Kısa Bir Öykü ile Roma da Cumhuriyetin, Senatonun ve Konsülün Kuruluşu (Etrüsk Dönemi)
Alexander Nemirovsky'in Tarihte ve Mitolojide Rehber adlı kitabında
Eski Mısır, Mezopotamya, Çin, Yunan ve Roma uygarlıklarını, tarihi belgelerle, öyküler şeklinde hazırlamış
Bu öykü sanatta birçok Yazar
Heykeltraş ve Ressama esin kaynağı olmuştur.
Ben bunun "Roma Etrüsk Dönemi Uygarlığını" derlemeye çalıştım
Tarık Başçıl _ 19 Ekim 2024
Not:
Kırmızı yazılı kelime gördüğünüzde tıklar iseniz
Sizi "Vikipedi" e yönlendirir
Onun hakkında daha fazla bilgiye ulaşmış olursunuz
★★★★★★★★★★★★★★
Kısa Ön Bilgi;
“Evet” dedi.
Muhafız, başını salladı.
Kapıları açmak için ipi çekti.
“İyi günler” dedi.
“Kraliçe Tanaquille’nin karşısında sana bol şans dilerim” dedi asker.
Araba çok doluydu.
Tanaquille arabacıyı durdurup, perdeyi açmasını söyledi.
O anda Lucumo ile karşılaştı.
Lucumo’nun uykulu bir hali vardı.
Karşısında Tanaquille’yi görünce gözlerini açıp, bağırdı:
“Bak! Tiber’e gelmişiz!”
“Tiber Roma’nın kalbidir” dedi Kraliçe.
“Roma çok güzel bir şehir.
Şehire ilk yerleşen çobanlar ve diğer Etrüsk şehirlerinden kaçan köleler
Zorla Sabin’in bakire kızlarını kaçırıp evlenmişler.
Yarısı Latin yarısı Sabin olan Romalılar bu şekilde ortaya çıkmışlardı.
Lucumo Tanaquille’nin konuşmasını kesip, konuşmaya başladı:
“Karşı dağdaki çobansız ve çoban köpeği olmayan sürüye iyice bak.”
“Ben hiç sürü görmüyorum” dedi.
“Bak iki tepesi olan dağ üzerinde otlayan koyunları da görmüyor musun?”
O anda
Kral olunca ilk iş olarak Roma’yı geliştirdi.
Geleceği gören Kraliçe Tanaquille, Servius Tullus’u bebekken gördüğü zaman gelecekte kral olacağını anladı.
Yirmi yaşına geldiği zaman onu kızıyla evlendirdi.
Servius Tullus, Tarquin’in varisi olmadığı halde maceraperest Mastarna’nın yardımı ile kral oldu.
Ne koşulda olursa olsun Mastarna ve Servius Tullus
Roma’yı devlet haline getiren en önemli kişilerdir.
O zamanlar yalnız
Roma ordusu silahlı kabilelerin oluşturduğu Patricilerden (Eski Roma’da soylu sınıf) ibaretti.
Patrici sınıfına ait olmayan Plebler onlara yardım ederdi.
Plebler (Eski Roma’da sıradan halklar)
Zafer için değil sadece Patriciler ile eşit haklara sahip olabilmek için savaştılar.
Demokrasinin babası kabul edilen Yunanlı Solon gibi yenilikçi olan Servius Tullus
Roma halkını statülerine ve zenginliklerin bakmadan Patriciler ve Plebler olarak sınıflandırmıştır.
Orduyu da uzmanlıklarına göre beş sınıfa ayırmıştır.
İlk grup seksen bölük içermektedir.
İkinci, üçüncü ve dördüncü gruplar yirmi bölük ile hafif ve ucuz silahları olan askerlerden oluşmaktaydı.
Beşinci grup ise otuz bölükten oluşmaktaydı.
Hiçbir sınıfa ait olmayan vatandaşlar da (emekçi grubu) sadece esnaf, zanaatkar ve arabacı olabilmekteydi.
Bu şekilde sınıflandırma daha önceki halk arasındaki ayrımı ortadan kaldırmıştı.
Eskiden sınıflar zenginliğine bağlıydı.
Fakir bir Patrici beşinci sınıf vatandaşken, zengin bir Pleb birinci sınıf vatandaştı.
Aynı olan tek özellik ise Patricilerin onsekizinci süvari alayına katılma hakkının olmasıydı.
Servius Tullus, Roma’daki sınıfların haklarını koruyabilmek için seçim yaparak eşit sayıda üyenin oluşturduğu bir meclis oluşturmuştu.
Seçim sayesinde kim en fazla oy alırsa mecliste söz sahibi olacaktı.
Mesela ilk sınıf olan süvariler doksan sekiz oy alınca, mecliste söz sahibi oldular.
Daha sonra meclise seçilen yüzbaşılar, konsüller ve diğer memurları seçiyorlardı.
Servius Tullus’u Etrüsk’lü diğer kral Tarquin izlemiştir.
Bu korkuyla kralın kim olacağını anlamak için kralın iki oğlu Titus Arunsus ve asil Janius Brutus en ünlü kehanet merkezlerinden biri olan Delfi’ye gittiler.
Brutus (Brutus kelimesi aptal anlamına gelir) asil bir aileye mensuptu ancak halk onu çok akıllı bulmazdı.
Delfi’deki rahiplere kralın kim olacağına dair sorular sormak için karanlık bir salona girdiler.
O anda kahin kadın üzerlerine zehirli bir gaz yayıp, manasız bir şeyler söylemeye başladı.
Kahinin yanındaki rahip, manasız sözleri
Tarquinus Superbus’un oğullarına açıklıyordu:
“Annenizi ilk öpenin kral olacağını söylüyor.”
Tarquin’in oğulları ve Brutus rahibe ve rahiplere teşekkür edip Delfi’den ayrıldılar.
Bu açıklama geleneklere uygun değildi.
Hiçbiri kahinin ne demek istediğini anlamamıştı.
Yalnızca bir şey çok açıktı:
Kral olacak insan tahtta çok fazla kalamazdı.
Titus ve Arunsus kahinin sözlerini hatırlayıca
Roma’da kalan ağabeyleri Sextus’tan bahsettiğini anladılar.
İyi ki Sextus bu kehaneti bilmiyordu.
Ayrıca kraliçe çapkın ve kötü olan Sextus’u asla öpmezdi.
“İçimizden biri kral olacak. Roma’ya varınca Arunsus ve ben Ana Kraliçeyi görüp tacı elde edebilmek için uğraşacağız” dedi Titus Brutus’a.
“Senin acele etmene gerek yok. Annen çok uzun zaman önce öldü” dedi Arunsus, Brutus’a.
Roma’ya varmak için bir gemiye bindiler.
Kralın oğulları kaptana acele etmelerini söylüyorlardı.
