Kısa Bir Öykü ile Roma da Cumhuriyetin, Senatonun ve Konsülün Kuruluşu (Etrüsk Dönemi)

Alexander Nemirovsky'in Tarihte ve Mitolojide Rehber adlı kitabında

Eski Mısır, Mezopotamya, Çin, Yunan ve Roma uygarlıklarını, tarihi belgelerle, öyküler şeklinde hazırlamış

Bu öykü sanatta birçok Yazar
Heykeltraş ve Ressama esin kaynağı olmuştur.

Ben bunun "Roma Etrüsk Dönemi Uygarlığını" derlemeye çalıştım



Tarık Başçıl  _  19 Ekim 2024

Not: 
Kırmızı yazılı kelime gördüğünüzde tıklar iseniz
Sizi "Vikipedi" e yönlendirir
Onun hakkında daha fazla bilgiye ulaşmış olursunuz

★★★★★★★★★★★★



Kısa Ön Bilgi;
Roma'nın Etrüsk kökenli ilk kralı Tarquinius Priscus (İÖ 616-579) olmuştu. 
Ancak Roma'da krallık devri daha önce başlamıştı. 
Krallık sıralamasında 5. kral




Bu devir, Roma'nın efsanevi kuruluşu ile ilişkilendirilmektedir. 
Roma'nın efsanevi kuruluş tarihi (ab urbe condita) MÖ 753 yılı olarak kabul edilir.

Etrüskler, İtalya'nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış

MÖ 6. yüzyıla dek varlığını sürdürmüş bir halk olup Antik Romalılar tarafından Etrusci veya Tusci adlarıyla tanımlanmıştır.

Son üç Roma Kralı Etrüsk’lüydü.
Roma’yı yönettikleri MÖ 620-509 yılları boyunca Roma İtalya’nın en büyük ve en güçlü şehri oldu.

Tarquinler zamanında
Capitolin Tepesine taştan duvarları olan tapınak ve forum yapılmıştır.

İlk Etrüsk kralının adı Tarquin olduğu için
Diğer Etrüsk krallarına da Tarquin adı verilmiştir.

Dişi Kurt Latince Lupa (çoğul: Lupae) olarak adlandırılır ki
Etrüskler'den "Tarkan" Hanedanlığı Roma'yı MÖ.509 'a kadar yönetmiştir.

Roma'yı Romalıların kurduğunu "Kanıtlamak" için MÖ.3. yy'da Romulus ve Remus efsanesini yazarlar

Bu Agustus döneminde de sürekli anlatılır
Sırf Roma'yı kuranların Etrüskler olduğunu "Romalılara" unutturmak için....

Etrüsk kökenli 3 kral oldu ve krallık dönemi bitti
1. Kral Lucius Tarquinius Priscus (MÖ. 616 - 579)
2. Kral Servius Tullius (MÖ. 578 – 535)
3. ve son kral Lucius Tarquinius Superbus (MÖ. 534 – 510)

★★★★★★★★★★★★

Öykü;
Bir sabah Roma şehrinin dış kapısının önündeki muhafız kulübelerindeki asker tekerlek sesiyle irkildi.

Kulübesinden dışarı bakan asker dar sokak boyunca ilerleyen, içinde köle ve gümüş olan dört tane araba gördü.

Kale kapısının yanında arabacı katırları durdurdu.
Bir adam arabanın perdesini açıp dışarıya baktı. 
Muhafız kulübesinden dışarı çıkıp, saygıyla eğilerek:

Kraliçe Tanaquille ile görüşmek için başka ülkelerden buraya mı geldin?” diye
sordu.



Roma'nın beşinci kralı Tarquinius Priscus'un karısı Tanaquil'in bir tasviri.

“Evet” dedi.
Muhafız, başını salladı.
Kapıları açmak için ipi çekti.


“İyi günler” dedi.
“Kraliçe Tanaquille’nin karşısında sana bol şans dilerim” dedi asker.

Araba çok doluydu.
Tanaquille arabacıyı durdurup, perdeyi açmasını söyledi.

Tanaquil'in Portresi, Domenico Beccafumi, 1519

O anda Lucumo ile karşılaştı.
Lucumo’nun uykulu bir hali vardı.
Karşısında Tanaquille’yi görünce gözlerini açıp, bağırdı:


Lucius Tarquinius Superbus (Lucumo)
Roma Krallığının yedinci ve son Roma Kralı

“Bak! Tiber’e gelmişiz!”
“Tiber Roma’nın kalbidir” dedi Kraliçe.

“Roma çok güzel bir şehir. 
Hiç tek kiremitli ev görmedim.
Tapınaklar ve sirk nedir? 
Roma’yı gezince çok şey öğreneceğime eminim. 
Sonra Roma’dan ayrılacağım” dedi Lucumo.

“Roma’yı ilk kez görüyorsan Tarquinia’dan ayrılmamalısın yoksa çok mutsuz olursun.”

“Neden bahsediyorsun? 
Evet babam Demaratus Korinthia’da doğup büyümüştür. 
Fakat annem asil bir sülaleden gelir. 
Ben Lucumo Roma’da doğdum.”

