Ben Bu Yaşıma Kadar Çok Şeyler Yaşadım Ama Yanlışlıkla Arka Balkonun Işığını Açık Unuttum. Uyuduktan Sonra Işıkları İçimden Söndürdüm


Bugün yazımın başlığını 
Maria Callas’ın unutulmaz sözünü koydum
Onun, Hayatını ve Onassis’e Bitmiyen Aşkını derlemeye çalıştım.

Tarık Başçıl  _   28 Şubat 2025

Not: 
Kırmızı yazılı kelime gördüğünüzde tıklar iseniz
Sizi "Vikipedi" e yönlendirir
Onun hakkında daha fazla bilgiye ulaşmış olursunuz

Maria Callas'ın 
Carmen Habanera 
Kısa Yorum Videosu

★★★★★★★★★★★★★★


Ailenin çirkin ördeğiydim ben
Şişko, sakar ve sevilmeyen bir çocuğa çirkin olduğunu hissettirmek çok zalimceydi.

Annesi “ablası Jackie’nin büyük bir müzisyen olmasını” istiyordu...
Ona piyano dersi aldırırken, Maria sadece dinlemekle yetiniyordu...

Çünkü anneye göre “paralarını saçacak durumları” yoktu...
Küçücük yaşındaki tek arkadaşı kendisinden sonra doğan erkek kardeşi Vassilis’ti...

Bir gün tek can yoldaşı Vassilis için Paloma şarkısını söyleyiverdi...

Pencereden sokağa ulaşan bu çocuksu ama müthiş ses
Sokakta yankı bulmuş ve sokaktan geçen insanları durdurup onu alkışlamalarını sağlamıştı...

Maria için hayatının dönüm noktasıydı o gün...

★★★★★★★★★★★★★★
Julio Iglesias ile Nana'nın Yorumu ile 
La Paloma (Güvercin) Şarkısım

Ben Havana’dan ayrılırken, inan bana tanrım
Kimse gittiğimi görmedi, sanki gitmedim
Ve güzel kurnaz bir pohpohcu, bir çiçek gibi
O benim arkamdan geldi, evet böyle bayim

Eğer pencerene bir güvercin gelirse
Ona benmişim gibi şefkatli davran
Ona aşkımdan söz et, yaşamımın anlamı
Ona benim çiçeklerimden bir taç yap

Ah bukleli güzel
Ah keşke bana aşkını versen
Ah keşke benimle
Yaşadığım yere gelsen

★★★★★★★★★★★★★★

Ablası kendisine nefretle bakıyordu...
Annesi ise “bir şeyler kazanır” beklentisindeydi...

Uğruna şarkı söylediği Vassilis ise kısa bir süre sonra öldü...

Ablasına piyano dersi aldıran annesi
Maria’ya şan eğitimi için piyano aldı...

Maria havayı ciğerlerine doldurmayı
Ardından yavaşça notaya uygun olarak kuvvetlice çıkarmayı en küçük kanaryası Elmina’dan öğrendi...

Anne bir süre sonra Maria’nın evde tek sevdiği babadan ayrıldı 
Para kazanmak için geldikleri Amerika’dan Yunanistan’a geri döndü...

★★★★★★★★★★★★★★

Hep ablasını kayırdı anne...
Maria ise güzel sesiyle Pire’deki tavernalarda 5 drahmi ve bir tabak çorba karşılığı şarkı söylemeye başladı...

Bir gün kızını “şarkı söyleyeceksin” diyerek kışlaya götürdü annesi...
Amacı Maria’yı “pazarlamaktı...”

Şişko, sakar ve sevilmeyen Maria bütün cesaretini topladı
Trajik ve sihirli şarkısıyla pazarlanmak üzere getirildiği kışladan, şarkısını söyleyerek çıktı...

Onu artık annesi bile tutamayacak
O merdivenleri teker teker tırmanarak zirveye çıkan bir opera sanatçısı olacaktı...

Şişmandı ve fiziksel halinden memnun değildi...
İtalyan zengin bir iş adamı olan Giovanni Battista’yla işi için İtalya’ya gittiğinde evlendi...


Giovanni ona âşık olmuştu...
Maria’dan iki kat daha yaşlıydı
Ancak mutlu görünüyorlardı...

Giovanni kendi kariyerini bırakmış
Tüm zamanını ve parasını karısına harcamaya başlamıştı...
Onun menajeri ve temsilcisi oldu...