Eğer dokuz günde (Etrüsk ve Romalılarda hafta dokuz gündü) ulaşırsa kaptanı ödüllendireceklerine dair söz verdiler.
Kaptan ödülü alabilmek için çok uğraştı ve Roma’ya beş günde vardı.
Üç genç adam Roma’nın kapılarına geldiler.
Titus ve Arunsus saraya gittiler.
Brutus ise aklını kaybetmiş gibi yapıp kendini yere attı.
Kimseye fark ettirmeden toprağa dudaklarını sürdü.
Brutus diğerlerinin aptal olduğunu düşünüyordu.
Çünkü kehaneti doğru yorumlamamışlardı.
Toprak anayı ilk öpen Roma’nın kralı olacaktı.
Bu sırada Tarquin iyileşmişti.
Herkes çok şaşkındı.
Oğulları da.
Çok geçmeden Rutuli’ye savaş açtı.
Rutuli’nin refah içindeki şehri Ardea’yı alıp
en güçlü oğlunu Ardea’nın yöneticisi yapacaktı.
Ancak tepelik bir arazinin üstüne kurulmuş olan Ardea şehrinin sur duvarlarını geçmek zordu.
Tarquin, Ardea şehrinin kurulduğu tepenin eteklerinde kamp kurup, şehri kuşattı.
İnsanların açlıktan ve hastalıktan ölüp teslim olmasını bekledi.
Kralın oğulları Titus, Arunsus ve Sextus Roma Ordusu ile Ardea’ya gittiler.
Adam öldürüp şarap içtiler.
Etrüskler arasında çok sevilen zar atma oyununu oynadılar.
Gerçekte ataları bu oyunun Anadolu’da keşfedildiğini söylemişlerdi.
Bir gün uzaktan akraba Lucius, prenslerin yanına gitti.
Beraber şarap içip, karılarından bahsettiler.
Her biri kendi karısının çok güzel ve çalışkan olduğunu söyleyip övünüyordu.
Bu tartışma büyüyüp, ölümle sonuçlanacak hale geldiği zaman Lucius bir öneride bulundu : “Evime gidelim karım Lucree’nin dünyanın en iyi kadını olduğunu göreceksiniz” dedi.
Kralın oğulları başlarını sallayarak Lucius’un önerisini kabul ettiler, sessizce çadırlarından çıkıp atlarına bindiler.
Birkaç saat içinde Roma’ya gittiler.
Tarquin oğullarını evlendirmiş ve onlar için büyük güzel evler yaptırmıştı.
Pencerelerden evlere bakınca prenseslerin günlerini şarap içip, eğlenerek geçirdiklerini gördüler.
“Bizim karılarımız tek başlarına eğleniyorlar, ancak senin karının tek başına eğlendiğini zannetmiyorum” dedi Sextus.
Lucius’un damarları patlayacak gibiydi.
Çok sinirlenmişti.
Kılıcı çekip bağırdı “Collatia’ya gelin”.
Bir saat içinde ,Roma’nın on mil kuzeydoğusundaki eski Sabin şehrine vardılar.
Şehir uykudaydı.
Sadece Lucius’un evinde ışık vardı.
Kralın oğulları ve Lucius atlarından indiler ve eve girdiler.
Lucius’un karısı Lucree ile kölelerini gördüler.
Herkes örgü örüyordu.
Kapının açıldığını duyan Lucree kafasını kaldırıp bakınca prensleri ve kocasını gördü.
Koşarak Lucius’a sarıldı.
Sextus bu sahneyi merak ve kıskançlıkla izliyordu.
Tartışmayı unutmuşa benziyordu.
Güç ve kaprisle Lucius’u yenemeyeceğine inanınca, şeytanca bir plan tasarladı.
Ertesi gece, Sextus herkese acele bir işi olduğunu söyleyip kamptan ayrıldı.
Collatio’daki Lucius’un evine gitti.
Toynak patırtısını duyan Lucree kapıya koştu.
Kocası Lucius’un geldiğini zannetti.
Kapıyı açıp Sextus’u görünce hayal kırıklığını gizleyip, nazikçe içeriye davet etti.
Sectus’u misafir odasına aldılar.
Köle kızlar ona yemek verdi.
Ancak uyumadı ve herkes uyuyana kadar bekledi.
Daha sonra Lucree’nin yatak odasına girdi.
Sextus Lucius’un evinden ayrıldığı zaman Lucree hizmetçilere kocası ve babasına iletmek için bir not yolladı: “Hemen gelin”.
Lucius Lucree’nin hizmetçisini görünce bir sorun olduğunu anladı.
Bir sorun olmazsa karısı hiç kimseyi yollamazdı.
Arkadaşı Brutus’a evine dönerken ona eşlik edip edemeyeceğini sordu.
Lucius ve Brutus eve geldikleri zaman Lucree ağlayıp sızlıyordu.
Simsiyah giyinmişti, Lucius sordu:
“Ne oldu?”
“Kralın oğlu Sextus bana tecavüz etti. Onu öldüreceğine söz ver” dedi.
Lucius ve Brutus çok öfkelendiler, kılıçlarını çekip Sextus’u öldüreceklerine yemin ettiler.
Lucree ise duvardan bir bıçağı alıp bağrına soktu ve “Şimdi barışı öldürdüm” dedi.
Lucius ve Brutus bu sahne karşısında donup kaldılar.
Kısa bir zaman sonra ilk olarak Brutus kendine geldi.
Hemen Lucree’nin bağrındaki bıçağı çekip aldı.
“Roma’nın en iyi kadını olan Lucree’nin
Roma'nın Etrüsk kökenli ilk kralı Tarquinius Priscus (İÖ 616-579) olmuştu.
Ancak Roma'da krallık devri daha önce başlamıştı.
Krallık sıralamasında 5. kral
Bu devir, Roma'nın efsanevi kuruluşu ile ilişkilendirilmektedir.
Roma'nın efsanevi kuruluş tarihi (ab urbe condita) MÖ 753 yılı olarak kabul edilir.
Etrüskler, İtalya'nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış
Etrüskler, İtalya'nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış
MÖ 6. yüzyıla dek varlığını sürdürmüş bir halk olup Antik Romalılar tarafından Etrusci veya Tusci adlarıyla tanımlanmıştır.
Son üç Roma Kralı Etrüsk’lüydü.
Roma’yı yönettikleri MÖ 620-509 yılları boyunca Roma İtalya’nın en büyük ve en güçlü şehri oldu.
Tarquinler zamanında
Capitolin Tepesine taştan duvarları olan tapınak ve forum yapılmıştır.
İlk Etrüsk kralının adı Tarquin olduğu için
Diğer Etrüsk krallarına da Tarquin adı verilmiştir.
Son üç Roma Kralı Etrüsk’lüydü.
Roma’yı yönettikleri MÖ 620-509 yılları boyunca Roma İtalya’nın en büyük ve en güçlü şehri oldu.
