15 Liralık Pul ve Erol Günaydın
Onu Devlet tiyatrosundaki ilk oyunculuk anısını yazarak, anmak istedim.
İstanbul'dan ailesinin gönderdiği para karşılamıyordu günlük harcamalarını.
Otele borcu birikmişti.
Bir anlık tebessümle ahizeyi eline alarak resepsiyon görevlisinden kaçırır bakışlarını... Mefkure Hanımdır arayan...
Ulustaki "Genç palas" Otelinin kapısından dışarı çıktığında hem mutlu hem çaresizlik içindedir...
Ankara'ya Devlet Tiyatrosuna girmek için gelmişti...
Küçük Tiyatroda oynanan "Tufan" adlı oyunun son sahnesinde rolü olan oyuncunun yerine çıkacaktı sahneye...
Romalı kıyafetleri içinde bir uzaylıyı oynayacaktı...
Biliyordu ki bu rol bir imtihandı kendisi için...
Devlet Tiyatrosuna kabul edilip edilmemesi o sahnede göstereceği performansa bağlıydı...
Salondaki Muhsin Ertuğrul'un gözü kendisinde olacaktı!..
O akşam sahneye çıkabilmesi için dilekçe yazıp vermeliydi.
Elbette dilekçeyi yazardı ama Muhsin Ertuğrul'un sekreteri Mefkure Hanım dilekçeye mutlaka 15 liralık pul yapıştırılması gerektiğini üstüne basa basa söylemişti telefonda...
Oysa cebinde 5 kuruş bile yoktu...
"Chopin" ile vedalaşma vakti gelmişti...
Başka çaresi yoktu...
Samanpazarı'ndaki bit Pazarına gidecek ve "Chopin" adını verdiği lacivert pardösüsünü satacaktı...
Yolda karşısına çıkan seyyar fotoğrafçıya Samanpazarı'na nasıl gidileceğini sorar...
"Hayrola, bir şey mi satacaksın?"
Fotoğrafçı, omuzlarında tutarak evirip çevirmeye başlar oyuncu adayını...
Genç adam "Yahu yapma, herkes bize bakıyor rezil rüsva olduk" derken, pardösü çoktan çıkmıştı sırtından...
Astarı inceleyen fotoğrafçı sonunda ağzından çıkarır baklayı:
"Ben buna 30 lira vereyim.''
Çok az diye itiraz etse de bit pazarında ilk fiyatı verene zaten satacağını düşünür...
Otuz lirayı alır almaz hızlı adımlarla yolunu tutar Küçük Sahne'nin...
Sanki Ankara'nın yağmurları yağmak için pardösüsünü sattığı günü beklemişlerdi...
Sırılsıklam âşık olduğu tiyatro sanatına profesyonel oyuncu olarak böyle adım atar genç adam...
O akşam, sahnede sergilediği oyunculuk çok beğenilir ve Devlet Tiyatrosu'na kabul edilir...
Cevat Başkut'un yazdığı "Kleopatra'nın Mezarı'ında oyununda bir rol verilir kendisine...
Oyunun ilk perdesi büyüler yaparak define arayan bir adamın
Perde inip de oyuncular sahneyi terk eder etmez çalakaşık pilava dadanır her gece
Bir gece, oyunun ilk perdesi kapanır kapanmaz, sahnedeki pilavı yemeye koyulurken yakalanır, arkadaşları tarafından...
Eyva ki ne eyvah!
Ne de olsa sanatçının yediği parası, Devlet tarafından ödenen sahne dekorudur...
Sonuçta, bulgur pilavı da olsa dekorun bir parçasıdır yenilen!...
Her gece oyunun aksesuarını yediği Devlet Tiyatrosu'nun koridorlarında duyulur.
Şikayet üstüne şikayet...
Sanatçı, bir gece perde iner inmez kaşık daldırdı bulgur pilavının çok daha kaliteli bir yağla hazırlandığını, üstelik sıcak olduğunu fark eder...
Pide de tazeciktir...
Dahası oyunun aksesuarına birde irmik helvası eklenmiştir...