Onu bir yıldıza dönüştürmeye koyuldu...
Birlikte oldukları sırada
Maria tenya yumurtası yiyerek 30 kilo zayıfladı...
Artık narin ve çekici bir kadındı...

★★★★★★★★★★★★★★

Ari Onassis’in adını duymuştu elbette Maria...
Duymayan yoktu ki...

Kendisiyle tanışmak istediğini öğrendiğinde soranlara şöyle demişti:
“Onassis mi?.. Onun çok bayağı bir adam olduğunu düşünüyorum...
Zenginliğini görgüsüzce gözler önüne seriyor...”

Fakat Onassis pes etmedi...
Maria’yı kocasıyla birlikte ünlü yatına davet etti
Winston Churchill’in de orada olacağını söyleyerek...

Kocası için felaket bir yolculuktu...
Karısı elden gidiyordu...

Günlüğüne şöyle yazdı kocası Giovanni:
“Yatta birçok çift ayrılıp başka eşler buldular... 
Kadınlar, hatta erkekler tamamen çıplak bir şekilde güneşlenip, güpegündüz herkesin önünde dolandılar... 

Kendimi bir domuz ağılındaymışım gibi hissediyorum... 
Onassis de çırılçıplaktı... 
Bir insandan çok bir goril gibi gözüküyordu... 

Çok tüylüydü... 
Maria ona baktı ve güldü...”

Ne yazık ki Maria’nın gülüşü uzun sürmeyecekti...
Onassis’e fena halde âşık oldu...


Kocasının, dünyanın en ünlü opera sanatçısı olması için ona yardım etmiş olması
Bu adama duyduğu aşkı engelleyemiyordu...

Şişman ve şöhretin çok uzağında olduğu günlerden itibaren kendisiyle beraber olan kocasına dönüp şöyle diyecekti:

“Benim gardiyanımmış gibi davranıyorsun... 
Beni hiç yalnız bırakmıyorsun... 
Her şeyimi kontrol ediyorsun... 

Çok kötü bir gardiyansın
Bütün bu yıllar boyunca beni baskı altına aldın... 
Şimdi de boğuluyorum...”

★★★★★★★★★★★★★★

Kocası Maria’yı kaybettiğini anlıyordu...
Son bir kez Onassis de varken 3’ü birden buluştular...

Kocası Onassis’e “sen hırsız ve katilsin” dedi...
İki erkeğin arasında kalan Maria sarsılarak ağlamaya başladı...

Onassis’in o buluşmadaki cevabı kitaplara geçecek niteliktedir:
Evet, ben bir yüz karasıyım
Bir katilim, bir hırsızım, iyi biri değilim
Dünyadaki en iğrenç insanım fakat bir milyonerim ve güçlüyüm...

Maria’dan asla vazgeçmeye niyetim de yok... 
Her türlü yolu kullanıp insanları, kontratları, anlaşmaları ve her şeyi cehenneme gönderip onu kimden kaçırmam gerekiyorsa ondan kaçıracağım... 

Şimdi söyle, Maria için kaç milyon dolar istiyorsun? 
5 mi 10 mu?..

Erkekler bilmezler...
Bir kadın için bir erkeğin katil, hırsız ya da beş para etmez birisi olması hiç önemli değildir...

Bir erkek onun için ne yapabiliyor
Neleri göze alabiliyor?..
Karizma ve çekicilik budur bir kadın için...

Hırsız veya katil olması kocası için bir anlam ifade edebilirdi
Ama Maria için Onassis’in 
“Her şeyi yapabilecek bir erkek olması önemliydi...”

Bu olaydan sonra kocasını bıraktı ve gitti...

★★★★★★★★★★★★★★

Maria resmen evli olan Aristotelis Onassis’in metresi oldu...
Dokuz yıl, mutluluk ve kâbusun karışımı bir hayatı vardı...
Onassis onun her şeyiydi...

Bir gün tam 43 yaşındayken Onassis’ten hamile kaldı...
Çocuğu doğurmak istiyordu...
İsmini bile koymuştu...

Yunan denizlerinin babası, şairi, ozanı Homeros’tan esinlenerek Omero adını koymuştu karnındaki bebeğe...

Oysa Ari Onassis hiç öyle düşünmüyordu:
“Böyle bir skandalı kaldıramayız, aldır çocuğu...”
dedi...

Aldırmazsa terk edecekti Maria’yı...
Maria, aldırdığı bebeği elleriyle giydirip
Bruzzano mezarlığına gömdü...