Tarquinler zamanında
Capitolin Tepesine taştan duvarları olan tapınak ve forum yapılmıştır.
İlk Etrüsk kralının adı Tarquin olduğu için
Diğer Etrüsk krallarına da Tarquin adı verilmiştir.
Dişi Kurt Latince Lupa (çoğul: Lupae) olarak adlandırılır ki
Etrüskler'den "Tarkan" Hanedanlığı Roma'yı MÖ.509 'a kadar yönetmiştir.
Bu Agustus döneminde de sürekli anlatılır
Sırf Roma'yı kuranların Etrüskler olduğunu "Romalılara" unutturmak için....
Etrüsk kökenli 3 kral oldu ve krallık dönemi bitti
1. Kral Lucius Tarquinius Priscus (MÖ. 616 - 579)
2. Kral Servius Tullius (MÖ. 578 – 535)
3. ve son kral Lucius Tarquinius Superbus (MÖ. 534 – 510)
1. Kral Lucius Tarquinius Priscus (MÖ. 616 - 579)
2. Kral Servius Tullius (MÖ. 578 – 535)
3. ve son kral Lucius Tarquinius Superbus (MÖ. 534 – 510)
★★★★★★★★★★★★★★
Öykü;
Bir sabah Roma şehrinin dış kapısının önündeki muhafız kulübelerindeki asker tekerlek sesiyle irkildi.
Kulübesinden dışarı bakan asker dar sokak boyunca ilerleyen, içinde köle ve gümüş olan dört tane araba gördü.
Kale kapısının yanında arabacı katırları durdurdu.
Bir adam arabanın perdesini açıp dışarıya baktı.
Bir sabah Roma şehrinin dış kapısının önündeki muhafız kulübelerindeki asker tekerlek sesiyle irkildi.
Kulübesinden dışarı bakan asker dar sokak boyunca ilerleyen, içinde köle ve gümüş olan dört tane araba gördü.
Kale kapısının yanında arabacı katırları durdurdu.
Bir adam arabanın perdesini açıp dışarıya baktı.
Muhafız kulübesinden dışarı çıkıp, saygıyla eğilerek:
“Kraliçe Tanaquille ile görüşmek için başka ülkelerden buraya mı geldin?” diye
“Kraliçe Tanaquille ile görüşmek için başka ülkelerden buraya mı geldin?” diye
sordu.
“Evet” dedi.
Muhafız, başını salladı.
Kapıları açmak için ipi çekti.
“İyi günler” dedi.
“Kraliçe Tanaquille’nin karşısında sana bol şans dilerim” dedi asker.
Araba çok doluydu.
Tanaquille arabacıyı durdurup, perdeyi açmasını söyledi.
O anda Lucumo ile karşılaştı.
Lucumo’nun uykulu bir hali vardı.
Karşısında Tanaquille’yi görünce gözlerini açıp, bağırdı:
Lucius Tarquinius Superbus (Lucumo)
Roma Krallığının yedinci ve son Roma Kralı
“Bak! Tiber’e gelmişiz!”
“Tiber Roma’nın kalbidir” dedi Kraliçe.
“Roma çok güzel bir şehir.
Hiç tek kiremitli ev görmedim.
Tapınaklar ve sirk nedir?
Roma’yı gezince çok şey öğreneceğime eminim.
Sonra Roma’dan ayrılacağım” dedi Lucumo.
“Roma’yı ilk kez görüyorsan Tarquinia’dan ayrılmamalısın yoksa çok mutsuz olursun.”
“Neden bahsediyorsun?
“Roma’yı ilk kez görüyorsan Tarquinia’dan ayrılmamalısın yoksa çok mutsuz olursun.”
“Neden bahsediyorsun?
Evet babam Demaratus Korinthia’da doğup büyümüştür.
Fakat annem asil bir sülaleden gelir.
Ben Lucumo Roma’da doğdum.”
Tanaquille’nin söylediğine göre
Tanaquille’nin söylediğine göre
Roma şehrinin babasız doğan fakir Romulus kurmuştu.
Şehire ilk yerleşen çobanlar ve diğer Etrüsk şehirlerinden kaçan köleler
Zorla Sabin’in bakire kızlarını kaçırıp evlenmişler.
★★★★★★★★★★★★★★
Yarısı Latin yarısı Sabin olan Romalılar bu şekilde ortaya çıkmışlardı.
Lucumo Tanaquille’nin konuşmasını kesip, konuşmaya başladı:
“Karşı dağdaki çobansız ve çoban köpeği olmayan sürüye iyice bak.”
“Ben hiç sürü görmüyorum” dedi.
“Bak iki tepesi olan dağ üzerinde otlayan koyunları da görmüyor musun?”
O anda
Büyük bir kartal gökyüzünden aşağıya süzülüp Lucumo’nun şapkasını alıp
Kayboldu.
İnsanlar Tiber Nehri’nin ortasındaki dar köprünün ortasında endişeyle birbirlerine bakmaya başladılar.
Tanaquille de çok şaşırmıştı.
“Kartal Tin’in elçisi olmalı.
İnsanlar Tiber Nehri’nin ortasındaki dar köprünün ortasında endişeyle birbirlerine bakmaya başladılar.
Tanaquille de çok şaşırmıştı.
“Kartal Tin’in elçisi olmalı.
Tin bize gelecekte Lucumo’nun kral olacağını söylemeye çalıştı” diye düşündü
İsminin anlamı "parlayan gün" olan bu figür
Tasvir anlamında büyük oranda Zeus'a benzer.
Tanaquille çok haklıydı.
Lucumo ya da Lucius Tarquinius’u
Lucumo ya da Lucius Tarquinius’u
Romalılar Ankas Markius yerine kral seçtiler.
★★★★★★★★★★★★★★
Yol boyunca akan lağım ve baharda yağan sağnak yağmur, bataklığın kötü kokusunu şehre getirmiş ve sıtma gibi bir sürü bulaşıcı hastalığa neden olmuştu.
Lucumo lağımın daha fazla akmasını engellemek için
Lucumo lağımın daha fazla akmasını engellemek için
Hendekler kazdırıp üzerini taşlarla kapattırdı.
Romalılar hendekleri kazıp
Romalılar hendekleri kazıp
Lağımı kapatan bu insanlara lağım işçisi adını verdiler.
Daha sonra boş arazilerde sığır otlatmayı yasakladı.
Otlakları taşlarla döşeterek
Romalıların evlerinin camından hayvanları seyretme huyundan vazgeçirmeye çalıştı.
Daha sonra boş arazilerde sığır otlatmayı yasakladı.
Otlakları taşlarla döşeterek
Romalıların evlerinin camından hayvanları seyretme huyundan vazgeçirmeye çalıştı.
Bu boş arazi
İnsanların Pazar alanı ve halkın toplanma merkezi olan foruma dönüştü.
Daha sonra, foruma kendi için bir saray yaptırdı.