Tanaquille’nin söylediğine göre 
Roma şehrinin babasız doğan fakir Romulus kurmuştu.


Romulus ve ikiz kardeşi Remus, 15. yüzyıl, (Certosa di Pavia)

Şehire ilk yerleşen çobanlar ve diğer Etrüsk şehirlerinden kaçan köleler
Zorla
Sabin’in bakire kızlarını kaçırıp evlenmişler.

★★★★★★★★★★★★

Yarısı Latin yarısı Sabin olan Romalılar bu şekilde ortaya çıkmışlardı.
Lucumo Tanaquille’nin konuşmasını kesip, konuşmaya başladı:

“Karşı dağdaki çobansız ve çoban köpeği olmayan sürüye iyice bak.”
“Ben hiç sürü görmüyorum” dedi.
“Bak iki tepesi olan dağ üzerinde otlayan koyunları da görmüyor musun?”


O anda
Büyük bir kartal gökyüzünden aşağıya süzülüp Lucumo’nun şapkasını alıp
Kayboldu.

İnsanlar Tiber Nehri’nin ortasındaki dar köprünün ortasında endişeyle birbirlerine bakmaya başladılar.


Tanaquille de çok şaşırmıştı.
“Kartal Tin’in elçisi olmalı. 
Tin bize gelecekte Lucumo’nun kral olacağını söylemeye çalıştı” diye düşündü


Zeus ve Jüpiter'e denk olan bu tanrı Tinia veya Tin olarak anılır. 
İsminin anlamı "parlayan gün" olan bu figür 
Tasvir anlamında büyük oranda Zeus'a benzer.

Tanaquille çok haklıydı.
Lucumo ya da Lucius Tarquinius’u
Romalılar Ankas Markius yerine kral seçtiler.

★★★★★★★★★★★★

Kral olunca ilk iş olarak Roma’yı geliştirdi.
Yol boyunca akan lağım ve baharda yağan sağnak yağmur, bataklığın kötü kokusunu şehre getirmiş ve sıtma gibi bir sürü bulaşıcı hastalığa neden olmuştu.

Lucumo lağımın daha fazla akmasını engellemek için
Hendekler kazdırıp üzerini taşlarla kapattırdı.

Romalılar hendekleri kazıp
Lağımı kapatan bu insanlara lağım işçisi adını verdiler.

Daha sonra boş arazilerde sığır otlatmayı yasakladı.
Otlakları taşlarla döşeterek
Romalıların evlerinin camından hayvanları seyretme huyundan vazgeçirmeye çalıştı.

Bu boş arazi
İnsanların Pazar alanı ve halkın toplanma merkezi olan foruma dönüştü.

Daha sonra, foruma kendi için bir saray yaptırdı.
Tüccarlar forumda mallarını satarken
Dükkan ve tezgah kurmak için zaman harcamıyorlardı.


Forumun yapıldığı Capotilen Tepesi’ne Jüpiter, Juno ve Minerva adına muhteşem bir tapınak yaptırmaya başladı.

Daha önceki krallar tapınak yapılırken para harcamamışlardı.
Ayrıca tapınağın yapım çalışmaları ile bizzat kendileri ilgilenmemişti.


Roma şehrinin kurulu olduğu tepelerin arasındaki bataklığı kurutup, sirk yaptırmıştı.
İlk Roma sirki yapıldığı zaman bin kişi alabilecek kapasitedeydi.

Sirkte yapılan her gösteriye kral da katılırdı.
Roma’da hayat savaş, eğlence ve inşaat çalışmaları ile geçerken Lucumo öldü.

★★★★★★★★★★★★

Yerine damadı Servius Tullus geçti.
Servius Tullus’un geçmişi çok farklıydı.


Servius Tullius
Antik Roma Krallığı'nın MÖ 578-MÖ 535 yılları arasında tahta çıkmış 
Altıncı ve Etrüsk hanedanının ikinci Roma Kralı

Romalılar Okrisia’daki kraliyet sarayında doğduğunu ve babasının bir uşak olduğunu söylüyorlardı.

Geleceği gören Kraliçe Tanaquille, Servius Tullus’u bebekken gördüğü zaman gelecekte kral olacağını anladı.

Yirmi yaşına geldiği zaman onu kızıyla evlendirdi.
Servius Tullus, Tarquin’in varisi olmadığı halde maceraperest Mastarna’nın yardımı ile kral oldu.


Ne koşulda olursa olsun Mastarna ve Servius Tullus
Roma’yı devlet haline getiren en önemli kişilerdir.

O zamanlar yalnız
Roma ordusu silahlı kabilelerin oluşturduğu Patricilerden
(Eski Roma’da soylu sınıf) ibaretti.