Şikayetler Muhsin Ertuğrul'un kulağına kadar gitmiştir!...
Erol Günaydın Tiyatro İçin;
Tiyatro hevesle başlar aşka dönüşür.
Tiyatro sahnesi istemediği oyuncuyu atar üstünden.
Çok kıskançtır tiyatro
Hiç kimseyi istemez
Aileni bile kıskanır.
Tiyatroyla aşk içinde çok uzun yıllar mücadele edeceksin
Direneceksin
Seveceksin onu!
Tiyatro eğitim ister
Cahil tiyatrocu olunmaz.
Çünkü cahil cesaretiyle
Çok yetenekli biri olsan bile
Bir yere kadar ilerler orada kalırsın.
Tiyatroda ancak eğitimle yükselirsin.
Yetenek ve eğitim birleşmeli.
İşe bir esnafça bakmak var
“Para kazanmak için yapmak” var
Bir de “işini yapmak” var.
Ben “Benim mesleğimde hiç rütbem olmadı!” diyorum.
Pek de güzel oyunculuk felsefelerini aktarmıştır.
★★★★★★★★★★★★★★
Erol Günaydın'dan bir anı daha;
Uğur Dündar
Daha ziyade Zeki Alasya ve Müjdat Gezen'le çalışırdı.
bir yılbaşı eğlencesinde bu sefer değişiklik oldu,
"Haldun'la yapacağız ama bunlar da kocakarı olsun" dediler.
ismet ay'la ben iki kocakarı olduk
huriye'yle zuriye. derken
O gece program bitmeden bana bir telefon:
Ben Fahrettin Aslan, Hemen bu programı benim gazinomda yapacaksınız!
Galatasaray Lisesi’nde kendisine takılan lakabın 'tıjın' olmasının nedenini
YanıtlaSilŞöyle açıklamış üstat;
Tıjın' derler bana
Ben böyle ateş ederdim
'tıjın, tıjın' derdim anlatırken.
Oradan 'tıjın' lakabı takıldı bana.
Nurlar içinde Yatsın
(İst. Figen Alara)
Bir röportajında
YanıtlaSilEşi öldükten beri hiç sıcak tencere yemediğini söylemiş sevgili tiyatrocu.
Kızlarının biri gelip gitmekte imiş
Ama tencere yemeği yapmıyorlarmış.
Anne çok üzmüştü
Kızlarının neden yemek yapmadığı annemin kafasına takılmıştır.
Işıklar içinde yatsın
(İst. Taner Tan)
Küçüklüğümde
YanıtlaSilRamazan ayı boyunca televizyonda
İsmet Ay'la beraber kadın kılığına girerek
Eğlencelik dakikalar geçirten unutamayacağım büyük oyuncu
(İst Selma Kumru)
Gazanfer Özcan'ın ölümü üzerine;
YanıtlaSilBu dünyanın sahnesinden çıkıp hayal sahnesine geçiyoruz
Bu bir devir
Zamanı dolunca gelip geçiyor
Kaç kişi kaldık ki zaten
Diyerek üzüntüsünü dile getirmiş büyük sanatçıdır
(İst. Esin Akay)
Bir sanat abidesi olarak bütün tecrübelerini söyleşi tarzındaki kitabında bizlerle paylaşmaya teveccüh etmiş tiyatro oyuncusu.
YanıtlaSilSanat yapan
Yaptığını zanneden
Yapmış
Yapmaya hazırlanan herkesin örnek alacak bir şeyler bulabileceği biridir Erol Günaydın.
(İzmir Işık Parlak)
Bunca yıldır tiyatroya verdiği emeği
YanıtlaSilAldığı haklı övgülere karşı bu denli tevazuu
Saygıdeğer insan
Gerçekten Türkiye’ye değer kattı!
(Ankara Kiraz Pala)
Pandomim yapmışlığı da vardır.
YanıtlaSilGarip isimli bir Fransız’dan öğrenmiştir.