Tüccarlar forumda mallarını satarken
Dükkan ve tezgah kurmak için zaman harcamıyorlardı.
Forumun yapıldığı Capotilen Tepesi’ne Jüpiter, Juno ve Minerva adına muhteşem bir tapınak yaptırmaya başladı.
Daha önceki krallar tapınak yapılırken para harcamamışlardı.
Ayrıca tapınağın yapım çalışmaları ile bizzat kendileri ilgilenmemişti.
Roma şehrinin kurulu olduğu tepelerin arasındaki bataklığı kurutup, sirk yaptırmıştı.
İlk Roma sirki yapıldığı zaman bin kişi alabilecek kapasitedeydi.
Sirkte yapılan her gösteriye kral da katılırdı.
Roma’da hayat savaş, eğlence ve inşaat çalışmaları ile geçerken Lucumo öldü.
Daha sonra, foruma kendi için bir saray yaptırdı.
Tüccarlar forumda mallarını satarken
Dükkan ve tezgah kurmak için zaman harcamıyorlardı.
Forumun yapıldığı Capotilen Tepesi’ne Jüpiter, Juno ve Minerva adına muhteşem bir tapınak yaptırmaya başladı.
Daha önceki krallar tapınak yapılırken para harcamamışlardı.
Ayrıca tapınağın yapım çalışmaları ile bizzat kendileri ilgilenmemişti.
Roma şehrinin kurulu olduğu tepelerin arasındaki bataklığı kurutup, sirk yaptırmıştı.
İlk Roma sirki yapıldığı zaman bin kişi alabilecek kapasitedeydi.
Sirkte yapılan her gösteriye kral da katılırdı.
Roma’da hayat savaş, eğlence ve inşaat çalışmaları ile geçerken Lucumo öldü.
★★★★★★★★★★★★★★
Yerine damadı Servius Tullus geçti.
Servius Tullus’un geçmişi çok farklıydı.
Servius Tullus’un geçmişi çok farklıydı.
Servius Tullius
Antik Roma Krallığı'nın MÖ 578-MÖ 535 yılları arasında tahta çıkmış
Altıncı ve Etrüsk hanedanının ikinci Roma Kralı
Romalılar Okrisia’daki kraliyet sarayında doğduğunu ve babasının bir uşak olduğunu söylüyorlardı.
Geleceği gören Kraliçe Tanaquille, Servius Tullus’u bebekken gördüğü zaman gelecekte kral olacağını anladı.
Yirmi yaşına geldiği zaman onu kızıyla evlendirdi.
Servius Tullus, Tarquin’in varisi olmadığı halde maceraperest Mastarna’nın yardımı ile kral oldu.
Ne koşulda olursa olsun Mastarna ve Servius Tullus
Roma’yı devlet haline getiren en önemli kişilerdir.
O zamanlar yalnız
Roma ordusu silahlı kabilelerin oluşturduğu Patricilerden (Eski Roma’da soylu sınıf) ibaretti.
Patrici sınıfına ait olmayan Plebler onlara yardım ederdi.
Plebler (Eski Roma’da sıradan halklar)
Zafer için değil sadece Patriciler ile eşit haklara sahip olabilmek için savaştılar.
Demokrasinin babası kabul edilen Yunanlı Solon gibi yenilikçi olan Servius Tullus
Solon MÖ 640-560'ta yaşadığı tahmin edilen
Atinalı devlet adamı ve şair
Yaptığı reformlarla Atina demokrasisinin temelini attığı kabul edilir
★★★★★★★★★★★★★★
Roma halkını statülerine ve zenginliklerin bakmadan Patriciler ve Plebler olarak sınıflandırmıştır.
Orduyu da uzmanlıklarına göre beş sınıfa ayırmıştır.
İlk grup seksen bölük içermektedir.
İkinci, üçüncü ve dördüncü gruplar yirmi bölük ile hafif ve ucuz silahları olan askerlerden oluşmaktaydı.
Beşinci grup ise otuz bölükten oluşmaktaydı.
Hiçbir sınıfa ait olmayan vatandaşlar da (emekçi grubu) sadece esnaf, zanaatkar ve arabacı olabilmekteydi.
Bu şekilde sınıflandırma daha önceki halk arasındaki ayrımı ortadan kaldırmıştı.
Eskiden sınıflar zenginliğine bağlıydı.
Fakir bir Patrici beşinci sınıf vatandaşken, zengin bir Pleb birinci sınıf vatandaştı.
Aynı olan tek özellik ise Patricilerin onsekizinci süvari alayına katılma hakkının olmasıydı.
Servius Tullus, Roma’daki sınıfların haklarını koruyabilmek için seçim yaparak eşit sayıda üyenin oluşturduğu bir meclis oluşturmuştu.
Seçim sayesinde kim en fazla oy alırsa mecliste söz sahibi olacaktı.
Mesela ilk sınıf olan süvariler doksan sekiz oy alınca, mecliste söz sahibi oldular.
Daha sonra meclise seçilen yüzbaşılar, konsüller ve diğer memurları seçiyorlardı.
Servius Tullus’u Etrüsk’lü diğer kral Tarquin izlemiştir.
Ancak bir diktatördü.
Ne senatoyu ne de meclis üyelerini tanımıştı.
Bu yüzden Tarquinus Superbus yani Kibirli Tarquin olarak anılmaya başlandı.
Lakia Vadisi’ndekileri esir ederek Roma’yı zenginleştirdi.
Dönemindeki mimar ve mühendislerle görüşüp yeni tapınaklar yaptırttı.
Yaşlı Tarquin döneminde yapımına başlanan eserleri de tamamlamıştır.
Roma’nın yüzölçümü büyüyüp güçlü bir devlet haline gelse de
Plebler Tarquinus Superbus’tan nefret ediyordu.
Hiç adil Servius Tullus’a benzemiyordu.
Bir gün kibirli Tarquin eski bir geleneğe göre sunakta tanrılara hediyeler bırakıp sunaktan ayrılmak üzereyken çok büyük bir yılan onu sırtından soktu.
Tarquin ölmemişti ama zehirin etkisiyle hastalanmıştı
Hiçbir hekim onu iyileştirememişti.
Şimdi ne olacaktı?
Tanaquille uzun zaman önce ölmüştü.
Kimse tanrıların ne istediğini Romalılara söylememişti.
Ne senatoyu ne de meclis üyelerini tanımıştı.
Bu yüzden Tarquinus Superbus yani Kibirli Tarquin olarak anılmaya başlandı.
Lakia Vadisi’ndekileri esir ederek Roma’yı zenginleştirdi.
Dönemindeki mimar ve mühendislerle görüşüp yeni tapınaklar yaptırttı.
Yaşlı Tarquin döneminde yapımına başlanan eserleri de tamamlamıştır.
Roma’nın yüzölçümü büyüyüp güçlü bir devlet haline gelse de
Plebler Tarquinus Superbus’tan nefret ediyordu.