Patrici sınıfına ait olmayan Plebler onlara yardım ederdi.
Plebler (Eski Roma’da sıradan halklar)

Zafer için değil sadece Patriciler ile eşit haklara sahip olabilmek için savaştılar.
Demokrasinin babası kabul edilen Yunanlı Solon gibi yenilikçi olan Servius Tullus


Solon MÖ 640-560'ta yaşadığı tahmin edilen
Atinalı devlet adamı ve şair
Yaptığı reformlarla Atina demokrasisinin temelini attığı kabul edilir

★★★★★★★★★★★★

Roma halkını statülerine ve zenginliklerin bakmadan Patriciler ve Plebler olarak sınıflandırmıştır.
Orduyu da uzmanlıklarına göre beş sınıfa ayırmıştır.
İlk grup seksen bölük içermektedir.

İkinci, üçüncü ve dördüncü gruplar yirmi bölük ile hafif ve ucuz silahları olan askerlerden oluşmaktaydı.


Beşinci grup ise otuz bölükten oluşmaktaydı.
Hiçbir sınıfa ait olmayan vatandaşlar da (emekçi grubu) sadece esnaf, zanaatkar ve arabacı olabilmekteydi.

Bu şekilde sınıflandırma daha önceki halk arasındaki ayrımı ortadan kaldırmıştı.
Eskiden sınıflar zenginliğine bağlıydı.


Fakir bir Patrici beşinci sınıf vatandaşken, zengin bir Pleb birinci sınıf vatandaştı.
Aynı olan tek özellik ise Patricilerin onsekizinci süvari alayına katılma hakkının olmasıydı.

Servius Tullus, Roma’daki sınıfların haklarını koruyabilmek için seçim yaparak eşit sayıda üyenin oluşturduğu bir meclis oluşturmuştu.


Seçim sayesinde kim en fazla oy alırsa mecliste söz sahibi olacaktı.
Mesela ilk sınıf olan süvariler doksan sekiz oy alınca, mecliste söz sahibi oldular.

Daha sonra meclise seçilen yüzbaşılar, konsüller ve diğer memurları seçiyorlardı.
Servius Tullus’u Etrüsk’lü diğer kral Tarquin izlemiştir.


Ancak bir diktatördü.
Ne senatoyu ne de meclis üyelerini tanımıştı.
Bu yüzden Tarquinus Superbus yani Kibirli Tarquin olarak anılmaya başlandı.

Lakia Vadisi’ndekileri esir ederek Roma’yı zenginleştirdi.
Dönemindeki mimar ve mühendislerle görüşüp yeni tapınaklar yaptırttı.


Yaşlı Tarquin döneminde yapımına başlanan eserleri de tamamlamıştır.
Roma’nın yüzölçümü büyüyüp güçlü bir devlet haline gelse de
Plebler Tarquinus Superbus’tan nefret ediyordu.

Hiç adil Servius Tullus’a benzemiyordu.
Bir gün kibirli Tarquin eski bir geleneğe göre sunakta tanrılara hediyeler bırakıp sunaktan ayrılmak üzereyken çok büyük bir yılan onu sırtından soktu.


Tarquin ölmemişti ama zehirin etkisiyle hastalanmıştı
Hiçbir hekim onu iyileştirememişti.
Şimdi ne olacaktı?

Tanaquille uzun zaman önce ölmüştü.
Kimse tanrıların ne istediğini Romalılara söylememişti.

★★★★★★★★★★★★

Bu korkuyla kralın kim olacağını anlamak için kralın iki oğlu Titus Arunsus ve asil Janius Brutus en ünlü kehanet merkezlerinden biri olan Delfi’ye gittiler.


Delfi kâhinleri yalnızca gelecek habercileri değil
Aynı zamanda eskiçağda devletlerin en önemli danışmanıydı
Diğer bir adları ise Apollon'un Sözcüleri idi.

Brutus (Brutus kelimesi aptal anlamına gelir) asil bir aileye mensuptu ancak halk onu çok akıllı bulmazdı.


Delfi’deki rahiplere kralın kim olacağına dair sorular sormak için karanlık bir salona girdiler.

O anda kahin kadın üzerlerine zehirli bir gaz yayıp, manasız bir şeyler söylemeye başladı.


Kahinin yanındaki rahip, manasız sözleri
Tarquinus Superbus’un oğullarına açıklıyordu:

“Annenizi ilk öpenin kral olacağını söylüyor.”
Tarquin’in oğulları ve Brutus rahibe ve rahiplere teşekkür edip Delfi’den ayrıldılar.

Bu açıklama geleneklere uygun değildi.
Hiçbiri kahinin ne demek istediğini anlamamıştı.

Yalnızca bir şey çok açıktı:
Kral olacak insan tahtta çok fazla kalamazdı.
Titus ve Arunsus kahinin sözlerini hatırlayıca
Roma’da kalan ağabeyleri Sextus’tan bahsettiğini anladılar.

İyi ki Sextus bu kehaneti bilmiyordu.
Ayrıca kraliçe çapkın ve kötü olan Sextus’u asla öpmezdi.

“İçimizden biri kral olacak. Roma’ya varınca Arunsus ve ben Ana Kraliçeyi görüp tacı elde edebilmek için uğraşacağız” dedi Titus Brutus’a.


“Senin acele etmene gerek yok. Annen çok uzun zaman önce öldü” dedi Arunsus, Brutus’a.

