01 Kasım 1928 Gecesinde _ "Bir Gecede Cahil mi Bırakıldık?"


1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı 
"Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun"un 

Kabul edilmesi ve yeni alfabenin yerleştirilmesi sürecine 
Genel olarak verilen isimdir.

Bu yasanın onaylanmasıyla o güne değin kullanılan 
Arap harfleri esaslı "Osmanlı Alfabesi"'nin geçerliliği son buldu.
Latin harflerini esas alan "Türk Alfabesi" yürürlüğe kondu.

İzninizle bunu irdelemek istiyorum
Bu ne kadar doğru ve yanlış 


Tarık Başçıl  _    01 Kasım 2025

Not: 
Kırmızı yazılı kelime gördüğünüzde tıklar iseniz
Sizi "Vikipedi" e yönlendirir
Onun hakkında daha fazla bilgiye ulaşmış olursunuz


21 Eylül 1928 tarihli 
Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde 
Eski ve Yeni harfler bir arada.

Harf devrimiyle ilgili klasik iddiaları şudur: 
Harf devrimi yüzünden

Özümüzden, dinimizden koptuk. 
Dedelerimizin mezar taşını okuyamıyoruz.

Gerçek böyle mi? 
Tabii ki değil. 

Yıllardır bir kesimin sürekli sakız gibi çiğnediği bir yalan.

O halde gerçekleri tarihi bilgilerle net bir şekilde yazalım ki 
Kafalarda soru işareti kalmasın.

Öncelikle özümüzden kopmak derken 
Özden neyi kastettiğimizi iyi belirlememiz gerekiyor.

Bizim özümüz Türk’tür. 
Bazıları Türk’ün tarihini İslam’la başlatma istemeleri 
Ne kadar gerçekçi?

Bizim binlerce yıllık bir tarihimiz vardı. 
İslam’dan önce de vardık
İslam’la şereflenmedik. 

Çünkü İslam öncesi de 
Şerefli bir Millettik.


Binlerce yıllık tarihimizde Arap alfabesinden önce de 
Farklı alfabeler kullandık. 


Bunlardan biri Orhun Yazıtlarında da gördüğümüz 
Göktürk alfabesidir. 

Göktürk alfabesi dışında Uygurlar da “Mani”, Soğd ve “Brahmi” alfabelerinden oluşan Uygur Türkçesini geliştirmişlerdir.


Anlayacağınız bizim İslam öncesi de kendimize ait bir yazımız, alfabemiz vardı. 

Eğer bizden özden kopuştan bahsedeceksek 
Bizi özümüzden koparan 
Arap alfabesine geçişimizdir.

Atalarımızın yüzyıllarca kullandığı
Bize özgü olan alfabemizi bırakıp

Türkçeyle hiç alakası olmayan 
Arap alfabesine geçtik. 

İşte bu yüzden bugün atalarımızın eseri olan 
Orhun Yazıtlarını okuyamıyoruz.

Özümüzden kopma meselesini açıklığa kavuşturduğumuza göre 

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Arap alfabesine nasıl geçtik? 
Biraz da bundan irdeleyelim.

Türklerin Arap alfabesine geçişi 
10. Yüzyılda Karahan’lıların Müslüman olmasıyla başladı. 


Ancak bu geçiş bir anda olmadı. 
O dönemde kullandığımız 
Uygur Alfabesi 200-300 yıl daha varlığını devam ettirdi.

Osmanlı dönemine geldiğimizde Türkler
Arap alfabesiyle yazan, atalarından kopmuş bir milletti.

Osmanlı döneminde
Arap alfabesi her zaman bir grup azınlığın bildiği bir ayrıcalık oldu. 

Yüzyıllarca böyle devam etti
Hiç sorun olmadı. 
Ta ki Tanzimat dönemine kadar…


Tanzimat dönemi
Osmanlı’da her alanda kıpırdanmaların başladığı dönemdir. 
Bu kıpırdanmaların başladığı alanlardan biri basındır.

İlk gazetelerin çıktığı
Kitapların basımının arttığı bu dönemde 

Halkın okuma yazma bilmemesi bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. 
Sonuçta basılan kitapları, gazeteleri halk okuyacak.