Bir gün Ari Onassis
Öldürülen Amerikan Başkanı John Kennedy’nin eşi Jackie Kennedy’le karşılaştı ve ona âşık oldu...


Ünlü yatına Jackie’yi alıp, geziye çıktı
Maria’yı yata almadı...
Yıkılmıştı, ama yeniden müziğe sarıldı ve dağılan parçalarını toplamaya başladı...
Şarkılarıyla küllerinden yeniden doğacaktı...

1968’de Ari ve Jackie
Skorpios Adası’nın küçük bir kilisesinde sessiz sedasız evlendiler...

★★★★★★★★★★★★★★

Maria matemdeydi: 
“Önce kilo kaybettim, sonra sesimi. Ve şimdi de Onassis’i...”

Ari onu reddetmesine rağmen o hâlâ Yunanlı milyonere âşıktı...

1969’da gazetecilere şöyle dedi: 
“O benim aşkımdı ve aynı zamanda benim en iyi arkadaşımdı...
Ayrıldık ama hiçbir şey değişmedi. 
Başka bir kadınla bile olsa o mutluysa ben de mutluyum...”

Nitekim Jackie’yle evlendikten birkaç gün sonra Ari
Maria’yı reddetmekte hata ettiğini anladı...

Maria zamanı geçmiş ve sesini kaybetmiş olabilirdi
Jackie kadar göz alıcı da değildi
Ancak onu hayatında yeniden görmek istiyordu...
Maria onun bir parçasıydı...

Onun için açık açık yeniden güzel sözler söylemeye başladı...

★★★★★★★★★★★★★★

Onassis yeni evlendiği eşinin hızına yetişmekte güçlük çektiğini fark ederek 
Maria’ya daha da çok yaklaşmaya başlamıştı ki felaket geldi ve 75 yılında öldü...

Maria o sırada onunla beraber değildi 
ama şöyle diyecekti ölümün ardından:

“Birdenbire dul kaldığımı hissettim...”

Ari olmadan hayat anlamsızdı... 
O da yeni bir anlam bulmaya uğraşmadı...

Onassis’in ölümünden sonra eve kapandı
Müziği tamamen bıraktı...

Yine de sadece iki yıl dayanabildi
54 yaşında kalp krizi geçirip öldü...

Dünyanın en ünlü opera sanatçılarındandı Maria Callas...
Şöyle demişti hayatının bir yerinde:

Ben Bu Yaşıma Kadar 
Çok Şeyler Yaşadım
 
Ama Yanlışlıkla 
Arka Balkonun Işığını Açık Unuttum

Uyuduktan Sonra
 Işıkları İçimden Söndürdüm

★★★★★★★★★★★★★★

Madame Butterfly
Maria Callas Yorumu
Japon Film Sahnesi Eşliğinde Videosu
★★★★★★★★★★★★★★


Blog dan Daha Fazla Bilgiye Ulaşmak İçin
Aşağıdaki Link Adresine Tıklayabilirsiniz



Yorumlar

  1. Ölüm döşeğinde olan Onassis olaylı ayrılık sonrası uzun süredir görüşmemelerine rağmen kendisini ziyarete gelmesini ister Maria'dan.

    Maria sadece kendisine kırmızı bir battaniye gönderdir ve asla görüşmez.
    Eh intikam da soğuk yenen bir yemek değil midir zaten.
    (Antalya Güliz Polat)

    YanıtlaSil
  2. Hiçbir zaman unutulmayacak sanatçılardan
    Yaptığı işle bu kadar bütünleşen
    Adeta seslendirdiği eseri yaşayan muhteşem kişi. h

    Hala yeri doldurulamadı
    Sanırım o'nun kadar iyisini ahir ömrümüzde göremeyeceğiz.
    (İstanbul Gülbahar Erdemli)

    YanıtlaSil
  3. Benim için "kadın" kavramının karşılığı.
    Duruşuyla, bakışıyla, endamıyla, tutkusuyla tam bir kadın.
    (Ankara Zerrin Ufuk)

    YanıtlaSil
  4. Muhteşem bir sesi var.
    Duruşu, bakışı, ifadesi...