Roma’ya varmak için bir gemiye bindiler.
Kralın oğulları kaptana acele etmelerini söylüyorlardı.
Eğer dokuz günde (Etrüsk ve Romalılarda hafta dokuz gündü) ulaşırsa kaptanı ödüllendireceklerine dair söz verdiler.


Kaptan ödülü alabilmek için çok uğraştı ve Roma’ya beş günde vardı.
Üç genç adam Roma’nın kapılarına geldiler.
Titus ve Arunsus saraya gittiler.

Brutus ise aklını kaybetmiş gibi yapıp kendini yere attı.
Kimseye fark ettirmeden toprağa dudaklarını sürdü.
Brutus diğerlerinin aptal olduğunu düşünüyordu.


Çünkü kehaneti doğru yorumlamamışlardı.
Toprak anayı ilk öpen Roma’nın kralı olacaktı.
Bu sırada Tarquin iyileşmişti.

★★★★★★★★★★★★

Herkes çok şaşkındı.
Oğulları da.
Çok geçmeden Rutuli’ye savaş açtı.

Rutuli’nin refah içindeki şehri Ardea’yı alıp
en güçlü oğlunu Ardea’nın yöneticisi yapacaktı.

Ancak tepelik bir arazinin üstüne kurulmuş olan Ardea şehrinin sur duvarlarını geçmek zordu.

Tarquin, Ardea şehrinin kurulduğu tepenin eteklerinde kamp kurup, şehri kuşattı.
İnsanların açlıktan ve hastalıktan ölüp teslim olmasını bekledi.

Kralın oğulları Titus, Arunsus ve Sextus Roma Ordusu ile Ardea’ya gittiler.
Adam öldürüp şarap içtiler.


Etrüskler arasında çok sevilen zar atma oyununu oynadılar.
Gerçekte ataları bu oyunun Anadolu’da keşfedildiğini söylemişlerdi.

Bir gün uzaktan akraba Lucius, prenslerin yanına gitti.
Beraber şarap içip, karılarından bahsettiler.


Her biri kendi karısının çok güzel ve çalışkan olduğunu söyleyip övünüyordu.

Bu tartışma büyüyüp, ölümle sonuçlanacak hale geldiği zaman Lucius bir öneride bulundu : “Evime gidelim karım Lucree’nin dünyanın en iyi kadını olduğunu göreceksiniz” dedi.


Kralın oğulları başlarını sallayarak Lucius’un önerisini kabul ettiler, sessizce çadırlarından çıkıp atlarına bindiler.

Birkaç saat içinde Roma’ya gittiler.
Tarquin oğullarını evlendirmiş ve onlar için büyük güzel evler yaptırmıştı.


Pencerelerden evlere bakınca prenseslerin günlerini şarap içip, eğlenerek geçirdiklerini gördüler.

“Bizim karılarımız tek başlarına eğleniyorlar, ancak senin karının tek başına eğlendiğini zannetmiyorum” dedi Sextus.


Lucius’un damarları patlayacak gibiydi.
Çok sinirlenmişti.

Kılıcı çekip bağırdı “Collatia’ya gelin”.
Bir saat içinde ,Roma’nın on mil kuzeydoğusundaki eski Sabin şehrine vardılar.


Şehir uykudaydı.
Sadece Lucius’un evinde ışık vardı.

Kralın oğulları ve Lucius atlarından indiler ve eve girdiler.
Lucius’un karısı Lucree ile kölelerini gördüler.


Herkes örgü örüyordu.
Kapının açıldığını duyan Lucree kafasını kaldırıp bakınca prensleri ve kocasını gördü.
Koşarak Lucius’a sarıldı.

Sextus bu sahneyi merak ve kıskançlıkla izliyordu.
Tartışmayı unutmuşa benziyordu.


Güç ve kaprisle Lucius’u yenemeyeceğine inanınca, şeytanca bir plan tasarladı.
Ertesi gece, Sextus herkese acele bir işi olduğunu söyleyip kamptan ayrıldı.

Collatio’daki Lucius’un evine gitti.
Toynak patırtısını duyan Lucree kapıya koştu.


Kocası Lucius’un geldiğini zannetti.
Kapıyı açıp Sextus’u görünce hayal kırıklığını gizleyip, nazikçe içeriye davet etti.

Sectus’u misafir odasına aldılar.
Köle kızlar ona yemek verdi.


Ancak uyumadı ve herkes uyuyana kadar bekledi.
Daha sonra Lucree’nin yatak odasına girdi.




Tarquin ve Lucretia- Johann P.Pichler 1792


Sextus Lucius’un evinden ayrıldığı zaman Lucree hizmetçilere kocası ve babasına iletmek için bir not yolladı: “Hemen gelin”.


Lucius Lucree’nin hizmetçisini görünce bir sorun olduğunu anladı.
Bir sorun olmazsa karısı hiç kimseyi yollamazdı.

Arkadaşı Brutus’a evine dönerken ona eşlik edip edemeyeceğini sordu.
Lucius ve Brutus eve geldikleri zaman Lucree ağlayıp sızlıyordu.

Simsiyah giyinmişti, Lucius sordu:
“Ne oldu?”