Osmanlı
Halkın okuma yazma bilmediğini 
Tanzimat sonrası anladı

19. Yüzyılın 2. Yarısında bu sorunu çözmek için çözümler arandı.

Harf devrimi sorununu ilk gündeme getiren kişi Münif Paşa’dır. 


Münif Paşa
1853’te Bâbıâli Tercüme Odası’nda 
Arapça ve Farsça mütercimliği yapmış

1855’te Berlin’de sefaret ikinci katipliği
Ardından Berlin başkâtipliği görevlerini yerine getirmiş
Bu vesileyle Batı Dünyasını tanımış bir diplomattır.

1862 yılında Üyesi olduğu Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye’nin 
1862 yılında düzenlediği konferansta harf meselesini gündeme getirmiştir.

Konferansta hareke kullanılmadığı için kelimelerin birden fazla anlama geldiğini
Büyük küçük harf ayrımı olmadığı için özel isimlerin ayırt edilemediğini

Türkçenin Arapça ve Farsça kelimelerle yok edildiğini
Avrupa’da bir çocuğun 8-9 yaşında okuma yazma öğrendiği halde 

Türklerin okuma yazma öğrenemediğini
Arap harfleri yüzünden matbaanın zorlandığını
Kitap basımının daha pahalıya geldiğini anlatılmıştır.

Münif Paşa’nın harf sorunu için bulduğu çözümler şunlardır:
Hareke kullanmak
Yeni sesli harfler türetmek
Harfleri ayrık yazmak

Münif Paşa’nın harf sorunu için bulduğu çözümler
O dönemde Osmanlı’da harf sorunu için genel görüşlerdir.

Harf sorunuyla alakalı Münif Paşa’nın konuşmasından sonra 
Azerbaycanlı şair Ahunzade Feth 

Ali Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye’ye harf sorunu hakkında bir rapor sunmuştur. 
Raporda Arap harflerinin zor olduğunu

Arap harflerinin İslam’ın şartı olmadığını
Latin alfabesine geçilebileceğini yazmıştır. 

Ancak
Cemiyet Latin harfleri önerisini 
Çok uç bir fikir olarak görerek reddetmiştir.

Osmanlı’da harf sorunu olmadığını savunan kişiler de vardır. 
Bu görüşü savunanlardan en meşhuru vatan şairi Namık Kemaldir. 


Ona göre sorun harflerde değil bilgi eksikliği yüzündendir. 
1863-1864 yılları arasında Namık Kemal ve İran elçisi Melkum Han’ın 


Hürriyet gazetesi nde yaptıkları tartışmada 
Namık Kemal harf meselesi olmadığını


Sorunun cahillik meselesi olduğunu
Melkum han ise sorunun harflerden kaynaklandığını savunmuştur.

Harf sorununu kabul etmeyen Namık Kemal gibi aydınlar olduğu gibi 
Harf sorununa dikkat çeken aydınlar da vardır. 

Bunlardan en önemlileri 
Terakki gazetesi yazarı Hayrettin Bey, Ebuzziya Tevfik, Ali Suavi gibi aydınlardır.


Harf meselesiyle ilgili ilk ciddi adımı atan yayın organı ise Tasvir-i Efkâr gazetesidir. 

Tasvir-i Efkar'da 
Çanakkale Kahramanı Miralay M.Kemal'in Fotoğraf

Gazete basımında yeni işaretler kullanarak bu konuda ilk somut adımı atmıştır.

Harf meselesi tartışmaları Sultan II. Abdülhamid zamanında da devam etmiştir. 

1878 yılında Sivas mebusu Mehmet Ali Bey’in meclise sunduğu tasarı
Meseleyi bir devlet sorunu haline getirmiştir.

Abdülhamid döneminde harf sorunuyla ilgili çeşitli çözümler üretilmiştir. 
Yeni sesli harfler üretilmiş

Her yazar kendine göre bir alfabe türetmeye çalışmış
Harflerin ayrık yazılmasının çözüm olacağı düşünülmüş 
Ama somut bir adım atılamamıştır.

Meşrutiyet döneminde 
Meseleye daha ciddi yaklaşılarak Maarif Bakanlığında 
Arap harflerinin iyileştirilmesi için bir ıslah komisyonu kurulmuştur. 

