahnesi istemediği oyuncuyu atar üstünden.


Çok kıskançtır tiyatro
Hiç kimseyi istemez
Aileni bile kıskanır.

Tiyatroyla aşk içinde çok uzun yıllar mücadele edeceksin
Direneceksin
Seveceksin onu!


Tiyatro eğitim ister
Cahil tiyatrocu olunmaz.

Çünkü cahil cesaretiyle
Çok yetenekli biri olsan bile
Bir yere kadar ilerler orada kalırsın.


Tiyatroda ancak eğitimle yükselirsin.
Yetenek ve eğitim birleşmeli.

İşe bir esnafça bakmak var
“Para kazanmak için yapmak” var
Bir de “işini yapmak” var.


Ben “Benim mesleğimde hiç rütbem olmadı!” diyorum.
Pek de güzel oyunculuk felsefelerini aktarmıştır.

★★★★★★★★★★★★

Erol Günaydın'dan bir anı daha;

Uğur Dündar
Daha ziyade Zeki Alasya ve Müjdat Gezen'le çalışırdı.


bir yılbaşı eğlencesinde bu sefer değişiklik oldu,
"Haldun'la yapacağız ama bunlar da kocakarı olsun" dediler.

ismet ay'la ben iki kocakarı olduk
huriye'yle zuriye. derken


O gece program bitmeden bana bir telefon:
Ben Fahrettin Aslan, 
Hemen bu programı benim gazinomda yapacaksınız!





Yorumlar

  1. Galatasaray Lisesi’nde kendisine takılan lakabın 'tıjın' olmasının nedenini
    Şöyle açıklamış üstat;
    Tıjın' derler bana
    Ben böyle ateş ederdim
    'tıjın, tıjın' derdim anlatırken.

    Oradan 'tıjın' lakabı takıldı bana.

    Nurlar içinde Yatsın
    (İst. Figen Alara)

    YanıtlaSil
  2. Bir röportajında
    Eşi öldükten beri hiç sıcak tencere yemediğini söylemiş sevgili tiyatrocu.

    Kızlarının biri gelip gitmekte imiş
    Ama tencere yemeği yapmıyorlarmış.

    Anne çok üzmüştü
    Kızlarının neden yemek yapmadığı annemin kafasına takılmıştır.
    Işıklar içinde yatsın
    (İst. Taner Tan)

    YanıtlaSil
  3. Küçüklüğümde
    Ramazan ayı boyunca televizyonda
    İsmet Ay'la beraber kadın kılığına girerek
    Eğlencelik dakikalar geçirten unutamayacağım büyük oyuncu
    (İst Selma Kumru)

    YanıtlaSil
  4. Gazanfer Özcan'ın ölümü üzerine;
    Bu dünyanın sahnesinden çıkıp hayal sahnesine geçiyoruz
    Bu bir devir
    Zamanı dolunca gelip geçiyor
    Kaç kişi kaldık ki zaten
    Diyerek üzüntüsünü dile getirmiş büyük sanatçıdır
    (İst. Esin Akay)

    YanıtlaSil
  5. Bir sanat abidesi olarak bütün tecrübelerini söyleşi tarzındaki kitabında bizlerle paylaşmaya teveccüh etmiş tiyatro oyuncusu.

    Sanat yapan
    Yaptığını zanneden
    Yapmış
    Yapmaya hazırlanan herkesin örnek alacak bir şeyler bulabileceği biridir Erol Günaydın.
    (İzmir Işık Parlak)

    YanıtlaSil
  6. Bunca yıldır tiyatroya verdiği emeği
    Aldığı haklı övgülere karşı bu denli tevazuu
    Saygıdeğer insan
    Gerçekten Türkiye’ye değer kattı!
    (Ankara Kiraz Pala)

    YanıtlaSil
  7. Pandomim yapmışlığı da vardır.
    Garip isimli bir Fransız’dan öğrenmiştir.
    Pantomim yapmış olmanın
    Oyunculuğuna ve mimiklerine büyük katkısı olduğunu düşünürdü
    Allah Nur içinde yatırsın
    (Konya Fevziye Küçük)

    YanıtlaSil
  8. Henüz ilkokul birinci sınıf öğrencisiyken öğretmeni ve arkadaşlarıyla tiyatroya giden
    Annesinin oyun çıkışında onu alacağını bildiği için içi rahat ederek gevrek gevrek gülen bir oğlan çocuğu gözlerimle izlemiştim onu ilk kez.