Hiç adil Servius Tullus’a benzemiyordu.
Bir gün kibirli Tarquin eski bir geleneğe göre sunakta tanrılara hediyeler bırakıp sunaktan ayrılmak üzereyken çok büyük bir yılan onu sırtından soktu.
Tarquin ölmemişti ama zehirin etkisiyle hastalanmıştı
Hiçbir hekim onu iyileştirememişti.
Şimdi ne olacaktı?
Tanaquille uzun zaman önce ölmüştü.
Kimse tanrıların ne istediğini Romalılara söylememişti.
★★★★★★★★★★★★★★
Bu korkuyla kralın kim olacağını anlamak için kralın iki oğlu Titus Arunsus ve asil Janius Brutus en ünlü kehanet merkezlerinden biri olan Delfi’ye gittiler.
Aynı zamanda eskiçağda devletlerin en önemli danışmanıydı
Diğer bir adları ise Apollon'un Sözcüleri idi.
Brutus (Brutus kelimesi aptal anlamına gelir) asil bir aileye mensuptu ancak halk onu çok akıllı bulmazdı.
Delfi’deki rahiplere kralın kim olacağına dair sorular sormak için karanlık bir salona girdiler.
O anda kahin kadın üzerlerine zehirli bir gaz yayıp, manasız bir şeyler söylemeye başladı.
Kahinin yanındaki rahip, manasız sözleri
Tarquinus Superbus’un oğullarına açıklıyordu:
“Annenizi ilk öpenin kral olacağını söylüyor.”
Tarquin’in oğulları ve Brutus rahibe ve rahiplere teşekkür edip Delfi’den ayrıldılar.
Bu açıklama geleneklere uygun değildi.
Hiçbiri kahinin ne demek istediğini anlamamıştı.
Yalnızca bir şey çok açıktı:
Kral olacak insan tahtta çok fazla kalamazdı.
Titus ve Arunsus kahinin sözlerini hatırlayıca
Roma’da kalan ağabeyleri Sextus’tan bahsettiğini anladılar.
İyi ki Sextus bu kehaneti bilmiyordu.
Ayrıca kraliçe çapkın ve kötü olan Sextus’u asla öpmezdi.
“İçimizden biri kral olacak. Roma’ya varınca Arunsus ve ben Ana Kraliçeyi görüp tacı elde edebilmek için uğraşacağız” dedi Titus Brutus’a.
“Senin acele etmene gerek yok. Annen çok uzun zaman önce öldü” dedi Arunsus, Brutus’a.
Roma’ya varmak için bir gemiye bindiler.
Kralın oğulları kaptana acele etmelerini söylüyorlardı.
Eğer dokuz günde (Etrüsk ve Romalılarda hafta dokuz gündü) ulaşırsa kaptanı ödüllendireceklerine dair söz verdiler.
Kaptan ödülü alabilmek için çok uğraştı ve Roma’ya beş günde vardı.
Üç genç adam Roma’nın kapılarına geldiler.
Titus ve Arunsus saraya gittiler.
Brutus ise aklını kaybetmiş gibi yapıp kendini yere attı.
Kimseye fark ettirmeden toprağa dudaklarını sürdü.
Brutus diğerlerinin aptal olduğunu düşünüyordu.
Çünkü kehaneti doğru yorumlamamışlardı.
Toprak anayı ilk öpen Roma’nın kralı olacaktı.
Bu sırada Tarquin iyileşmişti.
★★★★★★★★★★★★★★
Herkes çok şaşkındı.
Oğulları da.
Çok geçmeden Rutuli’ye savaş açtı.
Rutuli’nin refah içindeki şehri Ardea’yı alıp
en güçlü oğlunu Ardea’nın yöneticisi yapacaktı.
Ancak tepelik bir arazinin üstüne kurulmuş olan Ardea şehrinin sur duvarlarını geçmek zordu.
Tarquin, Ardea şehrinin kurulduğu tepenin eteklerinde kamp kurup, şehri kuşattı.
İnsanların açlıktan ve hastalıktan ölüp teslim olmasını bekledi.
Kralın oğulları Titus, Arunsus ve Sextus Roma Ordusu ile Ardea’ya gittiler.
Adam öldürüp şarap içtiler.
Etrüskler arasında çok sevilen zar atma oyununu oynadılar.
Gerçekte ataları bu oyunun Anadolu’da keşfedildiğini söylemişlerdi.
Bir gün uzaktan akraba Lucius, prenslerin yanına gitti.
Beraber şarap içip, karılarından bahsettiler.
Her biri kendi karısının çok güzel ve çalışkan olduğunu söyleyip övünüyordu.
Bu tartışma büyüyüp, ölümle sonuçlanacak hale geldiği zaman Lucius bir öneride bulundu : “Evime gidelim karım Lucree’nin dünyanın en iyi kadını olduğunu göreceksiniz” dedi.
Kralın oğulları başlarını sallayarak Lucius’un önerisini kabul ettiler, sessizce çadırlarından çıkıp atlarına bindiler.
Birkaç saat içinde Roma’ya gittiler.
Tarquin oğullarını evlendirmiş ve onlar için büyük güzel evler yaptırmıştı.
Pencerelerden evlere bakınca prenseslerin günlerini şarap içip, eğlenerek geçirdiklerini gördüler.
“Bizim karılarımız tek başlarına eğleniyorlar, ancak senin karının tek başına eğlendiğini zannetmiyorum” dedi Sextus.
Lucius’un damarları patlayacak gibiydi.
Çok sinirlenmişti.
Kılıcı çekip bağırdı “Collatia’ya gelin”.
Bir saat içinde ,Roma’nın on mil kuzeydoğusundaki eski Sabin şehrine vardılar.
Şehir uykudaydı.
Sadece Lucius’un evinde ışık vardı.
Kralın oğulları ve Lucius atlarından indiler ve eve girdiler.
Lucius’un karısı Lucree ile kölelerini gördüler.
Herkes örgü örüyordu.
Kapının açıldığını duyan Lucree kafasını kaldırıp bakınca prensleri ve kocasını gördü.
Koşarak Lucius’a sarıldı.
Sextus bu sahneyi merak ve kıskançlıkla izliyordu.
Tartışmayı unutmuşa benziyordu.
Güç ve kaprisle Lucius’u yenemeyeceğine inanınca, şeytanca bir plan tasarladı.
Ertesi gece, Sextus herkese acele bir işi olduğunu söyleyip kamptan ayrıldı.
Collatio’daki Lucius’un evine gitti.
Toynak patırtısını duyan Lucree kapıya koştu.
Kocası Lucius’un geldiğini zannetti.
Kapıyı açıp Sextus’u görünce hayal kırıklığını gizleyip, nazikçe içeriye davet etti.
Sectus’u misafir odasına aldılar.
Köle kızlar ona yemek verdi.
Ancak uyumadı ve herkes uyuyana kadar bekledi.