    Hayranım kadına.
    Eğer opera sanatçısı olmak isteseydim idolüm kesinlikle Maria olurdu.
    (Bursa Dilara Çiçek)

    YanıtlaSil
  5. "Maria olmayı isterdim ama içimdeki Callas (la callas)
    Kendimi onun haysiyetiyle taşımamı istiyor".
    Sözünün sahibi efsane isim...
    (Fransa Huzur Dedeağaç)

    YanıtlaSil
  6. Mete Akyol 43 yıl önce İstanbul'da kaldığı otel odasının açık kapısından gizlice içeri girerek
    uyurken fotoğrafını çekmek istediği Callas'ın

    Kazara masörü ile sevişmekteyken fotoğrafını çekmiş
    ama bu fotoğrafı hiç yayınlamamış.

    Beyaz tv adlı kanalda kendisi söyledi.
    (İstanbul Kazım Demir)

    YanıtlaSil
  7. Sesine, güzelliğine, mimiklerine hayran olduğum kadın
    (Ankara Tansel Kıvrak)

    YanıtlaSil
  8. Geçmiş yaşam diye bir şey varsa ruhuna talip olduğum kocaman ses.
    (Kocaeli Neşe Gezgin)

    YanıtlaSil
  9. Türkiye'de Pera Palas'ta kalan dünyaca ünlü şahsiyetlerden biridir.
    Sahneyi terk etme vakası İtalya Cumhurbaşkanı'nın şerefine düzenlenen opera öncesi rahatsız olduğunu söylemesi
    Ama buna rağmen sahneye çıkmak zorunda bırakılması sonucu yaşanmıştır.
    (İstanbul Zafer Kozalak)

    YanıtlaSil
  10. Sonsuzluğa uzanmış kendisinden ödün vermeyen bir Soprano...
    Etkileyici ve dramatik bir yaşam...

    İtalyan cumhurbaşkanının şerefine verilen operada rahatsızlığı icabı sahneyi terk etmiştir.
    Kararlıdır gene her zamanki cesurluğuyla.

    Merdivenleri adım adım çıkmıştır sesinin coşkusu ve derinliğiyle.
    İz bırakmıştır dünya arenasında.
    (İzmir Durusu Şanlı)

    YanıtlaSil
  11. Dramanın tınısını tutkuyla resmeden Carmen.
    (Mersin Melten Sungur)

    YanıtlaSil
  12. Roma Operası’ndaki konser sırasında kendisini tenkit edenlere dayanamayıp
    İkinci perde başlamadan sahneyi terk etmiş sopranodur.
    Peşinden kosanlar yetişememiş
    Böylece ilk defa
    İtalya lirik tiyatro tarihinde böyle bir olay yaşanmıştır.
    (Eskişehir Emel Demiryürek)

    YanıtlaSil
  13. Etrafımızda opera denilince akıllara ilk gelen kişi
    Ünlü tenor Luciano Pavarotti gelir

    Opera dalına merak saran ve bununla ilgilenen kişilere
    Bu konu sorulduğunda ise Maria La Divina Callas gelir.
    Gerçek adı Maria Kalogeropuolos'tur.
    (Aydın Derya Gönül)

    YanıtlaSil
  14. İlk kez 15 yaşında solist olarak opera sahnesine çıkan Callas
    Pietro Mascagni’nin Cavalleria Rusticana operasındaki köylü kızı Santuzza rolünü ile başladı
    (Sakarya Belgin Savrun)

    YanıtlaSil
  15. Skandallarla dolu özel hayatı bir yana
    Yeteneğiyle giderek ünlenen Callas
    1950'li yılların başında londra'da plak çıkardı.

    1969 yılında çoğu sahnesinin Türkiye'nin Kapadokya bölgesinde çekilen
    Medea adlı filmde oynadı.
    İlk ve tek sinema filmi olan Medea o dönemlerde dünya basınında oldukça ilgi görmüştü.
    (Niğde Mustafa Sağlıkcı)

    YanıtlaSil
  16. Bu nasıl bir ses rengidir ki
    Kariyeri boyunca gerek Soprano gerekse Mezzosoprano rollerini başarı ile icra etmiş
    (İzmir Yağmur Uzunada)

    YanıtlaSil
  17. 1953 yılında, birlikte çalıştığı yönetmen Luchino Visconti
    Ondan 30 kilo vermesini istediğinde Callas 108 kiloydu.
    30 kilodan daha fazla verdi, artık aynı zamanda bir Aktristi.
    (İstanbul Hakan Vanlı)

    YanıtlaSil
  18. Maria Callas 1969 yılında dostu İtalyan sinemacı
    1975'te trajik bir şekilde aramızdan ayrılan Pier Paolo Pasolini'nin ısrarı üzerine
    Medea adlı filminde başrolü oynamayı kabul etmişti.