“Kralın oğlu Sextus bana tecavüz etti. Onu öldüreceğine söz ver” dedi.
Lucius ve Brutus çok öfkelendiler, kılıçlarını çekip Sextus’u öldüreceklerine yemin ettiler.


Lucree ise duvardan bir bıçağı alıp bağrına soktu ve “Şimdi barışı öldürdüm” dedi.


Lucretia İntihar Ederken / Newyork Müzesinde

Lucius ve Brutus bu sahne karşısında donup kaldılar.
Kısa bir zaman sonra ilk olarak Brutus kendine geldi.
Hemen Lucree’nin bağrındaki bıçağı çekip aldı.

“Roma’nın en iyi kadını olan Lucree’nin 
Asil kanı üzerine yemin ederim ki 
İntikamını alacağım. 
Artık, Sextus ve kraliyet ailesi bizim düşmanımızdır. 
Roma bu kraliyet ailesinden kurtulmalıdır” dedi Brutus.

Sonra Brutus Lucree’yi yatağa yatırıp Collatia’daki foruma gitti.
Collatia halkının kraliyet ailesine karşı savaşmasını söyledi.

Galeyana gelen silahlı kalabalık Roma yolunu tuttu.
Romalılar silahlanmış Collatia halkını görünce korkup evlerine saklandılar.

Brutus, bütün Roma halkını tellal ile foruma çağırdı.
Sextus’un Lucree’ye tecavüz ettiğini ve kraliyet ailesinin kötülüklerini anlattı.


Roma’da bu olaylar olurken
Tarquin ve ordusu Ardea’yı almıştı.
Daha sonra Roma’ya doğru yola çıktılar.

Ancak Roma’nın kapıları tutulmuştu.
Tek kurtuluşları Roma’dan gitmekti.


Tarquin ve ailesi Kaere şehrine gittiler ama öldürüldüler.
Lucius ve Brutus Lucree’ye verdikleri sözü tutmuşlardı.

Bu olaydan sonra
Roma her yıl seçilen devlet memurlarının oluşturduğu senato tarafından yönetilmeye başlandı.


En yüksek memur olan konsül sadece bir yıllığına seçilirdi.
Romalılar bu sisteme Cumhuriyet adını verdiler.

İlk konsül olan Brutus’un, Delfi kahinin söyledikleri hakkında düşünceleri doğru çıkmıştı.




Yorumlar

  1. Tarık Hocam

    Yine bilgi dolu bir paylaşım yapmışsınız
    Emeklerinize sağlık

    Tarih derslerini de böyle hikaye şeklinde anlatılsa aklımız da kalır
    O kadar Tarih dersinde Roma tarihini okuduk. Hiçbir şey aklımızda kalmadı
    Ama bunu hemen anladım ve aklımda kalacağından eminim

    (Yozgat Barlas Dede)

    YanıtlaSil
  2. Herodot, Etrüsklerin Anadolu menşeili bir halk olduğunu belirtir ve Lidya bölgesinden (ege bölgesi civarları) İtalya’ya göç ettiğini nakletmiştir.

    Özellikle bulundukları bölge itibariyle Roma İmparatorluğu’nu inanç sisteminden hukuk sistemine oradan teknik yöntemlere kadar etkilemişlerdir.
    (Ank. İrem Küçük)

    YanıtlaSil
  3. Etrüsk resimlerindeki genel karakteristiği incelediğimizde
    Hareketli sahnelerle bezenmiş sahneler karşımıza çıkmaktadır.

    Dans eden, savaşan, şölene gelen insanlar genel olarak işlemiştir.
    İnsan figürlerinin yanı sıra aslan, boğa, yunus balığı gibi hayvanlara da tasvirlerde yer verilmiştir.
    (Sakarya Yağmur Vural)

    YanıtlaSil
  4. Roma’nın beşinci kralı.
    Asıl gerçek adı Lucumu idi.
    Daha sonra adını lucius Tarquinius olarak değiştirdi.
    Efsaneler, Tarquin'in senatör sayısını arttırdığını
    Roma oyunlarını başlattığı
    Şehrin etrafına bir duvar inşa etmeye başladığı düşünülüyor.
    (Kırşehir Mert Çelik)

    YanıtlaSil
  5. Etrüskler tarih sahnesinde yer almış
    En kadim ve en gelişmiş devlet teşkilatlanma sistemlerinden birini kurmuş olan

    Roma imparatorluğu Etrüsklerin yarattığı kültürel
    Siyasal ve sosyal temel üzerine kurulmuş ve gelişmiştir.
    (Mersin Nihat Uyanık)

    YanıtlaSil
  6. Lucius Tarquinius Priscus
    Roma’da ve Dünya’da ilk nüfus sayımının mucidi
    Ostia'daki limanı kuran roma kralı.
    Roma Cumhuriyetten önce krallıktı.
    (İzmir Ecrin Sönmez)

    YanıtlaSil
  7. Etrüskler asıl adları Rasenna'dır
    Ne anlama geldiğini tanrı bilir

    Gemilerle bulundukları bölgeye gelip şehirleşmişlerdir
    Kent devletlerden oluşurlar
    Kentleri surlarla çevrilidir

    Toplumları özgürlükçüdür
    Kadının yeri diğer toplumlardan farklıdır
    Baskı altında değillerdi

    Grek değillerdi ticaret yoluyla etkileşimleri olması
    Onları Grek yapmaz,
    Kurganları vardır
    Roma’yı etkilemiş kültürleri, yaşam biçimleri vardı.
    (Muğla Okan Ertekin)

    YanıtlaSil
  8. Tanaquil
    Roma kralı büyük Tarquinus'un karısı.
    Fala bakar, kehanetlerde bulunurdu.
    Mevki hırsıyla kocasının yükselmesinde rol oynadı.