Daha sonra Lucree’nin yatak odasına girdi.
Tarquin ve Lucretia- Johann P.Pichler 1792
Sextus Lucius’un evinden ayrıldığı zaman Lucree hizmetçilere kocası ve babasına iletmek için bir not yolladı: “Hemen gelin”.
Lucius Lucree’nin hizmetçisini görünce bir sorun olduğunu anladı.
Bir sorun olmazsa karısı hiç kimseyi yollamazdı.
Arkadaşı Brutus’a evine dönerken ona eşlik edip edemeyeceğini sordu.
Lucius ve Brutus eve geldikleri zaman Lucree ağlayıp sızlıyordu.
Simsiyah giyinmişti, Lucius sordu:
“Ne oldu?”
“Kralın oğlu Sextus bana tecavüz etti. Onu öldüreceğine söz ver” dedi.
Lucius ve Brutus çok öfkelendiler, kılıçlarını çekip Sextus’u öldüreceklerine yemin ettiler.
Lucree ise duvardan bir bıçağı alıp bağrına soktu ve “Şimdi barışı öldürdüm” dedi.
Lucretia İntihar Ederken / Newyork Müzesinde
Lucius ve Brutus bu sahne karşısında donup kaldılar.
Kısa bir zaman sonra ilk olarak Brutus kendine geldi.
Hemen Lucree’nin bağrındaki bıçağı çekip aldı.
“Roma’nın en iyi kadını olan Lucree’nin
Asil kanı üzerine yemin ederim ki
İntikamını alacağım.
Artık, Sextus ve kraliyet ailesi bizim düşmanımızdır.
Roma bu kraliyet ailesinden kurtulmalıdır” dedi Brutus.
Sonra Brutus Lucree’yi yatağa yatırıp Collatia’daki foruma gitti.
Collatia halkının kraliyet ailesine karşı savaşmasını söyledi.
Galeyana gelen silahlı kalabalık Roma yolunu tuttu.
Romalılar silahlanmış Collatia halkını görünce korkup evlerine saklandılar.
Brutus, bütün Roma halkını tellal ile foruma çağırdı.
Sextus’un Lucree’ye tecavüz ettiğini ve kraliyet ailesinin kötülüklerini anlattı.
Roma’da bu olaylar olurken
Tarquin ve ordusu Ardea’yı almıştı.
Daha sonra Roma’ya doğru yola çıktılar.
Ancak Roma’nın kapıları tutulmuştu.
Tek kurtuluşları Roma’dan gitmekti.
Tarquin ve ailesi Kaere şehrine gittiler ama öldürüldüler.
Lucius ve Brutus Lucree’ye verdikleri sözü tutmuşlardı.
Bu olaydan sonra
Roma her yıl seçilen devlet memurlarının oluşturduğu senato tarafından yönetilmeye başlandı.
En yüksek memur olan konsül sadece bir yıllığına seçilirdi.
Romalılar bu sisteme Cumhuriyet adını verdiler.
İlk konsül olan Brutus’un, Delfi kahinin söyledikleri hakkında düşünceleri doğru çıkmıştı.
Sonra Brutus Lucree’yi yatağa yatırıp Collatia’daki foruma gitti.
Collatia halkının kraliyet ailesine karşı savaşmasını söyledi.
Galeyana gelen silahlı kalabalık Roma yolunu tuttu.
Romalılar silahlanmış Collatia halkını görünce korkup evlerine saklandılar.
Brutus, bütün Roma halkını tellal ile foruma çağırdı.
Sextus’un Lucree’ye tecavüz ettiğini ve kraliyet ailesinin kötülüklerini anlattı.
Roma’da bu olaylar olurken
Tarquin ve ordusu Ardea’yı almıştı.
Daha sonra Roma’ya doğru yola çıktılar.
Ancak Roma’nın kapıları tutulmuştu.
Tek kurtuluşları Roma’dan gitmekti.
Tarquin ve ailesi Kaere şehrine gittiler ama öldürüldüler.
Lucius ve Brutus Lucree’ye verdikleri sözü tutmuşlardı.
Bu olaydan sonra
Roma her yıl seçilen devlet memurlarının oluşturduğu senato tarafından yönetilmeye başlandı.
En yüksek memur olan konsül sadece bir yıllığına seçilirdi.
Romalılar bu sisteme Cumhuriyet adını verdiler.
İlk konsül olan Brutus’un, Delfi kahinin söyledikleri hakkında düşünceleri doğru çıkmıştı.
Tarık Hocam
YanıtlaSilYine bilgi dolu bir paylaşım yapmışsınız
Emeklerinize sağlık
Tarih derslerini de böyle hikaye şeklinde anlatılsa aklımız da kalır
O kadar Tarih dersinde Roma tarihini okuduk. Hiçbir şey aklımızda kalmadı
Ama bunu hemen anladım ve aklımda kalacağından eminim
(Yozgat Barlas Dede)
🙏 🍃🍀🌱🌴🌿🥦🌳🎋
SilHerodot, Etrüsklerin Anadolu menşeili bir halk olduğunu belirtir ve Lidya bölgesinden (ege bölgesi civarları) İtalya’ya göç ettiğini nakletmiştir.
YanıtlaSilÖzellikle bulundukları bölge itibariyle Roma İmparatorluğu’nu inanç sisteminden hukuk sistemine oradan teknik yöntemlere kadar etkilemişlerdir.
(Ank. İrem Küçük)
Etrüsk resimlerindeki genel karakteristiği incelediğimizde
YanıtlaSilHareketli sahnelerle bezenmiş sahneler karşımıza çıkmaktadır.
Dans eden, savaşan, şölene gelen insanlar genel olarak işlemiştir.
İnsan figürlerinin yanı sıra aslan, boğa, yunus balığı gibi hayvanlara da tasvirlerde yer verilmiştir.
(Sakarya Yağmur Vural)
Roma’nın beşinci kralı.
YanıtlaSilAsıl gerçek adı Lucumu idi.
Daha sonra adını lucius Tarquinius olarak değiştirdi.
Efsaneler, Tarquin'in senatör sayısını arttırdığını
Roma oyunlarını başlattığı
Şehrin etrafına bir duvar inşa etmeye başladığı düşünülüyor.
(Kırşehir Mert Çelik)
Etrüskler tarih sahnesinde yer almış
YanıtlaSilEn kadim ve en gelişmiş devlet teşkilatlanma sistemlerinden birini kurmuş olan
Roma imparatorluğu Etrüsklerin yarattığı kültürel
Siyasal ve sosyal temel üzerine kurulmuş ve gelişmiştir.
(Mersin Nihat Uyanık)
Lucius Tarquinius Priscus
YanıtlaSilRoma’da ve Dünya’da ilk nüfus sayımının mucidi
Ostia'daki limanı kuran roma kralı.
Roma Cumhuriyetten önce krallıktı.