Ayrıca Islah-ı huruf Cemiyeti gibi özel dernekler kurulmuştur.
Meşrutiyet döneminde harf meselesi için 2 görüş ağır basmıştır:


1- Huruf-ı munfasıla yani harflerin ayrık yazılması
2- Latin harflerinin kabulü

Latin harflerinin kabulü 
O dönemde büyük devrim olacağı için 
Hâkim olan görüş harflerin ayrı yazılmasıydı. 

Latin alfabesine geçilmesini savunan aydınlardan bazıları 
Latin alfabesine geçiş için Osmanlı’ya başvurarak 
Latin alfabesinin gündeme gelmesine neden olmuşlardır. 

Ancak Şeyh-ül İslam
Bu isteği İslama aykırı bularak reddetmiştir


Bunun üzerine Latin harflerine geçişi savunanlardan 
Kılıçzade Hakkı Hürriyet-i Fikriye dergisinde yazdığı makalesinde 

Latin harflerini dine aykırı bularak reddeden Şeyh-ül İslama şu cevabı vermiştir:

Madem ki
Esaslı bir inkılâp yapılacaktır

Gayrimükemmel ve uydurma harflerle 
Araplıktan çıkmış bir elifba yerine

Her cihetçe mükemmel ve hususiyle el yazısında daima sadeliğini
İttisalini muhafaza edebilen 

Latin harflerinin kabulü hem kestirme bir yol olur
Hem de bunu takip edecek makalelerimde sırası geldikçe söyleyeceğim çeşitli faideleri temin eder

Şeyhülislâm yahut Fetva Emini hazretlerinden 
Şu sualime bir cevap almayı pek arzu ederdim. 

Fransızlar
İslamiyet’in esaslarını pek makul bularak milletçe ihtida etmek istiyorlar. 

Acaba onları Müslüman edebilmek için o pek zarif dillerinin Arap harfleriyle yazılması şart-ı esasi mi ittihaz edilecek? 

“Evet” cevabını beklemediğim halde alırsam kemal-i cesaretle
“Siz bu zihniyetle dünyayı Müslüman edemezsiniz” mukabelesinde bulunurum. 

Hayır, “beis yok” cevabını alırsam
Biz Türklerin de Latin harflerini kullanmamıza müsaade bahşeder bir fetva veriniz ricasını serdedeceğim. 

Hayır
Fransızlar ne kadar az Arap iseler
Biz de o kadar az Arabız. 
(Hürriyet-i Fikriye Mart- Nisan 1914)

Kılıçzade Hakkı beyin böyle bir makale yazması 
Tarih açısından çok önemlidir. 

Çünkü 
Osmanlı Zamanında 
Böyle Bir Makaleyi Yazmak 
Yürek İsteyen Bir İşti. 

Bu Bile Harf Devrimin 
1 Günde Yapılmadığının İspatıdır

Sonunda harf sorunuyla ilgili somut adımı atan kişi Enver Paşa olmuştur. 


1913 yılında orduda harflerin ayrı yazılmasına karar vermiştir 
“Hatt-ı Cedid”, “Ordu Elifbası” “Enveriye yazı” gibi 

İsimlerle adlandırılan bu yazı emri 
Tüm ordu komutanlıklarına bildirilmiş 

Fakat 1. Dünya savaşında ordu kademesinde 
Emir- komuta zincirini yavaşlattığı için 
Bu yazı şekli terk edilmiştir.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Son olarak Osmanlı’da okuma yazma oranı yüzde kaçtı? 
Sorusuna net bir cevap vermek istiyorum.
 Bu konuda tarihi belgeler mevcuttur. 

28 Ekim 1927 tarihli nüfus sayımında 
“28 Teşrinievvel 1927 Umumi Nüfus Tahriri, Fasikül 3, Usuller Kanun ve Talimatnameler Neticelerin Tahlili” isimli çalışmada 

Arap harfleri ile okuma yazma oranının erkeklerde yüzde 12,99 
Kadınlarda ise yüzde 3,67 dir.