    Bir palyaçoyu oynuyordu hatırladığım kadarıyla, oyun bitiminde de biz çocukları sahneye çıkarmış sevip okşamıştı.

    Kucağına tırmanıp palyaço burnunu kapan ve zafer kazanmışçasına sırıtan velet de bendim.
    Yeri doldurulamayacak koca bir çınar Erol Günaydın
    (İzmir Erol Bilen)

    YanıtlaSil
  9. Bu nasıl bir oynamamaktır?
    Bu nasıl bir gerçekliktir?
    Söz konusu adam aksak'ın babası mıdır
    Gerçekten yoksa bu bildiğimiz
    Sevdiğimiz yılların büyük ustası Erol Günaydın idi.
    (Bursa Sefa Kalın)

    YanıtlaSil
  10. Mükemmel bir ses ve mükemmel bir oyunculuk idi
    Erol Günaydın
    (Eskişehir Ferda Güler)

    YanıtlaSil
  11. Çocukken kendisini yoda'ya benzettiğim için
    Ne zaman televizyonda görsem
    Her yaşımda bana huzur verirdi
    Bilge bir insan hissiyatı verirdi
    Nur içinde yatsın.
    (Rize Birgül Akın)

    YanıtlaSil
  12. Rahmetli son yıllarında verdiği bir röportajında
    Türk televizyonlarının kendisini güllaç zannettiğinden bahsetmişti.

    Ramazan ayı dışında yapımcıların ya da habercilerin kendisini hatırlamadıklarını
    Biraz sitemkar ama daha çok eğlenerek vurgulamıştı.
    (Kayseri Derya Taner)

    YanıtlaSil
  13. Yıllar önce bulunduğumuz ilkokulu bir sanatçı ekibi ile beraber ziyaret etmiş
    Mini bir tiyatro gösterisi sergilemiş olan merhum sanatçı.

    Hep böyle tonton ve kalender bir havası vardı.
    Öğretmene saygısından ötürü içeri girdiğine tiyatrocu arkadaşları ile beraber ayağa kalkmış ve bizlerle öğretmeni selamlamıştı.

    Bizimle beraber bir ders boyunca sıralarda oturmuş ve dersi dinlemişti.
    Arada bir babacan bir gülümseme ile not almaya çalışan bizleri izliyor ve göz kırpıyordu.
    Ruhu şad olsun.

    (İst. Adnan Pazu)

    YanıtlaSil
  14. Unutulmayan ve asla unutulmayacak olan sanatçıdır.
    Hem Türk tiyatro ve sinemasına yaptığı muazzam katkı
    Hem kalender ve babacan kişiliği
    Hem de insanın içini ısıtan sempatikliği ile
    Hep hafızalarda ve gönüllerde tazeliğini koruyacaktır.
    (Konya Hatice Kuzu)

    YanıtlaSil
  15. Henüz çocukken
    La Fontaine masalları kasetini dinleyerek
    Sesiyle tanıştığım usta oyuncu.
    Hala tüm masalların ezberimde olmasına ne demeli?
    (Niğde Ayşe Demir)

    YanıtlaSil
  16. Akçaabat, orta mahalle doğumludur.
    Birkaç yıl öncesine kadar evin girişinde açıklayıcı yazı vardı.

    Şu an müstakil ev olarak kullanılıyor ve yazı kaldırılmış.
    (Trabzon Feza Yalın)

    YanıtlaSil
  17. Trabzon’dan İstanbul’a sekiz yaşlarında gelmiş olması nedeniyle
    İstanbul Türkçesi’yle konuşamaması mı
    Yüz ifadesiyle konuşma yeteneğini bu kadar geliştirdi?
    Belki de! diye düşünürüm
    (Edirne Mustafa Kurt)

    YanıtlaSil
  18. Bazı insanlar hep orada dursun istersin ya.
    Orada dursun
    Kendi işlerini yapsın
    Sen de pek ilgili görünmesen de varlığıyla içten içe bir huzur duy.

    Öyle bir insandı benim için
    Değerli, babacan, sanat adamı.
    (Sivas Kasım Hancı)

    YanıtlaSil
  19. Mimiklerini kullanımı
    Farklı yüz ifadesi
    Mükemmel oyunculuğuyla çok önemlidir tür sineması adına

    Değeri tam olarak bilindi mi peki?
    Tıpkı diğerleri gibi maalesef diyoruz
    (Ankara Levent İçli)

    YanıtlaSil
  20. 1960'lı yıllarda Tuncel Kurtiz ve birkaç arkadaşı ile kendi tiyatrolarını kurarlar
    Ancak o yıllar ülkedeki siyasi durum
    Kargaşa en çok sanatçıları etkilemektedir.