    Kocasının ölümünden sonra himaye ettiği Servius Tullius'u halka kabul ettirdi.
    Romalılar tarafından, Gain Caecilia ile karıştırıldığı için bir tanrıça gibi saygı görürdü.
    (Aydın Önder Uluöz)

    YanıtlaSil
  9. Etrüskler, bayındırlık işlerinde önde gelen ve Etrurya bölgesini sistemli bir biçimde imar eden İtalya’nın en medenî kavmi olarak değerlendirilir.

    Bataklıkları kurutup ormanları işletmiş hatta ırmakların yatağını düzenlemiştir.

    Tarlalarını bir çift öküzün çektiği karasaban ile süren köylü karı-koca heykelciği tarımdaki gelişmişliklerinin bir simgesi olarak değerlendirilir.
    (Bursa Belinay Eroğlu)

    YanıtlaSil
  10. Etrüskler ölülerine çok saygı duyarlar
    Ölülerini yeraltındaki odalara gömerler
    Duvarlara da zevk verici sahnelerin ve ölülerin yaşarken gündelik hayattan bildikleri şeylerin resimlerini yaparlarmış.

    Yaptıkları resimleri görebilmek için de yerin altına güneş ışınları girsin diye küçük bir delik açarlar ve üzerine çalıştıkları resmi aydınlatması için aynalar yerleştirirlermiş.
    (Çankırı Nevra Karakum)

    YanıtlaSil
  11. Tarquinius Superbus ne kadar gururlu olursa olsun
    Lucretia ya tecavüz girişimiyle Roma’dan kovulan gaddar herif.

    Etrüsk hanedanının yüz karası.
    Belki de onun yüzünden Romalılar uzunca süre
    Etrüskleri kötü bildi, hain bildi, emperyalist bildi.
    (Antalya Hakan Eryiğit)

    YanıtlaSil
  12. Tarquinius Superbus saltanatı MÖ 534'ten 509'a tarihlenir.
    Bir önceki kral Servius Tullius'un damadı ve onu öldürerek tahta geçti.

    Birçok senatörü idam etti.
    Sonunda lucius Junius Brutus önderliğinde bir grup senatör
    Soylu bir kadına yapılan tecavüz girişimini bahane ederek isyan çıkardı.

    Tarquin ailesi Roma’dan kovuldu ve monarşi kaldırıldı (MÖ 509)
    Yerine cumhuriyet kuruldu.
    (Eskişehir Hale Kırgız)

    YanıtlaSil
  13. Etrüsklerin kökenlerine ilişkin teoriler
    Herodotos: Asia Minor’dan (küçük Asya) göç etmiş bir halk.
    Dionysius: yerel İtalyan halkı.
    19. yüzyılda almanlar: orta Avrupa’dan göç etmişlerdir.
    Güncel teori: doğulularla ilişkilerden etkilenmiş erken Villanovalıların atalarıdır.
    Villanovalılar, Po nehri Vadisi’nden Latium’a yerleşmiş demir çağı halkıdır (MÖ 10.
    Yüzyıl). Ölülerini yakıyorlardı ve madencilikte yetenekli savaşçı bir halktı.
    (Kırşehir Serdar Yarbil)

    YanıtlaSil
  14. Etrüsk aile yapısı / kadının konumu
    1. arkeolojik kanıtlar
    a. mezar resimleri karı-kocaları birlikte göstermektedir.
    b. mezar yazıtlarında anne ve baba adları yazılıydı.
    2. edebi kanıtlar
    Livius roma kralı Tarquinius Priscus’un karısı Tanaquil’i saray politikasında oldukça etkili olarak betimlemektedir
    (Hatay Alara Dal)

    YanıtlaSil
  15. Tarquinius Superbus Roma’nın son kralıdır.
    Cumhuriyet sonrası ise imparatorluğa geçilmiştir. Krallık- imparatorluk farklı kavramlardır.
    (Kütahya Lavin Ak)

    YanıtlaSil
  16. Lucretia veya Lucrece (Latince: Lucretia; ö. MÖ. 510) Romalı tarihçi Livius'un aktardığına göre

    Cumhuriyet öncesi son Roma kralı Tarquinius Superbus'un
    Oğlu Sextus Tarquinius tarafından kaçırılan
    Tecavüze uğrayan ve daha sonra bu nedenle intihar eden soylu bir Romalıdır.
    (Uşak Taner Kale)

    YanıtlaSil
  17. Etrüskler MÖ 900 civarında, MÖ 4. yüzyılın sonlarında roma toplumuna asimilasyonla orta İtalya’da gelişen bir uygarlıktır.