(İzmir Ecrin Sönmez)
Etrüskler asıl adları Rasenna'dır
YanıtlaSilNe anlama geldiğini tanrı bilir
Gemilerle bulundukları bölgeye gelip şehirleşmişlerdir
Kent devletlerden oluşurlar
Kentleri surlarla çevrilidir
Toplumları özgürlükçüdür
Kadının yeri diğer toplumlardan farklıdır
Baskı altında değillerdi
Grek değillerdi ticaret yoluyla etkileşimleri olması
Onları Grek yapmaz,
Kurganları vardır
Roma’yı etkilemiş kültürleri, yaşam biçimleri vardı.
(Muğla Okan Ertekin)
Tanaquil
YanıtlaSilRoma kralı büyük Tarquinus'un karısı.
Fala bakar, kehanetlerde bulunurdu.
Mevki hırsıyla kocasının yükselmesinde rol oynadı.
Kocasının ölümünden sonra himaye ettiği Servius Tullius'u halka kabul ettirdi.
Romalılar tarafından, Gain Caecilia ile karıştırıldığı için bir tanrıça gibi saygı görürdü.
(Aydın Önder Uluöz)
Etrüskler, bayındırlık işlerinde önde gelen ve Etrurya bölgesini sistemli bir biçimde imar eden İtalya’nın en medenî kavmi olarak değerlendirilir.
YanıtlaSilBataklıkları kurutup ormanları işletmiş hatta ırmakların yatağını düzenlemiştir.
Tarlalarını bir çift öküzün çektiği karasaban ile süren köylü karı-koca heykelciği tarımdaki gelişmişliklerinin bir simgesi olarak değerlendirilir.
(Bursa Belinay Eroğlu)
Etrüskler ölülerine çok saygı duyarlar
YanıtlaSilÖlülerini yeraltındaki odalara gömerler
Duvarlara da zevk verici sahnelerin ve ölülerin yaşarken gündelik hayattan bildikleri şeylerin resimlerini yaparlarmış.
Yaptıkları resimleri görebilmek için de yerin altına güneş ışınları girsin diye küçük bir delik açarlar ve üzerine çalıştıkları resmi aydınlatması için aynalar yerleştirirlermiş.
(Çankırı Nevra Karakum)
Tarquinius Superbus ne kadar gururlu olursa olsun
YanıtlaSilLucretia ya tecavüz girişimiyle Roma’dan kovulan gaddar herif.
Etrüsk hanedanının yüz karası.
Belki de onun yüzünden Romalılar uzunca süre
Etrüskleri kötü bildi, hain bildi, emperyalist bildi.
(Antalya Hakan Eryiğit)
Tarquinius Superbus saltanatı MÖ 534'ten 509'a tarihlenir.
YanıtlaSilBir önceki kral Servius Tullius'un damadı ve onu öldürerek tahta geçti.
Birçok senatörü idam etti.
Sonunda lucius Junius Brutus önderliğinde bir grup senatör
Soylu bir kadına yapılan tecavüz girişimini bahane ederek isyan çıkardı.
Tarquin ailesi Roma’dan kovuldu ve monarşi kaldırıldı (MÖ 509)
Yerine cumhuriyet kuruldu.
(Eskişehir Hale Kırgız)
Etrüsklerin kökenlerine ilişkin teoriler
YanıtlaSilHerodotos: Asia Minor’dan (küçük Asya) göç etmiş bir halk.
Dionysius: yerel İtalyan halkı.
19. yüzyılda almanlar: orta Avrupa’dan göç etmişlerdir.
Güncel teori: doğulularla ilişkilerden etkilenmiş erken Villanovalıların atalarıdır.
Villanovalılar, Po nehri Vadisi’nden Latium’a yerleşmiş demir çağı halkıdır (MÖ 10.
Yüzyıl). Ölülerini yakıyorlardı ve madencilikte yetenekli savaşçı bir halktı.
(Kırşehir Serdar Yarbil)
Etrüsk aile yapısı / kadının konumu
YanıtlaSil1. arkeolojik kanıtlar
a. mezar resimleri karı-kocaları birlikte göstermektedir.
b. mezar yazıtlarında anne ve baba adları yazılıydı.
2. edebi kanıtlar
Livius roma kralı Tarquinius Priscus’un karısı Tanaquil’i saray politikasında oldukça etkili olarak betimlemektedir
(Hatay Alara Dal)
Tarquinius Superbus Roma’nın son kralıdır.
YanıtlaSilCumhuriyet sonrası ise imparatorluğa geçilmiştir. Krallık- imparatorluk farklı kavramlardır.
(Kütahya Lavin Ak)
Lucretia veya Lucrece (Latince: Lucretia; ö. MÖ. 510) Romalı tarihçi Livius'un aktardığına göre
YanıtlaSilCumhuriyet öncesi son Roma kralı Tarquinius Superbus'un
Oğlu Sextus Tarquinius tarafından kaçırılan
Tecavüze uğrayan ve daha sonra bu nedenle intihar eden soylu bir Romalıdır.
(Uşak Taner Kale)
Etrüskler MÖ 900 civarında, MÖ 4. yüzyılın sonlarında roma toplumuna asimilasyonla orta İtalya’da gelişen bir uygarlıktır.
YanıtlaSilEtrüskler Yunan alfabesinden ödünç alınan bir yazı sistemi geliştirmiş olsalar da
Etrüsk dili yalnızca kısmen anlaşılmış olarak kalır.
Etrüskler kendilerine Rasenna (kızıl anlamına gelir) adını verdiler
Yılanı kutsal kabul ettiler
Bazı bilginler onları mısırlılar tarafından adlandırılan deniz halkları veya dan kabilesi ile ilişkilendirdiler.
(İzmit Efsun Doğan)
Mezopotamya’da, mısırda ve Anadolu’da insanlar tarım yapıp şehirler kurarken
YanıtlaSilAvrupa’daki insanlar hala mızrakla geyik falan avlıyordu
İlkellik diz boyuydu.
Sonra bu Etrüsk, kartalca gibi orta doğudan Avrupa’ya göçmüş halklar bunlara medeniyeti öğretti.
Aradaki teknoloji farkının kapanmasına sebep oldular
(Aksaray Yusuf Örf)
Etrüsklerin, Türklerle bir alakası olmayan doğu Akdenizden
YanıtlaSilİtalyaya yerleşmiş eski bir kültürdür.
(Şırnak Zeynel Kaya)
Etrüsklerin
YanıtlaSilTürk olup olmadıkları tartışması boştur.
(Urfa Kerim Uzun)
Delfi Kahini
YanıtlaSilYer altından kafa yapan dumanların yükseldiği bir noktaya oturtulmuş
Kör bir kadın olduğu söylenir
O kafayla bir suru serbest çağrışımlı laf söyler
Gelenler de islerine geldiği gibi bir anlam çıkarmaya çalışırlarmış
(Bolu Rüya Ergün)
Delfi Kahini, Yunanistan’ın geçmiş dönemlerinde kutsallık atfedilmiş
YanıtlaSilParnasos dağının güney kıyılarına kurulmuş olan
Kehanet merkezinin yönetici kahinine verilen isimdir.