    O donemde Erol Günaydın nazım Hikmet’in bir oyununu sahneye koyar
    Elbette siyasi ortam ve oynanan oyun birçoklarının hoşuna gitmez
    Özellikle Anadolu turnesine çıktıklarından
    Taş yağmuruna bile tutulurlar.

    Kısa bir sure sonra maddi nedenler kendi tiyatrolarının kapanmasına neden olur.
    (Erzurum Sinan Atik)

    YanıtlaSil
  21. 70'li yıllarda Ferhan Şensoy ile tanışır
    Ferhan Şensoy’un anlattıklarına göre
    Erol Günaydın Galatasaray lisesinde öğrenci iken
    Okuldan özel bir izinle tiyatroda çalışmaktadır
    Ders saatleri dışında tüm zamanını Tiyatro’da geçirmektedir.
    (Arvin Hulusi Yağmur)

    YanıtlaSil
  22. Erol Günaydın'ın bir röportajında
    "Zengin olamadım, çok paralar kazanamadım ama çok mutluluklar yasadım, hayattan çok zevk aldım"
    (İst. Rüya Keskinel)

    YanıtlaSil
  23. 32. Gün’de Mehmet Ali Birand
    Erol abi şimdiye kadar hiç konuşmadan oynamış mıydın?
    Erol Günaydın: hayır.
    İlk kez bu kadar suskun bir işin içindeyim
    Bu kadar sükse yapacağını da hiç beklemiyordum.
    (Bursa Tülay Erman)

    YanıtlaSil
  24. 1955’te kurulan Dormen Tiyatrosu’nda papaz kaçtı da oynamaya başlar.

    1956-57’de küçük Tiyatro’da "Kleopatra’nın mezarı" isimli oyunla birlikte devlet tiyatrosuna girer ve oradan ayrıldıktan sonra küçük sahne’ ye geçer.

    Günde 5 farklı oyunda oynadığı bile olurmuş
    (Çanakkale Hüseyin Güzel)

    YanıtlaSil
  25. Tiyatroya olan ilgisini kendisi ile Beşiktaş’ta kamburun Bahçesi’nde tanıştıkları
    İsmail Dümbüllü pekiştirmiş.

    Tahsin Yücel, mümtaz Zeytinoğlu ile ayrılmaz dostlar o dönemde.

    Amerika’dan yeni gelen, Haldun Dormen ile tanışmak için yatılı okulundaki berberinde
    Mantarla kendine bıyık ve kaş yapıp
    Kasket ve ceket giyerek hademe kılığında okuldan kaçmış.
    (Bolu Kemal Şanlı)

    YanıtlaSil
  26. Erol Günaydın’ın
    Kendisinin de söylediği gibi
    “Ben “Meşhur” değilim
    “Tanıdık’ım” diyen Erol Günaydın’ı
    Saygı ile Anıyorum
    Ve o nur yüzünü uzun süreler daha hafızamdan silinmeyecek.
    (Mersin Adem Keleş)

    YanıtlaSil
  27. Son Meddah
    (Urfa Meyrem Bal)

    YanıtlaSil
  28. Ünlü ama öyle yıldızlar gibi uzak değil
    Sanki evinin önünden geçerken kapısını çalsam
    Eski mahalleden Erol amcammış gibi davranacak
    Çay içip gülüşüp söyleşeceğiz sandıran adam gibi hisse uyandırırdı
    Nur içinde Uyusun
    (Nevşehir Ahmet Kaya)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bayramlar Ne Zaman Çıktı ve Tüm Dünyadaki Bayram Günleri ve Adları

Hayattan Kısa Öykü ve Öğüt _ 003 _ O Gün, Benim Onurumu Kurtardınız.

İnsanlık Değerini Hesaplayacak Bir Hesap Makinemiz Yok

Hayattan Kısa Öykü ve Öğüt _ 004 _ Patates Torbası

Demek ki Yaşlılarımızın Beden Güçlerinden Değilse Bile, Akıl ve Deneyimlerinden Yararlanabilirmişiz

Yaşamdan Kısa 5 Video 005

Hayatta Dört Aşamalı Bir "SİLİNME" Süreci Vardır

Unutulmaz Film Sahneleri ve Müzikleri _ 03

Kızım Bana Kapıyı Açar

Hayattan Kısa Öyküler ve Öğüt _ 002 _ Bir Hırsızın Portresi