    Etrüskler Yunan alfabesinden ödünç alınan bir yazı sistemi geliştirmiş olsalar da
    Etrüsk dili yalnızca kısmen anlaşılmış olarak kalır.

    Etrüskler kendilerine Rasenna (kızıl anlamına gelir) adını verdiler
    Yılanı kutsal kabul ettiler
    Bazı bilginler onları mısırlılar tarafından adlandırılan deniz halkları veya dan kabilesi ile ilişkilendirdiler.
    (İzmit Efsun Doğan)

    YanıtlaSil
  18. Mezopotamya’da, mısırda ve Anadolu’da insanlar tarım yapıp şehirler kurarken
    Avrupa’daki insanlar hala mızrakla geyik falan avlıyordu
    İlkellik diz boyuydu.
    Sonra bu Etrüsk, kartalca gibi orta doğudan Avrupa’ya göçmüş halklar bunlara medeniyeti öğretti.
    Aradaki teknoloji farkının kapanmasına sebep oldular
    (Aksaray Yusuf Örf)

    YanıtlaSil
  19. Etrüsklerin, Türklerle bir alakası olmayan doğu Akdenizden
    İtalyaya yerleşmiş eski bir kültürdür.
    (Şırnak Zeynel Kaya)

    YanıtlaSil
  20. Etrüsklerin
    Türk olup olmadıkları tartışması boştur.
    (Urfa Kerim Uzun)

    YanıtlaSil
  21. Delfi Kahini
    Yer altından kafa yapan dumanların yükseldiği bir noktaya oturtulmuş
    Kör bir kadın olduğu söylenir
    O kafayla bir suru serbest çağrışımlı laf söyler
    Gelenler de islerine geldiği gibi bir anlam çıkarmaya çalışırlarmış
    (Bolu Rüya Ergün)

    YanıtlaSil
  22. Delfi Kahini, Yunanistan’ın geçmiş dönemlerinde kutsallık atfedilmiş
    Parnasos dağının güney kıyılarına kurulmuş olan
    Kehanet merkezinin yönetici kahinine verilen isimdir.
    (İst. Su Özbuçak)

    YanıtlaSil
  23. Delfi Kahini;
    Kahin kadın olmalı.
    Erdem topraklarının köylüleri arasından seçilir ve Delfi yükseltilerine çıkarılırdı.

    Kadın, Pythonun içine düştüğü
    Transa geçmeye yarayan içinde gaz dolu bir yarığın üzerinde
    Üç bacaklı bir iskemlede otururdu.

    Kadın yerden gelen gazın etkisiyle transa geçer
    Konuşmaya başlar, kelimeleri, tapınak rahipleri tarafından yazılırdı.
    (Ank. Hasan Gür)

    YanıtlaSil
  24. Sokrates’e dünyadaki en bilge kişi olduğunu söyleyen kahin
    Sokrates ise buna inanmamış
    Yıllarca gezdikten sonra kahine gelip şöyle demiştir:

    Evet haklıymışsın
    Ben dünyadaki en bilge insanım
    Çünkü bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğim
    Ve bunu bilen tek kişi benim
    (Samsun Mert Hanlı)

    YanıtlaSil
  25. Etrüskler adıyla anılan kavim
    Aslında Anadolu’lu Troyalılar ile Türk kökenli İskitler’in (Sakalar)
    İtalya’da karışıp kaynaşmasıyla oluşan
    İtalya’daki mevcut köy kültürünü şehir kültürüne dönüştüren önemli bir halk grubu
    (Hollanda Filiz Kiraz)

    YanıtlaSil
  26. Grekler onları Tyrsenler veya Tyrhenler adıyla anarken
    Romalılar bu kavme Tuscalar ya da Etrusclar demiştir
    Oysaki Etrüskler, kendilerine Rasenna diyorlardı.
    (Fransa Duygu Tan)

    YanıtlaSil
  27. Herodotos’a göre, 28 yıl Doğu Anadolu’ya hükmettikten sonra Kimmerler’in boşalttığı Güney Rusya topraklarını istila ederek, burada Büyük İskit İmparatorluğu’nu kurmuşlardı.

    Ancak İskitler’in bir kısmı geri dönmeyip batı istikametindeki yürüyüşlerine devam ederek
    Batı Anadolu kıyılarına ulaşmış ve buradan gemilerle İtalya’ya göç etmişlerdi.

    İşte İskitler’in (Sakalar) bu grubu ile daha önceden İtalya’ya göç etmiş olan Troyalılar karışıp kaynaşarak İtalya’da Türklük özelliklerinin ağır bastığı yeni bir topluluğun oluşumuna zemin hazırlamışlardır ki

    Bu kavim yukarıda bahsi geçen Etrüskler ya da Tursakalar adıyla anılan kavimdir.
    (İtalya Gani Erenler)

    YanıtlaSil
  28. Troyalılar, Mısır firavunlarına karşı verdikleri mücadeleyi ne yazık ki, kaybetmişlerdi. Çanakkale yöresindeki anavatanlarına dönmek zorunda kalan Troyalılar
    Yurtlarının yaşanmaz bir duruma geldiğini görerek
    Biraz daha güneydeki İzmir yöresine yerleşmişlerdi.