Pantomim yapmış olmanın
Oyunculuğuna ve mimiklerine büyük katkısı olduğunu düşünürdü
Allah Nur içinde yatırsın
(Konya Fevziye Küçük)
Henüz ilkokul birinci sınıf öğrencisiyken öğretmeni ve arkadaşlarıyla tiyatroya giden
YanıtlaSilAnnesinin oyun çıkışında onu alacağını bildiği için içi rahat ederek gevrek gevrek gülen bir oğlan çocuğu gözlerimle izlemiştim onu ilk kez.
Bir palyaçoyu oynuyordu hatırladığım kadarıyla, oyun bitiminde de biz çocukları sahneye çıkarmış sevip okşamıştı.
Kucağına tırmanıp palyaço burnunu kapan ve zafer kazanmışçasına sırıtan velet de bendim.
Yeri doldurulamayacak koca bir çınar Erol Günaydın
(İzmir Erol Bilen)
Bu nasıl bir oynamamaktır?
YanıtlaSilBu nasıl bir gerçekliktir?
Söz konusu adam aksak'ın babası mıdır
Gerçekten yoksa bu bildiğimiz
Sevdiğimiz yılların büyük ustası Erol Günaydın idi.
(Bursa Sefa Kalın)
Mükemmel bir ses ve mükemmel bir oyunculuk idi
YanıtlaSilErol Günaydın
(Eskişehir Ferda Güler)
Çocukken kendisini yoda'ya benzettiğim için
YanıtlaSilNe zaman televizyonda görsem
Her yaşımda bana huzur verirdi
Bilge bir insan hissiyatı verirdi
Nur içinde yatsın.
(Rize Birgül Akın)
Rahmetli son yıllarında verdiği bir röportajında
YanıtlaSilTürk televizyonlarının kendisini güllaç zannettiğinden bahsetmişti.
Ramazan ayı dışında yapımcıların ya da habercilerin kendisini hatırlamadıklarını
Biraz sitemkar ama daha çok eğlenerek vurgulamıştı.
(Kayseri Derya Taner)
Yıllar önce bulunduğumuz ilkokulu bir sanatçı ekibi ile beraber ziyaret etmiş
YanıtlaSilMini bir tiyatro gösterisi sergilemiş olan merhum sanatçı.
Hep böyle tonton ve kalender bir havası vardı.
Öğretmene saygısından ötürü içeri girdiğine tiyatrocu arkadaşları ile beraber ayağa kalkmış ve bizlerle öğretmeni selamlamıştı.
Bizimle beraber bir ders boyunca sıralarda oturmuş ve dersi dinlemişti.
Arada bir babacan bir gülümseme ile not almaya çalışan bizleri izliyor ve göz kırpıyordu.
Ruhu şad olsun.
(İst. Adnan Pazu)
Unutulmayan ve asla unutulmayacak olan sanatçıdır.
YanıtlaSilHem Türk tiyatro ve sinemasına yaptığı muazzam katkı
Hem kalender ve babacan kişiliği
Hem de insanın içini ısıtan sempatikliği ile
Hep hafızalarda ve gönüllerde tazeliğini koruyacaktır.
(Konya Hatice Kuzu)
Henüz çocukken
YanıtlaSilLa Fontaine masalları kasetini dinleyerek
Sesiyle tanıştığım usta oyuncu.
Hala tüm masalların ezberimde olmasına ne demeli?
(Niğde Ayşe Demir)
Akçaabat, orta mahalle doğumludur.
YanıtlaSilBirkaç yıl öncesine kadar evin girişinde açıklayıcı yazı vardı.
Şu an müstakil ev olarak kullanılıyor ve yazı kaldırılmış.
(Trabzon Feza Yalın)
Trabzon’dan İstanbul’a sekiz yaşlarında gelmiş olması nedeniyle
YanıtlaSilİstanbul Türkçesi’yle konuşamaması mı
Yüz ifadesiyle konuşma yeteneğini bu kadar geliştirdi?
Belki de! diye düşünürüm
(Edirne Mustafa Kurt)
Bazı insanlar hep orada dursun istersin ya.