(İst. Su Özbuçak)
Delfi Kahini;
YanıtlaSilKahin kadın olmalı.
Erdem topraklarının köylüleri arasından seçilir ve Delfi yükseltilerine çıkarılırdı.
Kadın, Pythonun içine düştüğü
Transa geçmeye yarayan içinde gaz dolu bir yarığın üzerinde
Üç bacaklı bir iskemlede otururdu.
Kadın yerden gelen gazın etkisiyle transa geçer
Konuşmaya başlar, kelimeleri, tapınak rahipleri tarafından yazılırdı.
(Ank. Hasan Gür)
Sokrates’e dünyadaki en bilge kişi olduğunu söyleyen kahin
YanıtlaSilSokrates ise buna inanmamış
Yıllarca gezdikten sonra kahine gelip şöyle demiştir:
Evet haklıymışsın
Ben dünyadaki en bilge insanım
Çünkü bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğim
Ve bunu bilen tek kişi benim
(Samsun Mert Hanlı)
Etrüskler adıyla anılan kavim
YanıtlaSilAslında Anadolu’lu Troyalılar ile Türk kökenli İskitler’in (Sakalar)
İtalya’da karışıp kaynaşmasıyla oluşan
İtalya’daki mevcut köy kültürünü şehir kültürüne dönüştüren önemli bir halk grubu
(Hollanda Filiz Kiraz)
Grekler onları Tyrsenler veya Tyrhenler adıyla anarken
YanıtlaSilRomalılar bu kavme Tuscalar ya da Etrusclar demiştir
Oysaki Etrüskler, kendilerine Rasenna diyorlardı.
(Fransa Duygu Tan)
Herodotos’a göre, 28 yıl Doğu Anadolu’ya hükmettikten sonra Kimmerler’in boşalttığı Güney Rusya topraklarını istila ederek, burada Büyük İskit İmparatorluğu’nu kurmuşlardı.
YanıtlaSilAncak İskitler’in bir kısmı geri dönmeyip batı istikametindeki yürüyüşlerine devam ederek
Batı Anadolu kıyılarına ulaşmış ve buradan gemilerle İtalya’ya göç etmişlerdi.
İşte İskitler’in (Sakalar) bu grubu ile daha önceden İtalya’ya göç etmiş olan Troyalılar karışıp kaynaşarak İtalya’da Türklük özelliklerinin ağır bastığı yeni bir topluluğun oluşumuna zemin hazırlamışlardır ki
Bu kavim yukarıda bahsi geçen Etrüskler ya da Tursakalar adıyla anılan kavimdir.
(İtalya Gani Erenler)
Troyalılar, Mısır firavunlarına karşı verdikleri mücadeleyi ne yazık ki, kaybetmişlerdi. Çanakkale yöresindeki anavatanlarına dönmek zorunda kalan Troyalılar
YanıtlaSilYurtlarının yaşanmaz bir duruma geldiğini görerek
Biraz daha güneydeki İzmir yöresine yerleşmişlerdi.
Ancak Yunanistan’dan bu bölgeye göç eden Akalı göçmenler yüzünden
MÖ 10. yüzyıl başlarında Anadolu’yu tamamen terk ederek
Deniz yoluyla İtalya’nın Toskana bölgesine göç etmişlerdi.
(Aydın Sami Uzun)
Etrüsk alfabesi
YanıtlaSilGüney İtalya'daki Yunan kolonilerinde kullanılan
Batı Yunan alfabesi olarak adlandırılan "batı" tipi Eğriboz alfabesinden türemiştir.
Latin alfabesi de dahil olmak üzere
Ondan (veya onunla aynı anda) türetilen birkaç Eski İtalyan yazı stili bulunmaktadır.
(İzmir Hüsnü Yalın)
Rasenalar
YanıtlaSilİtalya'da Romalılardan önce yaşamış bir kavim.
Romalılar bunlara Etrüskler veya Tuskiler derken
Onlar kendilerine Rasena (Asena) derlerdi.
İtalya Yarımadasına göç ederek Arno ve Tiberis ırmakları arasında yerleşmişlerdi.
(Eskişehir Bilgin Korkmaz)
Roma dönemine bakacak olursak nüfus her ne kadar kozmopolit olsa da ağırlıklı Yunan halklarındandır
YanıtlaSilDilleri ise önceleri Latince
Orta ve geç imparatorluk döneminde Yunancadır
Kullandıkları alfabe de Yunan harfleriydi.
Batı Roma imparatorluğunun sonunu getirende şu meşhur kavimler göçü olmuştur.
(Tekirdağ Emir Sarıoğlu)
Yunan tarihçi Herodot'a göre Etrüskler Anadolu'dan (Lidya) İtalya'ya göç etmişlerdir
YanıtlaSilBunun yanı sıra pek çok tarihçi de Etrüskler ile özellikle Truva başta olmak üzere Anadolu uygarlıklarının âdetleri arasında bağ kurmaktadır.
Bu sebeplerden dolayı Etrüsklerin kökeninin Küçük Asya yani Anadolu uygarlıklarına dayandığını savunurlar
(Burdur Yarkın Yetkin)
Etrüskler'den günümüze birkaç anıt ve Latin yazarları tarafından yapılan alıntılar dışında fazla yazılı eser kalmamıştır.
YanıtlaSilYazıtlar ise çok kısa olup çok az sayıda sözcük içermektedir
Etrüsk dilinde yazılı eserlerin bir kısmı grafitti halindedir
Bir kısmı da, yalnızca ana baba, koca adını, çocuk sayısını bildiren mezar taşlarından ibarettir.
İlginçtir ki
En uzun Etrüsk el yazması İtalya'da değil
Mısır'da, 19. yüzyılda İskenderiye'de bulunan bir Mısır mumyasının üzerindeki sargılarda bulunmuştur.
(Gaziantep Hanifi Şanbayrak)
Etrüskler'in İtalya'ya göçüyle ilgili varsayımlar şu görüşlerde toplanmaktadır:
YanıtlaSil1- Kimi Batılı bilim insanlarına göre göçün kaynağı Ege-Anadolu'dur.
2- Göç Anadolu üzerinden olmuşsa da, kaynak Orta Anadolu değildir; Etrüskler'in ataları Ege, Anadolu veya Kafkasya civarında yaşıyordu.
3- Kimi Macar araştırmacılara göre, göçün kaynağı Orta Asya'dır.
4- Etrüsk göçünün dünya tarihçilerine göre Batı Anadolu Bölgesinden yapıldığı kabul görmekte ve göçün nedeni ise Yunanların Truvalılara ve Lidyalılara yaptığı saldırılar olduğu kabul edilmektedir.
(Ordu Duran Arman)