    Ancak Yunanistan’dan bu bölgeye göç eden Akalı göçmenler yüzünden
    MÖ 10. yüzyıl başlarında Anadolu’yu tamamen terk ederek
    Deniz yoluyla İtalya’nın Toskana bölgesine göç etmişlerdi.
    (Aydın Sami Uzun)

    YanıtlaSil
  29. Etrüsk alfabesi
    Güney İtalya'daki Yunan kolonilerinde kullanılan
    Batı Yunan alfabesi olarak adlandırılan "batı" tipi Eğriboz alfabesinden türemiştir.

    Latin alfabesi de dahil olmak üzere
    Ondan (veya onunla aynı anda) türetilen birkaç Eski İtalyan yazı stili bulunmaktadır.
    (İzmir Hüsnü Yalın)

    YanıtlaSil
  30. Rasenalar
    İtalya'da Romalılardan önce yaşamış bir kavim.
    Romalılar bunlara Etrüskler veya Tuskiler derken
    Onlar kendilerine Rasena (Asena) derlerdi.

    İtalya Yarımadasına göç ederek Arno ve Tiberis ırmakları arasında yerleşmişlerdi.
    (Eskişehir Bilgin Korkmaz)

    YanıtlaSil
  31. Roma dönemine bakacak olursak nüfus her ne kadar kozmopolit olsa da ağırlıklı Yunan halklarındandır

    Dilleri ise önceleri Latince
    Orta ve geç imparatorluk döneminde Yunancadır
    Kullandıkları alfabe de Yunan harfleriydi.

    Batı Roma imparatorluğunun sonunu getirende şu meşhur kavimler göçü olmuştur.
    (Tekirdağ Emir Sarıoğlu)

    YanıtlaSil
  32. Yunan tarihçi Herodot'a göre Etrüskler Anadolu'dan (Lidya) İtalya'ya göç etmişlerdir
    Bunun yanı sıra pek çok tarihçi de Etrüskler ile özellikle Truva başta olmak üzere Anadolu uygarlıklarının âdetleri arasında bağ kurmaktadır.

    Bu sebeplerden dolayı Etrüsklerin kökeninin Küçük Asya yani Anadolu uygarlıklarına dayandığını savunurlar
    (Burdur Yarkın Yetkin)

    YanıtlaSil
  33. Etrüskler'den günümüze birkaç anıt ve Latin yazarları tarafından yapılan alıntılar dışında fazla yazılı eser kalmamıştır.

    Yazıtlar ise çok kısa olup çok az sayıda sözcük içermektedir
    Etrüsk dilinde yazılı eserlerin bir kısmı grafitti halindedir

    Bir kısmı da, yalnızca ana baba, koca adını, çocuk sayısını bildiren mezar taşlarından ibarettir.

    İlginçtir ki
    En uzun Etrüsk el yazması İtalya'da değil
    Mısır'da, 19. yüzyılda İskenderiye'de bulunan bir Mısır mumyasının üzerindeki sargılarda bulunmuştur.
    (Gaziantep Hanifi Şanbayrak)

    YanıtlaSil
  34. Etrüskler'in İtalya'ya göçüyle ilgili varsayımlar şu görüşlerde toplanmaktadır:

    1- Kimi Batılı bilim insanlarına göre göçün kaynağı Ege-Anadolu'dur.
    2- Göç Anadolu üzerinden olmuşsa da, kaynak Orta Anadolu değildir; Etrüskler'in ataları Ege, Anadolu veya Kafkasya civarında yaşıyordu.

    3- Kimi Macar araştırmacılara göre, göçün kaynağı Orta Asya'dır.
    4- Etrüsk göçünün dünya tarihçilerine göre Batı Anadolu Bölgesinden yapıldığı kabul görmekte ve göçün nedeni ise Yunanların Truvalılara ve Lidyalılara yaptığı saldırılar olduğu kabul edilmektedir.
    (Ordu Duran Arman)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bayramlar Ne Zaman Çıktı ve Tüm Dünyadaki Bayram Günleri ve Adları

Hayattan Kısa Öykü ve Öğüt _ 003 _ O Gün, Benim Onurumu Kurtardınız.

İnsanlık Değerini Hesaplayacak Bir Hesap Makinemiz Yok

Hayattan Kısa Öykü ve Öğüt _ 004 _ Patates Torbası

Demek ki Yaşlılarımızın Beden Güçlerinden Değilse Bile, Akıl ve Deneyimlerinden Yararlanabilirmişiz

Yaşamdan Kısa 5 Video 005

Hayatta Dört Aşamalı Bir "SİLİNME" Süreci Vardır

Unutulmaz Film Sahneleri ve Müzikleri _ 03

Kızım Bana Kapıyı Açar

Hayattan Kısa Öyküler ve Öğüt _ 002 _ Bir Hırsızın Portresi