Toplamda ise okuryazar oranı yüzde 8.61dir. 
7 yaş üstü dikkate alındığında bu oranlar
Erkeklerde yüzde 17,42 
Kadınlarda ise yüzde 4,63 toplamda da yüzde 10,58 idi.




★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Osmanlı’nın 70 yıl çözüm aradığı bir sorun için 
Bugün “Atatürk bizi 1 gecede cahil bıraktı” demek boş laftır. 

Çünkü dedelerimiz de cahildi. 
Okuma- yazma bir grup azınlığın ayrıcalığındaydı.

Tarihte hiçbir şey 1 günde olmaz. 
Her devrimin bir fikir gelişimi, birikimi vardır. 

Harf devrimi
Osmanlı’nın düşündüğü ama cesaret edemediği

Atatürk’ün ise 
“Bu iş ya 3 ayda olur ya da hiç olmaz” diyerek gerçekleştirdiği devrimdir.


★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Latin alfabesinin kabul edildiği 1928 yılından sonra 
Türkiye'den Yunanistan'a mübadele ile 

1923 den beri gitmekte olan Ortodoksların sayısında normalin üstünde artış görülmüş


1930 yılında da mübadele tamamlanmış
Toplam 1.200.000 Rum Yunanistan'a gitmişti.

2.000 yıllık yunan - Latin harf savaşındaki harf devrimi 
Türkiye'deki Müslümanlardan çok Rumları (ve Yahudileri) kızdırmıştı.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Tanzimat Dönemi'nde yazı konusunda bir uyanış başlamıştı. 
Arap harflerinin öğrenilmesi ve kullanılmasının zor olduğu ortaya atılmış

Osmanlı aydınları arasında yazı konusunda bir tartışma başlamıştı. 
Topluma yenilikçi bir eğitim sistemi verilmek istenmiş

Böylece Rüştiye Mektepleri gibi modern tarzda eğitim veren okullar açılmıştı. 
Çağdaş eğitim verildiği vakit 
Arap harflerini öğretmenin ne kadar zor olduğu anlaşılmıştır.


Aynı zamanda o zamanlar gazeteciliğin gelişmekte olduğu vakitlerdi. 
Gazete çıkarıp okuyucuya hızlıca haberi ulaştırmak icap ediyordu 

fakat Arap alfabesi mudil olduğundan dizgi işleri yavaş geçmekte
Gazete çıkarmak zorlaşmaktaydı. 

Artık eğitimcilerin yanında 
Gazeteciler de yazı konusunda kafa yormaya başlamışlardı.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★



Kırım Savaşı sırasında
1855 yılında telgraf telleri Avrupa’dan İstanbul’a ulaşmıştı. 

Ama Arap harfleriyle Türkiye’den yurt dışına Türkçe telgraf çekilemiyor
Yurt dışından Türkçe telgraf alınamıyordu. 

Çünkü telgraf alfabesi
Latin alfabesi temeline dayanıyordu.
(Ve bunun gibi bir çok askeri ve diplomatik zorluklara yol açmıştı Arap alfabesi)


1850’lerden yeni Türk harflerinin kabul edildiği 1928 yılına kadar geçen 
78 yıl boyunca Osmanlı Dış İşleri teşkilâtı 

Bütün telgraf yazışmalarını 
Latin harfleriyle yürütmek durumunda kalmıştır.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Basın 1 Aralık 1928
Devlet daireleri ise 1 Ocak 1929 yılında hepten Latin alfabesine geçti. 

3 Kasım 1928'de ise konu hakkında yasa "Resmî Gazete"de yayınlanıp yürürlüğe girdi. Yasanın içeriği şu şekildedir:

Madde 1- Arap harfleri yerine Lâtin esasından alınan Türk Harfleri Kabul edilmiştir.

Madde 2- Kanunun yayın tarihinden itibaren devletin bütün daire ve müesseselerinde ve bütün şirket cemiyet ve hususi müesseselerde Türk harfleriyle yazılmış olan yazıların muameleye konulması mecburidir.