YanıtlaSilOrada dursun
Kendi işlerini yapsın
Sen de pek ilgili görünmesen de varlığıyla içten içe bir huzur duy.
Öyle bir insandı benim için
Değerli, babacan, sanat adamı.
(Sivas Kasım Hancı)
Mimiklerini kullanımı
YanıtlaSilFarklı yüz ifadesi
Mükemmel oyunculuğuyla çok önemlidir tür sineması adına
Değeri tam olarak bilindi mi peki?
Tıpkı diğerleri gibi maalesef diyoruz
(Ankara Levent İçli)
1960'lı yıllarda Tuncel Kurtiz ve birkaç arkadaşı ile kendi tiyatrolarını kurarlar
YanıtlaSilAncak o yıllar ülkedeki siyasi durum
Kargaşa en çok sanatçıları etkilemektedir.
O donemde Erol Günaydın nazım Hikmet’in bir oyununu sahneye koyar
Elbette siyasi ortam ve oynanan oyun birçoklarının hoşuna gitmez
Özellikle Anadolu turnesine çıktıklarından
Taş yağmuruna bile tutulurlar.
Kısa bir sure sonra maddi nedenler kendi tiyatrolarının kapanmasına neden olur.
(Erzurum Sinan Atik)
70'li yıllarda Ferhan Şensoy ile tanışır
YanıtlaSilFerhan Şensoy’un anlattıklarına göre
Erol Günaydın Galatasaray lisesinde öğrenci iken
Okuldan özel bir izinle tiyatroda çalışmaktadır
Ders saatleri dışında tüm zamanını Tiyatro’da geçirmektedir.
(Arvin Hulusi Yağmur)
Erol Günaydın'ın bir röportajında
YanıtlaSil"Zengin olamadım, çok paralar kazanamadım ama çok mutluluklar yasadım, hayattan çok zevk aldım"
(İst. Rüya Keskinel)
32. Gün’de Mehmet Ali Birand
YanıtlaSilErol abi şimdiye kadar hiç konuşmadan oynamış mıydın?
Erol Günaydın: hayır.
İlk kez bu kadar suskun bir işin içindeyim
Bu kadar sükse yapacağını da hiç beklemiyordum.
(Bursa Tülay Erman)
1955’te kurulan Dormen Tiyatrosu’nda papaz kaçtı da oynamaya başlar.
YanıtlaSil1956-57’de küçük Tiyatro’da "Kleopatra’nın mezarı" isimli oyunla birlikte devlet tiyatrosuna girer ve oradan ayrıldıktan sonra küçük sahne’ ye geçer.
Günde 5 farklı oyunda oynadığı bile olurmuş
(Çanakkale Hüseyin Güzel)
Tiyatroya olan ilgisini kendisi ile Beşiktaş’ta kamburun Bahçesi’nde tanıştıkları
YanıtlaSilİsmail Dümbüllü pekiştirmiş.
Tahsin Yücel, mümtaz Zeytinoğlu ile ayrılmaz dostlar o dönemde.
Amerika’dan yeni gelen, Haldun Dormen ile tanışmak için yatılı okulundaki berberinde
Mantarla kendine bıyık ve kaş yapıp
Kasket ve ceket giyerek hademe kılığında okuldan kaçmış.
(Bolu Kemal Şanlı)
Erol Günaydın’ın
YanıtlaSilKendisinin de söylediği gibi
“Ben “Meşhur” değilim
“Tanıdık’ım” diyen Erol Günaydın’ı
Saygı ile Anıyorum
Ve o nur yüzünü uzun süreler daha hafızamdan silinmeyecek.
(Mersin Adem Keleş)
Son Meddah
YanıtlaSil(Urfa Meyrem Bal)
Ünlü ama öyle yıldızlar gibi uzak değil
YanıtlaSilSanki evinin önünden geçerken kapısını çalsam
Eski mahalleden Erol amcammış gibi davranacak
Çay içip gülüşüp söyleşeceğiz sandıran adam gibi hisse uyandırırdı
Nur içinde Uyusun
(Nevşehir Ahmet Kaya)