    Daha önce de opera sahnelerinde defalarca Medea rolünü canlandıran Callas
    Bu ilk ve tek sinema filminde hiç şarkı söylemiyordu.
    Filmin büyük bölümü Kapadokya'da çekilmişti.
    (Niğde Leman Akkoyun)

    YanıtlaSil
  19. O, sadece bir tanrı vergisi de değildi.
    Disiplin, öz denetim ve yoğun çalışmanın sonucuydu.

    Orkestra şeflerinin ve müzik eleştirmenlerinin görüşlerini ve yönlendirmelerini dikkate alır
    Üzerinde çalışırdı.
    Kendinden önce defalarca okunmuş bir esere kendine has derinlik katması bu sayedeydi.
    (İstanbul Sefa Yalçın)

    YanıtlaSil
  20. 1960'larda bir sanatçıdan bir büyücüye başkalaşan doğa üstü varlık.
    (Ankara Buket Kaya)

    YanıtlaSil
  21. Sesi ve dramatik yorumuyla dünyayı büyüleyen
    Gelmiş geçmiş en özel Soprano
    La Divina (Kutsal) ünvanını sonuna kadar hak eden Maria Callas
    (İstanbul Atilla Kanca)

    YanıtlaSil
  22. Carmen'i seslendirirken öyle bir bakıyor
    Öyle bir gülümsüyor ki
    Gülüşüne, bakışına dünyayı yakarım diyenleri anlıyor insan.

    Muhteşem ses
    Muhteşem bir duruş
    (Antalya Tarık Eren)

    YanıtlaSil
  23. 1940'larda oniki adalar valisi beraberindeki heyet ile birlikte o zamanlar küçük bir kasaba olan bodrum'a ziyarete gelmiş.

    Böylesine resmi ziyaretlerde misafir ağırlamak için Bodrum'un tek restoranını, Girit mübadili Ali Subaşı ve oğulları işletirmiş. kendilerinin hazırladığı yemekler ve sunumla misafirler ağırlanmış.
    Yerel bir saz ekibi bir kaç türkü okuyup bir iki de zeybek dönmüşler.

    Yunan heyet ise bu nezakete karşılık bizim de bir kızımız var
    Sizlere bir şarkı söylesin diyerek çocuk yaştaki Maria'yı sahneye çıkarmış.

    Yıllar sonra, 60'larda dünyanın en meşhur opera sanatçılarından biri olarak kalantor kocası ve ihtişamlı yatı ile tekrar geldiği Bodrum'da
    O zaman Bodrum'un en iyi restoranı olan lezzete gelip yemek yerken
    Çocukluğundaki bu anıdan bahsetmesi üzerine, lokantayı işleten Ali Subaşı'nın oğlu Hasan bu anı hatırlamış.
    (Bodrum Ahmet Demirel)

    YanıtlaSil
  24. Sevgili Tarık, zaman bulup okudum, blog’unu çok beğendim. Emeğine sağlık. Ve paylaştım.

    YanıtlaSil
  25. Tarık Bey! Tek kelimeyle “ MUHTEŞEM !”. Uzun süredir bir çalışma göremedim. “- Artık vazgeçtin!”, diyordum ki yeni derlemen geldi: Eline, emeğine, yüreğine sağlık! Harika bilgiler toplamışsın. Keşke şarkılar da biraz daha olsaydı. Bir solukta okudum ve zevkle dinledim. Tebrikler 🎊🎈🎉🍾

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayatta Dört Aşamalı Bir "SİLİNME" Süreci Vardır

Bugün Aziz Nesin (20.12.1915 - 06.07.1995) _ Anmak ve Bay Düdük Kitabından _ Kısa Bir Öykü _ Uçuruma Gidiyoruz

Kimsenin Çayını İçmeyin Çocuklar

Defne

Babaların, Bizim Bu Küçük Şeylerde, Uyarmaları Hoşumuza Gitmiyor Olabilir. Fakat?

Unutulmaz Film Sahneleri ve Müzikleri _ 02

Bugün Hayatınızı Kolaylaştıran Çoğu Şeyleri 29 Ekim 1927 Çekilen Fotoğraftaki İnsanlara Borçluyuz

Yaşadığınız İlin Adının Nereden Geldiğini Merak Ediyor İseniz?

Hayattan 003 Kısa Öykü ve Öğüt _ O Gün, Benim Onurumu Kurtardınız.