Madde 3- Devlet dairelerinin her birinde Türk harflerinin uygulanma tarihi 1929 Ocak ayının birinci gününü geçemez. Tahkik evrakı ve fezlekesi ve ilâmlar ve matbu muamelât cetvel defterleri, kayıtları ve senetleri, nüfus evlenme cüzdanları ve kayıtları, askerî kimlik ve cüzdanları 1929 Haziran başından itibaren Türk harfleri ile yazılacaktır.

Madde 4- Eski harflerle yapılan halk başvurularının kabulü 1929 Haziran’ının birinci gününe kadar yapılabilir. 1928 Aralık başından itibaren Türkçe her türlü özel veya resmî levha, tabela, ilâm ve sinema yazıları ile kezalik Türkçe özel veya resmi her türlü gazete, risale ve mecmuaların Türk harfleriyle basılması ve yazılması mecburidir.


Madde 5- 1929 Ocak başından itibaren Türkçe basılacak kitapların Türk harfleriyle basılması mecburidir.


Madde 6- Resmî ve özel bütün tutanaklarda, 1930 Haziran başına kadar, eski Arap harfleri stenografi gibi kullanılabilir. Devletin bütün daire ve müesseselerinde kullanılan kitap, kanun talimatname, defter, cetvel kayıt sicil gibi matbualar 1930 Haziran başına kadar kullanılabilir.

Madde 7- Para ve hisse senetleri ve bonolar ve çekler ve tahviller ve pul ve sair kıymetli evrak ile hukukî mahiyeti haiz bütün eski vesikalar değiştirilmedikleri müddetçe geçerlidirler.


Madde 8- Bütün bankalar, imtiyazlı ve imtiyazsız şirketler, cemiyetler ve müesseselerin bütün Türkçe muamelelerine uygulanması 1929 Ocak ayının birinci gününü geçemez… Bunlar ellerinde mevcut eski Arap harfleriyle basılmış matbuaları 1930 Haziran başına kadar kullanılabilirler.

Madde 9- Bütün mekteplerin öğretiminde Türk harfleri kullanılır. Eski harflerle basılmış kitaplarla öğretim yapılması yasaktır.


Böylece 
Türk Harf Devrimi 
Tamamlanmış Oldu

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Yeni Türk alfabesinin geniş kitlelere yayılması amacıyla 
1 Ocak 1929 günü Millet Mektepleri açıldıBir eğitim seferberliği başladı.

5 yılda (1929 başı - 1933)
Latin alfabesinin öğrenim kolaylığı sayesinde 
3 milyon kişiye okuma-yazma öğretildi.

Harf Devrimi öncesi 1 milyon 100 bin olan okuryazar sayısı
Harf Devrimi'nden sonra 3'e katlandı


★★★★★★★★★★★★★★★★★★★



Blog dan Daha Farklı 
Derlemeye Ulaşmak İçin 

Aşağıdaki Link Adresine
Tıklayabilirsiniz 


Yorumlar

  1. Bir gecede cahil bırakıldık değil de
    1 gecede bütün bir ulusun eğitim seviyesi eşitlendi diyelim.
    (Ankara Hamza Kalın)

    YanıtlaSil
  2. Tanzimat döneminde eğitim görmeye imkanı olanların fellik fellik Fransızca öğrenip batıya özenmesi dönem insanlarının

    Osmanlı' cayı ve Arap alfabesini
    Ne kadar önemsediği açıkça ortadayken
    Tek niyetlerinin Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı olanların söylediği söz.
    (Fransa Osman Babacan)

    YanıtlaSil
  3. Bir gecede değil
    Yaklaşık olarak 623 yılda cahil bırakıldık
    (Almanya Filiz Cemran)

    YanıtlaSil
  4. Osmanlı'nın son ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında ülkedeki okuma yazma oranı % 10 un bile çok altında iken bunu nasıl söylerler bir türlü anlamış değilim
    (Almanya Sevgi Uğur)

    YanıtlaSil
  5. Osmanlı döneminde
    Herkes profesördü.
    Uzay bilimleri uzmanıydı.
    Tam Marsa gidecektik bir gecede hepsi iptal oldu.
    Demek daha doğru olurdu cahil kaldık demekten
    (Belçika Yeliz Biricik)

    YanıtlaSil
  6. Bazı kesimin Atasözü hâline geldi âdeta.
    Alfabe değişti sadece
    Konuştuğun dil yine Türkçe.
    Alt tarafı eski yazıdan yeni yazıya geçtik
    (İstanbul Birsen Keleş)

    YanıtlaSil
  7. Latin alfabesini kullanıyorsun diye İngilizce, İspanyolca, İtalyancayı biliyor musun?
    Bilmiyorsun

    Arap Alfabesi kullanarak
    Arapçayı ve Farsçayı da bilmiyorduk
    (Hollanda Zerin Koçyiğit)

    YanıtlaSil
  8. Bir de Arap harfleri ile yazılan Osmanlı Türkçesi ile Arapçanın aynı şey olmadığını da hala idrak edemeyenler var.

    Sanki harf inkılabı yapılarak insanların Kurandan uzaklaştırılmaya çalışıldığı gibi bir algı yapanlara gülüyorum sadece
    (Norveç Meral Aytaç)

    Senin Osmanlıca biliyor olman Kuranı okurken anlıyor olacağın anlamına gelmiyor

    YanıtlaSil
  9. Bir gecede kimse cahil kalmadı!
    Kurtuluş savaşı sonrası halk zaten cahildi!
    (İngiltere Neşe Keçelioğlu)

    YanıtlaSil
  10. Atatürk'ü sevmeyen kesim
    Genellikle sorgulama, düşünme yetisini pek kullanmayan kişiler bunu söylüyorlar
    (İngiltere Gülcihan Kütük)

    YanıtlaSil
  11. Dindar insanlarda sorgulama denilen olay
    Ya yoktur, ya da yok denecek kadar azdır.

    Çünkü dinde şüphe yoktur
    İman dediğimiz şey
    Salt itaat etmektir.
    Düşünürseniz, şüphe artar.
    (Abd Hüseyin Şanlı)

    YanıtlaSil
  12. “Harf devrimi yapıldı, bir gecede cahilleştirildik, köpekleştirildik” falan deniyor ya…
    İbrahim Müteferrika'dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı kaçtı biliyor musunuz?

    sadece 417'ydi.
    bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı ki zaten, müteteferrika da devşirmeydi, Macar'dı.
    (Fransa Galip Başol)

    YanıtlaSil
  13. Osmanlı döneminde kitap gelene kadar
    Avrupa'da 2.5 milyon farklı kitap basılmış
    Beş milyar adet satılmıştı.

    Voltaire, bir kitabında şu ağır tespiti yapmıştı:
    “İstanbul'da bir yılda yazılanlar, Paris'te bir günde yazılanlardan azdır!”
    (İstanbul Taner Ünlütürk)

    YanıtlaSil
  14. 1906'da Osmanlı Devleti'nde 20.000.000 civarı(resmi rakamla 20.975.345) insan yaşıyormuş. 1907-1908 eğitim yılında Osmanlı Devleti'ndeki bütün eğitim kurumlarında eğitim gören

    Öğrenci sayısı 639.836.
    Okullarda ise 28.253 personel bulunuyor.
    Gazete tirajları 5-20 bin aralığında.
    (İstanbul Salman Erk)

    YanıtlaSil
  15. 1906-1907'de Osmanlı Devleti'nde %10 bulmaya zorladığımız okuma yazma oranı
    1870'de Fransa'da %69, İngiltere'de %76, İsveç*'te %80.
    Velhasıl cahil bırakma eylemi bir gece değil yüzyıllar sürmüş.
    (İzmir Bekir Öğüt)

    YanıtlaSil
  16. Bir Osmanlı Paşası
    İkinci Abdülhamid siyasi hatıratında
    Okuma yazmanın yaygın olmadığından şikayet eder

    Bunun sebeplerinden biri olarak da yazının zorluğunu ileri sürer
    İlginç şekilde (!) bu zorluğu aşabilmek için;

    “belki de Latin alfabesini kabul etmek yerinde olur.
    Her ne kadar bu harflerle,
    Lisanımızdaki bazı sesleri vermek güçlüğü mevcut ise de
    Bunu ayarlamak şüphesiz kabil olabilir.” der.
    (İstanbul Armağan Küçük)

    YanıtlaSil
  17. Zaten cahil olan bir halkın
    Cehaletinin farkına vardığı o gece için kullanılan sözdür.

    Cahil bırakılmamışlardır.
    Sadece cahil olduklarını anlamışlardır.
    (Antalya Uğur Özer)

    YanıtlaSil
  18. "Harf inkılâbı yapılmasaydı şimdi Kur'an'ı okuyabiliyorduk." derler
    Ama Arapçayla Osmanlı Türkçesi aynı dil değildir.

    Kur'an'ı okumak için Arapça bilmeniz şarttır
    Osmanlı Türkçesi değil.
    (Fransa Emel İçli)

    YanıtlaSil
  19. Osmanlıcayı öğrenmek için kapasite gerektirir
    Osmanlıcayı layıkıyla okumak için Farsça, Arapça ve Türkçe bilmek zorundasın.

    Türkçeyi bile doğru düzgün bilmeyen kişiler
    Arapça ve Farsça gibi zengin tarihi olan iki dili tam manasıyla nasıl öğrenebilir?
    (Danimarka Şule Tan)

    YanıtlaSil
  20. Velev ki haklısınız
    Velev ki bir gecede cahil kaldırdılar

    Bunu bahane edip cahil kalmayı tercih etmek yine sizin elinizde.
    Aç öğren Osmanlıca, Arapça, engel olan mı var?
    Yoksa böyle bahane üretip hayıflanmak daha mı kolay?
    (Edirne Süleyman Özyiğit)

    YanıtlaSil
  21. Osmanlı devleti içerisinde
    Osmanlıca okur-yazarlık oranı %10.
    Mezar taşlarını o dönemde de okuyamıyordun.
    Şimdi de okuyamıyorsa senin bedava "Osmanlıca" kursları var oraya gidip öğrenilmediğinden
    (Bursa Hakan Hafızoğlu)

    YanıtlaSil
  22. Cumhuriyet gelip de alfabeyi çocukların bile kolayca 1-2 ayda öğreneceği bir hale getirince
    Bu sav toplumda cahil düşünce kategorisine düştüler.
    Aslında hep cahillerdi
    Ama toplum kendilerinden daha cahil olduğu için bir şey sanılıyorlardı.
    (Almanya Tarık Sonar)

    YanıtlaSil
  23. O geceden önce hepimiz bilim adamıydık.
    (Eskişehir Gönül Karakuş)

    YanıtlaSil
  24. Ben de bunu anlamıyorum.
    Ben Osmanlıca biliyorum, öğrendim zor da değil.
    Ülkenin zaten 10 da 1 i okuma yazma biliyordu o dönemde.
    Onların da yarıya yakını zaten Latin harflerini biliyordu.
    Cahillik alfabe değişmesinden değil ki
    Senin yapında var
    (İstanbul Harun Özel)

    YanıtlaSil
  25. Halkının %90'ı okuma yazmayı bilmeyen bir ülkenin
    Latin alfabesine geçmesi sonrası söylenen demagoji.
    Askerlikte Latin alfabesi öğrettiler de halk okumayı öğrendi.
    (Bolu Deniz Işık)

    YanıtlaSil
  26. Azınlık bir kesimin, dolaylı yoldan kendilerine değer atfetme çabalarının konsantre hali.
    (Yozgat Uğurcan Duru)

    YanıtlaSil
  27. Sanki herkes Oxford mezunuydu da cahil kaldık.
    (Antalya Metin Açıkel)

    YanıtlaSil
  28. İlim ile ilgisiz milletler cahil kalmaya mahkumdur
    (Uşak Hale Keskinağ)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yakın Zamanda Yayınlananlar

Sen, Bu Millete Allah'ın Bir Lütfusun

Sırtım Saraya Dönük Olsun

Öfkelenince Neden Bağırırız?

Ringelmann Etkisi ve Tembellik Halkası (Sosyal Aylaklık)

DNA’nın Lisanı Bilmemizin Ne Faydası Olacak ?

Yardımlaşmayı Unutma İlgili Bir Öykü

3 Kişiye Unutma

Filipin Sıradağlarındaki Banaue Pirinç Terasları Niye Önemli ve Arkasında Nasıl Bir Emek Var